27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

PAZARIN PEİMCERESİIMDEIM Sun Tzu'nun söyledikleri aslında sadece harp stratejisi için değil, iş âleminde siyasette, futbolda başannın evrensel sırlannı içermektedir. Bugün bu esenn ABD'de "best seller" olması özellikle ışadamlannın bu yapıta gösterdiği rağbetten kaynaklanmaktadır. Sun Tzu şöyle diyor: "Kendini ve düşmaıunı beş açıdan tanı ve değerlendir. 1. Birlik ve beraberlik 2. Hava koşullan 3. Çarpışma sahası 4. Liderlik özellikleri 5. Disiplin" Yorum: Bunlar değerlendirildiğinde, kimin ağır bastığı anlaşılır, bunlan bilmeden çarpışmaya kalkışmamalıdır. Sun Tzu bu konular hakkında nası! yeterli bilgi edinileceğini de açıklar ve şöyle der: "Bilgiler, ruhlardan ve hayaleüerden öğrenilmcz. Bunlar benzetme ya da hesaplamayla da bulunamaz. Sadece, düşmanın durumunu iyi bilcn insanlardan edinilebilir." Yorum: Çin fılozoflan Sun Tzu'nun bu sözlerini, düşman ülkede bulunan, işini kaybetmiş, terfî elmemiş ya da açgöz insanlann casus olarak kullanılabilecekleri şeklinde yorumlamıştır. Biz, bunlann yerine durumu en iyi biçimde değerlendirebilecek anketçileri koyarak, söylenenlerin günümüz için geçerli olduğunu düşünebiliriz. Sun Tzu, Silahh Kuvvetler'de hıç I kimsenin bu konuda bilgi sağlayan casuslar kadar bol keseden ödüllendirilmediğini ve en becerikli liderlerin en zeki easuslan kullandığını da söylemekte1 dir, binlerce yıl önce yazdığı eserinde. Çağımızın akıllı liderleri de anketçinin | iyisini seçüklerinde, başan kesindir. Sun Tzu, "Başarı için düşmanın enerji1 sini yok etmemiz gerekir" der. Üstada göre sürat de önemlidir, bir operasyon | yılan gibi düzenlenmelidir. Sun Tzu'nun ilkelerini uygulamak sa1 dece Kupa Galipleri Kupası'nda tur geçmeye mi yarar, ayru ilkeler grizu patlamalannın önlenmesi, zelzelelerde pel rişan olmamak için alabileceğimiz tedbirler için de geçerli değil midir? Bir Çin öyküsü şöyle der: Eski Çin'in başbuğlanndan bir tanesi, sülalesi hekimlerden oluşan bir bilgine, akrabalann hangısinin en iyi olduğunu sorar. Cevap şöyledir: "En büyük ağabeyim hastalıklara yol açan olumsuzluğu şekillenmeden gö| riir ve yok eder, adı evimizin sınırlannı geçmez; küçük ağabeyim hastahğı başl langıcında yakalar vc namı mahalleninl dışına çıkmaz, bense hastalık dört başıl mamur oluştuktan sonra damarlan dej ler, kan akıtır, ilaçlar önerir, masaj yal parım. Bildiğiniz gibi, adım padişahlar a1 rasında söylenir durur. Işte haksızlıkla1 nn en büyüğü budur." < (*) Atatürk'ün soyadı devrimi henüz spor1 cular için geçerli değildir Rakipler ve yabancıları Neubarth, VVolter, Koseckl gibi soyad1 İlahlar mı istemedi? S'nin Kupa Galipleri Kupası'nda VVerder Bremen'i yenememesi vc elenmesinin sebebi katiyen bizde aranmamalıydı. Rumen futbolcu, kaleci Reck ile karşı karşıya kaldığı halde topa vuramamış, çok kolay bir pozisyon kaçırarak, GS'yi kupadan etmişti. "Yakışmadı doğrusu bu Rumene!" "Yazık günah değil mi bu güzelim turun bu kadar kötü şartlara rağmen heba olup gitmesine..." Teknik Dircktör Mustafa Denizli futbolculann Bremen karşısında çok iyi mücadele örneği verdiğini belirtmiş, sonucu "Ancak doğa şartlannı geçemedik, futbol tanrısı yanımızda değildi. Hava vc diğer şartlar aleyhimizde olunca, tura veda ctmek zorunda kaldık" şeklinde yorumlamış, başka bir spor yazanmız da, sonucu benzer bir şekilde, "İlahlar İstemedi" başlığıyla yazmıştır. Bütün bu "elimizde olmayan" sadece kaderin cilvesi olan etkenler arasında bir başkasınm daha geçcrli olduğunu ileri süren bir spor yazanmız isc şöyle diyordu: "Alnıanın nercdcysc doğuştan sahip olduğu fizik iistünlük futbol adına konuşuyordu." Diğer spor yazarlan gazeteciler arasında aslında edebiyata en yatkın olanlann spor sayfasında çalışanlar olduğunu kanıtlayarak fikirlcnni şöyle açıklıyorlardı: "Pcmbe hayaUcrimiz beyaz karlar ü/erinde çözüliip gitti; İstanbul'da Bremcıı Mızıkacıları umulmadık bir sonuçla yarı finalc çıktılar, ama orada güzel müzik yapacaklarını hiç sanmıyorum." "Üzülme Cim Bom, seni yan finalden zamansız çıldıran hava yoksun etti!" "Karlar düşer ağlanm!" "Talih GS'ye de, memlekete de böyle bir zafer sevinci yaşatmak mutluluğunu çok gördü. "Zeminin usta futbola izin verecek damarlannı kes, fiziği dakika dakika hayvanlaşan insanın adımlanna prim tanı... Bale papuçlannı hapset, postallara sınırsı? özgürlük ver, düşünen insanı cezalandır, koşan insana sırursız akciğerler monte et, sonra faciayı bana yazdırt... GS Elendi diye." Oysa bir gün önce GS'nin keklik olnıadığını, bu takımm uluslararası karşılaşmalarda lig maçlannı aşan bir perfonrıansla oynadığını ileri sürmekteydi GS'li oyuncular. Kosecki, Rotariu ve Erdal (*) W. Bremen maçının ilk 15 dakikası içinde mutlaka bir gol atacaklannı söylüyorlardı. Amacımız, "Final oynamaktı, bunu da VVerder Bremen asla engelleyemezdi." Yusuf, "nasılsın" diye G Oalatasaray, Kupa Oallptorl Kupası'nnt 2. ayağında Br*m*n'd*n çok karia mUcadtl* «ItL soranlara "Çelik gibiyim, sadece ben değil, bütün takun öyle" diyordu. Diğer GS'li oyuncular da buna benzer sözler söylüyorlardı. Oyleyse niçin kaybettik? Kendi kendime bu soruyu sorduğum zanıan, bundan uzun süre önce Ankara'da çeşitli üniversitelerimizden gelrniş öğretim üyeleriyle beraber, Avrupa Konseyi'nden gelişmekte olan ülkelerdeki üniversitelerin sorunlannı öğrenmek için gelmiş resmi bir komisyona yaptığımız irdele* meleri hatırladım. öğretim üyeleriniz, sanki söz birliği etmişçesine, üniversitelere giriş imtihanından mczuniyet sınavlanna kadar herşeyin yetersiz ve perişan olduğunu anlatmışlardı. Kapanış oturumunda, Avrupa Konseyi Heyeti'nin Hollandah Başkanı'nın söylediklerini asla unutamam. "Türkiye'ye gelene kadar gczdiğimiz bütün gelişmekte olan ülkelcrde, hcrkes bize her şeyin ne kadar mükemmel olduğunu anlattı, sizin halinizin çok perişan olduğu anlaşdıyor. Ancak kendinizi bu şekilde irdclcyebilmeniz, sizin bu ülkcler arasında aslında daha iyi durumda olduğunuzu yansıtır, çünkü eksiğini bilmek, çekinmedcn ortaya koymak, özeleştiri yapabilmek, yannki başarının en sağlam güvencesidir.'" Bu gerçeği yaygın bir şekilde kavramadıkça biz, daha çok uzun yıllar başansızhğa uğrar sonra da edebiyat yapar, güzel ağıtlar yazanz. Bu gerçek yeni keşfedilen bir şey midir? Hayır! Binlerce yıldır bilindiğine dair sayısız belgeler vardır. 10 53 yy.'lar arasında Çin'de birçok devlet birbiriyle harp ederken, harp sanatının fılozofu olarak tanınan Sun Tzu tarafından yazılmış "Harp Sanatı" adb bir yapıt bulunmaktadır. Thomas Ceary'nin İngilizceye çevirdiği eserde, bin yılı aşkm bir süre içinde gelmiş geçmiş on bir yorumcunun düşünceleri eklenerek zenginleştirilmiştir. Bu yorumcular arasında, Lung Su (10 502556), Tang Hanedani döneminde yaşamış (618 908) Ja Lin ve Li Tren, Du Mu (803852) ve XII.yy'ın ilk yansmda Sung Hanedani döneminde yaşamış olan Cung Hao gibi önemli kimseler vardır. larıyla çağırmamıza karşılık, birimkilerı İH adlarıyla anmakta ısrar ediyoruz. 20 CUMHURİYET DERBI 29 MART 1992 SAYl 31 «I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear