23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

1 0 o Neden iyileşemiyorum?... nu kaynatıp sabahları bir çay bardagı Içlyonım. tlaçları falan da bıraktım. Bakalım, geçecek mi?" Bu da bir başka sorun. Hem de önemlı bir sorun. Süreğen bir hastalığın geçmemesinin hasta uzerinde yarattığı umarsızlığın yanlış yönlendirilmesi. Hep ilaç kullanma gereksıniminin, hep perhiz yapılması zorunluluğunun yarattığı bunalımdan çıkış yolu arayışları. İlaçları bırakabilmek. Perhizi bırakabılmek. Istediğini yemek, istediğini içmek. Sınırlanmış, daraltılmış bir dünyadan, özgürce yaşamaya çıkabilmek. lnsanlar bunu göğusleyemeyince, kendilerine söylenenlere sığınıyor. Şıfalı otların giderek yUkselen toplumsal etkinliğı bu. Elbette, bitkiler dünyası, ilaçların zengın bır kaynağı. Elbette, pek çok bitki ilaç işlevi görüyor. Ama, bilimsel süzgeçten geçmeyince, hele konu tatlı bir kâr alanı olunca, böyle yanlış davranışlar gündelik işler sırasına giriveriyor. Şeker hastalığı "sinir otu" içmekle geçmez. Hastalığın süreğen özelliği, hastanın bilinç dUzeyinın düsük sınırında umursızlığı zorlayınca, sonuçta böyle bilım dışına sapmalar oluyor. Böyle bir davranış, hastalığın ağırlaşarak sürmesiyle sonuçlanıyor. Bu kez, başka bır umarsızlığı yaşıyor: "Sinir otunu da denedim. Hiçbir sonuç vermedi. Demek ki, benim hiçbir umarım yok!' Burada, hastalığın lyileşmemesınin nedeni, hastanın sağlık konusundaki bilinçsizliğidir. Elbette, bu bilinç eksikliği de kendılığinden oluşmuş değildir. lnsanımıza sağlık bılgisı vermeyi bilememenin yarattığı boşluktur bu. • • • " Ben artık doktora gitmiyorum. Kaç doktora gittimse, hastalıgıma o kadar ayrı isim kondu. Kimisi onu dedi, kimisi bunu. kendim sigortalıyım, sigortaya gittim, onca kalabalıgın içinde ne ben derdimi anlatabildim, ne de doktor ağzını açıp bir şey soyledi. Paralı doktora gittim, hiçbiri 6tekinin soylediğini begenmedi. Ne yapacağımı şasırdım, artık hiçbirine guvenmiyorum. tşi oluruna bıraktım." önemli sorunlardan birisi de, hekimle hasta arasındaki ilişki. Bu ilişkinin temelinde güven olmalıdır. Eğer hekimle hasta arasında sağlıklı bir diyalog, sağlam bir güven yoksa, ne hasta sorununu yeterince aktarabilir, ne hekim hastasına yeterince yararlı olabilır. Kamu sektörü polikliniklerı, ister Sosyal Sıgortalar Kurumu'nda olsun, ister devlet hastanelerınde olsun, aşırı hasta kalabalığı altında bunalmıştır, hasta da hekim de bu düzensız çalışmanın ıki ucunda sıkıntı çekmektedır. Hekımleın bırbırlerinin tanıları konusunda dikkatsız, özensiz, ya da bilerek hastaya olumsuz konuşmalaıı, hekimlerin önemlı bır yanlışıdır. Böyle davranan hekımler, kendi tanılarının doğruluğu konusunda hastayı ınandıramadıkları gibı, hastanın hekimlere bu arada kendisine de güvenlerını sarsmaktadırlar. Bir hastalıkla ılgılı olarak hekimlerin faıklı tanı koymaları, hekımlık mesleğinin ozellığınden kaynaklanır. Hastalıklar oldukça karmaşık sorunlardır, verıler ne olursa olsun, yorumlar farklı olabilir. Hasta ıçın, hekim hekim dolaşmak yerıne, bır hekımın hastalığı birkaç kez görmesını sağlamak daha doğrudur Hekim, hastasını görerck, hastalığı daha iyi gozlemlemek, yorumlarını yenıdcn gözden geçirmek, yeniden değerlendirmek olanağını buluı Unutmayalım ki, hekımler de ınsandır, yorgun zamanları olur, canlarının sıkıldığı zamanlar olur. Hckımlc haslası arasındaki güven, ıkı yanlı çabalarla oluşur. Hastalık geçmiyorsa.. 1 • Hastalık tanısı doğru konmuş mudur? Hastalığa tanı konmuştur Sağaltım ıçjrt gerekenler yapılmıştır Beklenen gelışme ıçın yeterlı sure geçmıştır Ancak, durumda beklenen olumlu gelışme olmamaktadır Bu durumda, hastalığa konan tanının yeniden gozden geçırılmesı gerekır Bazen, tanı doğru olduğu halde, hastalıkta yenı bır gelışme olmuştur Bunların gozden geçır:lmesı gerekır İ 2 • Hastalık bütünüyle geçici mi, süreğen nitelikli midir? Hastalığın gelışmesı konusunda hastanın bılgılendırılmesı gerekır Hasta da hekıminden bu bılgıyı ıstemelıdır Hastalıkların nıtelıklerı, ozellıklerı, olası gelışmeler konusunda yaklaşık bır durum değerlendırmesı yapılmasını gerektırır Hasta bu konuda aydınlatılmadığı zaman, sağaltıma olan guvenı azalır, bu da lyıleşmenın geleceğını etkiler 3 * Hasta, llaçlann nasıl kullanıla* caâını, ne kadar süreyle kullanılacagını, dlyet yapmam g«rekiyorsa nasıl yapması gerektlğlnl, ne kadar süreyle yapması gerekbğini yeterince billyor mu? Bu konu, çoğu kez. yeterince aydınlatılmamakta, hasta kendılığınden davranmaktadır. Ateşlı bır hastalıkta, ateş duşer duşmez ilaçlar kesılmekte, kısa bir süre sonra hastalık yeniden ortaya çıkmaktadır. Bır mide hastası, ağrıları geçer geçmez, ılaçlarına dıkkatını azaltmakta, perhızlne önem vermemeye başlamaktadır Oysa, butün hastalıklarda, ilaç kullanma suresı açıklıkla bılınmelı, yakınmaların geçmesıyle hastalığın geçmesının aynı şey olmadığı akılda tutulmalıdır Hastalığın gelışmesındekı aşamalar zaman zaman değerlendırılmelıdır Hastalığın gelışımı, yakınmaların durumu, yapılması gereken analızler gözden geçirılmelıdlr Hastalar hekımlerıne gereklı zamanlarda bılgı vermeyi savsaklamamalıdır Hekimlerin de bu bılgılerı hastalarından ıstemesı doğrudur Hastalıkların lyıleşmesı, hekımlerie hastaların ortak çabalarını gerektırır Umutsuzluğa duşmek yerıne, tıp bılımındekı gelışmelerın ner gun ılerledığını duşunmek daha doğrudur.. . ~BT ASTAL1GIM BİR "•TTÜRLÜ GEÇMI mektuplar da alıyorum. Giderek önemı artan, yayginlaşan, buna karşın pek ayırdına varılmayan bır sorun bu: Hastalıklar uzuyor, iyileşmiyor. " Ne zamandır bu rahatsızlıgı çekiyordum. Baklım olmayacak, bir doklora gitlim. Neyse, doktor ilaçlar verdi, perhiz yapacaksın falan dedi. Bir iki gün kullandım ilaçları, hiç faydası olmadı. Ben de bıraktım. Sonra bir tanıdık başka bir doktoru lavsiye elti, ona gittim. O doktor da başka ilaçlar verdi. Onları kullanmaya başladım. Dogrusu, ilaç kullanmayı da pek sevmiyorıım. Bir gun alırsam ertesi gun unutuyorum. Bunların da pek faydasını gormedim ya. Zaten hastalık da belli olmuyor. Bakıyorsun, kendi kendine geçiyor. Sonra gene başlıyor. Artık oluruna bıraktım. Ya kendiliginden geçecek, ya da surüp gidecek." Çevremıze şöyle bir bakarsak, buna benzer ne çok örnek görebilıriz. Ne oluyor böyle? Doktorlarımız mı ilgısız? Hastalık tanıları mı yanlış? İlaçlar mı etkisiz? Hastalar mı dıkkat etmiyor? Yoksa, hastalıklar da giderek kötüleşti mi? Bu soruların hepsi de akla geliyor. Daha da nice soru çıkıyor bu konuda.. Sorunun çeşıtli yanlanna bakalım, çö7ümlerıni arayalım. • • • " Ajaklarımda manlar vardı. Önce bir ayağımdajdı, sonra oteki ayağıma da geçti. Parmak aralarım kaşınıyor, ama nasıl ka>ınıyor, bilcmczsiniz. Bazen kaşırken kendimden geçiyorum, oraları yoluyorum. Derken kaşınlı kasıklarıma geçli. Bir doktora giltim. "Bu hııslalık mantar" dedi. İlaçlar verdi. tşte, bir su var, suruluyor, sonra bir melhem, o da suruluyor, uslune de serpilen bir loz \ar. Kullanmaya başladım, iyi geldi. Kaşınlı a/aldı, kızarmalar falan a/aldı, sonra da busbutun geçti. Birkaç gun içinde i> ileşlim. Ilaçları keslim. Bir sure iyiydim. Derken, kaşıntı ayaklarında yeniden başladı. Doğrusu canım sıkıldı. Demek ki, ilaçların pek faydası olmadı. Şimdi ne japmalı, bilmıyorum'.'" Bu sortınu çok yaygın göruyorum. Kısa M M YOR". Bu yakınJW~"^B mayı günlük söyle • JV şilerde de duyuyoJL. JM ruz, bu konuda ca "mantar" deyip geçilen hastalık çeşitli mıkozlar tarafından parmak aralarında, kasıklarda, saçta, sakalda ortaya çıkar. Yaygın olanı, parmak aralarında, kasıklarda görülen, kaşıntılı, kızarıklık, deri pullanması yapan türüdur. Bu hastalık, tümüyle iyileşir. Buna karşın neden, birçok insanda iyileşmeden sürüp gidiyor? Nedeni şu: Mantar hastalığı olan kişi, ilaçlarını kullanınca, birkaç gün içinde belırgin bır düzelme olur. Kaşıntı azalır, sonra da geçer. Bu durumda, ilaç kullanımı savsaklanır, birkaç gün sonra da unutulur gider. Oysa, hastalık geçmemiştir. Kaşıntının geçmesı, hastalığın geçmesi demek değıldır. Belirtıler geçse de ilaçların daha uzun süre kullanılması gerekır. Buna dıkkat edilmeyince de hastalık iyileşmeden sıırer gider. Mantar hastalığı bulaşıcı olduğu için de ayak temizhğıne, el temizliğiııe dikkat etmeyen kişi, hastalığı hem kendi bedeninin başka bölgelerine, hem de başka insanlara bulaştırır. Çıplak ayakla başkasının tokyosunu, terliğını grymek, havlusunu kullanmak, ortak kullanılan duşlar, banyolar, yüzme havuzları hastalığı bulaştırır. Bu durumda, hastalığın geçmemesi, yaygınlaşması, bütünüyle ınsanlann sağhklarına özen göstermemesinden kaynaklanır. * * * " Bende şeker hastalıgı bulundu. Kan tahlili yapıldı, idrara falan bakıldı. Şeker varmıs, ne yapalım, biz de dikkat ederiz. Doktor ilaç verdi, perhiz verdi. Sonra, yeniden tahlil falan yapıldı, biraz duzelmiş, gene ilaçlara devam ettik. Ama, hastalık geçmiyor. Doktora sordum, seker hastalığı tjeçme/miş, boyle hep ilaç kullanılacakınış, perhi/ yapılacakmış. Doktora "omur boyu boyle mi olacak?" dedim. Bana, "evel, omur boyu bo>le olacak" demez mi? Çok canım sıkıldı. Ben boyle başıma gelenleri anlatıyorum, bi/iın bir komşu var, Rasim Bey, "scn hiç canım sıkma" dedi, "bir tanıdığım var, onun da sckeri vardı, sinir otıı var ya, bilir misiniz sinir otunu? Iste onu, kaynatıp sanahları içti. Ne şeker kaldı, ne bir scy.. Sinir otunu içeceksin, hiçbir ilaç kullanmaya gerek yok, pcrhi/ de yapmasan olur" dedi. Ben onccleri inanmadım, ama adam yeınin billah edi>or. Adamın ne /(•ru var bana yalan soylesin. Simdi sinir otu PETEK DERSANESİ llniversiteye hazırlık kursu ogrencilerinc pansiyon saglanmışlır. lslanbul dısından gelenlere oncelik verileceklir. 161 61 05 158 28 23 Serencebey V>kıısıı No: 12 Besiklaş İslanbul Unıversıte öğretım uvelerının dersanesinde yetkııı vc ozenlı kurslarımızla ÜNİVLRSİTEYE GİRİ'j parantisi Ikı asamanın loplaın ücreti Hdt'ıa sonıı 198 SOOjtl Hatta ıı,ı. 247.500 TL Uygıın laksiılerle 161 61 05 158 28 23 PETEK DERSANESİ 25
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear