27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

E V E K O N O M İ S İ Meral Tamer Kıl payı bir 'kazık' üzerine.. Indirim gününden bir gün önce yediği 15 bin liralık bir 'kazık'tan hareketle, bize ABD'deki tüketicisatıcı ilişkilerinden ömekler getiren okurumuz, orada, bir ayın geçmediği belgeiendiğinde, indirim öncesi ödenen fazlalığın geri alınabileceğini anlatıyor. stanbulŞişli'den bize yazan Canan Big Dağdeviren adlı okurumuz, Osmanbey'deki Big Boss mağazasından, indirimden bir gün önce 15 bin lira daha fazla ödeyerek satın aldığı giysilerin, aynı gün 500 metre ötedeki Big Boss tnağazasında indirimli fiyattan satıldığını görünce duyduğu şaşkınhk ve öfkeyi dile getiriyor. Mektubu dikkatle okuyun. Canan Hanımm Amerika'dan verdiği örnek, bizim tüketicimiz için ne kadar yabancı! Ama işin temeline inerseniz, üretici ve pazarlamacı açısından uzun vadede oldukça kârlı bir yöntem. Acaba Türkiye'de de indirimden haberi olmayan ve indirim başlamadan birkaç gün önce alışveriş yapan tüketici, satış fişini belgelemek suretiyle benzeri bir uygulamadan yararlanamaz mı? Ticaret ve Sanayi Odalan bu yönde bir öneriyi kendilerine üye kuruluşlara benimsetemezler mi? Mektubun 13 temmuzda yazıldığını ve Bayram nedeniyle postadaki aksamalar sonucu elimize geç geçtiğini de ekledikten sonra, sözü Canan Big Dağdeviren'e bırakıyoruz: "Benim dile getirmek istediğim kunu, bir mağaza zincirinin 500 metre mesafedeki 2 dükkflnındaki yönetim ve uygulama farklı Kurbanlık koyun Bayram sabahı ö/urse... Kızıltoprak'tan bize yazan Cevval Karpat adlı okurumuzun başından geçen olay da hayli ilgihç. Cevval Karpat'ın, kardeşi için Bayram öncesinde satın aldığı kurbanlık koyun bayram sabahı ölüyor. Anlaşılan okurumuz bu ölmüş koyunu ne yapacağım diye kara kara düşünürken, satıcı firmanın bu zararı tazmin etmesi kendisini çok sevindiriyor. Ancak bu arada ölmüş koyunun ne yapılacağı konusunda belediyenin kendisine verdiği yanıt da epey şaşırtıcı. Dilerseniz Cevval Karpatın mektubuna kulak verelim: "Kurban Bayramı nedeniyle kardeşim adına Migros'un LeventZincirlikuyu kurban satış yerinden satın aldığım kurbanlık koyun, 22 temmuz günü evimize teslim edildi. Ben her zaman kurbanlık koyunu aynı yerden satın almayı adet edinmişimdir. Bayram sabahı yani 24 temmuz sabahı Bayram namazından eve geldiğimde bir de baktım ki koyun ölmüş. Belediye'ye ölüyü kaldırması için müracaat ettim. Bu müracaatıma hem de semt karakolu vasıtasıyla verilen yanıt, "ölüyü umuml çöp kutularına atın" oldu. I lıgı. Eşime giysi almak iizere alışverişe çıktıgımızda kendinc bir ceket aramakta olan kilolıı bir dostumuza rasllayınca alışverişe birlikte devam etmeye karar verdik. Osmanbey'de yaya geçidi allındaki "Big Boss"u görünce, tamam dedim, burada mutlaka büyük beden bulabiliriz. Girerken, viırin kısmında tadllat yapılmakta oldugunu farkettik. Yukanda büyük bedenin dışında bedenlerde satıldığı anlaşıldı. Eşim pantolonları, arkadaşımız ceketleri denediler. Flyatlar, indirimler, büyük hesaplar sıcak ve basık magazada uzun uzun konuşulup tarnşıldı. Sonunda indirimli, fişli 2 pantolon, 2 kravat ve indirimli fişsiz 1 ceket alındı. BUtün bunlar olurken, bir görevlinin elindeki "TADtLAT DOLAYISIYLA İNDtRİM" tabelası dikkatimizi çekti, fakat bir ay sonra kullanılacagını söylediler. Ödeme yapıldı, çıkıldı; Şişli'ye yürünürken aynı hizada bir pasaj içinde bir başka Big Boss" levhası görülüp içeri girildi. Hemen bütün mağaza indirim etikr'leri ile donatılmıştı. Sonuçta anlaşıldı ki bütün indirim ve fişsiz alışverişe ragmen biz 15 bin lira aldatılmışız. Döndük ilk yere, durumu anlatıp farkın bize ödenmesi gerektigini söyledik. Hayır dediler, siz alışverişinizi bu fiyatlardan bitirdiniz. Biz yarın tenzilata başlıyoruz. Onlar bir gün önce başlamışlar. Peki dedik, hani levhanız bir ay sonrasına hazırlık içindi? Dediler ki o sordugunuz kişi bugünlük burada, bilemezdi. Ya tezgahtar hanım? Ses yok. Ben Şişli'de oturuyorum. O mağazanın önünden geçtikçe sadece bir gün için orada olduğu söylenen kişiyi sürekli mağazada görmekteyim. Böyle bir durumun çok utanç verici bir uygulama olduğunu, kapkaççılıkla bir yere vanlamayacagım, aksine kayıplara neden olabilecegini Amerika'da başımdan geçen aşagıdaki örnegi onlara anlatarak izah etmeye çalıştım. ABD'de bir büyük mobilya mağazasından bir orta sehpası almıştım. tkinci kez aynı mağazada aynı sehpanın ° o 50 indirime girdiği/ ni göriip tezgâhtara ne büyük şanssızlığa uğradıgımı anlatıyordum ki, hayır dedi, belki de şanslısınız. Aldıgınız 1 ayı geçmemişse ve bunu belgelerseniz siz de bu indirimden yararianabilirsiniz. Cerçekten de şanslıydım. °/o 50 indirime dahildim ve artan parayla ekleme yaparak orta sehpama uygun iki yan sehpa da alabilmişlim. Mağaza da kflrlıydı, sonuçta üç sehpa birden salıtııs oluyordu. Bunu anlaup yaklaşım farklılığı yanında, kftrzararın nerde oldugunu vurgulamak, 10 yıl sonra dahi bir başka ulkede kendinden, hizmetinden söz ettirecek yerierin varlığını ve hizmel anlayı.şlarının getirdigi kârlılıgı anlatmak istedim. Tabii ki onlar da anlamak istemediler, ya da anlamadılar. Sanırım Big Boss gibi yerierin küçük hesapları ve aldatmacalan o ınini minnacık sınırlarda çerçeveli kalacak." Mağaza sahibi Aleaddin Yavuz'la acele edip telefonla görüşen arkadaşımız "15.000'i dcgil, ama 10.000 TL'yi iade ederim" sözüyle gidip 10.000 TL'sını geri almış. Mağazanın adı Big Boss, Bizler Ahınet, Mehmet gibi adı bilinmezanılmaz tüketiciler. 15 bin TL kimseyi zenginfakir etmez. Ama "5000 TL'yı cebime atıp ancak 10.000 TL'yı veririm" pazarlıkları böyle bir mağazalar zincirinin adını zedeler. Ülkemizde her şey kavga ederek ve söke söke mi halledilir? Bunun karşılıklı.'insanca, hakça ve lütfen gürültüsüz yolu yok mudur? Big Boss'un çalışanlan, yönetenleri kendi mağazalarından adımlarını dışarı attıklarında, yani çöplüklerini bırakınca, benzer yaygın mantıktan nasiplerini almazlar mı? Alıp uyanmazlar mı? Saygılarımla." D 48 bin liralık mayo için 150 bin liralık yol masrafı (!) "Antalya ya git, değiştir" urtdışına ihracat da yapan, büyük mü büyük, ünlü mü ünlü bir mayo firmasının ürettiği beyaz üzerine kırmızı puanlı bir mayo, daha önce de bu sUtünların konuğu olan mücadeleci okurumuz Hayriye Tolunay tarafından, Bayram tatili için gittiği Antalya'da satın alınıyor. Ancak 48 bin lira odenerek satın alınan bu gösterişli ve şık bikininin alt kısmı, Hayriye hanımın denize ilk girişinde bembeyaz oluveriyor, yani kırmızı puanlar yok oluyor. Mayonun üst kısmında ise bir şcy yok. Hayriye Tolunay, araya Bayram tatili girdiği ve dükkânlar kapalı olduğu için Antalya'da malı satın aldığı mağazaya bir daha uğrayamıyor ve firma da çok ünlü olduğu ve ünlü firmanın merkezi de zaten Istanbul'da bulunduğu için "Istanbul'a dönünce ben bu mayoyu nasıl olsa saglamıyla degiştiririm. Çünkü mayoda üretim hatası oldugu o kadar bariz ki.." diyor. Ancak Hayriye Tolunay lstanbul'a gelip te Osmanbey'deki mağazada kendisini karşılayan Atilla Beye durumu anlatınca işler değişiyor. Atilla Bey ısrarlı: "Mal Antalya'dan alındıgı için Anlalya'ya gidip deglftirmenlz gerek. Blz buradan degiştiremeyiz," Hayriye Tolunay ise "tam gerçeğl soyledlgine pişman. Çünkü mayoyu Antalya'dan aldım dememis olsa, İstanbul'dan aldıgını söylese, kendisine sorun çıkartmadan degiştirecekler." Hayriye Tolunay, "Ben 48 bin liralık mayo için 150 bin liralık uçak parası mı vereyim? Çaiıstığım 1$ yerinden Izin mi alayım?" diye üstelediğinde Atilla Bey, "bu bakkını arayan tüketicilerden de pek bıktıgını' söyleyip "Yapacak bir şeyim yok," diyor. "Insanı bezdirmek ve mücadele etmekten vazgeçirmek istlyoriar, ama ben yılmadım," diyerek sözlerini sürdüren Hayriye Tolunay, sonunda bu çok ünlü mayo firmasının Bayrampaşa'daki fabrikasını buluyor ve orada moyuyu ilk gördüğü anda, "Bunlann tümünüD kumaşı hatalıydı. Bütün magazalara geri gelen mallan almalan İçin talimat vermiştik," diyen satış müdürü Erol Bey, mayoyu derhal geri alıyor. Şimdi acaba Atilla Bey, kimin ve neyin hesabına bu işi yokuşa sürüyor? Kendisine Antalya'daki malları geri alma mı denmiş, yoksa yaptığı iş kendi işgüzarlığının sonucu mu? Bazen biz insanlar hiç gereği yokken birbirimize hayatı zorlaştırmak için ne lüzumsuz şeyler yaparız değil mi?.. D 5 Y Bayram ertesi ise Migros Genel Müdürlüğü'nün sekretaryasına telefon ederek başıma geleni anlattım ve zararımın telafi edilip edilemeyeceğini sordum. Yarım saat sonra Genel Müdür Muavini Oktay Irsıdar beni arayarak "Geçmiş olsun. Ellmizde kurban kalmadı, zararınızı nasıl telafi etmemizl tercih ederslnlz?" dedi. Bu satırları hem Migros Genel Müdürlüğü'ne teşekkürlerimi sunmak, hem de diğer Cumhuriyet okurlarını haklarını aramak konusunda girişimde bulunmaya cesaretlendirmek için yazıyorum. Biz tüketicllerin türedi kişiler, esnaflık adabını ve sorumluluklarını bilmeyenler tarafından istismar edilmesinin önüne geçebilmek, ancak bu alanda mücadele vermek ve verilen mücadeleyi birbirine aktararak örnek oluşturmaktan geçiyor. Saygılarımla... D 20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear