Catalog

yanımiAi Lılıjor. "Çünkü bir taraflan sunuculuk vc oyunculuk yapıyonım, yapııııcıyıtn, ama bcnim i^in ilk sırayı şiir alıyor. önce şairim diycmiyorum, çiinkü bir insanın şairim dcmcdcn önce bin kcre düşünmcsi İa/ım. Şiir uyumsuz olmanidan doğan bir şcy... Birçok şcyi şiirle öğrendim. Çok mııtsıı/ oldugum, kimscnin İKtıi anlamadığını düşiindüğüm anda bir şiir kitabı alır nkurdum. Ba/cn bir cl oldular, ncldiler başımı okşadılar, ba/cn yatırıp uyurttular. Ba/en ağlarkcn kalk hayat devanı ediyor dcdiler. Şiir okuıtıayan şürdcn anlamayan kişileri kcndime yakın hisscdemcm. Her insan bir di/.c bilmeli en a/ından "Orta ikidcn ölcrck ayrılan çocuklar gibi." Esra, hcr olayda büyük kapıdan girmck ıstediğını söylüyor. Ya gerçektcn olsıın ya da hiç olmasın... "() zaman bcn de 510 yıl sonra; çok duygusal bir kadındım gencliğimdc. Köşcmdc sarı yapraklı deftcrlerimc şiirler yazıyordum demeye ra/ıyım." Sunuculukta farklı şeyler yapmaya çalışan Esra dcvamlı kendiyle hesaplaşmada. MAcaba iyi suntıcu muyum?" C U M H U R İ Y E T OEROİ 3 O C A K 1 9 0 3 Teklif gelidiğinde öncc gidip stüdyonun dekoruna bakmış,. Bir ev ılckorıı, şömincsi, kiiiııphanesi, pcrdesi, piyanosuyla entelektüel bir çiftin döijcyebileceğı bır ortam. Bu, programın tarzını göstermİ!) ona. "Demck ki burası bcnim cvim. Bcn dc burada ev sahibiyim" diyc düşünnıüş. Kötvi bir tclevi/yon i/lcyicisı olduğu için istemeden etkilenıp taklit edebileceği sunucu olmamış. Programı birlikte ha/ırladıkları arkadaşlarına artık i/leyicilerinın biktığı sÖ7cükleri kullanmamalan gerektığini söylemiş. 'Program', 'Sayın scyircilcr', 'Program ilerİiyor' gıbi anonslar yapınak ıstemcdiğini de... "Günün ilk saatlerin<lc yayımlanaıı bir programla iasanın cn ev hali içindc olduğu anda ''vin içinc giriyuruz. O saatte siz ya büyük bir tclaşla hazırlanıyor ya da o gün hastaysanı/. tclevizyon karşısında yatıyor oluyorsunu/.. Büyük bir olasılıkla o sırada televizyonu açmak isteyecek kadar hafıf bir yalnız olursu Esra Zayn«p olanak buldukça gezmeyi, "içl kalabalıklaf ınca' ortam dağistlrmayl savlyor. O kadar yolculuktan sonra TUrklya'de kurduğu yaşamda kızı Slmg» Danlz'ln yari bUyük. ııu/. O zaman seyirci televizyonu açtığında sanki bu cvc girmiş, bi/. de onun eviııdeyıni!}i/ gibi hissetsin. Zatcn programa başlarken dedim ki 'Si/e gün gücü vermek istiyoruz. Sofranıza iki çay bardağı daha koyar nıısınız?" Sabah saat beşte uyanıyor, beş bu«,'ukta da cvden çıkmış oluyor. Ü/.üntüyle dc girse stüdyoya, özel hayatından kaynaklanan bir sorun da olsa dı^arıda bırakıyor onlan. Saat dokuzda progam bittikten sonra üzcrmden büyük bir yük kalkmış gibı oluyor. En sevdiği saatler o anlar. Mükemmeliyetçiliğin vcrdıği stres... Kımscye mahçup Sunuculuktan fırsat bulduğunda TV dlzlsind* oynuyor Zaynap. 8on rolil 'Sansar Layla'. S A Y I 354 olmama isteği... Esra Zeyncp bugünlcrde çekimlcri siiren Attila tlhan'ın senaryosunu ya/dığı Teleflaş'ta da rol alıyor. Polisiye di/ıdcki rolü "Sansar Lcyla" ya da diğcr adıyla 'yalnız gczer'. üece ya^ayan, yalnı/ ge/en bir kadın... Sabah yayınında sevecen, olduğu gibi bir Esra... 'Sansar Leyla' kılığını giyip stüdyodan giderkcn taksiye bındiğı anda şoföre "Haydi gidiyoruz" deyişiyle başlayan farklılaijma... Sctte bütünüyle 'Sansar Leyla' havasına gırdiğinı söylüyor Esra. "Bu bcnim edcbiyatçılığımdan vc çok çabuk özdeşlcşmcmden kaynaklanıyor. Bir roman okuduğum zaman, runıandaki kahramanlardan biri olmııjumdur bile. Bu kadın da içimdc yaşamaya ba^ladı. Birdcnbirc o oluyoruıtı. Leyla farklı, yalnı/lığından dolayı katı bir kadın". Esra ıçin dinlcnmek yine dolaşmak ve gitmek, u/aklaşmak anlamına gcliyor... Dalmayı özellikle yalnı/ dalmayı seviyor. 30 metre kadar derinlerdc insan olduğunu unutuyor. Uçlarda ve ölüme yakın olmayı seviyor. Cunda Adası, Ayvalık, Assos'ta bir kahvedc oturuyor, bu ke? sıradan insanlarla ba^lıyor sohbete, sorular sormaya ve onlan anlamaya... Önümüzdeki günlerde ilk şiir kitabı yayımlanacak Esra'nın. San defterlerde kalmayacak şiirleri... Şimdi ben de ayrılırken deftenme yazdığı dizeleri tekrarlıyorum sessizce... "Gece sabaha dururken / öyle bir mavi geçer ki göktcn / Kaldırır başını bakar dcni/...." M