Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 Nisan 2011 Cuma 355 25 Sevgili Ankaralılar, Medya Sanat Galerisi, bugüne değin pek çok sergi açan ressam Ayşe Arkün’ü konuk ediyor. Arkün’ün eserleri doğanın tüm renklerini barındırıyor. Bu eserlerde canlı renklerle betimlenenler ise kadınların halleri... En dikkati çeken renk ise sarı. Sarının yanında sırasıyla en çok mavi, kırmızı ve kahverengi de kullanılmış. Arkün, Ankaralı bir sanatçı. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu ve Prof. Hasan Pekmezci Atölyesi’nde ders aldı. 11 kişisel sergi açtı. 7’si uluslararası olmak üzere 40’ın üzerinde karma ve grup sergilerine katıldı. Sergi, 16 Mayıs’a değin görülebilecek. Ne dersiniz, kadınların farklı hallerini resim sanatının dilinden görmek hoş olmaz mı? (428 39 55) SERGİ YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com Genç Piyanistler Gündemir Anısına Yarıştı... amuran Gündemir (19332006), adı Ankara Devlet Konservatuvarı (Hacettepe) ile özdeşleşmiş, kendini eğitime adamış, ekolleşmiş bir piyanistti. Muhittin Dürrüoğlu, Fazıl Say, Emre Elivar, Emrecan Yavuz başta olmak üzere pek çok piyanistin harcında onun çimentosu vardır. Mersin Devlet Konservatuvarı’nın, adını yaşattığı, 2. Kamuran Gündemir Ulusal Piyano Yarışması’nda genç piyanistlerin ağırbaşlılıkla yarışmasını ve ulaştıkları düzeyi izledim. Jüri piyanisteğitimci Selçuk Gündemir başkanlığında Verda Erman, Muhittin Dürrüoğlu, Emre Elivar, Sanem Berkalp ve şef İbrahim Yazıcı’dan oluşmuştu. Gülsin Onay, Cambridge’te ağır bir grip geçirdiği, Özgür Aydın turnesi uzatıldığı için gelemedi. Güzel olan, Mersin DOB Müdürü Hasan Alptekin’in final için orkestrayı tahsis etmesiydi. Orkestra üyelerinin sevgiyi özveriyle yoğurup, İbrahim Yazıcı’nın yönetiminde alışık olmadıkları halde üç konçertonun birden eşliğini, iki provada toparlamış olduğu dikkati çekti. Finalistlerin ikisi, Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan Menekşe Akar’ın öğrencisi olarak mezun olan, Cem Babacan (d.1988) ve Evrim Turan’dı (d.1985). Halen Moskova Çaykovski Konservatuvarı’nda yüksek çalışmalarını sürdüren Babacan, Lizst 1. konçertoyu çaldı. Diğer finalist, Antalya’da başlayıp, Eskişehir’den sonra, halen Belçika Kraliyet Konservatuvarı’nda lisans çalışmasını sürdüren Buğra Yüksel (d.1989) Çaykovski konçerto seslendirdi. Turan ise Rahmaninov ikinci konçertoyu seçmişti. Jüri sanırım ikinci ve üçüncülük konusunda epey ter döktü ama kararlar oybirliğiyle alındı. Birincilik Babacan’ın hakkıydı. Moskova bu yetenekli çocuğa daha da yaramış, eskiden sahnesine özenirken, iyice müziğe yoğunlaşmayı öğrenmiş, müzikalitesini hayli geliştirmişti. Esas büyük gelişimi gösteren Buğra Yüksel’di. Bir buçuk yıl gibi kısa zamanda, Brüksel Kraliyet Konservatuvarı’nda Prof. Alexandre Madzar’la eksiklerini gidermeye çabaladığı anlaşılan Yüksel, yarışmanın ikincisi oldu. Sahneden ziyade sonucun açıklanmasını beklerken heyecanlanan Evrim Turan da üçüncülük derecesini elde etti. Türk bestesini en iyi seslendiren piyanist ödülü ise Bilkent MSSF öğrencisi Aylin Yılmaz’a (d.1992) verildi. Bu yılki zorunlu parça, Dürrüoğlu’nun “Avrupa’da 20. Yüzyıl Müziği” yarışmasında beste ödülü aldığı ve kompozisyon hocası İlhan Baran’a adadığı, “Le Tourneur / Semazen” adlı yapıtıydı. Sonuçta, katılıp önemli deneyim elde ederek tüm yarışmacılar kazandı... İki yılda bir yapılan bu yarışmanın uzun ömürlü ve çok katılımcılı olması dileğimiz. K CUMHURiYET ANKARA’NIN SEÇ TiKLERi TİYATRO Sevgili tiyatroseverler, Cumhuriyet Ankara olarak sizlere Ankara DT tarafından sahnelenen “Rab Şeytana Dedi ki” adlı oyunu izlemenizi öneriyoruz. Neden mi? Oyun, mitolojide ve kutsal kitaplarda yer alan Sysphos ve sabreden Eyüp öykülerinden oluşan müzikli danslı ve şarkılı bir oyun. “Rab Şeytana Dedi ki” ayrıca birçok ödüle de sahip. Oyun 20092010 10. Lions Tiyatro Ödülleri’nde “En İyi Oyun Yazarı Ödülü”ne, aynı yıl “1. Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödülleri”nde “KomediMüzikal Dalında En İyi Yönetmen Ödülü”, “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü” ve “En İyi Kostüm Tasarımı Ödülü”ne değer görüldü. Nihat Asyalı’nın yazdığı Bozkurt Kuruç’un yönettiği oyun, 30 Nisan’da Akün Sahnesi’nde izlenebilir. KONSER Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) bugün çocuklara özel “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” konseri verecek. Şef Burak Tüzün’ün yöneteceği konserde, Sofiko Tchmuburidze (keman), Ezgi Su Apaydın (keman) solist olarak yer alacak. Konserde Murat Akar da “anlatıcı” görevi üstlenecek. Henri Wieiniawski’nin “2.Keman Konçertosu Op.22, 1.Bölüm” adlı eseri seslendirilecek. (310 72 90) Herhalde tiyatroseverler bugünlerde, daha önce hiç duymadıkları kadar “Genç Osman” adını duydular. Çünkü Ankara Devlet Tiyatroları’nda sahnelenen “Genç Osman” adlı oyunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’a “hakaret ettiği” gerekçesiyle oyuncu Tolga Tuncer hakkında soruşturma başlatıldı. Ancak belirtmek gerekir TİYATRO ki, Turan Oflazoğlu’nun kaleme aldığı oyun, başlıca üç konuya işaret ediyor. Birincisi anadilde eğitim. Osmanlı padişahlarından Genç Osman bir dizi yenilik yapmak istiyor. Bozulan Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmak gibi... Ancak Genç Osman’a göre tüm bu yeniliklerde anadil esas alınmalı. Anadolu’ya inilmeli... Oyunun dile getirdiği bir başka önemli konu ise tekeşlilik. Cumhuriyetin ilanından hemen sonra çıkarılan Medeni Yasa ile kadınlara verilen en önemli haklardan bir tanesi kabul ediliyor. Oyunun vurguladığı başka bir nokta ise Kuranı Kerim’in Türkçe okunabilmesi... Ne dersiniz, sizce aslında “Genç Osman” bugünün Türkiyesi’ne de göndermelerde bulunmuyor mu? Oyun, 26 ve 29 Nisan’da Büyük Tiyatro’da izlenebilir. (324 22 10)