26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Adamlar, alçak sesle, homurdanarak uzaklaştılar. "Hırsız" dedi Parisli, "Fiyat verecekmişim. Be, hayvan oftlu hayvan.. Doktora, avukata gittigin zaman parayı sayarsın da.. Böyle neler gelir bi^e. Bakarsın, giyimkuşam yerinde, efendiden, genç bir adam. Alyansını salıyor.. Ben hayır, hasanc severim. Hemen koşarım, alyansı aldıgım gibi, esnaflan da oldukça yuklu bir para toplar, veririm adama.. Bir siıre sonra, ne olur? Kapıya bir polis dayanır. Efendim der, siz bir alyans almı>sını/..Hadi bakalım ayıkla pirincin taşını..Kehribar diyor bu da bak.. Tereciye, tere satacak kerala." Yeniden yumuşadı. Ellerini tezgâhının üstüne koydu. Kürsüde gibiydı. "Kehribar" dedi, "Agaç sınıfındadır" Uğur'la birbirimize baktık. "Çam ağacının reçinasıdır" Şaşkınlığımız hoşuna gitmişti. Avucuyla kuçuk bir külah yapıp, çabucak yalanarak ballandıra, ballandıra anlattı: Binlerce yıl toprak altında kalmış bir çam ormanını göz önünde canlandırın. Azameti irade, soğuk memleketlcre çam vernıiştir. Gövdenin kuzeye bakan yönu çıralıdır. Hayatı devam ettirsin, ağaç donmasın diye.. Orman yangınında yanan ağaç ağlar.. Ağaç laftan anlar. Toprağa dökülen reçına, meyilli bir araziyse akar. Zamanla suya karışır.. Kaldıgı yerin rengini alır.. Yeşil olur, yanık kırmızı.. Şimdi, ben de hababam ağaç dikiyorum. Eğilip el yazıma baktı. tçinden bir şeyler okuyup yüzümc üt'ledi: Yazısına kurban olduğum evladım. Bak, içinin guzelliği kaligrafine vurmuş. Maaşallah.. Ben nazara inanınm çocuklar. Nazar haktır. Insan nazarıyla ot da kurutur, bir hayvanı da öldürebiliı.. Onun için, bir şeyi beğendin mi, "Allahım sen bağışla" diyeceksin içindcn.. O sırada esnaftan bir komşusu geldi. Içerıye şöyle bir göz atıp, "Bugün de ne sıcak var be" diye yakındı. Parisli komşusuna, "Çok şiikiir" dedi. Adam gidince de, "Bakın, bu da kiifiir" diye söylendi, "Sıcaktan şikâyet edilir mi be pezevenk? Şükretsene. O sayede üzumler olacak, incirier olacak.. Yerken iyi ama. Löp löp atarsın govdeye. Sana verilen... tirici, beş kuruşluk şeye te^ekkur ediyorsun da Allaha niye dııa etıtıiyorsun?.. Her ne olursa olsun F.lhaındulillah yarabbi şükür diyeceksin. Aç degilsin, sakat degilsin.." Boş bulunup, "Sakat da şukredecek Jeğıl ya" dedım. Parisli bu sözümü akıllıca olmakla birlikte, yanlış buldu. "Allah yarattıysa sakatı da bilerek yaratmıştır" demeye getirdı. lnandırıcı olmadığını anlayınca da "Neyse konuyu dagıtmayalım" diyerek tespihin çekim sınıflarına döndü. Bu sınıflar, tespih tanelerine verilen biçimlere göre adlandırılıyorlardı: Yuvarlak Beyzi Söbe Sivri uçlu yuvarlak Sivri beyzi Fasatah Mısır çekimi Şişhane Yivli Kakmalı Sonra, birdenbire tarihi mezar laşlarmın nasıl yok olup gittiğini anlatmaya başladı. "Yahu!" diye vurdu tezgâhın üstüne, "Onlar açık hava sergisi be. Sen onu nasıl yok edersin? Koskoca tarihi! Bunu da yazın evladım. Bu da bir milli dava. Tarihi mezarların içine yeni ölii gömsünler, fakat taşları yıkmasınlar." Tespihın taşınış biçiınine de çok kızıyor Parisli: Sigara paketini kalbının üstüne koyuyor da herif, tespihi ç..ünun yanına! < Tespih çekenler de iki sınıfa ayrılırmış: Gösteriş sınıfı (Maddiyatçılar) hava olsun diye çekerler. Biz manevitçıyız. Süphanallah dedikçe kalbe ferahlık verir. Aman evladım siz siz olun, zikredin. Avrupalılar bile kalpteki bu ferahlığı keşfetmişler. Her gun bir salavatı şerife, 13 kulhuval, 1 elhanı, yine bir salavatı şerife okuyun.. Parisli'nin dükkânından çıkıp arkamıza bakmadan koştururken Tespihçi Hacı Cemil komşularıyla dükkânın önüne çökmüş, bize bakıp, kıskıs gülüyordu. Arkamızdan seslendi: Zor kurtuldunuz elinden di miii? Nasılmış?.. Esir etti sizi di mi? U 'Güvercinler sebil!' Kimi 'hümanistlikten', kimi de açıkça geçim sıkıntısından kendine bu işi seçmiş: Her pazar sabahı, İstanbul'un Unkapanı Köprüsü altında güvercin alıp satmak... Yazı ve fotoğraflar: TARIKERSOY , nkapanı KoprUsü'nün Unkapanı ayağından bir güvercin havalanıyor. Güneşte parlayan lekesiz beyaz kanatlarını çırparak yükselen bu güvercinin "sıradan bir kuş" olmadığı, çevredeki binaların uzerinde tur atarken bile belli oluyor. Yorulduktan sonra bir kamyonun üzerine konan kuş, kendisine ulaşmak isteyen çocukların yaklaşması üzerine, bir daha havalanıyor ve ayağına bağlanmış sicim ile birlikte geri dönmemek üzere gözden kayboluyor. Ipini koparan bu kuşun ardından ise üç çocuk bakakalıyor. Köprünün ayağı altında toplanmış yüzlerce kişinin arasından bir pazar gününün erken saatlerinde başka kuşlar da iplerini koparıp kaçıyorlar. Üç yıldır her pazar, sabah saatlerinden, öğleden sonra 15.00'e kadar burada toplanan bu insanlar, Unkapanı Kuş Pazan'nın sakinlerini oluşturuyor. Kalabalığın arasından sıyrılan biri, elinde tuttuğu beyaz bir Bango gUvercini sallıyor. GUvercin hızla uçup gittikten sonra, Osman Hepgiiler'e soruyoruz: Güvercini neden bıraktınız? "Bira/ yer tanısın diye saldım. Nasıl olsa yarım saat sonra evde olur" diyor gülerek. Kuşunu gezintiye çıkaran HepgUler, evinde 60 güvercin besliyor. Saldığı kuşun geri döneceğinden emin, "Yalnız başkalannın, yanlışlıkla benim kafesime gelen kuşlannı satanm" diyor, kalabalığa karışmadan önce. Bu arada konuşmayı dinleyen bir başkası lafa giriyor: "Ben de salarım benimkileri. Bir keresinde iddia üzerine, Silivri'den saldıgım kuş, Sanyer'e döndü. Insanlann nasd bazısı aptal olursa, kuşlar da öyle: Akıllı olan döner." Saat 10.00'a doğru Unkapanı Köprüsü'nun altı biraz daha kalabalıklaşıyor. Boza, limon, vişne, kokoreç ve simit satıcıları yerlerini alıyorlar. Kuş sevgisini henUz kazanmaya başlayan çocuklar birbirlerini kovalarken, 11 yaşındaki Sabri Çizik, "Evdekilere eş olsun' diye almak istediği üç kuş ıçın birıktırdiği 2000 lirayı gösteriyor. dayken sulannı deglştirir, yemlerini lazelerim. Akşam olunca birer, ikişer geri gelirler." Kuş Pazarı'nda hobi olarak bu işi yapanlar haricinde bir de geçim sıkıntısına düştuğu için kuş alıp satanlar var. tbrahim Yalçın da bunlardan biri: "Asıl meslegim trikotaj, ama kurtarmıyor. Kuşçuluk baba meslegi. Kuş getirmeye Urfaya gidiyorum, bazdan yoida bogulup ölüyor" diyen Yalçın, evinde beslediği 15 kuşu da damızlık olarak kullanıyor. Nihayet alanın en yaşlı kuşçusu olan Mehmet Tenekeci de (66) bebek arabasından boz.ma bir "kuş arabası" ile alandaki yerini alı yor. Yaklaşık 50 yıldır kusçuluk yaptığını söyleyen Tenekeci, güvercinlerin Bango, Mısıri, Her şeyden önce satın alınacak kuşun uça Mardin. BağdatKelebek, Bursa (Çakal), Döbilmesi gerekiyor. Bunun için kuşun ayağına nek (Yugoslavya), Musul, Kuveyt ve Posta gibir sicim bağlanıyor ve havaya atılıyor. Kısa bi cinsleri olduğunu anlatıyor. Kuş olarak sabir uçuştan sonra kuşun kanatlarına, kuyru dece güvercinlerin bulunduğu bu Kuş Pazarı'ğuna ve şekline bakılıyor. Eksik, kırık tüy ol nda tavşan satan tek kişi olan Yalçın, "Dedemaması da en dikkat edilen noktalardan biri. me çektim ben, dedeme" diyor mırıldanarak. 50 yaşındaki bir başka kuş meraklısı Yahya Sonra da etrafmı saran kuçuk kuşçularla ilgiDindar, kendisindeki bu sevginin, 'hUmanist leniyor. likten' geldiğini belirterek, kaçmasınlar diye' Kuşların bir kısmı satılır, bir kışmı da kakanatlarını seloteyple bağladığı güvercinleri çarken, kimsenin rağbet etmediği bir horoz da okşayarak şunları söylüyor: tekrar kümesine geri götürülmek Uzere birkaç "Bizim kahve, içki gibi alışkanlıklanmız saat önce bağlandığı ağaçtan çözülüyor... yok. Kusçuluk en büyuk zevkimlzdir. Ben, saöğleden sonra, kalabalık yavaş yavaş azalıbah 06.30'da kalkıp butun kuşları kafestcn dı yor ve Unkapanı Köprüsü'nun altı, her günşarı salarım. Gezer, hava abrlar. Onlar dışarı kü sıradan havasına burunuyor...D Kuşun iyisi nasıl anlaşılıyor? / Her pazar sabahı S.OO'den itlbaren kurulan Unkapanı 'ndaki Kuş Pazarı 'nda, öğleye doğru yaklaşık 300 kuş meraklısı toplamyor. 2 Unkapanı Kuş Pazarı'nda güvercinleriyte beraber tavşan da satan te kişi olan 50 yılhk kuşçu Mehmet Tenekeci'nin baba mesleğl de kusçuluk. 3 Ayağmdan sicimle bağlanan güvercinler, alıcılarm meraklı bakışları altında havaya atılıyor. Eğer kuş rahat uçuyorsa bu smavı kazamyor. 4" Kuyruk tüyleri tutulan kuşun kanatlarını çırpması sağlanıyor. Böylece bütün tüylerinln sağlam olduğu görülüyo 5 Bİr yumuşak iniş: Ahcılara gö'sterlhm üzere devamlı uçurulan kuşlar. gunün Uerleyen saatlerinde yorulmayu başlayıno buldukları en yakın yere konuyurlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear