Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 324/17 EYLÜL 2010 Akbayram, Ankara’dan hüzünlü döndü ‘Kültürsanata önemverilmiyor’ A ? Selda GÜNEYSU NKARA Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı olan Anıtkabir’in tam karşısında yer alan Anıtpark’ta konser veren sanatçı Edip Akbayram, tüm Türkiye’de olduğu gibi Ankara’nın da kültürsanat yaşamında giderek geriye düştüğünü belirtiyor. Akbayram’a göre bu geriye gidişin nedeni “sanata ve sanatçıya önem vermeyen yönetim biçimi.” Akbayram, “Ankara’nın sanata önem vermeyen bir belediye başkanı olduğunu” söylüyor. Binlerce Ankaralı, bayramı şenlikle kutladı. Çankaya Belediyesi’nce Anıtpark’ta düzenlenen “Bayram Şenliği”nde, Çankaya Belediyesi sanatçısı Gülperi Öz türk, Musa Eroğlu, Burcu Güneş ve Edip Akbayram, Anıtkabir ışıkları altında konser verdiler. Çankaya Belediyesi sanatçısı Gülperi Öztürk’ün sevilen şarkılar ve türküleri eşliğinde başlayan etkinlik, Çankaya Belediyesi HoyTur Halk Dansları Topluluğu’nun Karadeniz yöresinden sergilediği oyunlarla devam etti. Alkışlar eşliğinde sahneye gelen Halk Müziği sanatçısı Musa Eroğlu, “Haydi büyük bir koro oluşturalım” diyerek sevilen türkülerini alanı dolduran Ankaralılarla birlikte seslendirdi. Musa Eroğlu’nun ardından sahneye çıkan Burcu Güneş, popüler parçalarından bir demet sunduğu konserde, programını hep bir ağızdan söylenen “Çile Bülbülüm Çile” adlı şarkıyla sonlandırdı. Şarkılarını Ata’ya armağan etti Konserde, Ankaralılarla Anıt kabir ışıkları altında bir kez daha buluşmanın kıvancını yaşadığını söyleyen Edip Akbayram ise şarkılarını Ata’ya armağan etti. Akbayram, konserin ardından Cumhuriyet Ankara’ya değerlendirmelerde bulundu. İlk kez Ankara’yı bu kadar sakin bulduğunu kaydeden Akbayram, “Belki bayram nedeniyle, belki de referandum nedeniyle Ankara bomboştu. Arabamla geldim Ankara’ya ve ilk kez kaldığım otele hiçbir trafik ışığına takılmadan gidebildim. Ancak her şeye karşın konser kalabalık ve coşkuluydu. Ankaralılarla birlikte türküler söylemenin keyfini yaşadık” dedi. Ankara’nın ve Ankaralıların kendisi için çok özel bir yere sahip olduğunu kaydeden Akbayram, Çankaya’nın aydınlık ve çağdaş yurttaşlarla dolu olduğunu vurgulayarak, “Ankara her zaman beni bağrına basmıştır” görüşünü dile getirdi. Akbayram Ankara’ya ilişkin görüşlerini şu sözlerle anlattı: “Ankara’yı sizler kadar iyi tanımıyorum ancak bildiğim, duyduğum kadarıyla Melih Gökçek olumsuz şeyler yapıyor kentte. Altgeçitler, üstgeçitler bunun örneği. 40 yıldır müziğin içindeyim. Ankara’da sayısız konser verdim. Tandoğan Meydanı’nda, Kızılay’da... Her bir konserim de izdihamla geçmiştir. Sanata ve kültüre çok değer veren bir kitlesi vardır Ankara’nın. Ancak Ankara’da da tüm Türkiye’nin kırsal kesimlerinde olduğu gibi kültürsanat yaşamı geriye düşüyor. Zaten referandum sonuçlarına bakılınca da durum gözlenebilir. Sonuçlara ilişkin Türkiye haritasına bakın, kıyı bölgelerinde ‘hayır’ oyu yaygın. Denizin olduğu yerde medeniyet vardır. ‘Evet’ oyunun yoğun olduğu yerlerin de kırsal kesimlere denk geldiğini görüyoruz. Baktığınız zaman ne yazık ki buralarda kültür ve sanat yaşamına da önem verilmiyor. Demek ki yönetenler kültür ve sanata yeteri kadar zaman ayırmıyor. Ben kendimden örnek vereyim, uzun süredir birkaç kentin dışında konser veremedim Anadolu’da. Konserlerim genellikle Ege, Akdeniz, Marmara bölgesiyle, Karadeniz’in kuzeyinde yoğunlaşıyor. Ancak bu durum Ankara’nın ve Anadolu’nun suçu değil. Melih Bey Ankara’da az etkinlik düzenliyor. Sanata önem vermeyen bir belediye başkanı var Ankara’nın. Ancak her şeye karşın Ankara’yı ve Ankaralıyı çok seviyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentidir Ankara...” Kahramantaksiciye birdepogaz NKARA Ankara’da sürücüsü kalp krizi geçiren hareket halindeki otobüse atlayan ve otobüsün içindeki 10 yolcuyu ölümden kurtaran taksi şoförü Satılmış Kuvvet, Şoförler Cemiyeti tarafından bir depo gazla “ödüllendirildi”. Çubuk’ta film sahnelerini andıran olayı yaşandı. Sürücüsü A ? Ali ÖZTÜRK direksiyon başında kalp krizi geçiren hareket halindeki halk otobüsüne binen taksi şoförü, içinde çocuk ve yaşlıların da bulunduğu otobüsü durdurmayı başardı. ÇubukAnkara arasında çalışan 06 CFA 20 plakalı halk otobüsünü kullanan Kazım Kural Barbaros Ma hallesi Karagöl Caddesi’nde seyir halindeyken fenalaştı. Sürücünün kontrolünü kaybettiği otobüs, park halindeki 5 araca çarptı. Bir tüp arabasına da çarptıktan sonra kapıları açılan otobüsün içine taksici Satılmış Kuvvet (32) atladı. Kuvvet, kalp krizi geçiren ve ayağı gaz pedalında basılı kalan şoförü yana itip frene bastı ve otobüsü durdurdu. Halk otobüsü şoförü Kural, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılırken, içinde çocuk ve yaşlıların da bulunduğu yaklaşık 10 kişiyi kurtaran taksi şoförü Kuvvet, olay anını Cumhuriyet Ankara’ya şöyle anlattı: “Halk otobüsü yoldaki tüp arabasına büyük bir hızla çarptı. Tüp arabası 2 metre havalandı ve ters döndü. Çarpınca biraz yavaşlayan otobüsün kapıları açıldı ama otobüs gidiyordu. İçeri atladım. Frene bastım durdurdum. Şoförün dilini tuttum geriye doğru çektim. Ayağı gaz pedalının üze rindeydi. O an bir defa daha olsa yine otobüsün içine atlarım. Eşim de beni tebrik etti. Arkadaşlarım da beni kucaklarına alıp havaya atarak kutladı.” Kuvvet, iki yıldır taksi şöförlüğü yaptığı Çubuk’ta böyle bir durumla ilk kez karşılaştığını vurgulayarak, yurttaşlık görevini yerine getirdiğini dile getirdi. Yazılı ve görsel yayın organlarında da olaydan sonra kendinden bahsedildiğini anımsatan Kuvvet, şöyle konuştu: “Söz konusu olaydan dolayı, ilçemde beni kahraman ilan edenler oldu. Şoförler Cemiyeti tarafından da taksime, bir depo full gaz dolumu ile mükafatlandırıldım... Para benim için önemli değil, önemli olan insanların yaşamını kurtarmaktı.” 6