23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Gemiyi terk etmeyen kaptan gibi... "Arabam Desoto, 1953 model; ben Cafer Pars, model 1924" diyen Bodrumlu 'Cafer Dayı' tam bir direksiyon sevdalısı. Ona göre, "Arabada yatmanın zevki başka..." Oral Gönenç / BODRUM oyün otopark olarak aynlmış yerinde iki duvarın bırleştiği kdşenin orada, hemen göze çarpıyor araba. Model es>ki; ama plakası tek harfli, dörl sayılı, yenilerden... Hani şu sadece plakası satılıp sonra kendısı "hususi"ye çıkan eski taksilerden olacak. lçinde "hayat" olduğu bclli; ön camın kıyısında gaz lambası; yanında küçük bir vazo, içinde çiçekler; arka camdan görunecek şekilde yerleştirilmiş pasaport, ehliyet, biriki resim... Arka koltukta yığılı takım elbıseden kazağa, ayakkabıya kadar giysiler, çarşaflar yastık kılıfları. ön koltukta ozenle yapılmış yatak... Çevredeki ağaçlarda asılı yıkanmış çamaşırlar, çoraplar, pantolonlar. Arabanın çevresinde boş rakı şişeleri, dolu su şişeleri .. Bagaj kapağı kaldırılmış, içi tam "bekar mutfağı"... Bir mutfakta ne gereklıyse var; ama darmadağınık. Bcyaz saçlı, ufak tefek, güleryüzlü, yaşlı "ev sahibi" davranıyor: "Buyrun, hoşgeldiniz!" "Adım mı? Cafer Pars. 'Cafer Dayı' derler... Bakmayın arabanın tstanbul plakalı olduğuna, ben doğma büyüme Bodrumluyum. Arabam Desoto, 1953 model; ben Cafer Pars, model 1924..." "Kırk'ların başında başladım şoförlüğe... önce Sıvas'ta, oradan lstanbul. Yıl 1949..." "Bir dakika, şu soğanı kavurayım yanmasın..." "Evet, burası eskiden arabanın bagajı idi, şimdi mutfak..." "Psst! Ah şu kediler!.." "Arabanın ıçınde mi? bir cve ne lazımsa hepsi. Yorgan, battaniye çarşaflar, takım elbiselerim filan .." "Hah soğan kavruldu, biraz da salça..." "Istanbul'da 1953'e kadar çeşitli vasıtalarda şoförluk yaptım. 1953'te lETT'ye girdim, otobüs şoförü olarak. Sekiz sefer Almanya'ya gittım otobüs getirmeye..." "ScanıaVabis'ler, Bussing'ler, Mercedes'ler, Hollanda'da Ingilizlerden teslim alıp Ley Kırk beş yıllık şoför 'Cafer Dayı' Desoto'sunda yaşıyor K Geçimsiztik yuzunden Istanbul'daki evini terk eden Cafer Pars, 1953 model Desoto'sunu, Bodrum'a gelip yerleşmek içln satn almış Sonra da arabasında yaşamaya başlamış. land'ları getirdik en son.. " "Arabanın ıçi mi? Geceleri hiç soğuk olmuyor. Yok canım; ne örtünmesi, yatarken çekiyorum kafayı. Gece uyanıp yine çekiyorum, sabah kalkıyorum yıne çekiyorum akşama kadar... lşte böyle!" "Yirmi altı sene tETT'de otobüs şoförlüğü yaptım. Her dört garajda. Şişli, Levent, Topkapı, Bağlarbaşı hepsinde çalıştım. Magirus'lar, Skoda'lar..." "Bu köyde beni çok seviyorlar. Gel otelde yat, gel evde yat diyorlar. Ama arabada yatmanın zevkı başka..." "Leyland'larda bir şoförün oturduğu yerde vardır kalorifer, bir de biletçinin oturduğu yerde. Yazın cayır cayır yanar, kışm buz..." "Başımdan gcçcnler mi? Kitap olur kitap.,. Ben yolcuyu çok severim, yolcu da beni. Hep "durak harici" durur, yolcu alırdım; bir çocuk bile olsa elini kaldıran..." "Hiç kötü hatıram yok, takdirnamelerim var bir alay..." "Şimdikı otobüs şoförleri çok sinirli. Tabii sabah aceleyle üç zeytin yiyip koşuyorlar işe, çıkıyorlar otobüsün üstüne. Adam bir tur yapıp geliyor karnı zil. Yol tıkanır geç kalırsın oturup bir yemek yiyemezsin. Ben ekmeğin içine koyardım akşamdan kalan etı, balığı, hem yerdim hem giderdim..." "Burada mı? Her ycmeği pişiriyorum. Sebzeler, balıklar..." "Şoförlerin yüzde doksanı hastadır mıdeden. Tabii sinirden dolayı..." "Kolay değil; sabah evden karısına kızıp çıkan, hırsını otobüs şoföründen alır. Bu yüzden birçokları başlar; ama dayanamaz bırakır otobüs şoförlüğünü. Bir ay, iki ay, taş çatlasın bir yıl. Benim gibisi azdır..." "Bu Desoto arabayı buraya gelmek için aldım..." "Hanımla geçinemedim, ondan geldim. Gideyim bari memlekete dedım..." "öğleyin saat bırı çeyrek geçe lstanbul'dan ayrıldım, gece yarısı lzmir'e geldim. Park ettim arabayı, bir şişe rakı aldım. Orada yarım şişe ile kafayı buldum. Sonra kalkınca da gerisini çektiın çıktım yola yeniden..." "Yolda bir BMW'yi geçtim, sonra o da beni geçti; sağa çek diye ışaret verdi; benım arabanın her şeyi bozuk kilometre saatı filan. Adam yüz elli kilometre hız yapıyormuş ben onu geçınce şaşırmış..." "Arabam iyidir, ön camda taşıt pulu yok. Şimdi "gayri faal"de ondan..." "Bir dakika, şu yemek kaynasın, ocak boşalınca size kahve yapacağım...." "Psst! Ah şu kcdilcr, akşam balık pışırdimdi de, yetmedı verdığım; hâlâ kalanları ibtiyorlar..."D Geçmişe özlemde Amerikan usulü: Ellilerin otoları salonda # Hem ellili yılların hem de o dönemin Amerikan arabalannın özlemını çekenler ıçın ama tabıı Amenkalılar değil, Fransızlar tarafından fotoğraflannı gördüğünüz ılginç mobilyalar, Paris'te Montpamasse'dakı bir mağazada satışa sunulmuş. Sokia, 1957 model bir Chevrolet "Bel Aır"in arka bölümünden hazırlanmış bir kanape (8 ile 16 milyon TL arası) ve sağda, aynı Chevrolet'nm ön kısmından yapılmış bir çalışma masası (17 milyon TL). "Ko/tukChevrolet'nin slop lambalan çakştyor ve benz/n kapağmın içinde bir radyo yBrahyor. "MasaChevrolet"nin ise arabanın ori/malkapı kolu ile açılan beş adotgeniş ı derin çekmecesl var.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear