Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16EKİM1994. SAY1447 BAŞKENT GUNLERİ Işık sahiline selam MÜŞERREF HEKİMOĞLU K Kurtarılan yolcular. Syaşın altındaki çocuklardan kaçı öldü bilinemiyor. Onların "Acımasız istismar" olarak tanımlıyor: " Estonia kazasının hcmen ertesi giinü Expressen'in birinci sayfası; ölü, kayıpya dakurtulmuş sanılan kişilerin adsız portreleriyle donatılmıştı. Gazetenin aynı sayısında, son derece güvenilmez ve belirsiz olmasına karşın yolcu listesi de yer almıştı. Expressen'in bu davranışı, akıl almaz bir kazanın acımasızca istismarından başka birşey dcğildir. Bu yayın, hiç kimsc için yararlı olmadı atna, çok kişiye zarar verdi," deniyordu. Televizyon yayınlannda da eşini, çocugunu yitirmişinsanlara,"Kcndinizi nasılhisscdiyorsunuz? Duygularınızı açıklar mısınız?" gibi aymazca sorular soran gazetecilerin yaptıkları röportajlar yayımlandı. Oysa o sırada milyonlarca kişi, dünyanın üçüncü büyük deniz kazası sayılabilecek korkunç olayın şoku içindeydi. Önceki gün görüştüğüm yazar MariaPia Boethius, birkaç yıl önce ölümden döndüğü için, ölümün hcr an yaiun olduğunu bildiğini söyledi: "Bu kazadan sonra halkın ilk tepkisi şaşkınlık oldu. Kazanın büyüklüğüne oldugu kadar, 'buralarda' olabilmcsine şaşırdılar. Hani Uzakdoğu'da, Karayiblcr'dc fılan olsa şaşırmayacaklar atna, insanların saçma sapan nedenlerle ölmcsine pek rastlanmayan Iskandinavya'da böyle bir şeyin olabilcccğini akıllurı almadı." Işte Expressen gazetesi de, birçok ülkedeki benzerleri gibi bu şaşkınlığı kullanıyor ve tiraj arttırıyordu. Ne var ki bu artış, bir süre sonra düşüşe yol açacaktır. Gazetenin bu ne ilk kurnazlığı, ne de son." Iskandinavya'da, özellikle Isveç ile Finlandiyaarasındagemiyle yolculuk, varlıklılaraözgü bir şey degildir. Dünyanın cn çok ada ve adacıklı körfezinde ağır ağır yol alan beyaz Silja, kırmızı Viking ve mavibeyaz diğer gemıler, kaydtyok. 15556 brüt ton. Motoru: Toplam 24.000 beygir gücünde 4 adet. En yüksek hız. 19.5 deniz mili. Yolcu ve taşıma kapasitesi: 2000 (1186'sı yataklı) ve 460 otomobil, 52 kamyon ya da trayler. Can kurtarma filikası: 10 adet motorlu (toplam 692 kişi alabiliyor), 1 adet kurtarma botu, 63 lastık küçük bot (toplam 1575 kişilik). 6 adet can kurtarma dubası (120 yolcu tutanabiliyor), 18 simit ve 2298 can yeleği yetişkınler için, 300'ü de çocuklar için. kamara olup olmamasına, kamaranın kaç kişilik olmasına bağlı olarak para ödeyen yolcularını taşırlar. Kışları daha çok konfcrans grupları ve emekliler yolculuk ederler. Emeklilerin derdi, "duty free" (vergisiz) içki ve parfüm vs. alışverişi yapmaktır. Gümrükçülercanları çektikçe, bir şişesi fazla olan amcaları ve teyzeleri yakalarlar. Yazları ve hafta sonları ise gcmiler daha çok gençlerindir. Bazıları içmeyc daha terminalde başladığı için yolculuğun 1213 saatlik gidiş kısmı çok hızlı geçer. Ayrıca, geceyi koltuklarda uyuyarak geçiren dar bütçeli gençlere bu zamanlar daha sık rastlanır. Kısacası, feribotlarla "karşıya" gidip gelmeyen pek yok gibidir Isveç'te ve Finlandiya'da. Aynı şey güney Isveç ile Daninıarkaarasındadageçerlidir. Gemilerle ayrıca Almanya ve Polonya'ya ve hattalngiltere'yedegidilir. Kazadan sonraki sabah Stockholm'de ve işyerimde izlediğim en belirgin görüntü, korkunç sessizlik ve bekleyişti. "Nasıl olabilir? Neden" soruları alçak sesle ağızdan kulaga dolaşıyordu. Sonra yeni bilgiler gelnıeye başladı. Birinin şuradan tanıdığının kızı da gemideydi. ötekinin cski iş arkadaşı kazada kaybolmuştu. Kızını, pizza ve çiçekle hazı/ladıgı sofraya bekleyen babanın TV'deki görüntüsü, birçoklarını ağlattı. Biranda karısız ve iki çocuksuzolarak yalnız kalan adamın denize bakarkenki görüntüsü akıllarayeretti. Herkeskaç kez hangi gemiyle yolculuk ettiğini düşündü için için. Tallin hattı oldukça yeni olduğu için ve Estline şirkctinin fiyatlan düşük tutabilmek amacıyla Silja ve Viking'e göre daha gariban kalması, birçoklarının bu hatta rağbet etmemesine neden olmuştu. Tallin'de gece dolaşmanın tehlikeli olduğunun gazetelerde yer alması da bu çekingenliği arttırmıştı. Ne var ki "Estonia", yıllarca lsveçFinlandiya arasında gidip gelen Viking Sally gemisiydi. Sayılamayacak denli çok sayıda insan bu süre içinde 13 yıl Sally'de yolculuk etmişti. Bu ana dek en kötü yolculuk izlenimleri; deniz tutması ya da içki nedeniyle kusma ve gümrüğc yakalanmadan öteye gcçmemişti. ölüm Allah'ın emriydi arpa, koskoca gemide ölünmezdi. Hani çarpışsa, sayısız kayalıklardan birine vurup yan yatsa belki anlaşılırdı ama, balıkçı Anders'in iki kürekli teknesi gibi denizin dibini boylamasını kimsenin aklı almadı. MariaPia'nın dediği gibi insana ölüm her an yakındı ve en güç gelen, bunu anlamak, kabuletmekti... ^ imi dostlarım şaşırıyor, bunca zaman nasıl uzak kaldım başkentten. Haksız değiller, ama başkentın durağanlığından hoşlanmıyorum ben. Kaç hafta geçti ne değişti! 27 Mayıs 1960 Devrimi'nden bu yana yaşıyorum başkentte. Çok sevdiğim, yaşamaktan mutluluk duyduğum zaman dilimleri var. Umutlu, coşkulu günler, geceler. Parlamentodan horozlar öterken ayrıldığımız sabahlar. ören'deki dostlardan köy enstitülü kökenli avukat Mehmet Ali Şengün, 196O'lı yıllarda Hürrem Arman ile Onikiler Apartmanı'na gelişını anımsattı geçen akşam. Ayla ve Oktay Akbal'ın terasından nerelere dönduk bir anda. O akşam Mehmet Ali Aybar ve TlP'liler var evimizde. Niyazi Ağırnaslı'nın TİP'e katılmasını kutluyoruz. Şımdı de Deniz Baykal'ı, Karayalçın'ı izliyoruz TV'de. Siyasi tıkanıklığın aşılmasından söz ediyor Sayın Baykal. Bu noktaya neden geldik acaba? Başkent sıfır noktasında artık. Körfez'deki günlerde daha çok hıssettım bu gerçeği. Ida tepelerlnde bir başka bakış açısına kavuşuyor insan. Başkentın konumu da daha Iyi beliriyor galiba. Ooğasına da, insanına da yabancılaşan bir başkent nerdeyse! Dağlarda, bayırlarda çok acı örnekleri var bu gerçeğin. önce Profesör Cemal Yıldınm'ın Kızılkeçili köyünün tepesındekı evinde, sonra Tahtakuşlar Etnografya Galerısı'nde Kemal Kurdaş ile buluştuk bu yaz. Ayfer Kurdaş da Körfezi çok seviyor, Altınoluk'taki evinden ayrılmak istemiyor. Aslında dinlenceye son verıp ayrılanlar da gerı dönüyor evlerine. Istanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ın kulakları çınlıyor mu acaba? Istanbul'un susuzluğu yazlık evlerı yeniden açtı. Yağmur için daha çok dua etmesi gerekiyor! neler oluyor! Ancak güzel bir başlangıcın ışığı var bu karanlıkta. Adrymitton'lu dostum Birsel Lemke'nin deyımıyle bu ışık sahilinde, zeytın Riviyera'sında sıfırdan öteye atılıma hazırlanıyor insanlar. Güzel bir savaşla siyanürü de güzelleştirdiler bence. Nasıl derseniz, savaş yolunda güzel dostluklar, güzel birliktelikler oluştu. Yunanistan'ın Delphi kentınde Akdeniz'i Koruma Komitesi'nin düzenlediği toplantının gündemi siyanürlü altın. Bergama Belediye Başkanı Safa Taçkın da katılıyor bu toplantıya. Israıl'de Araplsrail bılımadamlannın katıldığı bilimsel toplantıda ekolojik kimya profesörü Korte Edremit Körfezi'nde yaşanan siyanür tehlikesini gündeme getiriyor. Alman televizyonları geliyor, Ayrupa Parlamentosu'nda bu konu görüşülüyor. Ülkemizdeki kimi kişilerin görüşü değışık, altını kalkınma aracı diye sunuyor! Spieiberg'in Schindler'in Listesi adlı filminden sahneler canlanıyor gözümde. Yedi milyon Yahudi Naziler'in trenine güzel bir yere gitmek umuduyla bindi değil mi? Yahudi bir anne küçük kızına "uyu yavrum uyu" diye ninni söylüyor, "Polonya'da da bir tann var elbet". Oysa yoktu. Özünüzü koruyamazsanız tann da Kemal Kurdaş Türk kamuoyunda değışık çağrışımlar yapan bir kişi, 1960 öncesi Maliye Bakanlığı'nda adı çok duyulan bir bürokrat, bir genel müdür yardımcısı ama dövız Tahtakuşlar 'da bir buluşma. Alibey Kudar; eşi, gelini ve komisyonunda çalışıyor, kimi zaman tepkılenyle göze çarpıyor, Kemal Kurdaş 'la birlikte. Başbakan Menderes ve Fatin Rüştü Zortu ile ılgınç tartışmalar yapıyor, güç korumuyor sizi! koşullar. Uluslararası Para Fonu'ndan aldığı bir Arıtma havuzlarını öne sürüyorlar! Peki bir öneriyle yurtdışında çalışacak ama Başbakan deprem olursa! Yeraltı suları siyanüre Menderes önlüyor, pasaport verilmiyor. buianacak, insanlar, ağaçlar, bu güzelim Körfez Sonunda çıkıyor, VVashington'a gidiyor, 27 solacak bir anda. Yok, başka ülkelerde de bu Mayısçılar'ın önerısıyle Maliye Bakanı oluyor, Körfezın bekçileri var, siyanüre karşı savaş ardından ODTÜ Rektörü. Çalışkan, üretken bir genişleyecek, dünya bu altın kompleksınden rektör, kel tepeleri yeşerten, suya kavuşturan kurtulacak artık. Kürkü boykot edenler, altın bir yönetıcı. Politıka dışında kalmaya Özen takılara da veda edecek yakında. Siyanürle gösteriyor, özel sektörde çalışıyor, yakın ölenlerin soluğunu boynunda, kolunda gelecekte çalışma yaşamını noktalamaya hıssetmekten kim hoşlanır! Işık sahilinde altın hazırlanıyor. Noktalı virgül daha doğru olur değil başka şeyler parlatmaya hazırlanıyor bence. Onca deneyden sonra oturup anılannı Köıiezliler. Bergama'da Akropol'ün yanında bir yazmalı. Birçok olay yeniden ışıklanır. hastane yıkıntısı restore edilecek, güzel bir Cumhurbaşkanı Demirel'i yirmı yaşından beri otele dönüşecek. Bergama'dan Güre'ye tanıyor, yakın dostluğu var. ODTÜ'ye su uzanıyor tasarılar. Güre'yi dünyaya tanıtmak getiriyor Süleyman Bey, o işten zarar da için sıvanıyor kollar, kaplıca turizmi başlıyor, görüyor aldırmıyor. O dönemin Demirel'i başka Afrodit'ın, Sarıkız'ın yıkandığı sularda yıkanacak bir çizgide. Politika çok kişinin çizgilerlni turistler. değiştıriyor değil mi? Güre sularında kirli eller de arınır mı acaba? Uçbuçuk yıl IMF'de çalışıyor Kurdaş. ABD'yi Ya da suya, sabuna dokunmayan eller canlanır de, arka bahçesini de Iyi tanıyor. Maliye Bakanı mı biraz? Kimi kişiler ellerini unutur değil mi, olunca ABD'de biriktirdiği parayı getiriyor, hatta ayaklarını... Yoksa eller havada, ayaklar maaşına ekleyerek geçiniyor. Ida tepelerindeki yollarda olurdu değil mi? Biz de varız, söyleşilerde bir dönemin bürokratlarını da buradayız demek, bir yürüyüş eylemek ıçın. saygıyla selamladık, devlet çarkını döndürürken Yazımı Körfezlileri elleri, ayakları, yürekleri baskılara aldırmıyor, çıkarlara yönelmiyor, düşleri, eylemleriyle Körfez'de görmenin doğruyu uygulamaya direnıyorlar. Bugün de sevinciyle sona erdiriyorum. 4(