Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET DERGt DERGIDEN Merhaba, Son haftalarda çoksayıda bakkalın veresiyecileryüzünden iflas ettiğine ilişkin bir haber çıkmıştı basında. Veresiyeciler hep iflas halinde olduğundan, bakkalların durumu ilgimizi çekti. Adını bildiğimiz, merhaba dediğimiz bakkallar hızla yok olduğuna, yerlerini sevimsiz süper ve hipermarketler aldığına göre, bakkallar gerçekten zor durumdaydılar. Bu konuda birinci ağızdan biryazıyı kimyazardiye düşünmedikbile. Herzaman bakkahyla veresiye ilişkisi içinde olan biryazanmız vardı; Sevin Okyay. Ondan rica ettik. Yazılarından tamdığınız Sevin Okyay, parasına, giyimine kalender, dostlarına, yazılarma titizbir insandır. Çokuzun yıllardır gazetecilik yapmasına rağmen, hep sınırlı paralarla idare etmiş, hatta iki de çocuk büyütmüştür. Ama nasıl? Biraz da "hayatımmoçok önemli parçası" dediği bakkalları sayesinde. Kendisine bir iş önerildiğinde, "Şu kadardan azpara istemesakın "diyenlere, "Yahudeli misiniz, hiç o kadar istenir mi? " demekten bir türlü kendini alamayan bir kadındır. "Kahraman Bakkal Veresiyecilere Karşı "yazısından da anlayacağmız gibi Sevin, Tansu Çiller'le dokuzyıl aynı sıralarda . okumuş. Ama onun gibiparalar kazanıp, Amerikalar 'da han hamam sahibi olmaya niyet etmek ne kelime, hep ucu ucuna, veresiye yaşamış. tşte çelişkiler ülkesi Türkiye 'nin, aynı yıllarda, aynı sıralarda okumuş iki kadını. Birizengin başbakanımız, öbürü dergimizin mütevazı yazarı. lyi bir hafta dileğiyle... tpek Çahşlar CUMHURIYET DERGİİMTİYAZ SAHİBİ: BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN: YENİGÜN HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIK A.Ş. • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRU: HİKMET ÇETİNKAYA • GENEL YAYIN DANIŞMANIORHANERİNÇ B Y A Z I İŞLERİ MÜDURLERİ DİNÇTAYANÇ (SORUMLU), İBRAHİM YILDIZ • YAYIN YÖNETMENİ İPEK ÇAUŞLAR • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • REKLAMREHAIŞITMAN KAPAK: S E M İ H P O R O Y Kadın, özgürlüklerinden Kendisini "Türkiye Müslümanı" olarak tanımlayan ve îslam üzerine araştırmalarıyla tanınan Nur Vergin'le laiklik ve siyasi îslam üzerine konuştuk. ORALÇALIŞLAR armara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyclerinden profesör Nur Vergin, son yıllarda din ve siyaset ilişkıleri üzerinde çalışıyor. Islamiyet üzerine yapılan açıkoturum ve konferanslara konuşmacı olarak katılan Vergin, son dönemde Islamcı kimligini vurgulamaya özen göstcriyordu. Laikliği savunan bir kesimi laikçi diye tanımlayarak eleştiren Vergin, siyasi Islamcı çevrelerde ilgi gören bir isım. Ancak son dönemde, bu kesimle arasındaki farkı vurgulamaya başladı. Bu kesimin bazı sözcüleriyîe katıldığı açıkoturumlardaciddi tartışmalaragirişti. Son dönemde Islamiyet ülkcmizde önemli bir gündem maddesi haline dönüştü ve yeniden tanımlanmaya başladı. Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Islamiyetın gündem maddesi haline gelmcsini çok gecikmiş bir olay olarak düşünüyorum. özcllikle entelektüel ve siyasi çevrelerde. Bu iki çevre, Türkiye'de kendisini düşünmekle görevlendirmiş çevredir. RP'ninoyoranının birazcık yükselmesiyle gündeme gelmesini çok yetersiz ve eksik buluyorum. Çünkü tslam, Türkiye'de zaten oldum olası vardı. Sadece, cumhuriyetin ilk kuruluş yıllanndan sonra bir süre lslamiyetin metropollerde göriinürlügü azalmıştır. Türkiye'de lslami canlanma dedikleri şeyi kabul etmiyorum. Çünkü îslam Türkiye'de hiçbir zaman ölmemişti ki. Sizin "laikçi" deyiminiz siyasi Islamcı çevrelerde çok olumlu karşılandı. Ancak son dönemde bu çevrelerle aranızda bir soğukluk ortaya çıktı. Sizin tutumunuzda bir degişiklikoldugunu söyleyebilir miyiz? Ben dünya görüşüm gereği libcral olduguma inanıyorum, dolayısıyla her türlü toplantıya katılınm. Benim gibi düşünmeyen kişilere karşı da tolerans gösterilmesi gerektiğine inanan bir kişiyim. Benim tavnmda herhangi bir değişiklik yok. Çünkü hiçbir zaman siyasi tslam yanlısı bir görüşe sahip olmadım. Bu gidişle de olacağımı sanmıyorum. Siyasi lslami doğru bulmadığınızı söyliiyorsunuz... Çünkü dinen doğru bulmuyorum. Dinin içine bu denli yoğun bir biçimde siyasetin enjektc edilmesinin bizatihi dine halel getireceğini düşünüyorum. Benim gözümde çok degerli ve vazgeçilmez olan dini, bu tutum erozyona uğratır diye düşünüyorum. Dindarlar arasında bir Nur Vergin: "Türkiye Müslümanlarmın ezici çoğunluğu benim gibi düşünüyor." nifak unsuru olur diye düşünüyorum. lkincisi, birTürk olarak ülkemin selameti açısından, Islamcı bir uygulamanın faydalı olmadığını düşünüyorum. Kaldı ki bir sosyolog olarak şunu da bilirim. Bu ülke bir zamanlar şeriat düzeniyle yönetilmiştir. Şeriat uyannca yönetildigi gibi aynca da bu ülkenin padişahı aynı zamanda da halife olmuştur. O dönemlerdc dahi vukubulmamış olan birtakım uygulamalann bundan sonra gündeme gelmesini abes buluyo rum. Yani siyasi lslamın, siyasi tslam olarak ğildir. Çünkü laiklik benim gözümde bir yöntemdir. Bir ideoloji dcğildir. Peki bu yöntemin, yani laikliğİn ülkemizde uygulanmasını nasıl karşılıyorsunuz? Laiklik Türkiye'nin bir ihtiyacıdır. Çünkü laiklik, sosyal barışı sağlamaya maruf bir yöntemdir. Türk toplumunda, birden fazla mezhep var. Bu, birden fazla mezhebin insanlannı hoşnut bir şekilde bir arada yaşatmanın bir yoludur, bir yöntemidir laiklik. Onun için lazımdır Türkiyemize. Birey düzeyinde düşünecek :ceKı Q Siyasi lslami ülkem için tehlike olarakgörüyorum. Hiçbir zaman siyasi îslam yanlısı bir görüşüm olmadı. tırnak içinde benim ülkemin kültürel geleneğine de yabancı bir şey olduğunu düşünüyorum. Bu bir ithal olayıdır, bizde yoktur. Ama ithal ctmek isteyenlere de serbesti tanınmasından yanayım. Fakat şahsen benim tavnmda hiçbir değişiklik yok. "Laikçilik" hususuna gelince: Bizim ülkemizdc cumhuriyetin 15. yılından itibaren özellikle 20. yılında laiklik, laikçiligc dönüşmüş. En azından hâkim sınıflar tarafından, yönetici kadro tarafından. Şimdi bu laikçilik laiklik dc B olursak, yinc de bireye özgürlük getiren bir yöntem oldugu için lazımdır. Fakat laikçilik lazım dcğildir. Şu anda bütün bu tartışmaları yapmamız, belki de siyasi tslamcılıga cevaz veren laikçilik nedcniyledir. Onlan kolaylaştıran, onlara prim veren, onlann söylemini zaman zaman haklı göstcren. Çünkü Türkiye'de sanki kendi başına bir amaçmış gibi, bir dinmiş gibi laisizm yapılmıştır, yani "izm" vardıt sonunda. Laisite değil laisizm vardır. Bu laikçilik; laikliği tanrısızlık olarak anlıyor, dine