Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
s Y OFRA Bekri Çeşnici Seoul Restaurant Uzakdoğu'nun damak zevkj eryüzünün üç büyük mutfağı diye tanımlanan Fransız, Türk (ya da Osmanlı) ve Çin mutfaklannın kendilerine özgu yapıları vardır. Fransız mutfağının gelişmesı, Avrupa'nın büyük kıthklarının önemlı ölçude geride kaldığı, Rönesans'ın görkemının yaşama yansımaya başladığı 16. yüzyıla rastlar ve Fransızlar ünlü mutfaklarını, bu ülkeye geldiğınde insanlarını fazlaca köylü, yemeklerini pek lezzetsiz bulan Catherine de Medicis'nın, doğduğu diyardan getirttiği uzman aşçılara borçludurlar Ama aradan geçen 400 yılda Fransızlar, bütün Batı mutfaklarını büyük farkla geride bırakan; çeşnı, kararlılık ve lezzet açısından erişilmesı güç bir mutfak yaratmışlardır. Osmanlı ya da Türk mutfağı ise geniş bir ımparatorluğun kültür sentezının hiç değılse sofrada oluşmasının ürünüdür. Türkun, Rumun, Arabın, Ermeninın, Çerkesin, tum Akdeniz'ın ve de kara iklimi diyarlarının yemek kültürü Osmanhnın sentezinde, şimdilerde unutmaya başladığımız bir mutfağı oluşturmuştur ve bu mutfak da bir zenginlik simgesidır. Başını, en belirgin kültür Çin'in çektiği Uzakdoğu mutfağı ise yoksulluğun demesek de, kısıtlı olanakların doğurduğu çeşni zenginliğinı sergiler. Bu mutfakta akla gelebilen Seoul Restauranfm bahçesınden müşterıler bir kez daha gıtmeyı dıleyerek aynlıyorlar her urün değerlendınlmıştır. Çünkü Uzakdoğu'da, mutfağın doğduğu dönemlerde nüfus yıne çok, olanaklar ise kısıtlıydı. Ve Uzakdoğu mutfağı azı çok gibi göstermenin, her olanağı değerlendirmenın bir başyapıtıdır. Avrupa ve ABD'nin bellibaşlı şehirlerini âdeta ıstila etmiş olan Çin, Japon, Kore, Vıetnam, yani tek sözcUkle Uzakdoğu lokantaları, hep bu geleneğın Urünleridirler ve pek ünlü, pek lüks olanlarının dışındakiler de, Batı'nın maddi olanakları kısıtlı insanına, biraz et, biraz sebze (ama hepsi ince ınce, ustaca kıyılmış) ile iyı bezenmiş bir tabakta ucuza doymak olanağını sağlamasa bıle göz ve damak keyfını giderırken, doymuş izlenimine kapılmak olanağını sağlarlar. Biz de ise çok uzun yıllar, tek Çin lokantası örneğiyle yetindikten sonra birdenbire çoğalan Uzakdoğu lokantaları hiç de alçakgönüllü bütçelere göre düzenlenmemiş olup, önemli bir bölüınü yüklüce hesap getırirler ve dışa kapalı bir ulkede bulunmayan soslar ve türler dolayısıyla fazla çeşni de sunamazlardı. Bu yüzdendir ki bizim "Sofra" sayfasının damak, zevkinı ana evinde, daha doğrusu baba ocağında almış olan fotoğrafçısı Hasan Deniz, Etıler'deki Seoul Restaurant') önerdığinde, genç dostumun damak zevkine güvendığım halde yine de pek gıtmek ıstemedım. Oysa dört yıldır ulkemizde olan, aynı zamanda turizmcılik ve tıcaret ışıne de soyunmuş bulunan Bay Yun'un yönettiğı Seoul Restaurant, kapıdan gırdığinız andan çıktığını/ dakıkaya kadar, muşterıyı hoşnut kılan bir servıs ve çeşnı sunuyor Ustu hemen tümuyle asmayla kaplı, köşesınde, suyu devrıddim yapan bir havuzun serınlığı ve araba seslerini bastıran şırıltısı ıçınde son derecede sade döşenmiş bir bahçede, birer viskinın yanında kimçi denen, lahana ıle ye^ıl salata arası (ama ıkısı de değıl) bir bitkıden >apılmış bol acılı Kore turşusunu (beyaz ve yeşıl yapraklardan olnıak üzere ıkı turlusu var) tattık. Daha sonra, yanımızdakı masada oturan Kore parlamento heyeti'nın yedığı soğuk nıezeleri denedik. Koskoca bir tabakta tatlı soslu dana eti, bizimkıne benzeyen, ama kızarmış olan Çin mantısı, fasulyS filızi salatası ve havyarlı karidesten oluşan soğuk mezeleri beyaz şarapla tattık. Doğrusu hepsı de son derecede lezzetliydi. Yemeğe, tavada soya fasulyesı niizinın yanında, tabıi geleneksel pirinç kâselerinin de eşliğinde, tavada acı soslu kalamar ahtapot ile başladık. Karım kalamarın sertlığını beğennıedi. Oysa Uzakdoğu mutfağında yumuşak kalamar makbul değildır. Ben ise kalamar ahtapotu zararsız, hatta ıyi buldum. Daha sonra, Kore usulü dana barbekü ıle (hepimız çok beğendık) sarmısak dılimlı, acı tatlı soslu tavuk yedik; beğendık. Acı ve tatlı sosun bir arada yenmesı Uzakdoğu ve özellikle Çin mutfağının alışılmış bir davranışı. Doğrusu çok hoş ve lezzetlı oluyor. Soğuk beyaz şarap eşliğindeki bu yemekİerı tavada kızarmış ananas ve muzdan oluşan tatlı ve Çin çayı ızledı. Guzel bir atmosferde, iyı ve güleryuzlu bir servısle, gerçekten değişık baharat ve soslarIa ha/ırlanmış değişik bir sofraya adam başı 50.000 lıra dolayında hesap ödenıyor. Seoul Restaurant'nın bahçesınden, bir kez daha gıtmeyı dıleyerek ayrıldık. Seoul Restaurant Nispetiye Cad. No: 41 Etiler Tel.: 165 47 38 163 60 87 Kışın da guzel bir atmosferde, değişık bir sofra sunuyor Seoul Restaurant