26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 0» Rochant, bu seferde hayattaki tek gayesi Mossad ajanı olmak olan Ariel'i anlatıyor. Bir başka gcnç yönetnıen, bu kcz bir "çizcr",, Enki Bilal dc ilk konulu uzun metrajlı filmi "Bunkcr Palacc 1 lotcl" ılc Ankarah izlcyicilerinkarşısınaçıkacak. Bilinmeyenbiryerve bilinmeyenbirzamandasürenbirsavaşsırasında,birgruppolitikliderinlükssığınaktaki hikâyeleri üstüne kurulu, ncrcdcysc yaşayan,ncfis bir atmosfcresahip bir film, "BunkerPalaceHotel". Fcstivalin "Cherbourg Şemsiyeleri"dışındaki iki "müzikli" filmi ise, birerortak yapim: Fransa/Italya ortak yapımı "Carmen" (1984) ile Itaya/Fransa/Batı Almanya ortak yapımı "Don Giovanni" (1979). Rosi, Bizet'ninoperasımgerçekçibirbaleyedönüştürmüş. PasqualinoDeSantis'ingörüntüleri (özelliklcrcnkleri) ilc Lorin Maazcl yönetimindeki Orchestre National de France'ın crasıbirinci sınıf. EşsiztenorDomingo'nun yanı sıra, Carmen'de MigenesJohnson da sıcak bir sese sahip. Opera seven de, sevmeycn de keyif alabilir. Losey ise müthiş filmi "Don Giovanni"de (1979) gerçek olmayanı elle tutulur hale getirmeye çalışmış ve bu neredeyse ımkânsız işi başarmış. Kusursuz operacı kadrosu da fi 1 mi mükemmcl halc gctiren unsurlardanbirinioluşturuyor.özelliklevampirimsiDon'daRuggeroRaimondiileElvira'dacşsiz Kiri Tc Kanawa'ya dikkatinizi çckeriz. CUMHURİYm DERGİ mettin'in oğlu" derler de, başka bir şey demezlerdi. Annesi de kızlanndan çok onu severdi. Babasının adam öldürüşünü pek anımsayamıyoro. Halınndakalan.tüm Kemcrovalılann evlerinedolu^u ve annesinin çırpınarak:"Ahbenneyapayımbirsürüçocukla,ah bennereleregideyim!"diyerekdövünüşüdür. Bazen bu günü, komşu düğünleriy le kanştırdığıdaolur. Geçen kışCebirUstanın kızı cvlenirken, onun kansı da öyle dövünmüstü: "Vermcm dc vermem, ben kızımı vermem!" diyerek, gelin arabasının önüne atmıştı kendini. Zarzorçekipalmışlardı içeriyc. "Gözüm seyriyor!"dedi kadın; hamuryoğurduğuteknedenbelinidoğrultarak:"Hayırdırinşallah!""Amanannescnde!"dedi, ortalığıtoparlamaya çalışan kız. "Hayırde! Hayırdeki,hayırolsun." Küçük pencereden sızan silik ışıkta toz ve un tanecikleri uçuşuyordu. Mutfak olarak kullandıklan bu kerpiç indirme, çatıya iliştirilen kalaslarla duruyordu. Yoksulluk evi onarmaya aman vermiyordu. Her yıl sonu tütündcn aldıkları, yaz içinde yaptıkları borçlara zor yctiyor, elde avuçta bir şey kalmıyordu. Kastıranın altına yığılan kuru kütükler alevdenkorageçmişti. Kız,elindeki maşaylaodunlan dürtüp, anncsine yardım etmenin mutluluğuyla bir daha içtcn üfledi ateşi. Yanaklan al al olmuştu sıcaktan. Dağılan saçlannı elinin tersiy le itip, kadının siniye yerleştirdiğiekmeğiyavaşçaocağabıraktı. İki vita kutusu kapağını da sönmemesi için közlerin önüne koyarak doğruldu. Kadın rahat değildi. Indirmenin önünde oflaya puflaya geziniyor, sonra güneşe bakıyor.mırıldanıyorduiçinden.Türlüolasılıklargeliyorduaklına. Beygirinbirihuysuzdu Ali Ozenç Çağlar'dan biröykü... engerek A tomun parçalanması gibiydi güneş ışınlannın tenine yayılışı. Saç diplerinden topuklanna kadar iniyor ve küçük zerreciklcr halinde kanına akıyordu sanki. Sıcak, sıcacık bir sevgi doluverdi yüreğine. Parlayan gözlerinde kumruların uysallığı okunuyordu şimdi. Ayaklannın altındaki toprağın dağılışı ise, içlibirtürkününtitreşimlerinigizler gibiydi. Elleriyle parmak uçlannı temizleyerek, genç bir ayıt ağacının gür dallan arasına bırakıverdi kendisini. Dirfıllerinyeşil halıyı andıran yumuşak düzlüğünde, mavi, san, beyaz, turuncu rcnklcriy le doğayı süsleyen çiçeklerin insanı sarhoş eden kokusunu içine çekerek, daldı gitti. Gözkapaklannabiriken incetertanecikleridelicebirkelebeğinyüzünü yalayan ani uçuşuyla, sağ şakağına doğru akıvcrdi. Torbalarını boynuna gcçirdiği beygirler ise, terlerinin kuruması için üzerlerine örttüğü siyah keçeleri savura savura yemlerini yiyorlardı. Daha güneş doğmadan tarlaya gelmişti o: Bir hay li yeri de sürmüştü. Söz vcrmiştiannesine,dörtdönümlükparçayıbitirecekti. Ailenintekerkeği oyduçünkü. Artık tütün küfelerini annesi değil, o taşıyordusırtında.Çarşıyapazaraogidiyordu. Kapaklı'nın üstünden şoseye çıktı mı tamamdır. Mahallenin kızları. "Bekçi Hüsa Güdük Bir de Bergman var l'cstıvalin AsyaAvrupabölümünündiğer filmlerindenikisi,"TaşYıllar"ile"Elenya", gene daha önce Uluslararası Istanbul Film Festivali'ndegösterilenfilmler. 1940'lıyıllann başında Gal ler' in kırsal bölgesinde geçen "Elenya", aynı adı taşıyan, on iki yaşındaki, Itayan annesinden Akdenizli güzelliği tevarüs etmiş, küçük kız ile, uçağı ormana düşmüş Alman pilot Franz arasındaki sıradışı ilişkiyi anlatıyor. PentensVoulgaris'in"TaşYıllar"ı ise, dürüst hikâyesi ve özenli aynntıları ile, gerçek olay ve kişilere dayanan iyi bir film. Aynızamandabirülkeninvebirçiftinkendineyabancılaşmasını sergiliyor. Bu iyi fılmin en unutulmaz sahncsi, yıllar sonra ilk kez buluşan iki sevgilinin, Babis ile Elcni'nin ilk kezbiravlununikiyanındakihücrelerinden bakışmaları, elkol hareketleri ve ayna işaretleriylekonuşmaları. AsyaAvrupaBuluşması'nındiğerüç filmi ise; Vicente Aranda'nınbüyükbirkısmı Istanbul 'da geçen tutkulu aşk hikâyesi "Türk Tutkusu", Angela Pope'in hapishanede diş hekimi olarak çalışan dul bir kadının tutuklulardan biriyle girdiği aşk ılişkisi ve sonuçlannı anlatan ilk uzun metrajlı filmi "Tutsaklar" veÇin'in Beşinci Kuşak yönetmenlerinden Yin Li'nin allegorik dramı "Xinghua'nın öyküsü". Ama hepsi bu değil. Festivalde bir de Bergman filmi var:"Yüz Yüzc". 1975 yapımı, başrollerinde yönetmenin favori oyunculanndanLivUllman, ErlandJosephsonve Gunnar Björnstrand'ın oynadığı "Yüz Yüze",birTVdizisindenfilmleştirilmiş."ÇığlıklarveFısıltılar"ileba§layıp"GüzSonatı" ilebitençevrimde.Bergman'ınenyetkinpsikodramı. Çöküşün eşiğindeki kadın psikiyatrJenny'nineşiyledearasındabiriletişimsizlik sorunu vardır. Aile evine döner ve geçmişin anılarının sağanağınayakalanır. O sıralardakendidebitmeküzerebirberabeılik yaşayan Bergman, Jenny'nin kabusunu imgeleriye yakalıyor. Festival, 19Mart 1996 tarihini "Türk Dünyası SinemaGünü" olarak Avrasya filmlcrine ayırdı. Bu bölüm T.C. Dışişleri Bakanhğı Türk Jşbirliği ve Kalkınma Ajansı'nın (TlKA) katkılanyla hazırlandı. Bölümde yer alacak filmler ve yönetmenleri şöyle: "Yıjdızımı Bana Ver Asman" (Ferit DevletsinÖzbekistan), "Şampiyon" (Muhammed SoyunhanovTürkmenfstan), "Tahmine" (Rasim OcagevAzerbaycan), "Umutla" (Murat SoruluKırgızistan), "Ölüm Meleği" (D.ManaboyevKazakistan), "Kar Leopannm Soyu" ve "Kurt Sultanı" (Tölömöş OkeyevKırgızistan). ^ ALİ OZENÇ ÇAĞLAR 1947 yılında Akhisar'ın Mecidıye köyünde doğdu. 1973 yılında Federal Almanya'ya gitti ve burada çeşitli fabrikalarda işçi olarak çalıştı. Çağlar, sanat yaşamına resimle başladı. Türkiye ve Almanya'da çeşitli dergi ve gazeteierde desenleri, karikatürleri, şiirleri ve öyküleri yayımlandı. 1979 yılında Sanat Emeği dergisinin açtığı "İşçi Yazarlar öykü ve Roman Yanşması"nda "Kurtuluşun Düşleri" adlı öyküsü, başanlı ilk beş yapıt arasına girdi. Ardından, 1985'te Gelsenkirchen'de düzenlenen "Türkler Almanya'da" konulu şiir ve öykü yarışmasında "Kürt Şoreş" isimli öyküsü ödül aldı. Isviçre'de 1986 Dünya Banş Yılı nedeniyle açılan bir edebiyat yarışmasında ise, Çağlar'ın "Leke" isimli öyküsü ikinciliğe değer görüldü. Sanatçı, 1993 yılında Milliyet Gazetesi ve Türkiye Iş Bankası'nın Avrupa düzeyinde açtıkları örsan öymen Yazın ve Kahkatür Yanşması'nda dil konusunu işlediği karikatürüyle başarı ödülüne değer görüldü. Ali özenç Çağlar'ın bugüne degin yayımlanan kitapları ise, "Gece Sabaha Durdu" (1987) şiirler, "Korkunun Ötesi" (1989) öyküler, "Hıçkırıklar Kuş Kanadı" (1990) dörtlükler. 1994'te Broy Yayınları arasında çıkan ve şiırlerden olusan dördüncü kitabı ise, "Destanca".^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear