Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
•M EKTUPLARDAN Osman Senemoğlu Louis Althusser'den Jean Guitton'a Louis Althusser 1918 ytlında Birmandreis'te (Cezayir) doğan Louis Althusser'in yaşamında buyuk önem taşıyan baska bir tarıh de, kuşkusuz. karısı Hile ne Rytmann7 boğarak öldürduğu 17 Kasım 1980'dir. Çünkıi, o günden beri çağdaş Fransız felsefesinin bu iinlti adı yaşamını bir tımarhanede sürdürmektedir. 19371939 yıllannda, yüksek öğretmen okuluna öğrenci hazırlayan Lyon'daki Parc Lisesi'nde Jean Guitton'un öğrencisi olur. O dönemlerın koyu katolik genci Althusser, II. Dünya Savaşı'nda, öğretmeni Guitton gibi, 194045 arası, Almanlar'a tutsak düşer. Savaş sonrası, 1947 yılında Avignon kentinde Guitton'la karşılaştığmda artık başka bir Althusser vardır: öğretmenle öğrencisi arasındaki duşünsel ayrım, dostluklarmı engellemez. Hemen hemen tum bunalım anlarmda Althusser'in yanındadır Guitton. Ayrıca öğrencisinin katoliklıkten komünistliğe dönmesi Guitton'u düşünce ve inanç değiştirme olgusunu incelemeye yöneltir. Ama vardığı sonuç ilgînçtir: Tum yaşamı boyunca azize Teresa'yla Itnin'i çok iyi bağdaştıran Althusser'i, tımarhaneye yaptığı son ziyaretler sırasında, her zamanki gibi hiç değişmemış bulduğunu belirtir yaşlı filozuf. İWfJ<£4JL> ^ Sevgili Jean G., hastanedeki yalnızlığını/ sırasında beni aramalıydınız. Gelirdim. Siz unutamadığım bir insansınız. Beni niçin seviyorsunuz? Bilmiyorum. Ben sizi niçin seviyorum? Bildiğimi sanıyorum. 1936'da Lyon'da, Lyon'a yüksek öğretmen okulu hazırlık sinıfına öğrenci olarak geldiğimde bir hiçtim ve bunu biliyordum: Elleri boş bir yolcu, geçmişi olmayan bir yeniyetme, kültürsüz bir öğrenci. Büyükbabam ve büyükannem Morvan'da(i) yaşayan yoksul köylülerdi: Büyükbabam Jules Ferry(2) döneminde, Cezayir'in en vahşi ormanlarına korucu olarak gitmiş. Böyle bir aileden gelen annem ve babam da ellerinden geleni esirgememişler. Annem evlenmeden önce altı ay ilkokul öğretmenliği yapmış. On üç yaşında bir hiçten yola çıkan babam, bir bankada çalışıyordu. Annem, iyilik yaptığını sanarak kızkardeşimle bana piyano ve keman dersleri aldırır, her pazar "klasik müzik konserlerine" götürürdü. Ama ben hiçbir şey "almıyordum" Onlara "çekmemiştim!" Okulda genellikle birinciydim, ama bunu önemsemiyordum, beş paralık bir dcğeri yoktu! Lyon'da sizinle karşılaştım ve olağandışı bir şey oldu: Tam bir mucizeydi bu. Bana bir şcy öğrctmediniz (Bunda bir suçlama aramayın. J. Lacroix'nın(3) öğrettikleri sizinkilerden de az ve bunun temel nedeni hiçbir zaman birşcy öğrcnemcmcm, hiçbir zaman bir şey bilmeınem, hep aynı yerdeyim) ama "anahtarlar" verdiniz. Bir kavramla, iki kavramla ilişki kurmayı, bunları düzenlemeyi, karşıtlaştırmayı, birleşlirmeyi, ayırmayı, sac Ustündeki gözleme gibi ters yüz etmeyi ve "ycnilmcsi" için "sunmayı" öğrettiniz. Kuşkusuz bunları kendimc göre anladım ama anladım, çünkü çok değerli olduklarını gördüm. Sanatınızda "oyun" vardı ve kuşkusuz bu nedenle o sanattaki bir şeyleri kendi malım gibi gördüm: Elde yapılmış araçlarla gerçeklcştirilen, düşünccmaddcnin bir tür zanaatsal işlenmesiMorvan'daki tarla ve ormanlarda maddemaddeyi işlerken büyükbabamdan öğrendiğim çalışmaya çok yakın bir yöntemdi bu. Bir de sıradan madde gibi maddemadde gibi işlenildiğine göre bu düşüncemaddedc kültürün verdiği yüksek saygınhğın bulunmadığı duygusu vardı (belki de bu nedenle size bağlı kalmadım.) Bunu anlamış, sezmiş, önceden kestirmiş miydiniz? (...) Sonra başkalarının yalnızca kaçınmayı düşündüğü birçok "şeyi", örtmece sözlerle ve suskunluk içinde bile dostluk ve sezgiylc anlayabilen bir insandınız (Avignon'u vc öteki yerleri anımsıyorum). "Başkasının mutsuzluğu kadar kolay dayanılabilen bir şey yoktur." Siz benimkilere dayanmıyordunuz. Mutsuzluklarım belirgin olmasa bile onları anladığımzın göslergesiydi bu. Inanın böyle bir şeye pek sık rastlanmaz; bu konuda çok iyi bir tanığım ben. Bütün bunlar ncdcniyle sizi scviyorum. "Düşünce" bakımından sizden çok uzak olduğum için üzülmeyin. Iknn'nın evinde herkese yer vardır. Düşünceleriniz benimkilerden çok uzak diye ben üzülmüyorum. Gerekçelerinizi paylaşmasam da düşüncelerinize saygı duyuyoruın. Uerisini siz kendiniz söylemiştiniz bana: Başka bir dunyadansınız siz, bu dunyadan çok ileride, ama öylesine ileride ki siz çok çok gerilerden geliyorsunuz. Gecikmenin ileri gitmeyle karıştığı bu durumlar beni hcp buyülemislir (Lenin'in "eşit olmayan gelişme" durumlarına büyük tutkusu vardı; bu deyişin yargıyla hiç ilgisi yok). Şaşırtıcı buluşlar çıkabilir bundan. Sizi her zaman zevkle okuyorum. Açıklık isteğinizi, dilinizin başansını, buluşlannızı seviyorum hepsinden çok hoşuma giden de söylediklerinizle olan neredeyse maddesel dolaysız ilişkiniz. Platon'da maddecilik ustüne tez hazırlayan bir arkadaşım var. Her büyük felsefede zorunlu olarak maddecilik bulunduğu düşüncesini savunuyor. Bir dilek olarak değil, deneyimlerime dayanarak bu yasayı, söylediklerinizden çok söyleyiş biçiminizle ve eylemlerinizle, kendinize göre doğruladığınızı düşünmeme izin verin. (...) Sevgi dolu, bunun sozde kalan bir şey olmadığını siz de bilirsiniz, selamlarımı yolluyorum. Louis Althusser A Jean Guitton Çeşitli öğretim kurumlarında uzun yıllar felsefe öğretmenliği yaptıktan sonra, 1955 yılında, 54 yaşındayken Sorbonne'da felsefe dersleri vermiş olan Guitton, Katolik eğilimli olmasına karşın, Fransa'da çeşitli kesimlerden aydını ve politikacıyı etkilemiş bir düşünürdür. Ozellikle 1985 yılında yayımladığı son yapıtlarından biriyle toplumun geniş kesiminin ilgisini çeken Guitton, o güne dek, Fransız Akademisi'nin yaşlı ve sofu bir üyesi olarak yaşarken birden yayıncıların peşinden koştuğu bir filozof durumuna gelmiştir. Ünlü düşünür, Bergson 'dan Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'a, Jacçues Chirac, Papa Paul VI, Heidegger, vb. gibi değişik alanlardan birçok kişiyle olan ilişkilerini anlattığı anılarında, Louis Althusser'e özel bir yer verir. Guitton'un anılarında gözlemlenen ilginç bir özellik de, Althusser'in mektuplarmda kullandığı övgü dolu tümcelere uyguladığı "sansür"dür: Yayıncıtar, Guitton'un kendisine ilişkin övgüleri, "Yaşlı bunak reklammı yapıyor derler" gerekçesiyle çıkarttıktan sonra anılarında kullandığını belirtiyorlar. tbret verici ve ender görülebilen bu ilişkinin yaşlı kahramam Guitton, anılarında Althusser'e ayırdığı bölümle, "örnek bir dostluğun belgelerini gün ışığına çıkararak insanlığa anlamlı bir ders vermiştir" demek çok abartılı bir saptama sayılmaz. (1) Morvan, Fransa'da, Massif Central'in kuzeydoğusunda yer alan bölge. (2) Jules Ferry (18321893), Fransız devlet adamı. Dışişleri Bakanlığı sırasında Fransa'nın Afrika ve Asya'daki sömürgeci yayılımını destekleyerek gelişmesinı sağlamıştır. (3) Jean Lacrolx (19001986), Fransız lilozof. Marx ve tanrıtanımazlık ustüne çalışmalarını odaklaşlıran düşünür, aynı zamanda Le Monde Gazetesı'ne de felsefe yazıları yazmıştır. 22