26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

S A Ğ L I K Erdal Atabek İ Hangi hastalar oruç tutamaz? Oruç tutmanın kişi üzerindeki etkileri, kişinın. sağlık durumu, hastalıkları dıkkate alınarak değerlendihlir. Bu konuda doğru yol, bir hekimin kontrolünden geçmektir. Ç Ç ^ ^ en oruç tutabilir miyim?" Soru• m y>\ soran, "duodenal ulser"lı bır mm hdsta Oııa ııeden oruç tulamayacağının lyı anlatılnidM gerekıyoı U/ıın açlık saatlennın mıdcdekı asıt salgısını aııtııaca ğını, asıt salgısının artışının ülser üzerindeki olumsuz etkılerını, uzıııı saatler boyunca ılaç alamamanın hastalık üzerindeki etkılerını anlatmak gerekıyor Hastane nöbeilerımız sırasında, ramazan aylanndd duodenal ülserlı hastalarda pertorasyon (delınmc) ve hemoraji (kanama) daha sık görülürdü Uzun açlık saatlennın arttırdığı asıt salgısı artışına ılaç almdnıanın da eklennıesıyle oluşan bır dızı olumsuzlukld karşılaşırdık Oruç tutmanın sağlık Üzerindeki etkılerının çeşıtlı boyutlarıyla ıncelenmesı gerekıyor Oruç tutmayan kışılerın deçevrelerınde oruç tutanlar olabılır vc kendı sağlıkları konusunda bılgılcndırılmelerı gerekır Oruç tutan kışı, bclırlı saatler ıçınde hıçbır şey yemez, sıvı almaz, ağız yoluyla ya da başka bır yolla besın alması, su alnıası ya saklanmıştır Uzun saatler suren bır aç kalıştan sonra yenen aşırı mıktarda yemek de sındırım sıstemını zorlar Bu kez de fazla yemenın sıkıntıları duyulur Bazı kışıler ıse, bıraz bır şey yıyınce tıkanır, yemek yıyemezler Oruç tutmanın manevı amacı, ınsanın her turlu ısteğıne gem vurmayı öğrenmesıdır Bütün dınlerdc bu amaca yönclık "perhız'Mer vaıdıı Sağlıklı bır ınsanın belırlı bır sureyı yemcden, ıçmeden geçırmesınde herhangı bır sakııua yoktur Anıak hastalığı olan bırısı ıçın durum dcğısıktır Siııdirim sislemi hastalıklannda uzun aç lık saatlerınde mıdcnın boş kalnıası asıt sal gısını arttırır demıştık Bu nedenle de bız, "gastrll" gıbı "duodenal ulser" gıbı sındı rım sıstemı hastalığı olan hdstalanmıza "d/ Ilaç olan bitkiler Çocukların uykusundan depresyona, rauvvolfia serpentina Hındıstan'da bulunan bır bıtkının Bıhar bolgesının yoksul kesımlerınde çocukların uyuması ıçın kullanıldığını, bu bıtkıdon elde edılen ılacın uyku verıcı ve sakınleştırıcı etkı yaptığını Hmtlı araştırmacılar yazdıkları zaman, yıl 1933'tu 1952 yılında Basel'de buyuk bır ılaç laboratuvarı, bu bıtkıden 'reserplne" alkaloıdını elde etmeyı başardı "Reserpıne", tansıyon duşurucu ve kalp atım hızını yavaşlatıcı etkılerıyle tanındı, Amerıka Bırleşık Devletlerı'nde ve butun ulkelerde "yuksek tansıyon" hastalarında kullannmaya başlandı "Reserpıne"ın merkez sınır sıstemını etkıleyerek 'sakınleştırıcı" bır etkı yaptığı da anlaşılmıştır Ancak yaygın kullanılışı "yuksek tansiyon " hastalarında olmuştur Sonradan yan etkileri de ortaya çıkmaya ba^ladı Uykusuzluğa karabasanlara, oepresyona yol açtığı anlaşıldı Goğus kanserı yapıp yapmadığı tartışıldı • ve sık" yemek yemelerını önerırız Bu tur hastalığı olanların oruç tutmaları sakın calıdır Gene sındırım sıstemı hastalıklarından "kolif'ler, "ırnlabl kolon", "ulserli kolil" gıbı hastalığı ohnların oruç tutmalarında sd kıncd vardır Bu hastaların da belırlı süreleı ıçınde yumuşak, uygun bır dıyet yemelerı gereklıdır Metaboli/ma hastalıklarının da belırlı bır dengenın koruıımasına gereksınmelerı vardır Örneğın, seker hastalığı (dıyabetes mellıtus), belırlı sddtler ıçınde yemek yenmesıyle kan şekerı dengesının sağlanmasını gerektıren bır hdstalıktır Eğer ılaç kullanılıyorsa, bu etkı nın de ılaçbesın yoluyla kan şekerını dengelemesı açısından oruç tutulması yanlıştır Kalpdamar haslalıkları da oruç tutulmasını engelleyen hasıalıklar arasmdadır Tansıyon yuksekliginın en sık görülen tıpı olan "esansıyel hıpertansıyon" belırlı bır dı yetı gerektırır Ancak bu dıyet oruç tutmak gıbı uzun sure aç kalma, sonra da dçlık ne denıyle aşırı yemek yeme türünde değıldır Tuzu dzdltılmıs, yağı dzaltılmış, sebze ve meyvesı arttırılmış bır dıyelın belırlı bır du zenle yenmesı uygundur Kalp yetmezliği olan hastaların uzun saatler boyuıiLa aç ve susuz kalmaları yanlıştır Koroner yetmezligi olan hdstaların da aynı hıçımde aç ve susuz kalmaları hem metabolızmayı etkılemesı, hem de stres yaratrnası açısınddn vanlış olacaktır Ayrıtd, bu hastaların duzenlı ıldç alma zo runluluğu da dıkkate dlınmalıdır Beyın damarları hastalığı oldnların dd metabolık dengenın bozulmasına dayanmaları guçtur Gelışme çağında olan çocukların, ılerı yastakı ınsanların da duzenlı beslenmelerı, metabolık dengelerı önemlıdır Bu yaş gruplarıııııı oruç lutmak konusunun dışında kalmaları doğrudur Oruç, bir tür diyet olabilir mi? Bazı kışıler, oruç tutmanın bır tür dıyel yapınak olduğunu düsunürler, oysa bu yanlıştır Oruç ayının sonunda da kılo verdıkleıını değıl, çoğunkıkla kılo aldıklannı görürleı ve lıayıet ederler Oysa, bunda şasacak bır şey yoklur Çuııkıı, u/un açhk saatlerı sonunda aşırı mıktar ve çesıtte besın almak, kılo almaya yol açar l ğer, oruç bır dıyet bıçımı olarak ele alı nırsa, ydnlış ve bılım dışı bır dıyet sayılır Doğru bır dıyet, uzuıı saatler aç kalarak ya pılmaz, tersıne dz ve sık yıyerek, besın mad delerının de kalorılerı, pışınlme bıçırnlerı dık kate alınarak yapılır Aslında da "oruç tutma" bır dıyet değıl, dınsel ınançlard dayalı bır perhızdır Oruç tutmanın sağlık uzerındekı etkileri, çeşıtlı boyutldrıyla araştırılmalı, toplıım bu konuda aydınldlılmalıdır Orucun perhız olarak önenıı, ınsanın ken dıne olan guvenını arttırması, ıstcklerını yerıne getırmeme konusunda bır anlamda eğıtılmcsıdır AiKak gunumuzde, yaşanıanın ve çalışmanın ka/andığı hı/lı tcmpo dıkkate ahnmalı dır Açlık ve susuzlukla geçen saatlerın metdbolızmayı ndMİ etkıledığı, kan şekerı üzerindeki etkısı, çalışnıa verımı ü/erındekı etkısı ıntclcnmelıdır kuşkusuz, oruç lutıııaıun kışı uzerındekı etkileri, kışının sağlık durumu, hastalıkları dıkkate alınarak değerlendırılır Bu konuda doğru yol, bır hekımın kontrolünden geçmektir n Freud he demişti? Freud ve Cinsellik (2) Rauwollıa Serpantma bıtkısı dunyanm tropikal bölge lerınde yetışlyor ama Hındıstan kökenlı Yuksek tan sıyonun tedavtsınde kullanılan Heserpıne alkaloıdı Rauwolfla bıtkısmdon elde edılıyor Sıgmund Freud'u sadece bır tıp bılgını olmayıp buyuk bır kultur ınsanı yapan konuların en önemlılerinden birısi "cinsellik" olgusuna ılışkın ğöruşlerıdır Freud, "cinsellik olgusu"nun bebeğın doğuşundan berı varolan bır içgüdu olduğunu, çocukluğun butun evrelerınoe yer aldığını, insanın sonrakı hayatında da hep etkın olacağını söylemış, böylece de o zamana kadar gelen göruşlerı değıştırmıştır O zamana kadar, cinsellik olgusu suç ve gunah kavramıyla özdeşleştırılmış, ınsanın cınsel ıstoklerının suç, cinsel eylemlnln gunah olduğu, ancak bebeklerın, çocukların bu suçun ve gunahın dışında kaldıkları ılerı surulmuştu Freud, bu "melek kadar masum" çocukların hıç de cinsellik dışı (aseksuel) olmadıklarını, tersıne doğuştan berı varolan cınsel ıçgudunun etkısıyle hareket ettiklerıni, onların meme emme, dışkılama gıbi fızyolojik davranışlarında da cinsellik ıtkılerı bulunduğunu söyluyordu Çağlar boyu suregelmış bır tabunun böyle yıkılması, "melek kadar masum" çocukların bu suç ve gunah pıslığıne bulaştırılmaları, Freud'a karşı en sert tepkılerln dogınasına yol açmış, onun ınsanları suça ıttiğı söylenmış, kendı meslektaşlarının bıle karşı çıkmasına yol açmıştır Ama bılımsel bır buluş dünyayı değiştinr ve artık gerıye dönulemez Freud da bu buyuk adımı atmış, ınsanlığa da bu adımı attırmıştır Freud'un buyukluğu, "suçlu ve günahkar clnsalllk" kavramını yıkarak yerıne "Insan doğasıııın bir parçası olan cinsellik" kavramını koymasıdır Eğer bugün ınsanlar cinsellik olgusunu konuşur, tartışır, sorunlarını araşdrır durumdaysa, bunu ılk dönemeci sağlayan Freud'a borçludurlar demek bır hakkı sahıbıne vermektır Bugun bılıyoruz ki, bırçok ınsanın bunalımına, çatışmasına yol açan olayların temelınde cınsel sorunlar biıyük bir yer tutmaktadır Bırçok ınsanın mutsuzluğunun kökenınde cinsel doyumsuzluk bulunmaktadır Ama her şey cınsellıkten doğmamaktadır ve Freud'un eleştırıldığı yer burasıdır Burada, toplumda yaygın bır yanlış kanıya da değınmek ıstıyorum Bıtkısel kökenlı ılaçların yan etkileri olmadığı sanılır, kı bu doğru değıldır Ister bıtkısel ıster kımyasal kökenlı olsun her ılacın, kullanıldıkça ortaya çıkan yan etkileri vardır Bu nedenle de ılaç kullanımı, gerçek bır dıkkat, ızleme, huner ıster Onun ıçın de bır ılacın bılınmesı bılgı, kullanımı sanattır "Reserpıne", hafıf derecede yuksek tansıyon hasıalarında lyı sonuçlar verdı Sonradan bulunan ılaçlar onun yerını aldı Bugun, bulunduğu zamanlara oranla çok daha az kullanılmdktadır Ozellıkle, geçmışınde depresyon bulunan hastalarda kullanılmaması onerılmektedır Ilacın kesılmesınden sonra bazen ortaya çıkan depresyon olayları bu dıkkatın gosterılmesını gerektırmektedır Kımbılır, belkı de Hındıstan'ın Bıhar bölgesınde, çocuklar hâlâ Rauvvolfia Serpentina" bıtkısının yardımıyla uyutulmaktadır n 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear