26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

10 26 Kasım 2011 Cumartesi Ezilenlerin tiyatrosu Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin konuk ettiği Prof. George Emilio Sanchez, “Augusto Boal’ın Ezilenlerin Tiyatrosu ve Yaratıcı Süreç” başlıklı bir çalışma yaptı. Katılımcılar, oyunun tiyatral bir formda toplumsal baskıları tanımlayıp tartışmak için çok etkili bir yöntem olduğunu deneyimlediler. ? AYŞEN EREN Endüstri Yüksek Mühendisi, Sürdürülebilir Yaşam Danışmanı ayseneren@yahoo.com www.surdurulebiliryasam.blogspot.com J ohan Huizinga insanı “Homo Ludens” yani oyun oynayan insan olarak tanımlar, oyunun sosyal ve kişisel gelişmenin bir parçası olduğunu söyler. Oyun serbesttir ve özgürdür. Augusto Boal’ın “Ezilenlerin Tiyatrosu” oyunlarla, insanların normal şartlar altında konuşup tartışmaktan çekindikleri aile içi şiddet, cinsel taciz, toplum baskısı, aile baskısı, devlet baskısı gibi konuları ve toplumsal sorunları tanımlayabilmeleri, farklı görüşleri anlayıp tartışabilmeleri için çok uygun bir ortam sağlıyor. Biçim olarak günlük hayatın dışındadır, özgür ve kurmaca yapısıyla oyuncuyu içine çeker. İşlevlerinden birisi bir nesne veya fikrin temsilidir. Bu bağlamda tiyatro da bir oyundur. Brezilyalı yazar, tiyatro yönetmeni ve politikacı Augusto Boal, tiyatronun bu özelliğini kullanan devrimci bir eğitim hareketini başlattı. Paolo Freire’nin Ezilenlerin Pedagojisi kuramından çok etkilenen Boal, bunu destekleyen Ezilenlerin Tiyatrosu kuramını oluşturdu. Tiyatroyu yerel, toplumsal sorunları tartışmak ve çözüm aramak için bir araç olarak kullandı. Boal’a göre her yer sahne, herkes oyuncu olabilir. Ezilenlerin Tiyatrosu üç farklı pratikten oluşur: Forum Tiyatrosu, Görünmez Tiyatro, İmge Tiyatrosu. Her pratik, seyirciyi oyuna dahil ederek, toplumsal, siyasal ve sosyoekonomik baskılara karşı tavrını göstermesine yardımcı olur. Boal oyunlarını, özellikle fakir, ezilmiş ve dışlanmış, varolan sistem içinde sesini yükseltmeyen topluluklarda sergiledi. Bu yöntem, oyunda, ilk önce bireyler “baskı” sözcüğünü nasıl algıdıklarını topluluk önünde teker teker gösterdiler. İkinci aşamada gruplar oluşturduk. Her grup üyesi, kendisinin ve diğer üyelerin dünyada 70’den çok ülkede eğitim, pedagoji, vücutları ile mimiklerine şekil vererek “baskı” politika, ruh sağlığı, toplumsal konularda çalışan sözcüğünü anlatan heykel yaptı. Sonra her grup yüzlerce grup tarafından kullanıldı. Barışa hizmet topluluk önünde, yaptıkları heykelleri sergiledi. eden çalışmalarından dolayı, Boal’e 2008 yılında Böylece “baskı” sözcüğünün pek çok farklı şekilde Nobel ödülü verildi. Augosto Boal’in “Ezilenlerin ifade edilişini gördük. En son bölümde grup Tiyatrosu”, “Oyuncular ve Oyuncu Olmayanlar olarak yavaşça birer birer heykele eklenerek bir İçin Oyunlar”, “Arzu Gökkuşağı: Boalin Tiyatro ve bütün oluşturduk. Amacımız heykelin ifade ettiği Terapi Metodu” kitapları Boğaziçi Üniversitesi “baskı” anlamını güçlendirmekti. Sonra yaptığımız Yayınevi tarafından yayınlandı. hareketi destekleyen bir cümle kurduk ve bunu Çalıştayda eğitim veren George Sanchez, Boal kendi kendimize tekrarladık. Bir sonraki aşamada ile birlikte çalışmış. Boal ve Ezilenlerin yakınımızdaki kişilerle dialog şeklinde konuşarak Tiyatrosu’ndan esinlenerek hazırladığı eğitim içselleştirdiğimiz cümlemizi paylaştık. Ve birlikte programlarını azınlıklar, yasadışı göçmenler, cinsel yine çok yavaş hareket ederek heykele istediğimiz istismara, ırkçılık ve şiddete uğramış insanlara en son şekli verdik. Grup dinamiklerini kullanan, uyguluyor. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki çalıştayda ortak hayal gücü oluşturan, grup içinde bütün Ezilenlerin Tiyatrosu’sundan birkaç egzersiz farklılıklara rağmen bir heykel üzerinde yaptırdı. Sanchez, yaratıcılığın geliştirilebilen bir anlaşmamızı sağlayan sıradışı bir çalışma idi. kas olduğa inanıyor. Hayal etme egzersizleriyle bu Dört yıldır “Sürdürülebilir Yaşam Oyunları” kası güçlendiriyor. Bize “Nesnelerin Dönüşümü” adıyla oyun ve egzersizlerle bezeli, ilkesi olarak adlandırdığı bir grup çalışması yaptırdı. Bir deneyimlerek öğrenme olan, grup dinamiklerini bardağı veya bir sandalyeyi kaç farklı şekilde hayal kullanan kişisel gelişim programı uyguluyorum. edebilirsiniz? Bir, üç, beş, on... Bardak, başınıza Çok farklı gruplarla, farklı yaşlarda insanlarla, koyduğunuzda şapka, hayali kaşığınızla içinden farklı ülkelerde oyunlar oynadım. Bu konuda hayali çorba içtiğinizde tabak, seksek taşı, kuyu, yazılmış pekçok kitap okudum, benzer topaç, top, çöp kutusu, vazo, saksı, taş olabiliyor. programlara katılan insanlarla konuştum. Kişisel “Güç Yapıları” olarak adlandırdığı oyunda grubun deneyimim ve toparladığım görüşler, hep grup ortasına 4 sandalye, bir masa ve bir bardak koydu. olarak oyun oynamanın mucize olarak nitelediğim Bu eşyalarla sandalyelerden birisini en güçlü yönünü teyit ediyor. “Oyun” sözcüğü çocuğu gösterecek yapıyı kurmamızı istedi. Sonra grubun çağrıştırmakla birlikte aslında oyun oynamanın yaşı hangi eşyayı en güçlü gördüğünü sordu ve nedeni yok. Hatta belki yetişkinlerin çocuklardan daha açıklamamızı istedi. En son, yapıyı oluşturan fazla oyun oynamaya ihtiyacı var. Çalıştay, bana kişinin hangi eşyayı en güçlü göstermek istediğini oyunları kullanan farklı bir kuramı tanıttı. Augusto sordu. Yapının en üstündeki sandalyeyi en güçlü Boal’ın “Ezilenlerin gören olabildiği gibi, bu Tiyatrosu” oyunlarla, sandalyeyi diğer insanların normal eşyalara bağımlı görüp şartlar altında konuşup en güçsüz kabul tartışmaktan edenler de oldu. çekindikleri aile içi Egzersiz bize şunu şiddet, cinsel taciz, deneyimletti, bizim toplum baskısı, aile yapmak istediklerimiz baskısı, devlet baskısı ile topluluktaki diğer gibi konuları ve bireylerin bunları toplumsal sorunları algılayışları çok farklı tanımlayabilmeleri, olabiliyor. Bu farklı görüşleri anlayıp egzersiz, “güç”ün ne tartışabilmeleri için çok kadar farklı uygun bir ortam tanımlandığını, olumlu sağlıyor. Bu nedenle, veya olumsuz “Oyun” sözcüğü çocuğu kişisel değişim, gelişim nitelenebildiğini gösterdi. çağrıştırmakla birlikte aslında programları ile grupların Ezilenlerin Tiyatrosu’dan alıntılanmış “Arzu oyun oynamanın yaşı yok. Hatta dönüşümü için yapılan toplantıların yanısıra Gökkuşağı” oyununda, belki yetişkinlerin çocuklardan toplumsal sorunların “baskı” sözcüğünü daha fazla oyun oynamaya konuşulduğu ortamlar vücudumuzu ve mutlaka oyun çalışmaları mimiklerimizi kullanarak ihtiyacı var. içermeli. canlandırdık. Birkaç aşamalı bu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear