27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 26 Mart 2013 Salı BİR GÖL, BİR NEHİR VE BİR Burdur Gölü devletin korumada başarısız kaldığı bir alan. Ancak kuruyor. Nasıl mı?Azalmanın birinci nedeni DSİ’nin kurduğu baraj ve göletler. Sayısı giderek artan kaçak kuyular ikinci neden. Burdur Belediyesi’nin içme suyunu göle su veren kaynaktan alması üçüncü temel neden. kontrol edilmesi ve arıtması olmayan veya olmasına rağmen çalıştırmayan fabrikaların kapatılması. Konu meclise de taşınmış. Soru önergesine verilen cevap plansız sanayileşmeyi teyit ediyor. Önce tesislere lisans veriliyor, üretim başlıyor, çevre kirletiliyor, kirlilik ölümcül bir noktaya geldikten sonra denetleme ve planlama çalışmaları başlatılıyor. Devletin yürüttüğü çalışmalarda çevreyi nasıl temiz tutarız değil tesisleri nasıl çalışır kılarız anlayışı hakim. Bir de Avrupa Birliği’ne uyum kaygısı göze çarpıyor. Bir Ramsar alanı olan Burdur Gölü oğa Derneği ile Atlas dergisi birkaç yıldır “Burdur Gölü’ne Sadakat Yolculuğu” düzenliyor. Türkiye’nin dörtbir yanından gelen doğaseverlerle, Burdur Gölü’ndeki su azalması ve kirliliğe dikkat çekmek ve devletin gerekli önlemleri alması için eylemler yapıyor. Burdur Gölü dünyada nesli tükenmekte olan beyaz başlı ördek ile endemik bir balığın yaşam alanı ve 1998’den bu yana Ramsar koruma alanı. Yani Türkiye’nin de imzaladığı Ramsar Uluslararası Sulakalanların Korunması Sözleşmesi kapsamında devletin koruması gereken bir alan. Fakat başarısız kalınmış. F. Adaman, S. Hakyemez ve B. Özkaynak’ın yazdıkları bilimsel makalede gölün sorunlarını analiz edip, bir dizi çözüm önermişler. Su seviyesinin kısa sürede hızlı düşmesinin en büyük nedeni, gölü besleyen dere ve nehirlerdeki su miktarının azalması. Azalmanın nedeni DSİ’nin kurduğu baraj ve göletler. Daha az su kullanan damlama sulama yöntemine ağırlık verilmesi gerekirken, salma sulama için daha çok su tutma yolu izlenmiş. Sayısı giderek artan kaçak kuyular ikinci neden. Burdur Belediyesi’nin içme suyunu göle su veren kaynaktan alması üçüncü temel neden. Gölün kirlenmesinin ana nedeni kirletilen suların arıtılmadan göle bırakılması. Kirletenler kim? Burdur sanayi bölgesindeki tesisler ile Burdur Şeker Fabrikası ve az oranda tarımda kullanılan suni gübre ve ilaçlar. Bütün bunların ardındaki sosyopolitik nedenler ise planlamaların sistemsel, bütünsel bir anlayışla yapılmayışı, D kalkınmanın sanayileşme ve şehirleşme olarak tanımlanması, bunlara doğa korumadan çok daha yüksek öncelik verilmesi, çevre yasaları ve yönetmeliklerin uygulanmaması, ve gölün sorunlarına dikkat çekip çözümü talep eden güçlü bir kamuoyu olmaması. İlginç olan kirliliği yaratan şirketler kolayca örgütlenip, lobi çalışmalarını yürütürken, doğasına sahip çıkması gereken halkın bir araya gelip, örgütlenememesi. Makalede önerilen çözüm, çevre koruma yönetmeliklerini uygulayan, bölgeye uzun süre etkisi olacak politika ve projelerin etkili koordinasyonu sağlayan ve yöre halkını katılım için cesaretlendiren yeni bir yönetim biçimi. Devletin ataletinden kaynaklanan gölün sorunlarına dikkat çekip çözüm talep eden güçlü bir kamuoyu ise, bence çözümün anahtarı. Sarnıçlar şehri Alaiyye’den apartmanlar kenti Alanya’ya Nilüfer çayı temiz aksın Nilüfer çayı Bursa ilinde Uludağ’dan Marmara Deniz’ine dökülüyor. Dere boyunca inşa edilmiş olan fabrikalar çaya hergün 15 bin metreküp atık su bırakıyor. Dere boyunca yerleşik 52 köy Nilüfer çayını sulamada kullanıyor. Bu su ile yetişen sebze, meyveler şehirlerde tüketiliyor. Yani, kirlenmenin etkisi bölge ile sınırlı değil. Ayrıca, dere boyundaki yerleşim yerlerinde kanser vakaları dikkat çekici şekilde artıyor ve Nilüfer çayı koku salıyor. Analiz edilen suda yasal limitlerin üç katı üzerinde askıda katı madde, yağ ve gres, beş katı üzerinde renk ve sekiz katı üzerinde sülfür tesbit edilmiş. Nilüfer çayının temizlenmesi için köylüler ve halk geçen yıldan beri bir dizi eylem düzenledi. İstekleri basit; fabrikaların ve arıtma tesislerinin 17. yüzyılda Alanya’ya gelen Evliye Çelebi şehirdeki 420 sarnıç olduğundan ve bu nedenle “Sarnıçlar Şehri” olarak anıldığından bahseder. Şehrin en görkemli sarnıçı 800 yıl önce Ebu Ali tarafından inşa edilen Kızıl Kule’dir. Kızıl Kule tam bir ekolojik mimarı örneğidir. İnşasında yerli malzeme, taş ve toprak kullanılmıştır. İklimsel şartlar, yaşamsal ihtiyaçlar ve güvenlik sağlama amacı gözetilerek olağanüstü bir biçimde planlanmıştır. Binanın ortasında büyük bir sarnıç yer alır. Kulenin açık olan en üst katı yağmuru toplar, süzerek sarnıçı doldurur. Otuzüç metre yükseklikte, beş katlı kulede ustaca planlanıp tasarlanarak katlara serpiştirilen aralıklar sayesinde birinci kata kadar güneş ışığının gelmesi sağlanmıştır. Eski Alanya
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear