Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 300/2 Nisan 2010 ‘BaşkaDildeAşk’filmininyönetmeniİlksenBaşarır,Türksinemasındasonyıllardayaşanangelişmelerideğerlendirdi: ‘Gençlerinönüaçıldı’ ? Selda GÜNEYSU “Başka Dilde Aşk” yönetmen İlksen Başarır ve oyuncu Mert Fırat’ın ilk filmi. Filmin senaryosu Başarır ve Fırat’a ait. Fırat ve Başarır, “21. Ankara Uluslararası Film Festivali” kapsamında konuk oldular Ankara’ya. Festivalde film, her ikisine de ödül getirdi. Fırat, “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü; Başarır da “Seçici Kurul Özel Ödülü”nü aldı. Filmin yönetmeni İlksen Başarır, Türk sinemasında yaşanan son gelişmelerin gençlerin önünü açtığını vurguluyor. Özellikle de Türk sinemasının önde gelen yönetmenleri Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz gibi yönetmenlerin yaptıklarıyla... Yani ona göre ödüller bir tesadüf değil. “Çok kötü dönemler artık eskide kaldı diye düşünüyorum. Son dönemde gençlerin de önü açıldı. Gençler sinemaya heveslendirildi. Türk sineması da dünyada takip edilen ilk 10 ülke sineması içinde” diyor. “Başka Dilde Aşk” filminin yönetmeni İlksen Başarır’la Türk sinemasını konuştuk: Son dönemde vizyona çok sayıda Türk filmi giriyor. Bu filmlerin birçoğu iyi de gişe elde ediyor. Siz Türk sinemasının son dönemde geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bildiğiniz gibi bir dönem çok kötü günler yaşanmıştı Türk sineması açısından... ¦ Çok kötü dönemler artık eskide kaldı diye düşünüyorum. Son dönemde gençlerin de önü açıldı. Özellikle de Türk sinemasının önde gelen yönetmenleri Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz gibi yönetmenlerin yaptıklarıyla... Onların elde ettikleri başarılar, gençleri yeniden sinemaya heveslendirdi. Ancak şunu da belirtmeliyim ki Türkiye’deki sinema sektörü henüz yılda 100 filmi kaldırabilecek kapasitede değil. Başka Dilde Aşk filmine ilgi nasıldı peki? “Biz bu filmde istediğimiz başarıyı yakalayabildik” diyebiliyor musunuz? ¦ Biz bu filme 100 bin kişinin gelip, izleyeceğini düşünüyorduk. 130 bin civarında da izleyiciye ulaştık zaten. Bu bizim için başarıydı. Çünkü bizim, Mert Fırat’la ilk filmimizdi Başka Dilde Aşk. Film, 39 kopya olarak girdi vizyona. 13 hafta da vizyonda kaldı. İyi de gişe elde ettik. Çok konuşuyoruz Filmde iletişim bilimine vurgu var. İletişim, daha doğrusu iletişim kopukluğu çağımızın en büyük hastalığı olarak nitelendiriliyor... ¦ Dediğiniz gibi iletişim bizim en büyük derdimiz aslında. Yani iletişim kopukluğu... Çünkü çocukluğumuzdan bu yana öğrendiklerimizin aslında çok da doğru olmadığını görüyoruz. Çok konuşuyoruz örneğin biz. ‘Makyajyapmaklaolmuyor’ Özellikle de biz Türkler. Daha çok da birbirimizi ikna etmek için konuşuyoruz. Ben salt konuşmanın çok doğru bir iletişim şekli olmadığını düşünüyorum. Bazen susarsak, beklersek daha iyi olabilir. Başka Dilde Aşk, Mert Fırat’la sizin ilk filminiz... Böyle bir film yapma isteği nasıl gelişti? ¦ Biz Mert Fırat’la aslında başka bir projede çalışıyorduk. Ben orada yönetmen yardımcısıydım. O film maddi sıkıntılardan ötürü çekilemedi. Ancak biz Mert’le çok iyi anlaştık. O film çalışmaları esnasında Mert bana, işitme engelli bir gençle, çağrı merkezinde çalışan bir kızın aşkı gibi birkaç cümle söyledi. Sonra ben Mert’e, “Bunu neden senaryo haline getirmiyorsun?” dedim. “Ben hiç senaryo yazmadım” dedi. Sonra deneyelim dedik ve öyle ortaya çıktı bu film. Film üzerine çok çalıştık. . Ne14 ay boyunca çalışmabugün Türkiye’de çar va nç ge ce er nl dığımız bir gün dahi olbasın sektöründe erinde okuyan bi İletişim fakültel hepsi de sinema, televizyon ve madı diyebilirim. nmüyor... hemen pek iç açıcı görü m ru du olmak Hiç yabancı film a ys redeyse hemen O r. i kuruyo dum. Yönetmen lin or ya tiy is ha ı ın ay m an ol m ci festivaline katıldınız lış te olmadıız, ben iyi bir gaze r süre, ancak bu işin bana göre an rs ka ba a mı? Türk filmleri yaın sl tmen bi ¦A azetecilik yaptım istiyordum. Uzunca bir süre yöne anıG u. kt yo bancı ülkelerde nasıl fim de mak da ldiğine in gibi bir he bu sektörde çalış . Ben bazı şeylerin doğuştan ge deki sinedeğerlendiriliyor? nı anladım. Ama du ğı ol rk .. Şimdi Tü iye’ ünün nra bu film ¦ Berlin Film Fescılığı yaptım. So k gibi... Çalışmak da önemli ama. ım rd ya bu gençlerin tüm tivali’ne katıldım. Birneğin, oyunculu çük bir sektör. Ancak ne yazık ki Ö . m ru yo zim filmimiz orada k. sektörü, kü cak bir sektör yo lakin ma ve televizyon gösterilmişti çünkü. talebini karşılaya şanan gelişmeler umut verici saya a e d em n Çok da iyi tepkiler aldık gelişiyor, si da son dönem Türk sinemasın ıyor ülkede... Sinema sektörü orada. Belirtmek gerekir yaşan ıyor... ki, Türk sineması dünyaters bir durum lonları ise kapan lı bir sanat. Bir sinema sapaha da takip edilen ilk 10 ülke si... Çünkü sinema bi gi ü ng vs... O nedenle de dö r ik sı tr Kı sineması içinde. ek ¦ el , ra Ki lı. esi çok paha çok etkili tabii lonunun işletilm uyor. Korsan da ol lı ha pa ri tle le eceğini nemaların bi önüne geçilemey ın an rs ko n Be . rece bu durumda ternet olduğu sü in ni Ya . m ru yo düşünü geçilemez. korsanın önüne ‘Hayalim iyi ’ ı t k a m l o i c e t bir gaze Bir yönetmen olarak son dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatan filmleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Uzunca bir süre Atatürk’ü anlatan filmler yapılmamıştı, sayı son dönemde arttı. ¦ Ne yazık ki bana göre son çekilen sinema filmlerinde oyuncuları Atatürk’e benzetmek için yoğun makyaj yapıyorlar. Oysa kimse Atatürk değil. İyi bir oyuncu çıksın, oynasın yeterli diye dü şünüyorum. Bu kadar Atatürk’e, yapay bir biçimde benzetmek niye? Yani bu bana şöyle geliyor: “Oyuncu Atatürk’e benzesin, yeter. Atatürk’ü nasıl oynadığının önemi yok...” Oysa tam tersi bir durum söz konusu olmalı. Mesela Morgan Freeman, Nelson Mandela’yı canlandırdı. Ama Freeman filmde bire bir Mandela’ya benzemiyordu. Önemli olan benzemek değil zaten, kişiyi doğru betimlemektir. 19