26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 Pazarın Penceresinden Yeryüzünde "müstehcendir" diye örtemeyeceğiniz tek şey "gerçek"tir. Gerçekne balçıkla, ne de çarşafla örtülür. CUMHURİYET DERGİ. 24 TEMMUZ 1994. SAYI435 Baş eğdirilemeyen doğanın ortasında, farklı kültürleri,"tanrıları ve insanları görmek, hayatı sorgulamanın bir başka yolu değil midir? Kurbağanın müstehcenlikle savaşı SELÇUKEREZ ergimiz bu sayısında, Esop' un geçenlerde Kavala'dayapılanbir kazıda bulunmuş olan yeni bir öyküsünü Türk okuyuculanna duy urmakla mutludur. Günün birinde, ormanda yaşayan hayvanlar aslanın reisliğindcn sıkılmışlar ve yerine kurbağayı seçmişler. Yeni reis olan kurbağanın mazbatayı alır almaz yaptığı ilk iş ormanın dört bir yanına habercileryollayarak/'Bundan böyle hay vanlann çıplak dolaşmasını yasaklıyorum, çıplak resimleri.tıeykelleri, çıplak dansetmeyi de yasaklıyorum.. Tarzan'a söyleyin; o da giyinsin! Çıplakhk müstehcendir!" diye başlayan bir bildiri okutturmak olmuş. Bu bildiride tüysüz hay vanlann kendilerini yeterli miktarda tüy, yaprak ve samanla örtmelerinin gerektiğini, aksi halde cezalandırılacaklannı da açıklamış. Kurbağa'nın saraydaki yerini alınca yaptığı bu ilk iş cümle yaratıklan hayretler içinde bırakmış. Haberi duyan hayvanlar ormanın bir köşesindc toplanıp bu konuyu tartışmaya başlamışlar. Yeşil başlı yaban ördeği, "Ben kurbağanın niçin bu şekilde davrandığını biliyorum.." demiş, "Kurbağada çirkin olduğundan bir aşağılık komleksi vardır. Görenler, onun çirkin vücudunu, ormandaki güzel yaratıklarınkiylekarşılaştırmasınlardiyetüm hay vanlan böyle Örtmek istiyor!" Kurt, "Bence asıl neden bu değil, kurbağa, Araplarla ortak birkuştüyü fabrikası açmış olan kardeşini zengin etmek niyetinde..." diye fıkiryürütmüş. Sincaplafakanşmışve "Hayır, yanılıyorsunuz... kurbağanın ne denli bir seks düşkünü olduğunu unutuyorsunuz.. O herhangi bir dişi yaratığı çıplak gördüğü zaman kendine hâkim olamayacağını, mevkiine, rütbesine yaraşır bir şekilde davranamayacağınıiyibildiğinden örtmek istiyorçıplakhayvanlan.." demiş. Orada bulunanlann yüzde yirmibeşi yeşil başlı ördeğe, yüzde ondördü kurda, yüzde otuzdokuzu sincaba, yüzde ellialtı virgül yedisi de her üçünc hak vcrmişlerse de bu konuyu değişik plat formlarda tartışmaktan başka hiçbir şcy yapamamışlar. Hatta bu ara yaşlı bir bukalcmun, kurbağayı bu davranışındanötürüövmüşbile: "Bakın Evrenin çatısı Tibet'eyolculuk GÖNÜL DÖNMEZ COLİN D T havalar nasıl giderek soğuyor. üazetelcr yeni birbuzul çağının yaklaştığından bahsaçmaya başladı. Reisimiz bizi böyle örtmekle soğuk almamızı, grip ya da zatürree olmamızı önlemek istiyor" deyi vermiş. Tartışmalann bu aşamasında ve en hcy ecanlı bir yerinde bütün orman aniden korkunç birgürültüyle sarsılmış: Bu gürültü karşısında dehşete düşen yaratıklar"Ne oluyor?"diyesormuşlarbirbirlerine. Hiç kesilmemcccsine süren bu gürültünün nercden çıktığını inceletmek için yolladıklan tilki biraz sonra gelmiş ve "Siz saatlerce tartışırkcn, başka hiçbir girişimde bulunamazkcn hatta bazılannız 'adam sende, bana mı düşer?' diy erek bu tartışmalara bile katılmazkcn vaktin geçtiğini ve hiçbir ciddi işin yapılmadığını, bu ara bütün dişi yaratıklann kurbağa müstehcen bulup yasakladığından memelerini çıkanp yavrulannı emzıremediklerini farketmediniz! Bu yasak yüzünden aç kalanfil,gergedan, sincap, maymun, iguana ve tavşan yavruları, yani sizin yavrulannız, sizden daha gerçekçi olduklarından ve sizin gibi boş laflarla mide dolduracak kadar budala olmadıklanndan bir ağızdanbağırmaya başladı lar." demiş. Çocuklannın bu haysiyetli davranışı karşısında kendilerinden utanan hayvanlann akıllanbaşlanna gelmiş, birarayagelip güçbirliği yaparak kurbağayı alaşağı etmişler.. Işte böyle... Yeryüzünde "müstehcendir" diye örtemeyeceğiniz tek şey "gerçek"tir sevgili okuyucularımız. Gerçeği ne balçıkla ne de çarşafla örtebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın! ^ (*) Bu, yazımın ilk y ay ımlanışı değildir. Yazı ilk kez, tam yirmi yıl önce başka bir adil düzen iktidarı sırasında Altemur Kılıç'ın Devir dergisinde (4.8.1974) yayımlanmıştı. ibet tek cümlcyle anlatılabilir: "Evrenin çatısı". Son yıllarda yabancılara kapalı olsa da Budizmin geçit vermez dağların doruklanna akıl almaz bir mimari tekniğiyle dikilmiş tapınakları bu anlatımı doğrular. tşte bu yüzden tapınak ve manastırlarıyla Ladak'ı, gidip görmek gcrckir. Yabancılara 1970'lerin ortasında açıldığı düşünüldüğünde de ona 'Son ŞangnLa' demck pek yanlış olmaz. Politikanın yanı sıra, doğanın da evrenle bağlarını koparmak için yapmadığını bırakmadığı bu Himalaya ülkesine kara yolundan varmak eşinc az rastlanır bir deneyimdir. Neden mi eşine az rastlanır? Çünkü bu yol en az altıyedi ay kar kıyamet nedeniyle kapalıdır. Her şeye karşın yola çıkan gözüpeklerden duyduğunuz donmuş ceset öyküleri tüy lerinizi diken diken edecektir. Neyse ki 1979'dan bu yana uçak seferleri başlamıştır. Başkent Yeni Delhi ya da Keşmir'in başkenti Srinagar'dan kısa bir uçak yolculuğu sonucu Himalayalar'a konuverirsiniz. Gerçi uçaklar çoğunluk sisten havaalanını bulamayıp geri dönerler. Bu nedenle yer bulmak çok zordur. özellikle biletlcrin yarısının devlet adamlan, önemli kişiler ve onların eşi dostu için saklan ması işi bir kat güçleştirir. Şansınız yardım cdip de daha önceden 'yüksek yerlerden' bir dost edinmişseniz ufak bir not açıverir tüm kapıları. Bir gün önce yüzünüze bakmak istemeyen memurun elinden gıcır gıcır bir bilet çıkar. Kısacası 'torpil' her yerde gereklidir. Himalayalar'ın batı ucuna ycrleşmiş Ladak'tan dört sıradağ geçer: Bütün Himalayar, Zanskar, Ladak ve Karakoram. Uçak yolculuğunun bir başka zevki de Himalayalar'a kuşbakışı bakma olanağıdır. Evrenin, kutup bölgesi dışında en büyük buzulu Siachen de buradadır. Bu nedenle ısı kolaylıkla 3050 derece olabilir. Oysa güneş ışınlannın pınl pınl parladığı günlerde ısı 20 dereceyi geçer. Ultraviyole yakıcıdır. Kenarları kapalı dağ sporu gözlüğü takmayanlar çok pişman olacaktır. Karla beslenen yaşam Yağmuru çok az olan bu kuzey bölgesinde yaşam baharda eriyen karlarla beslcnir. Yoksa yüksek kuraklık ve düşük ısı sonucu pck az bitki yctiştiğinden bölgc çölden farksızdır. Ana nchir lndus'un kaynağı, Tibet'te, kutsal dağ Kailash yakınlannda bir yerdedir. Mitolojiye göre bir aslanın ağzından fışkınr. Evrenin en görkemli dağ göllcrinden biri de Ladak bölgcsindedir. Doksan sekiz bin Yaşam renklerleyüklüdür Tibet'te. tnsanlara stcakhğı veren de bu renklerdir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear