26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

zgün miizik / Gözü yaşh, üzgün miizik." O zamanlar "Vilamincilcr" olarak adlandırılan UfukErcanGökhan üçlüsünün 1991 ya/ında yayımladıkları "Bol Vitamin" kasclindeki u özgün Miizik" adlı şarkıdan aldık bu dizeleri. Türü, tarzı ve içeriği belirlenmiş; hatta ncrcden kaynaklandığı bclli olmayan adı da müzik çevrclcrinde kabullenilmiş bir "ekol"ü hedef alan şarkı, bu ekolün önde gelen isimlerine de ufak göndermeler yapıyordu. llginç olan "Bol Vitamin" adlı kasctin alıcısı olan kitlenin, aynı zamanda "özgiin müzik" kasetlerinin de müşterisi olmasıydı. Zatcn topu topu kaç kişi vardı ki ülkede kaset satın alan? lnsanlar "Bol Vitamin"de iğnelenen "maganda"lara gülüp, sonra aynı "magandalık"ları kendileri yaptıklan gibi; "özgün müzik" iğnelemclerini kahkahalarla dinledikten sonra bu tür bir kasct satın alabiliyorlardı. Peki ama ne demekti şu "özgün" müzik? Bundan altı yıl kadar önce, terim 'ÖZGÜN MÜZİK yeni yeni kullanıldığı sıralarda, Cumhuriyet için yaptığımız bir söyleşide aynı soruyu Zülfii Livaneli'yc sormuştum. Gülcrek şu yanıtı vermişti: "Bu terimin ncrcden çıktığım bcn dc tam olarak bilmiyorum. Ama şöyle bir şcy geliyor aklıma. Yaptığımız film nıü/ikleriııin afîşlerine, "özgün Müzik: /iilfii Livaııcli" gibi bir ibarc konuyor. Belki onu görcn birileri, özgün müzik diye bir tür var sanmışfır!" Livaneli'nin esprili yanıtında gerçek payı yok değil. Seksenlerin ikinci ya 1 Arabesk gibi 'özgün müzik'te de kentle kır arasına sıkışmanın, metropolde köyü bir biçimiyle anmanın, sonuçta kentliye adı konmamış bir öfkenin izleri var. nsından itibaren ortaya çıkan "özgün müzik" furyasının temsilcilerinin hemen hepsi, Livaneli'yi taklit ederek başladılar işc. Belki yaptıklan müziğin adını da, gözlerine ilişen bir film afışinden ödünç alarak koymuşlardır. Türkiye'deki popüler müzik yelpazesinde, Batı ülkelerınden farklı olarak çok sayıda aynı tür bulunuyor. Bunlar her ne kadar kökleri açısından birbirlerine uzak görünseler de, özellikle son yıllarda iç içe geçmiş durumdalar. Hat • ta öylesine "tek tip" bir çizgiye doğru gidiliyor ki, ortaya muhteşcm bir "kitsch çıkıyor. Türk Sanat Müziği'ni Arabesk'ten, Arabesk'i Pop'tan, Pop'u da ilkokul çağındaki çocuklara öğrctilen tekerlemelerden ayırt edemiyorsunuz. Ritm duygusu gelişmiş bir ulus olmamıza karşın, "kulak" açısından nasibimizi aynı ölçüde almamış olsak gerek ki, her zaman sığ ve basit bestseller oluyor. Nitelikli ve rafıne ürünlere imzalannı koyanlarşa, aynı yazgıyı paylaşıyorlar hep. Üç, beş bin satıp, kasetçi vitrinlerinde yok olmak. tşin müzikal altyapıyla ilgili yönü böyle de, şarkı sözleri açısından durum çok mu farklı? Adam kılı kırk yanp sözcükleri özenle seçerek, bir şarkının sınırlan içinde anlatılabilecek olanın en yoğununu yakalamak için haftalarca uykusuz kalıyor; satış İaş çatlasa yirmi bin. ö t e yandan bir diğeri çıkıp kırk yıllık Bektaşi fıkrasını (Madenı yağın, unun, şckerin var, helva yapsana" diyen fıkra) olabilecek en ilkel sözcükler, alabildiğine bozuk bir telaffuz ve mümkün olan en sığ müzik eşliSAYI >IZ CUMHURİYET DEHOİ 28 ŞUBAT 1993
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear