Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S A Ğ L I K Erdal Atabekl Direncin en az olduğu yer Kendini tanımak, insana, "zayıf noktalarını" ortadan kaldırmak ya da onları "güç noktaları"na dönüştürmek şansı verir. İşte bu yüzden önemlidir vücudumuzdaki "Locus Minoris Resistantia"yı yani "direncin en az olduğu yer"i bilmek. böbreklerin bozulmasına ve romatizmaya yol açar. Burada hastalıklı noktadan yayılan etkilerin bedenin bağışıklık sisteminin kendi içinde etkitepki sistemini işletmesine yol açınası bulunmaktadır. Bu tepkilcrin yol açtığı hastalıklar, ilk kaynağın önemini kat kat aşan sorunlar yaratır. Peki, bedenimizin "zayıf noktalan" varda "ruhsal zayıf noktalarıınız" yok mu? Olmaz olur mu? Elbette var. Hepimizin kimbilir kaç "zayıf noktası" var. Bir düşunsenize "direncin en az olduğu yer"i. Bu kimimiz için ç^cıığumuzdur, kimimiz için işimiz, kimimiz için çevrenin verdiği değer. Orada zayıfızdır, orada bütun ölçülerin dışında duyarlıyızdır. Bu da "ruhsal zayıf nokta"mızdır. Stres dediğimiz olayın kültürel, kişisel özellikleri budur. Her olay herkeste değişik etkiler yapar. Olay budur. llaç olan bitkiler Belladonna bitkisi • "Belladonna" güzel kadın demektıı. İtalyanca "bella" güzel "donna" kadındemektır. "Belladonna", "güzelavratotu" olarak anılır eski bitkibilim dilımızde. Romalı kadınların bu bitkının çıçek ve yapraklarından elde ettıkleri sıvıyı gözlerine damlatarak gözbebeklerini büyütmelerinden ötürü, bitkiye "güzelkadınotu" denmiştir. "Belladonna"nın etkılı maddesı "Atropın"dir. "Atropin", gerçekten de gözbebeklerini büyütür. Ama etkisi bundan çok daha geniştir. Bedendeki düz kasları genişletir. Bu amaçla da düz kasların kasılmasıyla kendini gosteren spazmların sağaltımında kullanılır. Spazm, bronşlar, mide, bağırsaklar, safra kesesi, idrar yolları gibi düz kaslarla işlev yapan organların istenmeyen kasılmalarıdır. Bu durumlarda "ağrı kesiciler"le birlikte "spazm çözücüler"in erkesin bedeninin bir zayıf noktası vardır, insan da bunu bitir. Üşütünce, yorulunca, ayaklar ıslanınca kimimizin midesi ağrır, kimimizin bademcıkleri şişer, kimimmn safra kesesi mızıldanır. İşte "Locus Minoıis Resistantia" dediğimiz bııdur. "Direncin en a/, olduğu yer." İnsan, bedeninin zayıf noktasını bilır. Onu nelerin zorladığını da /aman içinde anlar. Bedenimı/in zayıf noktası nasıl oluşmuşlur? Neden orası zayıflamıştıı? Bu sorunun doğru yanıtını "retrograt geriye d ö n ü k " incelemelerle bulmak güçtür. Farkında olmadan geçirilmiş yangılı bir hastalık, orada yuvalanmış mikroplar, oradaki dokuların incinmb olması gibi nedenler orayı bir "/ayıf nokta" yapmıştır. " O r a s ı " , bir anlamda hayatımız için H önemli bir uyarıdır. " O zayıf nokta" bize nclerden kaçınmamız gcrektiğini, neleri yapmamızın doğru olmadığını duyurur. Rir anlamda, hayatımızın düzenlenmesinde rol oynar. Ama bütun bunlar, bize "direncin en az olduğu yer"in yararlı olduğunu düşündürmesin. Tersine orada her zaman bir hastalık kendini göMerebilıı. Hem de hiç taeklemcdığimiz, hiç ummadığımız bir zamanda. Aynca oradaki sinsi enfeksiyon surekli bir mikrop etkisini bedene yayarak çeşitli zararlar verebiliı. "Fokal enfeksiyon" dcdiğimiz böyle bir hastalık odağı, bir diş çürüğü olabilir, bir safra kesesi yangısı olabilir, yangılı bir appendiks olabilir, ya da bunlara benzer bir "hastalıklı nokta." Oradaıı yayılan sürekli etkiler, giderek Kendini tanımak Kendini tanımak önemli bir iştir. Kendi bedcnini tanımak, kendi ruhunu tanımak. önemli bir iştir. Ruhbilim felsefesine göre, kimse kendini tanı anlamıyla tanıyamaz. Çüııkü insan kendınc bakışında nesnel (objektif) olaınaz. Kendimize gcne kendimbden bakarız ve nesn»l olamayız. Bu değerlendirme doğrudur. Ama insanın kendi "zayıf noktalarını" görmesine engel değildir. Kendini tanımak, " z a y ı f ve "güçlü" noktalarının bilincinde olmaktır. Kendini tanımanın önemi Kendini tanımak, insana "zayıf noktalarını" ortadan kaldırmak ya da onları "güç noktaları"na dönüştürmek şansını verir. Bu şansı kullanamamak bazı nedenlerden otürüdür: Küçümsemek ve önem vermemek, hiç fark etmemek, alışmak ve yadırgamamak, çaresi olmamak, daha önemli sorunlar arasında boğulmuş olmak. Oysa, "Locus Minoris Resistantia" (direncin en az olduğu yer) snndığımi/'dan daha, çok daha önemlidir. \ln krıtik anda, bizi "içimi/den vuran" odıır. I:.n güçlü olmamız gereken zamanda bizi hastalandıran, zayıfduşuıcn, gııçsüz düşüren "zayıf noktalarımız"ı tanımak, onlara karşı yapabileceklerimiz olduğunu da belirtir. Yapabileceklerimizin birisi, onları ortadan kaldırmaktıı. Surekli enfeksiyon kaynağı olursa, bademciklerimiz alınabilir, safra kesesi sağaltılır, apandisit ameliyatla çıkarıhr. Her zayıf noktamızı ortadan kaldıranıayız. Bazılarını unımamız, onlarla bırlikte yaşamayı oğrenmcmiz gerekir. Stresler bu lürdendır. Strcslcrı ortadan kaldıramayız. Stresler, hayatta karşıİaştığımız etkılerdir. Stresler, onlara karşı gösterdiğimiz tepkilerdir. Streslerin bızim ıçııı zayıflık değil, bizim için güç olmasını öğrcnmemız gerekir. Yaşamayı sanat kılan da bunlar değil mi? "Belladonna" ya da TurkÇesıyle ••Güzelavratotu" adh nı, bu brtklnin vvısını gt>7İenne damlatemk götbebeklennı buyutmeyp çalışan Eskl Romalı kadınlardan almış. Akut romatizmal ateş • 14 yaşında bir genç kızdı.önce boğazında bir ağn başladı. Sonra ateşi çıktı Tıtremeyle çıkan ateşi yüksek derecelere ulaşlı. Bırkaç gı'ın sonra ateşi düştü. Boğaz ağrısı geçtı Hastalık geçmıştı Bu olaydan on gün sonra sağ el bileğl ağrımaya başladı, sonra şıştı. Aynı elin dirseğl. sonra öteki el bileğı, sağ ve sol ayak bileklerı ağrıdı ve şişti Bu hastalık tablosu, "akut romatizmal ateş"tır Kımı zaman oklemlerde hiçbir ağrı ve şışlık olmaz. Ama "akut romatizmal ateş" başka organlarda kendini gbsterır Hastalığın en önemli yerleşimı, kalp dokusudur Kalbin üç tabakası, en ıçte endokard, ortada miyokard, dışta perikard hastalanır Kalpte görulon belırtilerin önemlileri, kalp kapaklarının hastalık nedenıyle bozulması ve kalbin ıleti sistemındeki bozukluklardır. Kalp hastalıklarının bozuklukları, iyi bir sağaltım yapılmazsa kalıcıdır ve sonrakı yıllarda "kalbin kapak bozuklukları" olarak kendini gösterir Kalbin kapak bozuklukları, sonrakı yıllarda operasyonla duzeltıhr Düzeltilemezse durum , "kalp yetersizliği"ne doğru gelişır. Bu da cıddı bir hastalık durumudur. "Akut romatizmal ateş" genellikle en sık olarak 515 yaşlar arasında görülür Beş yaşından önce ve 25 yaşından sonra ılk atak olarak nadırdir. Burada geçirilmiş bir boğaz enfekslyonu ya da başka bir enfeksiyon bulunması önemlidir. EKİemlerin ağrıması, şişmesı her zaman bulunmaz. Onun ıçın de geçirilmiş bir enfeksıyondan sonra ateş düşmüyorsa, enfeksıyonun surduğjjnu gosteren belırtıler varsa (lökosıt sayısı yükseklığı, sedimentasyon yuksekliği gıbi), romatizmal testler dediğımiz laborat Jvar araştırmaları pozıtılse, kalp ıleti bozuklukları görülüyorsa, "akut romatizmal ateş" düşünülmelı, gerekli sağaltım yapılmalıdır. Sağaltım, enfeksiyona karşı, en lyısi penisilin preparatları, antirornatlzmal sağaltım, gerektiğınde kortızonlu ılaçlardır. Ll kullanılması ya da ağrı kesici olarak spazm çözücülerın kullanılrnası gerekir. "Atropin", bu etkiyı sinir sistemi üzerindeki etkisiyle yapar. "Kolinerjık sistem" denilen sinir sistemi, bedenimizin birçok organmda kendine özgü etkiler yapar ve parasempatik sempatık sistem dengesıni sağlar. Bu dengenin bozulması, organların "kolinerjık sıstem" etkisiyle hareket etmesı bazı hastalıkların özelligidir. Böyle bir durumda, antıkolınerjik ilaçlar kullanarak, kolinerjik sıstemin üstünlüğünü, buna bağlı olarak da hastalık durumunu ortadan kaldırırız. "Atropin"ın ilaç olarak kullanıldığı durum budur. Aynı etkıyle, aşırı terlemenın azaltılmasına yardımcı olur Bugün, bu alanda kimyasal kökenli ilaçlar da kullanılmaktadır, ama Romalı kadınların güzellık maddesi, ilaç olma ozelliğini sürdürmektedir. D 15