Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com 11 Şubat 2011 Cuma 345 ünlerdir Tunus ve Mısır’daki gelişmeleri izliyoruz. Haberler, bana sanat açısından bazı çağrışımlar yaptırttı. Tunus denilince usuma hep “camaltı resimler” geliyor. Onları kitaplar dışında ilk kez, ressam ve camaltı koleksiyoneri Neveser Aksoy’un Dışişleri Bakanlığı’nda açtığı sergide görmüştüm. Daha çok bizim “şahmeran” figürüyle tanıdığımız bu geleneksel tekniği Tunuslu sanatçılar, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’yü de konu alarak uygulamışlardı. Tunuslu araştırmacı Mohamed Masmoudi’nin “Tunus’ta Camaltı Resmi” adlı kitabında; bu sanatın kökünün Türklere dayandığı, Tunuslu sanatçıların Amasyalı Hamdullah, Sufî, Karahisarî, Hafız Osman gibi ünlü Türk hattatların yazılarıyla, ibrikler, Ayasofya, Amentü gemisi, hayat ağacı gibi yazıresim kompozisyonlarından, halk efsanelerinden esinlendiklerini yazar. Ama Tunus camaltı sanatında, Batı emperyalizmi ve padişaha karşı koyan Kemal Paşa ile yakın silah arkadaşı İsmet Paşa’ya sıklıkla yer verilmesi, Tunus’da en azından halkın gönlündeki rol modellerinin kimler olduğunu ortaya koyar. Mısır’a gelince, diktatörlüğü bir yana, Hüsnü Mübarek’ın Japonlara yaptırttığı Kahire Operaevi’ne hep gıpta etmişimdir. Mübarek’e demokrasi adına uyarıda bulunanların, Türkiye’de mevcut Atatürk Kültür Merkezi’nin işlevini söndürmeleri, başkentin gereksinimi yeni operaevi için kıllarını kıpırdatmamaları ne garip bir tezat değil mi? Üstelik Mübarek, o güzelim operaevini, Osmanlı döneminde Hidiv İsmail Paşa’nın 1869’da Süveş Kanalı’nın açılışı nedeniyle altı ayda inşa ettirdiği tarihî Kahire Operası 1971’de yandığı için 36 ayda inşa ettirmişti. Bu binayı gezdiğimde hayran kalmıştım. Aynı geniş avluya Mısır Çağdaş Sanatlar Müzesi, Müzik Müzesi ve içinde 1200 ile 450 kişilik iki salonun bulunduğu Operaevi’nin kapıları açılıyor. Avluda Mısır’ın ünlü şarkıcısı Ümmü Gülsüm’ün de heykeli var. 600 kişilik Açıkhava Tiyatrosu’yla bu sanat yerleşkesi tamamlanıyor. Hidiv İsmail Paşa, “Aida” operasını Giuseppe Verdi’ye Süveyş’in açılışı için ısmarlamıştı. Fransız besteci Camille SaintSaens’in 5. Piyano Konçertosu da “Mısır” adıyla anılır. Çünkü besteci, ikinci bölümde Nil nehrinde tekneyle yolculuk yaparken duyduğu bir aşk şarkısından esinlenmiş, aynı zamanda Kahire çarşısının renkliliğini de yansıtmıştır. Bu yapıtı anıtsal piyanistimiz İdil Biret, 1959’da Rusların desteğiyle kurulan Kahire Senfoni Orkestrası’nın eşliğinde beş yıl önce Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nde çalmıştı. Geçen yıl yitirdiğimiz virtüozpedagog, BSO’nun birinci kemancısı Server Ganiyev de uzun yıllar bu orkestranın konzertmaysterliğini yapmıştı. Mısır Konçertosunu, geçtiğimiz günlerde şef Işın Metin Lizbon’da yönetti. Televizyondan canlı olarak yayımlanan Lizbon Metropolitana Orkestrası’nın konser programında Adnan Saygun’un 1. Senfoni’si de vardı. (www.isinmetin.com/index.php?id=6). Saygun da vaktiyle Kahire Senfoni’yi bir kez yönetmiş! Kahire Senfoni’nin müdürü bir kadın, flütçü Inès Abdel Daïm... Kendisini Ankara’da da dinlemiştik. Mısır bağlamında ne çok çağrışım ortaya çıkıverdi değil mi? G Tunus ve Mısır’dan Sanatsal Çağırışımlar... ÖzlemCaddesi3haftadırkapalı NKARA (Cumhuriyet Bürosu) ASKİ’nin altyapı çalışmaları Keçiören Özlem Caddesi’nin 3 haftadır ulaşıma kapatılmasına neden oldu. Necatibey Caddesi’nde ise patlayan su borusu tamiratı yapıldı ancak, kaldırım olduğu gibi duruyor. Keçiören Şehit Kubilay Mahallesi Özlem Caddesi’nde ASKİ’nin yürüttüğü kanalizasyon çalışması 3 haftadır bölgede yaşayanları olumsuz etkiliyor. Ostim ve Keçiören arasında geçiş güzergahında bulunan bu nedenle gün içerisinde yoğun trafiğin olduğu, akşamları karşıdan karşıya geçmenin zorlaştığ cadde uzun süredir trafiğe kapalı. Yolun trafiğe kapalı olmasından yakınan bölge sakinleri, çalışmaların “bir an önce bitirilmesi” çabasıyla yapılmadığını, çalışanların işe sa ASKİ’nin çalışmaları ve kazıp bıraktığı yollar mağdur ediyor at 10.00’da başladıklarını söylüyor. Mahalleli, çalışmalarda yeterli makina kullanılmadığını ve malzemelerinde geç gelmesi nedeniyle çalışmanın uzadığını dile getiriyor. Adını vermek istemeyen bir esnaf, “Akşama kadar boş boş oturuyoruz, zararına çalışıyoruz. Bu A çalışmayı hızlandırıp caddeyi bir an önce açsınlar, bizi de daha fazla mağdur etmemiş olurlar” diye yakınıyor. Kaldırımlar can yakıyor Ankara’nın işlek caddelerinden Necatibey’de ise su borusunun onarılmasının ardından kaldırımlar bozuk bir şekilde bırakılmış durumda. Bozuk kaldırım yürümeyi zorlaştırıyor. Çevre esnafı patlayan su borusunun 1.5 ay önce tamir edildiğini, kazılan kaldırımın ise bu süre içinde yapılmadığını dile getiriyor. Necatibey’de anahtarcılık yapan Sayit Elmas, “Belediye ekipleri birkaç gün içinde geleceklerini söyledi fakat bir buçuk ay oldu durum aynı. Düşüp yaralananlar oldu. Şikayetimizi bildirdik fakat bir değişiklik olmadı” diye konuşuyor. Çöplerparktatoplanıyor NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın eski ve büyük parklarından Kurtuluş Parkı’na çöp konteyneri yerleştirildi. Kaldırımları temizleyen motorlu araçların çöplerinin toplandığı konteynerin ağzı ise kapalı değil, kapak yerde duruyor. Kaldırımlardan temizlenen çöplerin ağzı açık konteynerlerde hem de parkta toplanması eleştiriliyor. Anakent Belediyesi sorumluluğunda bulunan Kurtuluş Parkı’nda büyük konteynerlerde toplanan çöplerin üzeri açık şekilde bekletiliyor. Çöp konteynerinin üzerine kapatılması gereken kapak yerde duruyor. Kaldırımları süpüren araçların çöplerinin biriktirildiği konteynerin parka konulması bar yana, bu bölgedeki işyerleri ve A büfelerin çöpleri de buraya atılıyor. Konteynerlerin büyük olması ve kısa sürede dolmaması, atılan atıkların kokmasına ve çevreye rahatsızlık vermesine neden oluyor. Yazın daha sık aralıklarla boşaltılan konteyner, havaların soğumasının ardından neredeyse unutulmuş. Konteynerin dolmasının ardından bazı çöplerin etrafa boşaltıldığı gözleniyor. Kaldırım temizlik araçlarını dışında diğer atıkların da konteynere atılması, çöp toplayıcıların ilgisini de buraya çekmiş. Çöp toplayıcıların çöpleri karıştırarak dağıtması, kötü bir görüntü olmuşmasına neden olmuş. Yürüyüş, spor yapmaya, masa tenisi oynamaya ve parkta çay içmeye gelenler sık sık çöp konteyneri ve çevresindeki kötü görüntüyle karşılaşıyorlar.