Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15OCAK1995 SAYI460 11 PAZARIN PENCERESINDEN Virtiözle uçuşta SELÇUKEREZ nons yapıldı, kemerlerımzı bağladık, uçak havalandı Sonra ışıklar yandı, kemerler çozuldu, hostesler kalkıp dolaşmaya başladılar Uç Renk Muvi ve konuşun gozleriyle Jıılietle Binoche. buyuk bır bcccrı ıstıyordu Ncysc kı polıtık sıstcmehcpımızaynıtepkıyıduyduğumuzdan aramızdasorunçıkmıyordu " Polıtık baskılar Kıcslovvskı'nın polıtıkadan uz.ıklaşmasınd yol açtı llk bclgcscllerden sonrapolıtıkanın kendısını çckmedığını gorerck, polıtık filmlcrden u/ak durdu Ancak No End ve Dekalog'da burokrasınııı hantallığı, sessız çığlıklar, gunluk yas,amın tekduzclığı o denlı gcrçckçı bır dıllc aktarılır kı, filmın hcr karesı polıtıka kokar Kıeslovvskı hıçbır zaman hcrhangı bır dıne bağlı olmadı, ancak yapıtlarının hcpsınde fizıkotesı bır boyut mcvcuttur Dekalog'da tum oykulcr naturalızmın ıçınde kok salmıştır Bır kadın, doktora kocasının ya^ayıp yaşamayacağını sorar, gcrçckte doktordan Tanrı rolu oynaması ıstcnmıştır, alegory scyırcının gozune sokulmaz, seyırcı ıstcrsegormesıgerekenıgorur Kıcslovvskı'nın yapıtları gcnellıklc karma^ıktır vc oya gıbı ıslenmıştır Oysa pcrdcdc hepsı yalın vckababırgorunumaltındadır Iştc sanatçının gerçck ustalığı buradadır Oldurmc Uzerınc Kısa Bır Oyku'de Polonya'nın balgam rcngındckı goruntusunu sağlamak ıçınfiltrekullanmı^tır rıltrcdoğallığıengcllcse dc verılmck ıstenen etkıyı sağlamakta çok yararlıdır Uçleme'de de fıltre kullanılmıştır vc bu uygulama çok akıllıca kotarılmış bır sıncmahılcsıdır Kıcslovvskı Polonya vc Fransız sıneması a7 rasındabırfarkgoruyormu' "Hayır Bcncc hıçbır fark yok Tabıı kı yapım kos,ulları Fransa'da daha rahat Para daha bol Fransa Polonya'ya gorc daha scvımlı vc renklı bır ulke Ancak ınsanlar hcp aynı, yanı umutsu/, yaşama uyum sağlayamayan, aşk acıları ıçınde kıvranan, hepsı aynı şekılde doğan ve olen yaratıklar" Emcklı olunca çcvresındekı sevdığı ınsanlarlabırlıktchuzurlubıryaşam surmeyı umut cdcn Kıcslovvskı buyuk bır yanılgı ıçınde oldugunuıtırafcdıyor Bus.ekılde mutlu olabılecck m ı ' "Hayır, hıç sanmıyorum " Pekı fılm yapmak onu mutlu ettı mı'' "Hayır Ama mutlu olmamam ıçın de hıçbır ncden yoktu Zaman zaman yaşama yansı/ bır gozlc bakmak gcrekır Amacını/a ulaşıp ulaşmadığınızı hcmen anlayamazsınız Neden sonra clde cttıklcrını/ı yıtırıncc nelere sahıp olduğunuz anlarsınız " Bu yuzden mı sınemayı bırakıyor' Yanı ba^arılarının farkına varmakıçın "Belkıdc"^ Çeviren: REYHANOKSA Y Uçağın ortalannda bır yerde, korıdora komşu bır koltukta oturuyorum Sağımdakı, pencere kenarındakı koltuktakı yaşlıca bey benden sonra gelmış, benı "rahatsız" ertığı ıçın Fransızca özur dılemıştı Yanında taşıdığı çok genış çanta, ustumuzdekı raflara sığmayınca ıte kaka koltuğuyla pencerenın arasına yerleştırmıştt. Sınırlı bır ınsana benzıyordu yuzunde uçak kalkarken, hızlanırken belırgınleşen tıkler dıkkatı çekıyordu Uçak havalanırken bır sure hıç kıpırdamadı, ben onumdekı cepte bulduğum dergıyı okurken dıllendı Bayım, sıze lyı yolculuklar dılerım1 Sağolun, ben de sızei Muzıkle aranız nasıldır? Fena değıldır1 Bırazdan kulaklıklan dağıtırlar, müzık dınlenz Zaten onıkı saatlık yolculuk başka turlu geçmez Kulaklıklan merak ıçın sormadım1 Bır kartını verdı Adının Claude R Montevideo, mesleğının de pıyanıst olduğunu oğrendım Ne guzel, muzık yeteneğımın kısıtlılıgından muzıkle uğraşanlara daıma hayranlık duymuşumdur< Yuzu ılk defa guldu Ikı gun sonra Prag Operası'nda konser vereceğım1 Bıletler şımdıden tukendı Sızı davet edeceğım Sağolun, ama ben tek değılım, eşımle buluşacaöım Prag'da Oyleyse ıkı kışılık bır davetıye vereceğım Çıkardı bır kartvızıtının ustune konser tanhını, adımızı yazdı ve Çekce bır ıkı satır yazı ekledı Çok sevımdım, teşekkur ettım Ben de sızı Istanbul'a beklenm Belkı bır gun konser venrsınız, ya da yolunuz duşer Sızı zevkle mısafır eder, gezdırırım1 Nerede o gunler önumuzdekı beş senenın programı bellı Istanbul'a uğrayacak on dakıkam yoki Uzuldum, oyleyse sızın ıçın ne yapabılırım? Bır şey yapabılırsınız Yanımda getırdığım pıyanoda bıraz çalışmak ıstenm Ama boyu uzunca, ancak bır bolumunu sızın koltuğunuza taşırırsam bunu gerçekleştırebılırım Uçakta nasıl pıyano çalınacağını anlayamadım ama "Hayhay, buyrun1" dedım Kulaklıkla beylık parçalar dınleyeceğıme sızın gıbı bır vırtuozu dınlerım, uçuşum daha zevklı geçer Koltuğunun yanındakı çantayı açtı, uçe katlanmış bır satranç kutusunu andıran bır kutudan normal bır pıyanonun butun tuşlarını ıçeren bır pıyano çıkdı Bunu benım de dızlerımı kaplayacak şekılde yaydı Bundan bır ses çıkmaz Istersenız kulaklığınızla muzık dınlemenızde bır sakınca yoktur1 Pekı nasıl çalışacaksınız? Bastığım tuşun çıkardığı sesı ancak ben, kulaklarıma taktığım şu alıcıyla dınleyebılırım Böylece bu uzun yolculuğun bır bölumunde konserıme hazırianmış olurum1 Kulaklıklarını taktı ve parmaklannı pıyanosunda gezdırmeye başladı Kâh gözlerının suzulmesınden, kah kafasını sallamasından, bazen de ağzını açıp dılını sarkıtmasından "guzel bır şey' çaldığı, anlaşılıyordu Çocukluğumda Parıs gıbı, Londra gıbı kentlere gıttığımde sokaklarda metrolarda çeşıtlı enstrumanlar çalarak dılenen muzısyenlere çok acırdım Mutlaka anamdan, babamdan uçbeş kuruş alır, önlerınde duran şapkaya atardım "Zavallılar kımbılır hangı amaçla, kendılerınde var olduğuna ınandıkları hangı yeteneğe ınandıklanndan 1ders almış bu enstrumanı çalmayı oğrenmışlerdır " dıye duşunurdum "Herhalde meraklıların buyuk salonlarda çıt çıkarmadan dınledıklerı, sonra ayakta alkışladıklan konserler vereceklennı duşler1 ken bu gun ne hale duşmuşler ' "Çocukluğumda muzısyenlere acımışsam,1 bugun onlara karşı vurdumduymazlaşamazdım Şu derdı, dunyası muzık olan adama da nıçın yardım etmeyeyım'' dıye duşundum Ancak bır saat sonra pıyanosunun altında kıpırdamadan duran bacakların kanncalandı, bır buçuk saat sonra da kramp gırmeye başladı Ikı saat sonra hostes yemek getırınce pıyanosunu toplayınca bıraz rahat ettım Parmaklannızın tuşların ustunde gezmesını seyretmek bıle heyecan verıcı ama kulaklannızdan bırını uç beş dakıka ıçın lutfetsenız de çaldığınızı ben de dınlesem1 Katıyyen olmaz1 O zaman ıkı gun sonra Prag'dakı konserımın tadı kalmaz Burada çaldığımı gelıştınyorum, sıze en mukemmel noktaya vardığımda dınletmek ısterım1 Ancak bu noktaya daha çabuk varmama yardım edebılırsınız1 Nasıl? Yemekten sonra önunuzdekı koltuğa asacağım rafa koyacağım notaları çevırereki Sayenızde konsenn ıkıncı bolumu daha guzel geçecektır1 "Pekı1" dedım ve sayfalan, o başıyla ışaret edınce çevırmeye başladım Ama bu sefer de çocukluğumda pıyano dersı aldığım gunler gözlenmın onunden bır sınema şerıdı gıbı geçmeye başladı önce Beyaz Rus Prensesı Sumpatof'un evını hatııiadım Kadının ağız kokusuyla, besledığı ve asla temızlemedığı kuşların kafesınden gelıp bu kokuya karışan kanarya ve muhabbet kuşu gubresı ko^usu burnumun ucuna geldı Sonra ders sırası kardeşıme geldığınde son pıyano hocam Zommerın arabasının lastıklerını nasıl ındırdığımı de anımsadım Bır ara tuvalete gıtmek ıstedım "Şımdı olmaz dur1" dedı 1Onbeş dakıka sonra "Fazla dayanamayacağım " ışaretını vennce de "Hadı çabuk gıt ve gel1" dıye ızın verdı Bır ara pılot Hava boşluğu bol bır bolgeye vardığımızı, yalpalayacağımızı, masaları kapatmamızın gerektığını soyledı Ben hep korktuğum bu yalpalanmalann hıç bıtmemesını Prag'a kadar surmesını dıledım Uçak Prag'a Inlnce pıyanıst aygıtını toparladı, bana teşekkur edıp yolcu salonuna koşar adım yurudu. gozden kayboldu Kuyrukta beklerken onümdekı adam bana dönup sordu Claude Montevideo'yu tanıdınız mı? Evet, benım ıçın buyuk bır şeref oldu1 Buralarda çok lyı bılınıyor galıba önemlı bır pıyaıst olmalı Eh fena çalmaz, daha çok otellerın lokantalannda populer parçalar ça•lar En lyı bılınen ozellığı uçak yolculuğundan korkmasıdır, bunu da ancak uydurma bır pıyanoda çalar gıbı yaparak bastırır Prag Operası'nda ıkı gun sonra konsen vamıış1 Yok canım, Prag Operası halen restore edılmektedır, kapalıdır1 ^