Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 saatlerce oturduğumuz halde gözleri yalvarırken bile sükunetini ve ciddiyetini muhafaza etti. Benim zengin bir kadın olduğumu bildiği için bu duygusunun sui tefsire (yanlış yorumlamaya) uğrayacağını zannediyor. Halbuki gözleri... lşte onlar öyle çok konuşuyor ve anlatıyor ki, dört buçuk seneden beri işte hayatında yalnız..yalnız ona kızamıyorum. • •• CUMHURİYET DERCİ Sııat Derviş'ten bir öykü ERKEK AŞKI Bu öykü ilk kez 1927yılında "Serveti Fünun " mecmuasında yayımlandı. Daha sonra 1928 yılında "En Güzel Hikâyeler" adlı kitapta yer aldı. Bu öyküyü Dergi 'miz için eski Türkçe den Osman Bahadır çevirdi. mobilde gözlerimin içine istirham dolu nazarlarla bakarkensükutetti. Birkaçkerebir söze başlamak ister gibi dudakları kıpırdadı. Fakat sonra yine cesaret edemeden sustu. Ben de bu vaziyetten sıkılmadım desem yalan söylemiş olacağım. Vakıa onda bütün hoşuma giden bu cesaretsizliği, ama ne bileyim ben, küstahça olmayan ufak bir sözü dc dün pek hoşuma gidecekti. • •* G özleri bu kadar korkak ve bu kadar istirham dolu nazarlarla baktığı için benim nazarı dikkatimi celb ediyordu. Yoksabenşimdiden sonra hiçbir insana ehemmiyet vermemeye tamamiyle karar vermiştim. Hayatta ilk sevda tecrübem olan bu bedbaht iztivacımdan sonra zannetmiyordum ki erkek denilen o melun mahluklara bir defa daha merhametle ve alâka ile bakabileyim. Boşandığımdan beri geçen tam dört buçuk sene ne kadar rahat ve sükunetleyaşadım. Etrafımdaki insanların hiçbiriyle meşgııl olmadan gönül, his ve hareketimin hürriyetinden tamamiyle istifade ettim. Bu koca şehrin hemen hemen donjuanı olan Avni bile benim tarafımdan maruz kaldığı fcna muameleden dolayı bütün kadınlar üzerindeki büyük nüfuzunu kaybeder gibi oldu. Şöhretine halcl getirdiğim için kimbilirhâlâbananasıl için için kızgındır. ••• kadar cesaretsizki... Gözlerimin içine baktığı zaman kulaklanna kadar kızanyor. Onu bana ilk takdim cttikleri gün hiçbir dakika yanımdan aynlmadı. Heparkamdan geliyordu. Zannederim Gülsüm'ün salonunda idik.. O gün çok misafirleri vardı. Ve ben her zaman olduğu gibi pek gözde idim. Salonda güzel kadın ve zengin kadın meraklısı erkeklerin hcpsi benim etrafıma eskisi gibi toplanmışlardı. Insan büyük bir servete malik olan dul bir kadın olursa, ona ilk izdivacının fena hatıralarını silmeye yardım için birçok merhametli bulunur. lşte ben yineo merhametli insanların arasında idim. Evde, o salonda veonlar gibi peşimde olduğu halde, onların hiçbirine benzemiyordu. öylesine cesaretsiz ve öy le müteheyyiç (heyecanlanmış) idi ki, onu benim etrafımda döndüren hissin birdenbire kalbden doğmuş kuvvetli bir duygu olduğu daha o günden anlaşılıyordu. Dünyada tarif edilemeyecek, fakat görünce hissedilen, katiyetle inanılan öyle şeyler vardır ki... Ben ki, şimdiye kadar hiçbir saçmaduyguya ehemmiyet vermedim. Fakat şundan tamamiyle eminim ki... Cevad beni bir çılgın gibi seviyor. • •* Yalnız hiddetlenmemek de değil, âdeta ona karşı benliğimde hafif bir alaka bile duymaya başiadım. Koca gözlükleri arkasında irileşen korkak gözbebeklerinL.Gözbebeklerini mi dedim? Yanılmış olacağım; gözbebekleri hoşuma gidiyor.demek istiyordum. Geniş omuzları, uzun boyu ile temiz dişli ve temiz tebessümlü, kalın dudaklı ağzıyla adeta güzel bir erkek. Fakat onda en fazla hoşuma giden şey, ne kalın dudaklarının temiz tebessümü, ne geniş omuzunun heybeti. Hayır onda en fazla beğendiğim şey dört buçuk seneden beri beni hep takip eden erkeklerin hiçbirinin küstah ve cürctli tavırlarına malik olmayışıdır. Benimle hepsinden fazla alâkadar olduğu halde bu halini sahte nümayişlerle göstermekten çekindiğıni hissettiğim için onu diğer erkekler gibi düşman telakki etmiyor, onu affediyorum. **• SUAT DERVİŞ Eski Çamlıca'da 1905 yılında doğan Suat Derviş yazmaya şiırle başladı. İlk şiiri "Hezeyan" Yusuf Ziya Ortaç'ın sanat sayfasını yönettiği Alemdar Gazetesı'nde yayımlandı. Berlin Konservatuarı'nın şan bölümünde ve Edebıyat Fakültesl'nde öğrenim gördü. Kara Kitap (1920), Ne Bir Ses Ne Bir Nefes(1923), Ahmet Ferdi (1923),Hiç Blrl (1923) ve Behire'nin Talipleri (1923) bu dönemin ürünleridir. Babasının ölümü üzerine Türkiye'ye dönen Derviş, gazetecıliğe başladı. Ikdam Gazetesi'ne kadın sayfası hazırladı. Ücretini almadan yazı yazmayarak, çeviri yapmayarak Babıâlı'ye profesyonelliği taşıdı. Yeni Edebiyat dergisindeki çalışması strasında komünistlik propagandasıyla suçlandı. 1944 tutuklamatarı sırasında ise sekiz aya mahkum edildı. Salıverildiğinde Babıâli'de hem sıyasi duşunceleri hem de TKP Genel Sekreteri Reşat Fuat Baraner'le evliligi nedeniyle iş bulamadı. Yurtdışına çıktı. Fransa'da yaşadığı süre içinde, Fransızcada ilk Türk romanı sayılan Ankara Mahpusu'nu ve Fosforlu Cevriye'yi yazdı. Ankara Mahpusu on sekiz dile çevrildi. Kocası Baraner'in salıverilmesiyle Türkiye'ye döndü. Bırkaç arkadaşıyla birlikte Türkiye Devrimci Kadınlar Birliği'ni kurdu. 1972 yılında da öldü. Fakat bu... bu dört buçuk seneden beri peşimde dolaşan, desti izdivacıma talip olanların hiçbirine benzemiyor. Bundane Avni'ninküstah ve hodpesend tavırları, ne Nazmi'nin arsız bakışları var. Selahaddin gibi bir sürü yalanlan söyleyerek insanı kandırmakistemiyor...hayır, bütün ötekilere hiç...hiç kimseye benzemiyor. Büyük, yaşlı ve bu kadar maruf bir insan olduğu halde cesaretsiz, o Sevmese şüphesiz daha cesaretli, daha küstah, daha başka türlü olur. Halbuki geçen akşam beraber Çünkü ben dört buçuk seneden beri erkekleri daima düşman farzettim. Ben dört buçuk seneden beri lakaydiden (ilgisizlikten) yaptığım bir kale içinde kendimi müdafaa cttim. Hayatımda bir ikinci defa olarak yanlış bir adım atmak, hayatımda bir ikinci defa olarak tehlikeye düşmek istemezdim. Halbuki, Cevad'a karşı kendimi müdafaaya hacet göremiyorum. Bana bir tek söz söylemediği halde onun samimiyetinden bir dakika bile şüpheetmiyorum. Hattaöylezannediyorum ki, o şimdi biraz daha cesaretli olsa bile beni hiddetlendiremeyecek. *** Yine Gülsüm'ün çayında buluştuk. Bugün benimle her günkünden daha fazla konuştu. Ahbablığımızı, dostluğumuzu daha fazla ilerletmek istiyor gibiydı. Sonra eve dönerken beni kendi otomobiliyle evime kadar götürmeyi teklif etti. Eğerkendimîe tamamiyle samimi olmak istersem itiraf etmeliyim ki, onunla biraz başbaşa kalmak istediğim için buteklifini kabul ettim... Fakat oto Acaba ben de onun hissiyatında yanılıyor muyum? Bu kadar cesaretsizlik onun yaşında olan bir adam için hakikaten şâyanı hayret görülüyor. Buna bir türlü ihtimal veremiyorum. Ya onun tabii bakışı ve tabıi tavırları ve hareketi böylc, yahut da bu adam benim karşımda muazenesini (dengesini), aklı selimini ve söyleyeceği sözleri şaşıracak kadar müteheyyiç olur. Bunun birinci ihiınıali imkansız. Çünkü onun başka insanlarla gayetle tabii olarak görüştüğünü, başka insanlara başka türlü baktığını kendi gözlerimle görüyorum. Kendinı şaşıracak, böy le müteheyy iç olacak kadar benimle alâkadar olsa zanncdiyorum eline fırsat geçtiği zaman biraz daha cüretkar olup bana bir şey söylemeye ihtiyaç hissederdi... 0 halde her ikisi de değilse bu adam deli mi? lşte buna ihtimal yok. Çünkü hayatı ve eserleri fcvkalade akıllı bir adam olduğunu isbat edtmiyor mu? *•* Adımlanmı böy le takip etmesi ve bana mütemadiyen bir şey söylemek isterkcn cesaret cdcmeyişi herhalde onun bana karşı olan duygusunun bir aşk olduğuna en inanmayacak insanlan bile ikna edecek bir delildir. Yalnız onun bu cesaretsizliği beni yavaş yavaş sıkmaya ve sabırsızlandırmaya başlıyor demeye mecburum. Çnkü bunu itiraf etmemek yalancı11k olacak. öyle küstah, hodbin, hodpesend ve arsız erkeklcrden ncfret ederim. Fakat karşısındaki kadında oldukça kuvvetli bir alâka uyandırdığınıhissedenbirerkektede cesaretsizlik pek sıkıcı oluyor. Tabii ki istenilmeyen, beğenilmeyen bir erkeğin cüretkârlığı gibi. • •• Geçen gün Selahaddin ile beni beraber gördü. Rengi sararmadı, kızarmadı. Ufacıkbirkıskançlıkişareti bile sezdirmedi. Ne kadar kendisinehâkim bir erkek!.. Yalnız bana, bilhassa gözlerimin ıçine yalvaran bakışlarla daldı. Sanki bana