Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 AĞUSTOS 1994. SAYI439 BAŞKENT GUNLERİ Her şey yeniden yeşeriyor MÜŞERREF HEKİMOĞLU eşme kıyılannı gezerken kahkahayı basıyorum, profesör İlhan Unat'ın sözüçınlıyorkulağımda. Eşine "fırtına" dememe tepki gösterdi, "kasırga" diye düzeltti bir gün. Sevgili dostumun hızı kasırgayı da aşıyor. Sabah beşte kalkıyor, uzayan bir güne neler sığıyor sonra. Ben de çok hızlı yaşadım Çeşme günlerimi. Bir sabah Şifne yoluna kocaman bir ibrik gösteımeye götürüyor beni. lçme suyunu bu beyaz ibrikten alıyor Ardıç Koylular. Bir gün Paşa Limam'nda, bir gün Ilıca'da, bir sabah güzel operacımız Avhan Aydan Barış'ın terasında, bir sabah Altınkum'da serin sularda yüzerek, bir akşam Dalyan'ın bir tepesinde Strazburg'dan tatile gelen Büyükelçi Ismet Birsel ve eşini selamlayarak. Profesör Şeref Gözübüyük ve eşi de vardı, Strazburg öyküleriyle Çeşme'nin mavisi hayli gölgelendi ama kimi sorunlarböyle! Heı yere gölgesini düşürüyor! Dalyan'dan sonra Sakızlı Koy'da aldık soluğu. Sevgili özer Derbil'in diktiği çamların gölgesinde oturduk, Nuyan ve Atilla Sav, Büyükelçi Ergun Sav, Jale Sav, profesör Taner Timur, Paris'ten tatile gelen eşi Sevim Timur ile bir akşam söyleşisi. Bence özer Derbil de izledi bizi. Eşi Sevda Derbil, çocukları Demet ve Nizam Derbil'den oluşan sevgi üçgenini seyrederken nasıl duygulandı kimbilir! Dost çevresinde her şey güzel yaşanıyor, bir söz anıya dönüşüyor, o anının hüznü sessiz ve zarif dağılıyor sonra... Rahmetli Mücahit Büktaş'ı da çok andık Çeşme günlerınde. Ilıca'daki evde güzel eşi Serap Büklaş, kardeşlcri Nevin Menemencioğlu, Berin Kurtbay ve güzel yeğeni Ayşegül Sirmen ile. Paris, Istanbul, lzmir ve Zürih yollan birleşiyor Çeşme'de. Bedii Büktaş da tatilıni Çeşme'de geçiriyor. Zeynep Büktaş'ı güzel bir gelin olarak bıraktım Çeşme'de. Bu kcz 13. evlilik y ıldönümünü kutladık. Paşa Limam'ndaki güzel evlerinde. öyle bir akşamı yaşamak çok hoş. Çeşme 'yegönül veren bir sanatçımız: Begondillerin moru denize yansır gibi Ayhan Aydan Barış. pembeleşiyor küçük koy, mavi bir gece başlıyor sonra, göz şölenine damak şöleni Üniversitesi'nde öğretim üyesi, ODTÜ kanşıyor. Muammer Ersoy yaratıcı gücünü kökenli birbilim adamı. Çeşme'de, Sakız yansıtan özellikleri bir kitaba aktarmalı Adası'na karşı güzel bir evi var, Günseli bence. Yasemin kokusuna kekik ve soya Tamkoç'unelleriyleyeşerenbirdebahçesi. kokusu karışıyor havada. Evin güzel kızı O bahçede bir akşam ressam Mehmet Güler Yasemin Erboy da kuşlar gibi cıvıldıyor ve eşiyle karşılaşmamız da güzel bir olay. Bir sevdikleri arasında. Erboy lartütünle başka sanatçıyı, değerli tiyatrocumuz Olcay uğraşırdı vaktiyle. Şimdi yeni uğraşlan var. Poyraz ve lve Bertrandı da gördüm Dinlerken gcnçliğin gücünü hisscdiyor insan. Çeşme'de. Kahire, Paris, Ankara üçgeninde Londra'da besin mühendisliği öğrenimi dolaştık biraz, ilginç bir gczinti. Dostlarla yapan Emine Erboy'u dinlerken Başbakan buluşmak büyük mutluluk, o mutluluğu Çiller'i düşündüm. Bu tür konuşmalara kulak güzel yaşadım Çeşme günlerinde. Yaşam veriyor mu acaba? Domates kurusu yediniz bahçemin solmayan çiçeklerini kucaklarken, mi hiç; güzel bir sosla vazgeçilmez bir ürün yeni çiçekler açtı yüreğimde. Yıllar geçiyor, kimi ülkelerin mutfaklannda. lskandinav yaş ilerliyor, tansiyon, kireç çağı, ama yürek ülkelerine ve ABD'ye satılıyor lzmir'den. kireçlenmiyor. Mevsimler geçse de bahan Bitki sözlüğüm genişledi Emine Erboy'u yaşıyorsun döne döne. Dostlukla her şey dinlerken. yeniden yeşeriyor. ^ Ç Hindibağ böreği yediniz mi? Değerli seramik sanatçımız Ferhan Erderyeşil böreklerine hindibagı da eklemiş Çeşme'de. Yaban orkide, şebboy böreği de yapacak mı bakalım! Yeşil sofralann taç yemeği Urla bamyası, korukla pişiyor, yanında pilav. Bir de fınnda mürdüm eriği. Şeker konmuyor, karanfıl ve tarçınla pişiyor, yeşil naneler, melisa yapraklan konuyor üzerine. Afıyet olsun! Yeşil mutfağın ustalarından biri de Günseli Tamkoç Çeşme'de. Kitabını da yazdı ama basılmadı henüz. Günseli Tamkoç ile milattan önce başlıyor arkadaşhğımız, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde, profesör lrfan Şahinbaş'ın parlak öğrencisi tngiliz Filolojisi bölümünde; sonra ABD'ye gitti, uzun yıllarders verdi üniversitelerde. Şimdi emekli ama daha üretken bir dönemi yaşıyor. Derin ekoloji üzerine bir kitap hazırlıyor, son yıllarda katıldığı uluslararası ekoloji kongreleri doğrultusunda. Kış aylannı Bodrum'da geçiriyor, yazı Çeşme'de. Kardeşiyle birlikte. Profesör Doktor Metin Tamkoç da ABD'de Labbock Strindberg 'in son sö'zierişunlardt: "Artıkson sözümü söyledlm. Dahafazla konuşmayacağım." şunu keşfetmiştir: Annesine karşı yoğun bir bağlılık duygusu duyan erkekler, sevgilileri ya da eşleri karşısında oldukça çekingen davranırlar." Kadınlar, Strindberg'nin yapıtlannda güçlü kişilikleriylc vardırlar. lşin ilginç yanı, "Bir Dttş Oyunu" adlı piyesinde Indra'nın kızına ait rolü, sanatçı eşi Harrict Bosse için yazmıştır. Ne var ki, bu rolün sahibinin söylediği "Evli kalabilmck için kişinin melek olması gerekir," sözü, daha önceki eşi Siri von Essen'eaittir!" August Strindberg 1907'de yazdığı "Kara Bayraklar'Ma okurlara evlilik konusunda şu uyanda bulunuyor: "Evlilikten kaçınma, ama, seni . JL BayanJulieveKırmızı looolj o hor görürse, bırak gıt. Ne 1888'de Strindberg son* var ki, mutsuz bir evlilik, radan en büyük yapıtı ola ödü KltapU hiç yoktan iyidir. Yaşarsın e an ve bitirdiğinde, eskisinden yesi "Bayan juiie"y i ya Strindberg, yıllarsonra zarken f.rtınaiar içindedir. yenidengündemde. Ama çok daha deneyimlisindir. Deneyim, büyük bir serGerçekten de, edebıyat a •' ° mayedir çünkü." raştırmacıian, strindbukezsadeceyazarlığı August Stnndberg, ölberg'nin kendi yaşantısın ı ., ,» , meden önce 63. yaş günündan en çok şeyi bu yapıtın değll; reSSamllğl, de Mavi Kule'de toplanan da verdiğinde görüş birii gazetecMği aristokrasiye halkın coşkulu kutlamalaö ö J nnı görebildi. Ne varki yüğindedirler. Orneğın Is' reği, son eşi Harriet Bosveç'in "Fethi Naci"si di başkaldırışıve kadınlarla se 'den aynlmanın üzüntüyebileceğimiz Olof La . . . . . . . . sü içindeydi. Duygularını gercrantz, Julie'nin kişili llişkllen SOrgUlaniyOr. "Bir Yeni Mavi Kitap"ta şöyle dört yıl önce ğini şöyle özetler: "İki dile getirmişti: "Boşanmanın her iki çift için yönlüdür. Melek ve hayvan bir aradadır. Hayde ne denli büyük üzüntü olacağını deneyimvansal yanı, melek yanına baskın çıkınca kasiz kişi önceden bilse, evlilik adımını atmadan dının ölmesi gerekir. Onu ölüme kim sürüklüepey düşünürdü. Her iki ruh, birlikte yetişmişyor, sevgilisi Jean mı yoksa kendisi mi, bu sotir çünkü. Bu ortak kişiliğin parçalanması, var ruya yanıt verilmez. Açık olan, uygun görülen olan en acı amcliyattır. Bir çeşit ölümdür yabu kişiliği ve itici duygulan ona kalsa asla kani." bul etmeyecek olmasıdır." August Strindberg, 14 Mayıs 1912'de saat Bir başka eleştirmen de Julie'nin Strind16.30'da öldü. Son sözleri şunlardı: "Artık berg'e benzediği görüşüne katılıyor: "Julie, ilson sözümü söyledim, daha fazla konuşmayagisini çeken erkeğin serüvene atılma konucağım" 4 sunda kararsız olması açısından Strindberg'i andınyor. Strindberg Freud'dan çok önceen ağır suçun yer almadığı, bu namussuz deli kadınlara bütün yaşantım boyunca hayran oldum." 1902'de ise şu savunmayı yapma gereğini duyuyor: "Bana hep kadın düşmanı dediler, oysa ben kadınlan hep sevdim; bana ahlaksızlığı kışkırtıyor dediler, oysa ben eşlerime hep sadık kaldım." "Bir Mavi Kitap"ta ise, (1907) şunlan yazıyor: "Kadının ne olduğunu hep söyledim; ancak ben hep bir kadını sevdim, ondan çocuk yaptım. Bana kadın düşmanı diyen, ya salaktır, ya yalancı, ya da garibın biri; büyük bir olasılıkla, hepsi birdcn."