Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TOPLUM 9 radyo tiyatrosu yönetmenı. Üzennde belki de bin oyunun yorgunlugu var. Radyonun radyo oldugu zamanlan anlatırken, bir yandan ayağıyla tempo tutuyor, bir yandan da gülüyor. Ayaklanndaki genç ntm, mutlaka "Arkası Yann"dakı fon müzigi alışkanlıgından kalmış olmalı. Yüzündekı gülümseme de bir türdüş yorgunluğundan; çünkü, söze şöyle başlıyor Korat: "Olağanüstü bir düş dünyasıydı o." Gözleri, yavaş, yavaş zamanı gen sayıyor. Yavaş yavaş geçıyoruz sözlerin zaman makinesinden. "Yönettıgim bız ona mıkrofona koymak denzradyo tiyatrolarını filmc almişım gibi oluyor. Çocuk bahçeleri, radyo piyesleri ve Arkası Yann'lar. Bir düş dünyasına adım atmak gibi. Özgürsünüz, istcdiğinizi yapabilirsiniz. Dınleyenlerdeöyle. SizodevirIere yctişmediniz. Radyo bir olaydı o zaman canım." Ayaklan yere basan bir gülümseme Korat'ınki. Bazı isimlerde durulup "Güzel insandı, insandı" deniyor. Yeniden işliyorzamanmakinası: "Şakır şukur telefonlar gelirdi temsil ertesinde. Efektörün ne olduğunu merak ederlerdi hep. Hayvan mı, insan mı; ne bu efektör? Rejisörün de neoldugunu bilmezlerdi. Eşime oyunlan çok güzel yazdığımı söylerlermiş hep. Ben yazmıyorum halbuki, yönetiyorum. Yıllarca anlatamadık rejisörün anlamını." Yüzyıllık kırgınlıklara geliyor sıra. "Jorge Amedeo'nun bir romanı var, Brezilya'da geçiyor. Toprak ağalannın çekişmesini anlatıyor. Bu arada da koca ormanlar yok yere yakılıyor. Ben, bu romanı radyoya uyarladım. Götürdüm verdim. Oyun ortadayok. Kimsedenhiçsesçıkmıyor. O zaman da böyleydi; pembe dizi olsun, çok sevinirlerdi. Biraz suya sabuna dokundunuz mu... Kimsedcn ses çıkmazdı işte. Benim de bir huyum vardır; küserim. Ondan sonraki 8 yıl hicbir şey yazmadım." Radyo Tiyatrosu'nun adı, 1966 yılında "Arkası Yann" oluyor. Korat, o sırada Izmır'de Devlet Tiyatrosu kadrosuyla turnede. Arkası Yann adı, güldürüyor onlan, şakalaşıyorlar: "Arkası Yann koydularsabu programların ısminı, artık zengındirler herhalde." Şakalar, telefonlar, küskünlükler, yorgunluklar arasında Korat, Abraham Lincoln'ün hayatının radyoya uyarlanmasını anlatıyor hcyecanla: "Sankı insan hakları beyannamesini biz yazıyoruz. Oyuncular bağıra bağıra oynuyorlar Herkes yumruklannı erginin senelikflyalı 240 kuruş. Seçilenfotoğraf ise bir opera temsilinden. sıkıyor. Büyük heyecan, öyle böyle değil." Heyecan dorukta, ama kah"O zaman radyo bir olaydı canım. ramanlar da ınanılmaz. Korat, o zaındılcrı sessiz geçenler, hep Arkası Şimdi bu radyodakilerı bir clime gc mankı çalışanların hayret verıci öy'arın'la birlikte oldular. Sözü gecıişken, Arkası Yarın'ın hâlâ ya eırscm.evıreçevire... Yermısın.yekülennı anlatmakla bitiremiyor. mez misin?" diyor sonra da tekrarl ı Hele ıçlerınde bırı var ki, Korat'ın ımlandığınıbiliyormuydunuz? yor: gözleri parlıyor anlatırken. Bu, eBir elime geçirsem " "O zaman böyledeğil tabıı, radyo fektör ve "güzel insan" hrtugrul Ibirolaydı canım." Onca yilın radyocusu Asuman mer. "VVagncr'in müziği kesıntisızorat: Asuman Korat, yaşayan en eskı dir. Fonda da onu kullanıyonız. Oyunculardan birinin dili sürçtüğünde kesip, yeniden almak gerekiyor; ama, müziğin kaldığı yeri bulmak imkansız. Ertugrul ne yapar yapar, bulurdu. Bazen üçüncü bir el gerekirdi. Buadaminanılma/.biradamdı; ayağıyla kanallan idare edcrdi. Hani yabancılar görse, gözlenne ınanamazlar. Biz de aramızda sakalaşırdık. Aslan Türk milletinin meziyetleri dıye." Ankara Radyosu, öğrcncı yetiştiren bırokul gibi çalışıyor Dönem yıldızlann döncmı, Yıldırım Önal, Cüneyt Gökçer... Kimler yok kı. Ankara Radyosu yıldız üretiyor. Tutku yüzlennden okunuyor. 15 dakikalık iki ara ilc günde üç bölüm çekiliyor. Ancak Korat bununla da yetinmiyor; kendisinin, "şokçalışma"dediğiyöntemi geliştiriyor: Hergün 3 bölüm, tekmili birden. Sanatçılar ara vermeden çalışıyorlar. Başlangıçta "mınn kınn edenler" oluyor, ama sonra herkes alışıyor. Uzun yıllar "saniyenin salisesi ile çalışılıyor."Korat, 50 yıl tiyatroda, bunun 30 yılında da radyoda görev yapıyor. tki uğraşarasındaustalıklakurduğu köprüye birörnek veriyor: "Radyodaki müzik tiyatrodaki ışığın yerine, efekt dekorun yerine geçer." Asuman Korat, Ankara Radyosu'nda yıllarca tek rcjisör olarak çalıştı. Yorgunluk ve agırçalışma koşullan nedeniyle geçtiğimiz yillarda geçirdigi bir kalp enfarktüsü ile radyoya ve tiyatroya "hoşçakal" demek zorunda kaldı. Şimdi bir tek prömiyerlerde kalbi ağnyor. "Sanki sahnenin üzerindeyim. Sahnedekilenn şıkıntısını bildigim için, benim de içim sıkılıyor. Oyun başlıyor, benim gözüm ışıklarda.sahnegerisinde. Ancak yanm saat sonra oyunu izlemeye başlıyorum." "Hoca"nın, "yeni yetmelere" de bir sözü var: "Bu radyolarda çalışanlan bir elime geçirsem, evire çevire... Yer misin, yemez misin?" 1çinden neşeli bir onur cümlesi geçen bir öykü kursak, o öyküyü mutlaka bir lüks lambası aydınlatırdı. Beyefendi maarifte ehemmiyetli bir vazife ile meşgul olurlardı, Hayrünnisa hanım da alafranga hcvcslerin peşinde sevimli bir acemilikle koştururdu. Birşeyinbaşkabirşeye katık edilmesindeki doygunluk olurdu bu öykünün içinde. Artan ve eskiyen herşeyın saklandığı bir yetinme de geçerdi bu öykünün içinden. Ve öykünün akşamında mutlaka transistörlü bir radyonun ahşap kokusu dururdu. Radyonun üzerindeki bcyaz dantel örtünün kaldınlmasıyla başlayan dingin akşam, Arkası Yann'ın tanıdık müzıgiyle sonlanır, rahat uykular uyunurdu sonra da. Artık çok az insan rahat uykular uyuyorolmalı. Ama Arkası Yann, hâlâ var. Arkası Yann, hâlâ aynı müzikle başlıyor. Ya siz, siz hâlâ Arkası Yann'ı dınliyor musunuz? Şimdiye dek dınlemediyseniz dcunutmayın, arkası yann! ^ Radyonun ünlüleri: Vahi öz "Küstüm, 8 yıl yazmadım" Saime A rciman Turhan Dilligil Muharrem Giirses