Catalog

14 p» sanmenpahalıdergisiolur. Bugünise 24 sayfa ve 50bin lira fiyata demiratmışgörünüyor. 14. sayıda ilİc kez ön ve arka kapak renkliçıkar, bugercLsiz şatafatbirkezde33. sayıda tekrarlanır. 3. sayısında 'Express llk paralı llanını (banttan) tftiharla Sunar': Bu ilan Mehmet Fehmi Imre'nin beş kitabı için verdiği isteme adrcsli ilanıdır. 34. sayıdaki Kemal Burkay röportajı sebebiylc, 'bölücülük yapmak'tanilk kez toplatılır. 65. sayıda, Babı Telli'de son dönemin en büyük sansasyonuolarakpatlatılan, AhmetAltan'mMilliyet'ten kovulmasına sebep olan "Atakürt" yazısını bastığı için bir kez daha... lCapakyazısınıMuratMungan'ınyazdığı,Güneydoğu'daintiharedenRıdvanÖzden'edair,"AIbaydan Herkese Mcktup Var" başlıklı, 84. sayısı ilk kezikinci baskı yapar. Telefon tek 'Sarı Basın Kartlf mürettabatı Ümit Bayazoğlu'nunüzcrineolduğu, Bayazoğluda doğumyapmaktaolan eşininbaşındabeklediğinden açtıramadığı için 27. sayıda telefonsuzkalırExpress. CUMHURİYF.T DERGİ Sonraki günlerde arada bir uğramaya başladı. Her seferinde iki eliy le eğilip el imi sıktıktan sonra oturuyor, susarak beni izliyor ve çay ını içtikten sonra yanm saati aşmayan sürelerdekalkıpgidiyordu. Hergelişindemutlaka gömleğinin ilk üç düğmesi açık oluyordu. Kekemcliği geçsin diyebabasının üç defa şeyhe götürdüğünü, iki defa okunup üflenmiş fındık yediğini; bütün bunlara rağmen yinc de geçmediğini yutkunarak, y üzü kızararak anlatıyordu. Aslında şeyhlerin okuyup üflediği fındıkların herkese iyi gcldiğini, ama nedense kendisine bir türlü yaramadığınısöylüyordu(î) Büroda otururken bir hanım konuğum geldiğindc hcmen yüzünüçeviriyor, sonra kalkmak için izin istiyordu. Yirmi yaşlanndaydı, ama söy lediğine göre hiç kız arkadaşı olmamıştı.Birgün gömleğinin düğmelerininiçin açtığını vc bunun ne gibi bir anlamı olabileceğini sorduğumda çok mahçup bir ses tonuylayanıtladı: "Ge gesne (kendi kendine)aaçıçıliyılmazabe..." Birsonrakigelişindegömleğindekiilküç düğmeyi kopardığını gördüm. Bu durumda düğmclen iliklcmck konusundaçarosizdi ve ben de buna inanacaktım (!) • Yılmaz Odabaşı'dan bir öykü... "Solculukiyişeydir" Express 5. sayısında "bağımsız"lığınıvurgulayarak birdeklerasyon yayınlar: "Solcuyuz! Solculuk da hıyarlık değil, iyi bir şeydir...".Göktürk"MarksistLeninistolmayan, ama sosyal demokrat da ol mayan ve özel I i kle şiddeti dışjayan bir sol" diye tarif ediyor Express'in yayın hattını... 29. sayısı boş kapakla çıkar, sadece küçük puntolarla "Sözün Bittiği Nokta"; içinde ise Güneydoğu'daöldürdüğümilitanın üzerine postalıylabasıpbiravcıvakanylapozvermiş askerin fotoğrafı. 87. sayıda kapak birkezdaha boştur ve sadece küçük puntolarla "Tomris Şoku" yazar, içerisi iseCHP'den politikaya atılan, Güneydoğu'da intihar edcn albayın dul kansı Tomris özden'e yapılan medya tacizine aynlmıştır. Onat Kutlar'ın katli ve Aziz Nesin'in ölümünde ise Express kapkara kapaklarla çıkar. Karanın üzerine kan rengi bir"X" velogodaki"X"yerineKutlarve Nesin'in birer küçük fotoğrafıyla. 10. sayıda, yerel iktidan RPkazanınca"ŞimdiÖzgürleşmeZamanı"kapağıylasivilduyarlıltkvesivil örgütlenmenin önemi vurgulanır. 18. sayıdaki Enis Batur'un, bu coğrafyanın Müslümanlannın homojen bir üstkimlik içinde değerlendirilmemeleri gerektiği üzerine yazdığı "Müslüman Demokrat!"başjıklı yazı hayli tepki toplar. Akabindeki Hüsrev Hatemi imzalıyazılannbasılmasıda. Bir ara 'kardeş dergi'si Leman'a karşı, 'AntiLeman' kampanyası yürütmeklesuçlanır Express, kullanılan eleştiri hakkı sebebiyle, 7. sayıda bugündedevam eden vetacizin kimliğine göre yön değiştiren "Arkadasıma Dokunma!" kampanyası başlar Express'te. DEPMillctvekili Mehmet Sincar'ın öldürülmesiy le başlayan kampanya, kısa bir süre feminist sapmaya uğrasa da, daha sonra anlamlıveönemlibirsivil tepki olmaözelliğini muhafazaeder. Express'emürettebatolabilmekoşullarını soruyoruz son olarak. Göktürk "Baştabelirtilen çerçevc içinde sadece iki koşul var: Yazılann habersehaber, makalcysc makale, röportajsa röportaj, denemesye deneme gibi yazılması. Birbaşkadeyişle, yazı denen şeyinkendiiçölçütlerineuyması"diyor. Peki gelenyazılaramüdahaleoluyormu?"Editoryal bir sistem olmadığı için müdahale söz konusu değil, yer sebebiyle kısaltma, teknik (imla, cümlebozukluğu, vb.) olarak düzcltmegibibazıkolektifmüdahalelerolabiliyor. Express küfüre karşı değil ama küfürün de bir yeriveşekli var. Can Yücel'indcdiği gibi "Göte göt denir" dc "Orospuya orospu denmez". Ama Exprcss'in mürettebatı daönündesonundainsandırvezaaflarolabilir" Express sonuçta niyetiyle, sonucu arasındaki mesafeyi bir türlü aşamasa da, arada adamakıllıiyi sürprizleryapabilen,hersayı belirttiği gibi "Sahibinin değil, kendi sesi" olan geniş katılımlı tek bağımsız gazete bu coğrafyada. Üstelik saçlarında değişken farklıtonlarolsadatercihinihepkaraşınlıktanyanakullananbirgazete. Velhasıl iki Macıntosh, bir hevesten ötc bir şey Express. N iceyıllara!^ Mıhâme B azi insanlardoğar.gelişir vegeliştirirler. Bazılan ise doğar, büyür, I ama gelişemez, bir evreden sonra yitipgiderler.On1ara"yitikçocuklar" diyebiliriz. Onlar, emekleri ve yazgıları yoksulluklakuşatılmışinsanlardır. Dahaçok bulunduğumuz kentlerin varoşlannda bannırlar. Görmesini bilenler için hep oradadırlar... Keke Mıhâme, Diyarbakır'ın Bağlarsemtinde, elleri cepte yürüy üş tarzının da aykınsı karayağız bir delikanıydı; onun tarzı hep iki eli arkasında y ürümekti .Bir kez düzgün yürümesi için uyardığımda, aldığım yanıt ona göre yeterli ve haklı bir gerekçeydi: "Kokollalanmi bıbıraksam eeellerimboboştakaliy!" Bazen yolum düştüğünde, o semtin köhne kahvelerindcyeni kuşak Bağlarçocuklannın "sıfır", "ellibir" oynamalarındaki o vâkur edây ı ya da çay ları sayarak, kahvecileri oyalayarak saatler boyu sadece bir bardak çayiçipkahvedekalabilmeısrarlannıizlcrdim. Onlann birçoğu kahvede kalmayamecburdurlar; çünkü kahveler dışında gideceklcri tek yer sokaktı, sadece sokak... KekeMıhâme'yiokahvelerinbirindetanıdım. Kendime sigara almak bahanesiyle ona da sigara aldırdığımda kabul ctmedi. Sıcak bir sohbetten sonra kibarca sigarayı almasını ricaettim. Konuşurkcn hepkekelediği için heyecanlanıyor, hcyecanlandıkça yüzükızanyordu.Onatemsilciliğiniyaptığım birdcrgininkentmerkezindekibüroadresini vererek uğramasını söyledim. Keke Mıhâme, ilkokulubitinnişti;ne var ki kitap, gazete okumamaya da ahdetmişti. Büyük bir içtenlikle: "Ruruum sısıkıliy ılmazabe"diyor, ama Müslüm'ün kasetlerinden de hiç caymıyordu. Bir insandan alınan veya çalman bir düş ya da bir değerin yerine bir yenisini koymak gerekirdi. Ona "Müslüm'ü dinleme" desem dinlemezdi. Ama bu tutum yapıcı değil, yıkıcı olur, o zamanbirboşluktakalırdı... Birgünyüzündedehşetlibirefkârlaçıkıp geldi. Gözler kızarmıştı; ağladığı belliydi, ama kendine yedirmeyerek "beben ağağlamam" diyordu. Sıkıntısı geçer diye onu büromun bulunduğu binanın zemin katındaki birahaneye götürdüm. Daha ilk birayı koklar