Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C A Yarışmada, son güne dek favori gösterilen ve sonunda, ilk filmını yapan Pavel Ljjunguıne'e en lyı yönetmen ödulu getıren "Taxı Blues"da, Pıotr Mamonov ıle Pıotr Zaıtchenko Ustalar gençlere karşı 43""*FESTIVA1. INTKRNATIONAL DU FILM 1X110 Al 21 MAI Atillâ Dorsay Cannes Film Şenliği, son yıllarda en az fılm izledığimiz Cannes festıvali oldu (Bir rahatsızlık ncdcmyle, bırkaç gün film göremedik). Ama görebıldrğımız 20 kusur kadar fılm, özellıkle şöyle bır tablo ortaya koyuyordu: Sincmanın "buyuk"leri, adı ustaya, gıderek dâhıye çıkmış yönetmenlerin sağlığı ve encrjisı yerındeydi. Aralarında Kurosavva gıbi 80'ını aşanlar da bulunan bu yönetmenler, her filmlerinde, lıem kendilerını yenilemek, hayranlarına yenı bır şeyler vermek hcm de yıllardır bilınen tema toplamlannı, temel bildiri, özlem ve kaygılarını "aynen" korumak mucizesini gösleriyorlardı. Ama onların yanı sıra gençler de vardı, hem de çok!.. Çoğunun yaptığı, henuz deneme, alı>tırma aşamasındaydı, ancak aralarından öyle ustaları gelıyordu kı kımı zaman daha ılk filmlerıyle kanıtladıkları yetenekleri, sinenıa sanat ve cndüstrisinı, tüm ülkelerdc beliren kaygı ve olumsu/.luklara karşın, daha uzun bir sure güvence altına almaya yeterliydi. Cannes 90'da beliren ve (üm şenliğe egemen olan temel göruntulerden biri, Doğu Bloku ulkelerindekı yumuşamanın, yumuşamanın da ötesindeki ani sistem ve siyaset değişikliklerinin sinemaya yansımasıydı. Bu radikal değisim, kimi ulkelerde yıllardır yasaklanmış filmlerin en ilginv olanlarının önumüze gelmesini sağladığı gıbi yepyeni yönetmenlerin yıllardır yasaklanmış tüm konular, temalar ve olaylar üzerinde gözüpek çeşitlemeler, taze yorumlar, köktencı saptamalar yapabilmelerini sağhyordu. Örneğin yarışmada son güne dek favori gösterilen ve sonunda, ilk filmini yapan Pavel Lounguine'e bir en iyi yönetmen ödülü getiren "Taxl Blues", Sovyet usulu yaşama, sözünı ona "sınıfsız" bir toplumdaki emekçi/aydın ılişkilerine cesur biçimde bakan, keskin mizahıyla çok şeyi eleştiren ilginç bır filmdi. "Ktıçük Vera"nın yönetmeni Vassili Pitçul'un "Karadeniz'in Geceleri Ne Denli Kara" adlı yeni filmiyse bu kez kimı Batı filmlerini andıran oldukça bağımsız yapıda, tnarjinal kişiliklere, özellikle yaşını başını almış bir üçkâğıtçı ile mutsuz bir genç kadın arasındaki trajikonıik rasllantılarla gelişen garip bir ilişkiye değinıyor ve yönetmen, bu "perestroykasonrası" fılmde bile karamsar ve Sovyet toplumunun geleceğınden umutsuz bir bakışı ortaya koymakta duraksamıyordu... Ayrıca daha önce sözunu ettiğimiz 2 film, Çek sinemasının tam 20 yıldır yasaklanmış bir örneği olan "Kulak" ve Polonya sinemasından, I98l'den berı raflarda tozlanmış olan "Sorgulama", ku^kusuz dönemleri açısından duşunülduğunde ilginçlikleri artan 2 sıyasal eleştıri örneğiydi. "Sorgulama"mn çok başarılı oyuncusu, Wajda'nın da gözdelerınden Krystyna Janda'nın en iyi kadın oyuncu seçilmesi, kimseyi şaşırtmadı. rransız sıneması, ödüllerde yer almadıysa da oldukça formunda gözüktü. Bertrand Tavernier'nin daha önce övgüsünu yaptığımız ve ölumun eşiğındeki bir babayla kızının ilışkilerını temel aldığı "Daddy Nostalgie"si, şenlikteki en duyarlı ve incelikle işlenmiş filmlerden birıydi. Ne filmin ne de baş oyuncuları Dirk Bogarde ve Jane Birkin'in ödüllerde yer almamalan, haksızlık oldu. JeanPaul Rappeneau'nun "Cyrano de Bergerac"ı ıse, "klasik" denen yapıtların içerdiği gerçek gücü ve başarılı olmak kaydıyla yeni yorumlara, yeni uyarlamalara ne denli açık olduklarını gösteriyordu. Güzel sözler etmenin de kahramanlık kadar önem taşıdığı, kadınların kalbıne yalnızca kılıç ustalıklarıyla değıl, tatlı sözlerle de girilebilen bır çağda, guzellık ve çirkinlik, gönül zenginliği ve aptallık, aşk ve görev gibi kavramlar arasındaki amansız çelişkileri, oyundakine yakın bir guçle ortaya çıkaran ve bu arada, kılıçlı, savaşlı, kavgalı bir "kltle filmi"nin koşullarını da yerine getiren Rappeneau, bu tilmle bir klasiği çağdaşlaştırmanın başarılı bir örneğini veriyordu. Gerard Depardieu'nün Cyrano kompozisyo Rappeneau'nun "Cyrano de Bergerac"ında, G6rard Depardıeu ünlü "provokasyon sahnesfnde Depardıeu'nun "Cyrano" kompozısyonu hak edılmış bır en lyı oyuncu ödülü alırken yönetmen JeanPaul Rappeneau da "klasık" bır yapıtı çağdaşlaştırmanın başarılı örneğını verıyordu 12