15 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

.4) •P rini kendileri yapıp piyasaya çıkaran bağımsı/lar, Bırleşmış Sanatçılar (United Artists) adlı bır şırket aracılığı ile dağıtıyordu fılmlerını. Çok yönlu rekabet yuzunden buyuk şırketler kııçuldııleı, filmeilığın başka ve daha kârlı alanlarına cl attılar; bu ncdenle de buyuk studyolarını, dekor kentlennı ellerınden çıkardılar. Buna karşılık, manevıa yeteneğı çok olan bağımsı/lar önem kazandı. Örnek vcrclım: Dun sayılacak 1970'te dev stüdyoların fılın toplamı 207 idi; bağımsızlarınki 89. Geçen yıl studyoların film toplamı 135'e duşmuş (72'lık bır düşüş), bağımsızların urunlerınde 52'lık ]nr artışla sayı 141'e yukselmış. Bağımsızlar, bu guçlerini, şu yöntemlerden alıyor: Bn çok 2,55 milyon dolara film çıkarabihyorlar; filmlerini pahalı studyolarda değil, açık havada, doğal dekorlarda çekiyorlar; sendikalı ışçı ve artist yerine sendıkasızları yeğliyorlar; para gereksınmclerını, yapacakları filmlerin video haklarını önceden satrrak karşılıyorlar. KISA... KISA... KISA Atomu durdurma Uoktorsunuz, dıyelım Hasta karşınızda Muayene edeceksınız Fakat adam hep hareket halinde, yerınde duramıyor Nasıl muayene edersınız? Işınızı yapabtlmenız ıçın kendısını bır yere oturtmanız, yatırmanız gereklı Sonuca bundan sonra varabılırsınız Durum atom ıçın de boyle Maddenın bu yapı taşı hakkındakı bılgılerımız hâlâ çok sınırlı Nedenlerden bırı, atomu durduramayışımız Çunku mıkroskopla bıle gorülmeyen bu mlnı mını madde saniyede 500 metre kadar hızla donüyor, hareket edıyor Hız azaltılabılse tnceleme kolaylaşacak Ancak bu alanda hıçbir şey yapılmamış da değıl Muspet veya menfi elektrık yuklu (charged) atomliir elektromanyetık alanlarda durdurulabllıyor Yuksüz (neutral) atomlar ıse durdurulamıyor CTaha doğrusu, durdurulamıyordu Amerıkan Slandartlar Burosu bllım adamları ile New York Devlet Unıversıtesı mensupları, geçen yıt, sodyurrı atomunu lazer ışını ile durdurup elektromanyetik bır alana hapsettıler I Masraf kısma Dev şırketler, filmlerinin en ıyi olması için hıçbir masraftan çekinmiyorlardı: Bir senaryoyu, gerekirse beş on kez yazdırıyor; en yakışıklı artıstlerı buyuk paralarla hep el altında bulunduruyor (star system); fılmlerı pahalı stüdyolarda, milyonlarca mumluk ampuller altında, vinçli kameralarla çekiyorlardı. Dış sahneler için dekor kentler yapılmıştı. Bugün bunların hemen hepsi buyuk çapHollyvvood'un devasa flbn ftrketlerine karşt, 19201enU kendi flbnUrini kendüeri yapıp piyasaya suren bir bağımsız yönetmenler grubu (United ArtistsBirkşmiş Sanatçüar) kurulmuştu. ta son buldu. Senaryo, daha ciddi çalışma ile, bır kez yazılıyor; küçük bir devletın yılCharles Chaplin de büyük şhrketlert karşt mücadele eden bu grubun içindeydi hk bütçesı kadar para ödenen artistler şimdı 'Tlı kaka' oldu; film şerillerinin daha has sas olmaları ile sahneler güneştede çekilebiliyor. Dekor kentler ya elden çıkanldı veya turıstik tesise donüşturuldu. Kısaca, masraf en aza indirildi. Ama, gene de 1015 milyondan aşağıya düşmüyor Bir bağımsi7 bu konuda şöyle diyor: 'Ben bir dev studyonun bir film için harcadıgı pa ra ile uç, hatta dort film çıkarabiliyorum.' Filmcilikteki gelişmeler Filmcilik bugün, video kasetçiliğin meydan okuması ile karşı karşıya. Daha önce televizyona karşı sürdürdüğü mücadelesinde olduğu gibi, videoya karşı da kendini savunma yolları bulmuş. Teknolo|!nin azizliğl Hanımlar butun dunyada yaşlarını, kılolarını saklama eğıhmındedır Şişmanlık sınırını oldukça asmış bır hanım eczarıe baskulundts tartılmak ıstemıyordu Arkadaşı, tartılrnası ıçın ısrar ediyordu Arkadaşı "Hadi, ben bakmayacağım baskulun ekranına, sen tartıl" deyınce hanım razı olup baskule çıktı Moğer araç, sonucu hem sesle, hem ışıkla gostenyormuş Şöyle bır ses duyuldu baskulden "Tam 87 kılosunuz, ne kadar uzur: boylu olursanız olunuz bu kılo sıze tazla" Pazarlama Ünlü bir işadamına unlu bir pazarlama cı, '100 doların var da iş mi yapmak istiyorsun? Bıınun 90 doları ile reklam, 10 doları ile iş yap' önerisinde bulunmamış mı ıdı? Şımdı bu kural filmcilikte tam uygulanıyor. Dev şırketlerın kendı dunya dağıtım fırmaları kendı filmlerini pazarlıyorlardı. Her filmın başında veya sonunda, sonraki filmin rcklamı yapılıyordu. Bugun bu ımkân daraldığından pazarlamaya daha büyuk önem verıliyor. Fazla tutulmayan filmler hemen videoya aktarıiıyor. Başarısız bir filmı, video, başarılı yapamıyor. hakat, gene de sürüm sağlıyor T arıh olaylarının gerçek nedenleri üç cümle ile özetlenebilir: 'Sen çekil ben geleyim, sen çalış ben yiyeyim, sen ol ben yaşayuyım.' Filmcılık tarıhi bunun örneklerıyle dolu. Ancak, bu uç cmre, kımse: 'Lebbeyk sultanım; btıyur; meydan senin' demıyor; sonuna kadar dırcnıyor. Dırcnmcde, sanat kolları arasında en buyük başarıyı filmcilik göstermiş. Sahne Shakespeare'den hatta eski Yunanistan'dan bu yana hemen hep aynı kalmış. Rcsim, fırçapalet ıkılisinin dışına pek çıkamamış. Homeros, Yunus Emre... şiırlerini nasıl yazıyor idi iseler gunümüz şairi de aynı şekilde yazıyor. MUzık hakeza... Film, tıyatroya çekil demiş. Tiyatro çekilmemiş, küçulmüş. Çünkü, tekniğini çağdaş gereksinmelere pek uyduramamış. Film ise her 'Çekil' emrine, daha da güçlenerek cevap vermiş; bu yüzden de bugUne kadar 'her dem taze' niteliği ile ortada kalmış. Filmde ılk tepkı zikzak hareketlerc gösterilmış. Kurulu kukla gıbı rol yapan artistler 18951920 arasında seyirciyi bıktırmış. Fakat, film, kendini hemen toparlanıış, gündelık yaşamdakı gıbi hareket edebılen tekniklerle karşı koymuş (saniyede 24 kare). lkinci tepki, filmlerin sağır dilsiz durumlarına olmuş buna, sesli, sözlü, şarkılı film lerle cevap verılmış. Uçüncu tepki televizyondan gelmiş. Buna da 'renkli film' ile karşı çıkılmış. Fakat, kısa bır sure sonra televizyon da renklenmış. Filmcilik, buna, daha harcıâlem fılmlerle, dizi filmcilikle, masraf kısarak karşı koymuş. Filmcilik, bugün, video kasetçiliğinin meydan okuması ile karşı karşıya. Bu tehdide karşı da kendisini savunmanın yeni yollarını aramış, bulmuş. Ama silahı gene elden bırakmamış. Alman fılozofu Schopenhauer'in (17881860), 'Yaşam sıırekli bir savaşlır; insan bunda silah elde olıır' sözune uygun olarak yeni yöntemler arıyor. Yenı tehdıtlere karşı filmcilik şu önlemleri almış ve alıyor: • Filmcilikte bağımsızlar buyuk stüdyoların yerını alıyor; • Stüdyolar masrafı en aza ındırmenin yollarını arıyor; • Pazarlama, yapımcılıktan daha çok önem kazanmış; • Gişe rekorları, yerlerini, kaset rekorlarına bırakmış. Bunları ayrı ayrı inceleyelim: Filmciliğin 1920'den sonra başlayan Hollyvvood dönemınde ağırlık MetroGoldwyn, Fox, VVarner, Paramount, RCA, Universal International... gibi büyük firmalarda idi. Mütevazı bütcelerle kcndi filmle Kaset rekoru Fılmcılığın cıvcıvlı dönemınde filmın başansı 'gişe rekoru' ile ölçulurdu. Bugun, 'kaset satış rekoru' ile ölçüluyor. Ünlü bir rejısörün filmi daha kaset halinde iken bile para kazanıyor. Bizim filmlerin Almanya hakkı bıle 10 milyon liraya yaklaşıyor. Tabu ünlü artıstlere yer verılmışse. Yönetmen bizde hâlâ tam yerini alamamış durumda. Geleceğin getireccği Hiç akla gelmedik yeni buluşların teknolojiye yön verdiği gunumuzde gelecek tahmininde bulunmak imkânsız, hatta aıılaın sız. 35 milımetre genişlikte şerite film çekıldiğı dönemde normal bır film 10 kutu (her kutuda 300 metre) olarak hazırlanırdı. 16 milimetrelik filmlerde kutu sayısı bire inınişti. Şimdi sık plak (compact disc) yöntemin de film lazer ışıgı ile plağa alındığından avuç içı büyüklüğünde bir plak uzerinde bir kaç yüz filmi bir arada bulundurmak kabil. Bu arada, uydu telefonu ve uydu filmi ile Hollyvvood'tan eski bir filmi isteyip hemen seyretmek kabıl. Evinızde... Belkı, duvarekranda... Belki üç boyutlu olarak... 'Her şey olacak kudreti irfanla, inandım' dememiş mı idi Fikret? D Seminere sansür Geçen yıl Amerıka'da, Foto ve Işık Araçları Muhendısleri Derneğı bır semıner duzenlemıştı 219 bıldırının sunulacağı toplantı Savunma Bakanlığı'nın ernnyle durduruldu. Bu 219 bıldırıden 43'u açık oturumlara sunulamazdı 13 bildırıde glzlı tutulması gerektı bılgıler vardı. Gerı kalan 163 bıldırıdeki bılgilerın açıklanması da zararlı görulmuştü Neden şu ıdr Bıldırılerin hemen nepsınde lazer ışınının yenı kullanılış alanlan soz konusu edıliyordu. Oysa bu buluşların çoğu Savunma Bakanlığı'nın masrafları ile yapılabılmışti, askerı önem taşıyordu Bılındığı gibi lazer ıçını, Yıldız Savaşları'nda en onemli silah durumunda Düşman bombalarının bunlarla yok «dilmssi sftz konusu. 30
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear