26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

T A N I Curzio Malaparte 18981957 lyılları arasında yaşayan İtalyan yazarı Curzio Malaparte (gerçek adıyla Kurt Suckert), ülkemizde "Darbei Hükümet Sanatı" "Kaputt", "Can Pazarı", "Volga Avrupa'dan Doğar" gibi kitaplarıyla tanınır. Tek filmi "Yasak İsa" (I Cristo Proibito, 1950) onun senarist, *yönetmen, diyalog yazarı olarak da yetkinliğini ortaya koyar. Olümünden 9 yıl sonra yayımlanan "Diario di une Straniero a Parigi" (Paris'te Bir Yabancının Günlüğü, 19471948) müsvette halindedir ve önemli bir bölümü Fransızca yazılmıştır. Kitapta, savaş anılarının yanı sıra, dönemin Paris yaşantısıyla ilgili sahneler yer alır. "Katolik usulü gömülme", bu kitapta Malaparte'nin Fransızca olarak yazdığı enfes sayfalardan birkaçıdır. Yazarın 30. ölüm yıldönümünde, sizlere bu sayfaları, geçen yıl yitirdiğimiz yayıncı, gazeteci ve çevirmen Aydın Emeç'in Türkçesiyle sunuyoruz. O Katolik usulü gömülme Andık, 1947 ...1947 yıhnın şubat ayında, Ladoga Gölü'yle Leningrad arasındaki Kannas cephesinde, cephenin bu hayati noktasında bir Finlandiya tümenine komuta eden General Edqvist'in yanındaydım. Bir gUn, General Edqvist beni çağırttı. "On sekiz tspanyolu tutsak ettik" dedi. "tspanyol mu? Demek tspanya'yla savaş halindesiniz?" "Bundan hiç haberim yok, ama dün gece lspanyol olduklarını söyleyen ve tspanyolca konuşan on sekiz Rusu tutsak ettik!' "Çok garip!' "Onları sorguya çekmek gerek. Herhalde Ispanyolca biliyor sunuz?" "Hayır, tspanyolca bilmiyorum!' "Neyse, ltalyansınız, dolayısıyla da benden daha tspanyolsunuz. Gidin, onları sorguya çekin, sonra gereğini düşünürüz" Gittim, bir barakada gOzallında tutulan Ispanyolları buldum, Rus mu yoksa tspanyol mu olduklarını sordum. Onlarla ttalyanca konuşuyordum, ağır ağır, bana Ispanyolca cevap veriyorlardı, ağır ağır ve mUkemmel anlaşıyorduk. "Sovyet askerleriyiz, ama lspanyoluz" Ve aralarından biri, tspanya tç Savaşı yetimleri olduklarını, analarıyla babalarmın bombardımanlar sırasında ya da ceza olarak falan Oldürüldüğünü ve bir gün Barselona'dan bir Sovyet gemisinc büıdirilip Rasya'ya gönderildiklerini, orada beslendiklerini, giydirildiklerini, öğrenim gördüklerini, orada bir meslek öğrendiklerini ve kızıl askerler olduklarını bana anlattı. "Ama biz Ispanyoluz." Evet, tspanya tç Savaşı sırasında (o yıllarda ben Lipari Adası'ndaydım) Rusların Kızıl Ispanyolların binlerce çocuğunu bombardımanlardan ve açhktan kurtarmak için Sovyetler Birliği'ne götürdüklerini gazetelerde okuduğumu anımsadım. "Komünist Partisi'ne kayıtlı mısınız?" diye sordum onlara. "Tabii." "Peki ama bunu söylemeyin. Bana söylediniz'ya yeter. Kimseye tekrarlamayın. Anlıyor musunuz?" "Hayır, anlamıyoruz!' "Bunun hiç önemi yok. Dttşündükçe ben de bir şey anlamıyorum. Yalnız, Komünist Partisi'ne kayıtlı kızıl askerler olduğunuzu, tspanyol olduğunuzu kimseye tekrarlamamanız daha iyi sanıyorum" "Hayır, bu uzlaşmayı kabul edemeyiz. Gerçeği söylemek üzere eğitildik. Komünist olmakta hiçbir kötülük yok. Komünist olduğumuzu gizlemeyeceğiz!' "Peki, nasıl isterseniz öyle yapın. Bu arada, Finlilerin namuslu ve insancıl bir ulus olduklarını, Fin askerleri arasında da komünistler bulunduğunu, ama Sovyet Rusya'nın 1939'da saldırdığı Ulkeleri uğruna savaştıklannı bilin. Komünist olmanın hiç önemi yok demek istiyorum, ama beni anlıyor musunuz?" "Hayır, anlamıyoruz. Propaganda yaptığınızı anlıyoruz, o kadar." "Hayır, o kadar değil. Başınızın derde girmemesi için elinden gclen her şeyi yapacağımı bilin. Beni anlıyor musunuz?" "Evet" "öyleyse, hoşça kalın. Yarın sizi görmeye geleceğim:* General Edqvist'in yanına gittim ve kendisine Ispanyolarla konuşmamı anlattım. "Ne yapmak gerekir?" diye sordu bana General Edqvist. "Anlıyorsunuz ya, durumları ciddi. Bunlar, Kızılordu'da gönüllü olan tspanyol komünistleri. Tabii, Sovyetler Birliği'ne gönderildiklerinde çocuktular. Kendilerine verilen eğitimden sorumlu değiller. Ben onları kurtarmak isterim. En iyisi, dostunuz lspanya Elçisi de Foxa'ya telgraf çekmeniz. Gclmesini rica edin, benim adıma. Kendisine tutsakları teslim ederim, istediğini yapar" Şöyle bir şey yazdım de Foxa'ya: "On sekiz lspanyol tutsak edildi. Çabuk onlan teslim almaya gel. "tki gün sonra, korkunç bir soğukta, ısımn sıfırın altında kırk ikiyi bulduğu bir sıra, de Foxa kızakla çıkageldi. Beni görür görmez bağırdı: "Sen bu işe ne karışıyorsun? Niçin bana telgraf çektin? Ne yapabilirim, ben bu on sekiz kızıl tspanyol tutsağı? Evime yerleştiremem ya. Şimdiyse on larla uğraşmam gerekiyor. Ne karışıyorsun?" "Ama sen lspanya Elçisi'sin!' "Evet, ama Franco tspanyası'nın elçisiyim, onlar kızıl. Neyse, ilgileneceğim. Benim ödevim bu. Ama sen ne karışıyorsun, bunu öğrenmek istiyorum!' öfkeliydi. Ama de Foxa iyi yüreklidir, bu zavalıllara yardım etmek için elinden geleni yapacağını biliyordum. Tutsakları görmeye gitti, ben de yanındaydım. "Franko tpanyası'nın elçisiyim" dedi de Foxa. "Ben Ispanyolum, sizler de tspanyolsunuz, yardımınıza geldim. Sizler için ne yapabilirim?" "Bizler için mi? HiçT cevabını verdiler tutsaklar ona (Franco'nun temsilcisiyle hiçbir ilişkimiz olsun istemiyoruz!' "Şımarıklık mı ediyorsunuz? Buraya gelmek için iki gün iki gece yolculuk ettim, şimdi beni kovuyorsunuz demek? Size yardım etmek için elimden geleni yapacağım. Franco lspanyası bağışlamayı bilir. Size yardım edeceğim!' "Franco bizim düşmammız, anamızı babamızı öldürdü, bizi rahat bırakmanızı diliyoruz!' De Foxa gidip General Edqvist'i buldu. "lnatçı şeyler. Ama ödevimi yapacağım, onlara karşın. lalimat istemek için Madrid'e telgraf çekeceğim; Madrid'den verilecek emre göre gereken yapılır!' Sonraki gün de Foxa kızakla Helsinki'ye döndü. Kızağının içine oturmuştu, bana şöyle dedi: "Kendi işinlc uğraş, anlıyor musun? Senin yüzünden bu belanın içindeyim, işittin mi?" "Adios!" "Adios!" Birkaç gün sonra, tutsaklardan biri hastalandı. "Bronko pnömoni. Çok tehlikeli" dedi doktor. "De Foxa'ya haber vermek gerek" dedi General Edqvist de bana. Ben yine de Foxa'ya telgraf çektim: "Bir tutsak ağır hasta. llaç, çikolata, sigara al ve çabuk gel!' tki gün sonra de Foxa kızakla çıkageldi. Çok öfkeliydi. "Ne karışıyorsun?" diye bağırdı beni görür gör
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear