Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 İSVEÇ CUMHURİYETDERGİ sı asla belli olmayacak yolculanyla Tallin'den ayrıldığızamandakimseölmeyehazırdegildi. Konfcrans grupları yolculuğun iş bölümünü bitirmiş, eglencc bölümüne geçmişti bile. Stockholm Emniyet Müdürlüğü'nün 63 mcmuru da öyle yapmıştı. Bu gruptan yalnızca 1 kişinin çarşambayıgöreceğinikimsebilmiyordu. Müzikli salonun uzun barında oturan çoğu orta yaşlı beyler ve kadınlar da; "Singapor Sling", "Pina Colado", "Dark Lady", "San Francisco", "Irish Coffee", "Blody Mary" ve diğer egzotik kokteyller arasında seçim yapmaktaydılar. 24.00'e dek bazıları belki de hepsini denemış olacaktı. Daha çok orta hallilcrin yeglediği Estonyalsveç hattında o gece bol bol da bira içilmişti. Yolculann büyük çoğunlugunu oluşturan Isveçliler, bardaki kızlardan biranın türlü adlarından birinı kullanarak istekte bulunmuşlardı: "En birra!", "En bârs!" vc "Enöl!"dıye. Evet, biranın Isveçccsı olan"öl", o akşam Türkçe'dckianlamınıtaşıyacaktı. "Birden barın arkasındakı kızlar ve raflardaki şişeler başımıza uçtu," diye anlatıyor kurtulanlardan bıri. "Büyük bir gürültü ve şangırtı koptu. Hep bırliktc, salonun aşağı ucuna doğru kırık şişclcr vc sandalyclcr arasında kaymaya başladık. Henüz ışıklar sönmemiştı. Herkcsın kanlariçindeolduğunugörebiliyorduk." Evet, "yüzen tatıl köyü" resmen batıyordu. Feribotun araç güvertesine burundan gıren su, gemının dengesıni bozmuştu. En düşük ücretle kalınan araç güvertesinın altındaki kamaraların buruna yakın olanlarına su sızmaya başlamıştı. 1971'de Denizli'dekı Ziraat Bankası'nı ideolojik amaçlarla soyup, cezasını çektikten sonra Isveç'e sığınan Kadir Kayma/ da bu kamaralardan bırinde kalıyordu. "Bir metalin ötekine çarpmasını andıran scsler geldı," diyor, "ardından gemı yan yattı. Hemen kamaradan dışarı fırladım, trabzanlara tutuna tutuna merdivenlerden yukarı tırmanmaya başladım. Herkes can havlıyle aynı şeyi yapmaya çalışıyordu. Kadınlar vc çocuklar başaramadılar. Gemidc kalanların çogu da onlar oldu." Gerçekten de, kurtulan 137 kişiden yalnızca biri çocuktu. Kadınların sayısı ise 15'tı. 5 yaşından küçük çocukların yolcu listesine alınmaması, gerçek sayının belki de asla bilinmeyeccgıni gösteriyor. Adı Titanik olmayan gemi Eylülayının son salısı güney ülkelerindesıksıkmeydana gelen deniz kazalarından birinizengin Kuzey Denizi 'ne taşıdı. Birsonrakihaftayla verilen randevular sonsuza dek ertelendi. Kazadayaşamınıyitiren 900 'üaşkın insan hep birilerinin çocuğu, yakınıya da sevgilisiydi. Böyle birşey îskandinavya 'da nasılolabildisorusu hâlâ tartışılıyor. GÜRHANUÇKAN ent ile Sara, bu satırların yazıldığı sırada Stockholm'de baş başa akşam yemeği yemiş olacaklar; bir restoranın iki kişilik masasında... Belki bu arada birbirlcrine aşık da olmuşlardır, bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bu yemegin kararlaştırıldığı gece900*den fazla insanındenizdecaninıyitirdiği... Sara ile Kent, 40 derece yan yatmış "Estonia" adlıferibotunlastikbotlanndanbiriniçözmeye ugraşırlarken karşılaştılar. Kent, genç kısa cesaret vermek için ona, "Haftaya Stockholm'de bırlıkte akşam yemeği yemeyi" önerdi. Ardından, denizc atladılarel ele. Aynı bota çıkmayı başardılar; şanslan rast gitti ve helikopterlekurtarılanlararasınagirdiler. 27 yaşındakı Kenneth Svensson ıse, yaşantısınrn cn kötü gecesini gcçırdiğinden cmin. Hclikopterden sarkıtılarak azgın denizden 6 kişiyı kurtaran Kenneth, "Kurtaramadıklarımı unutamıyorum," dıyor. "Lastik botlardan bazıları ters dönüktü, bir an elimı dokunuyordum .saniye sonra da 6 mctre uzağa fırlatılıyordum. bli elime degdiği haldc kurtaramadıklarını oldu. Onları a.sla unutamayacağım." Kenneth'ın alçakgönüllülük göstererek anlatmadığı şey ise, kendısının de denizden kurtarılmış olduğu... Üç yaralı ve şok ıçındeki adamı helikoptere çektirmeyi başaran Kenneth, naylon halatın helikoptcnn altina dolarunasindan ötürü yukarı çckılememiş. F.n lyisi olarak halatı kesmeyi görmüşler. Yaralıları Stockholm'e götüren helikopter, Kenneth'ı denizde bırakmış. O, daha sonra bir başka helikopter tarafından kurtarılmış. 28 yaşındaki Danimarkalı Martcn Bojes ise yaşadığı için utanıyor! "Yaşıyor olmamı bencilliğınıe borçluyum," diyor gözleri yaşlı olarak. "Isınmak için ölülerın altınayattım. Gemiden atlamadan önce birkaç kişinin yukarı tırmanmasına yardımcı oldum. Daha sonra yalnızca kendimi düşünmeye karar verdim. Aynı botu paylaştıklanm birer birer soğuktan ölürkcn ben kendimi ısıtmaya uğraştım. Botta 16 kişiydik, altımız kurtuldu. Bunlardan ıkisı Kent ile Sara'ydı. Yaşlı bir adamın üzcrınde yalnız külotu vardı. Kendimi ısıtmak için onun bacaklarını ovuşturdum. Sonra adam paniğe kapılıp denize atladı. Gözümün önünde boğuldu. Yalmzca kendimi düşünmeseydim asla kurtulamazdım. Ne var ki ölene dek kendimi bağışlamayacağım." K Akbaba basın Yüzen tatll köyleri Bu başlığı, Baltık Denızı'nin en büyük feribotu olan Silja Europa'yı tanıtan bir yazımda kullanmıştım. "Estonia", eski adıyla Viking Sally, Baltık Denizi'ndeki gemilerin en yaygın büyüklükte olanlarındandı. Bu tür bir geminin tek bir seferinde, 2000 nüfuslu bir yerleşim yerinın bir yıl içındc tükettigi enerji tüketiliyor. Yönünü, uyduyla sağlıyor, dip güvenliğini de radarla denetliyor. Battığı geceki fırtınayı kaldırabilirgüçteolması gerekirdi. Araç yüklemede kullanılan burnun açılması, rampanın inmesi kimsenin aklının ucundan geçmeyen bir şeydi. Tersane sorumlusu, bu tür gemileri 30 yıldır inşaettiklerinive son faciayayolaçanolaya daha önce hiç rastlanmadığını söylüyor. Eylülün son salı gecesi "Estonia", kesin say ı Bu konu. lsveç'ın cn büyük ıkı akşam gazetesinden bıri olan Expressentarafından bir akbaba mutluluguyla sakız gıbı çığncndı durdu. Tabloid boydakı gazele, bütün kapağını ve aynı boydakı büfe ılanlarını, "Kaç çocuğun öldüğünü yalnız Tanrı bılir" başlığına ayırdı. Bırakın kazada bir yakınını yıtırcn binlerce ınsanı, tek bir tanıdığını bıle yıtirmemış olan çok sayıda kişi, bu başlığı görünce fena oldu. Medya araştırmacısı Gunnel Törnander'ın yorumu şöyle: "Bir büyük kazayı ticarileştirmek isteyen böyle yapar işte. tnsanların inancını ve üzüntüsünü istismareder."Gazetecilik profesörü Stig Hadenius Expressen'in davranışını BATAN GEMİNİN KİMLİÛİ Estonya yolculanyla birlikte battıktan sonra aşağıdaki Isveççe sözcükler tüm dünyaya yayıldı ve belleklere yer etti: Hyttdâck: Kamara guvertesi Maskın: Makıne dairesı Bildâck: Otomobıl guvertesi Tankar: Depolar M/S "Estonia": Inşa tarihi ve tersanesi 1980, Meyer tersanesi, Papenburg (Almanya). Uzunluğu: 155 metre; eni: 24.22 m. Oennliğı 6.5 m (su altındaki). Tonajı: Bencttlik ederek kurtulanlar, sonra föyle dediler: "Ölenedek bağışlamam kendimL."