Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
müziği konserine eşlik eden bu "ritm saz"dan hoşlanmayanlar da vardı. Adamın biri arkasına dönup, "Hanımefendi, lutfen başınızı oynatmasanu!" demek zorunda kaldı. Çok geçmeden hanımın kocası da bu sözden destek aldı: "Ben sana dememiş miydim!" Konser sonunda hanım izleyıcinin boynunda kıreçlenme başladı mı bılmıyoruz, ama konser sonuna kadar bir daha başını oynattığı görülmedi. Bu yıl Festivalin "ilk'Merinden birı sayılması gereken Schubert Akşamı'nda müzik şölenini bır de yemek şölenı izledi. Ancak belki de muzık şölenini yeterli bulmayan bir yönetici, konser sonrası verilecek yemek şöleninin yiyeceklerini daha konser sırasında salondan geçirtmeye başladı. Çeşitli etler, soğuk mezeler, tatlılar, konseri izlemeye calışan dinleyicilerin "görsel" ve "damaksal" beğenılerine seslenerek bir bir geçiyordu. Nitekim konser sonunda çellıst Boris Pergamençikov ve Franz Schubert Dörtlüsu, Schubert'ın Do Majör Beşlisi'ni tamamladıklarında, "Aman, inşallah bis yapmazlar" diyenlerın sayısı hiç de az dcğildı. si/in jet sosyeleniz yok mu? Hiç ortalıkla görunmuyorlar da!" Çok geçmeden "jet sosyete"den olmayan bir izleyici kendısine sopranomuz Leyla Ğencer'ı nasıl bulduğunu sormak cesaretini gösterdı. Renate Holm'un yanıtı, daha önce söylediklerini mumla aratacak cınstendi: "Ben yalnızca en iyileri lanırım. Kendisinin adını ilk kez duyuyorum!" Ben yedek piyanistiııı! Festivalin ünü kadar kendısi de büyük (120 kilonun üstünde) sanatçılarından ca/ pıyanistı Oscar Pelerson, konserin ıkıncı bölumunun başında arkadaşlarını tanıttı scyırcıye. Ama kendı adını saymadı. Tam o sırada bir izleyıcinin "Your name?" (Sızın adınız?) dıye bağırdığı duyuldu. Oscar Peterson'ın yanıtı, sanatçının pıyanıstliğinin yanı sıra tyı bır "showman" olduğunu da kanıtlıyordu "Asıl piyanist bu gecc gelmedi. Ben yedek piyanistim. Asıl piyanist yann çalacak!" Festival yöneticileri, kuşkusuz, bir ay suren şenlik boyunca ırili ufaklı birçok sorunu çözmek için yaz sıcağında "terli ugraşlar" verdiler. İri mi, ufak mı olduğu anlaşılamayan sorunlardan bırı de, The Academy of Saınt MartınintheFıelds oda orkestrasının oteie yerleştirilmesinde çıktı. Topluluğa keman solistı olarak katılan, aynı zamanda şeflık görevini de üstlenen lona Brown için tek kişilık oda ayırtılmıştı. Oysa Brown erkek arkadaşıyla bırlikte gelmişti. Sorun en kısa zamanda halledildi. Aynı topluluğun Topkapı Sarayı Muzesı gezisi sırasında, orkestra üyeleri pek alışık olmadıkları bir manzarayla karşılaştılar. Bır Arap erkek turist önde yürüyor, dört kariii da arkasından gidiyordu. Belki de bu lur manzaralar konusunda deneyimli olan lona Brown, arkadaşlarına şu açıklamada bulundu: "Erkek, kadınları yol ustundeki tuzaklardan korumak için önde yuruyor!" Çelloya rezervasyon Schubert Akşamı'nın solıstlerınden çellist Pergamençikov, "Domenkö Montagnana 1735 Venedik" yapımı bir viyolonselle çalıyordu. Zaten bütün sorun da bu viyolonselin taşınmasında çıktı ortaya. Sanatçı, dönüş içın uçakta viyolonsel için de yanında bır yer ayırtılmasını istiyordu. Oysa Festival yöneticileri bu nadide çalgının kargoyla gideceğini düşünmüşlcrdı. Bereket, son anda aynı uçakta ikınci bir rezervasyon daha yapıldı. Ama bu kez de, ayrılan yer sanatçının yanı değildi. Neyse ki, yolculardan biriyle yapılan yer değiştırme, 150 milyonluk viyolonselin Pergamençikov'un yanında gitmesini sağladı. Jet sosyete nerede? Schubert Akşamı'na katılan Berlinli soprano Renate Holm, konser sonrasında "densiz" konuşmalarıyla ılgileri çekti. Sanatçının en duyarlı olduğu noktalardan ikisi, yaşı ve hâlâ ne kadar güzel olduğuydu. Festival kitabında Holm'un 1952'de bir şarkı yarışmasında birincilık aldığını okuyanlar, yaşı konusunda da bir fikir edinebiliyorlardı aslında. Çevresini küçümseyen bakışlarla süzmekte hayli başarı gösteren Holm, önce sokaklarımızJa ilgilendi: "Ay, ne kadar kJrli sokaklannız var!" Ardından, sanatçının ilgisi değişik bir boyut kazandı: "Ayol, Ne Paris, ne caz, ne bale! Festivalin en çok düşkırıklığı yaratan topluluğunun Paris Caz Balesi olduğunda hemen herkes hemfikirdi. Oysa, "Paris", "caz" ve "bale" sözcüklerinin topluluğun adında (yalnızca adında) bir araya gelmesi, binlerce izleyiciyi Açıkhava Tiyatrosu'na toplamaya yetmişti. Ama Paris'ın de, "caz"ın da, "bale"nın de mumla arandığı gösteri sonunda Müessese Müdıremız Kmine Usaklıgil, gazetemız çalışanlarına "agır bir sorumluluk" yüklemek zoı unda kalıyordu: "Biz gazetede bir lopluluk kursak bunlardan daha iyi dans ederiz!" Ünü kadar gövdest de büyük Oscar Peterson, bir seyirdnin sorusunu, ' 'Ben yedek piyanlstim, asıl piyanlst yann çalacak" dtye yanıtladı. Festivalin önü F KÜLTÜR SERVtSt Suskun bir sauna Çek Filarmoni Orkestrası'nm şefi Vaclav Neumann, Spor Sergi'de bagetini kaldırdı. Ve bir uğultu başladı. Oysa Çek Filarmoni Orkestrası üyeleri daha önccki konserlerde hiç böyle bir uğultu çıkarmamışlardı. Uğultunun AKİF Fotoğra/lar: MEHMET 14. Uluslararası htanbul Festivali, yedisi caz, onu klasik Tiirk müziği olmak üzere 55 konser, 37 tiyatro, 3 opera, 10'u bale 27 dans gösterisiyle geride kaldı. Kuşkusuz 10 sergiyi de unutmamak gerekir. Festival süresince gazetemizde konserleri, gösterileri elden geldiğince kapsamh bir biçimde vermeye çalıştık. Ancak bu arada bir de Festivalin sahne dışı gösterileri vardı. Bunları bütün seyirciler izleyemese de, zaman zaman sahnedeki gösteriler kadar "ilginç" oldukları açıktı. îşte bu yüzden, bu "festival" olaylardan bir demeti "Festivalin önü" adı altında sizlere sunmayı düşündük. estival 20 haziran günü Jean François Paillard Oda Orkestrası'nın eşliğinde Güher ve Süher Peklnel Kardeşler'in piyano "gosterP'sıyle açıldı. Açıldı ama, konser başlayana kadar izleyiciler epey beklemek zorunda kaldı. Açılışa Oevlet Bakanı Mesut Yılmaz, Dışişleri Bakanı Vahil Halefoglu ve SHP Genel Başkanı Erdal tnonu'nün yanı sıra bir de yabancı konuk katıldı: Berlın Eyaleti Kültür Senatörü Dr. Volker Hassemer. Ancak, Kultur ve Tlırizm Bakanı Mukerrem Taşçıoglu'nu gözlerıyle arayanlar, duşkırıklığına uğradı. Konser öncesı yapılan konuşmalar sonunda, konser izleyicilerin esnemeye başladığı bir sırada taın 40 dakıka sonra başlayabildi. Çıngırtı ve şangırtı Amadeus Üçlusü'nUn 24 haziranda Aya lrıni'de verdiği konser sırasında, izleyicıleri en az konser kadar ilgilendiren bir olay meydana gel di. Hanım izleyicilerden birinin boynunda, yılın modası iri halkalardan oluşan bır metal zırı cir, kulaklarında da üç ayrı yuvarlak broıi/ parçacıktan oluşan küpeler vardı Başını oynattıkça iri küpeler zincire sürtunüyor; sağa ya da sola çevırirse çıngırtı, aşağı ya da yukarı hareket ettirirse şangırtı çıkıyordu. Ancak, oda 10 TRT kameramam burunlannm Içiıu kadar girince Amadeus Üçlüsü konsere ara vermek zorunda kaldı.