26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

20 GÖRÜNÜM A. Celal BİNZET 24 Aralık 2010 Cuma 338 Galerilerden aşadığımız günlerin hızlı değişimi içinde kimi şeyler kaçırılmış gibi bir duygu kaplıyor ortalığı. Gündemi belirleyen içi boş övünmeler ya da karşı çıkışlarla kendini gösteren gürültülü ortam içinde sanatın adı okunmaz gibi oluyor. İnsanlar bu söz kalabalığının peşine takılıp sürüklenmekten öte, bir hareket dışına çıkmayı çok görüyorlar kendilerine. Birbiri ardı sıra açılan sergileri izleyenlere bakıldığında ne demek istendiği açıkça anlaşılır. Birkaç galerinin kapısından içeri girildiğinde hep aynı kişilerle karşılaşmak olanaksız değil. Halbuki birçok galeri, mevsimin en hareketli sayılabilecek bugünlerinde sunduğu yapıtlarla Ankara izleyicisini bekler durumda. Sözgelimi, Yalçın Gökçebağ’ın Armoni, Serdar Pehlivan’ın Atlas, Yusuf Toprak’ın Doku, Vladimir Velickovic’in Nev, Mehmet Günyeli’nin Artist, Gencay Kasapçı’nın Nurol, Muhsin Kut’un Takıantika Sanat Galerilerinde açtığı sergiler ilk anda akla gelenler. Elbette liste bunlarla sınırlı değil. Sevgi Sanat Galerisi’ndeki Tunç Tanışık ile Galeri Gözde’deki Enis Aktaş ve Resim Heykel Müzesi’ndeki Cevdet Batur’la sınırları biraz daha genişletmek olası gibi. Ancak satırbaşlarıyla değinebildiğimiz bu sanatçılar kendi anlayışları doğrultusunda başarılı çalışmalara imza atmış kişilerdir. Onların yaşadıkları ortama bakış açılarının yansıması olan yapıtları bize sanatın nasıl sınırsız olanaklara sahip bir güç olduğunu kanıtlar. Her birini öteki olmaktan alıkoyan özellik, kişisel yorum süzgecinden geçerek ortaya koydukları çalışmalardır. Sanatı zenginleştiren, yaşanılan zamanın kısır çekişmelerinden çıkararak düşünmenin önündeki engelleri yıkan olgu, bu bakış açıları bahanesiyle yapılacak tartışmalar sonunda açığa çıkacaktır. Bu bağlamda, geçtiğimiz günlerde Ankara’nın tek özel müzesi olma niteliğini taşıyan Mustafa Ayaz Müzesi ve Kültür Merkezi’nde, söz konusu yere sanata gönül vermiş kişileri çekebilmek amacıyla bir program yapıldı. İki sanat örgütünün katılımıyla gerçekleşen etkinlik kapsamında sayısı zaten sınırlı olan bu gibi yerleri yaşatabilmek adına izlenecek yol haritasının ana hatları üzerinde duruldu. Günümüzdeki hızlı popülerleşme anlayışı sonucu, kitlelerin uzak durmaya çalıştığı bu tür etkinliklerin olabildiğince çok sayıda kişinin katılımıyla yön değiştireceği açıktır. Gerçekten de, popüler kültürün her alanda egemen olması sonunda, hazır reçeteler ve ezber adlarla kurulan sanal bir dünyanın toplumu kuşattığını görmemek olanaksız. Bir tür uyuşturucu gibi kullanılan bu programların kolaycı bir yapıda olması, hızla yayılmasını sağlıyor. Oysa, yakınımızdaki herhangi bir galerinin kapısından içeri girerek bizlere dayatılmak istenen çemberin dışına kolaylıkla çıkılabilir. Ankara’dan olduğu kadar, İstanbul’dan, İzmir’den ve daha uzak diyarlardan gelen sanatçıların kendi anlayışlarını yansıtan çalışmalarına bakarak düşün dağarcığımızı zenginleştirmek işten bile değil. Y Miniklerhayranbıraktı A nkara’da ilk kez miniklerden oluşan Çağlar Senfoni Orkestrası, ODTÜ’de verdiği konserle büyükleri kendine hayran bıraktı. ODTÜ Kemal Kurdaş Salonu’nda geçen hafta sahneye çıkan 70 küçük çocuğun oluşturduğu Çağlar Senfoni Orkestrası, konserlerinde, Mozart, Wolfgang Schroder gibi sanatçıların eserlerinin yanı sıra “Çökertme” ve “Sarı Gelin” gibi tanıdık ezgileri de dinleyicilerin beğenisine sundular. Geçtiğimiz yıl bin 100 kişilik çocuk korosuyla ses getiren Çağlar Müzik Kursu’nun oluşturduğu Çağlar Senfoni Orkestrası da ODTÜ’deki “Yılbaşı Konseri”yle sanatseverlerden tam not aldı. Konseri yöneten Çağlar Müzik Kursu Genel Sanat Yönetmeni Ergün Çağlar, çocuklarla iftihar ettiklerini belirterek, şöyle konuştu: “Yarının büyük sanatçıları bu çocukların içinden çıkacak. Çocuklarımız eğitimlerini tamamladılar ve bundan sonraki hayatlarında senfoni orkestrasında devam edebilirler. Öte yandan yine kursumuzu tamamlayan 25 gitar kursiyeriyle de oluşturduğumuz Çağlar Profesyonel Gitar Topluluğu da yıl içinde konserler verecek.” ‘PirSultan’dan Mozart’a’ İlef’teBatman belgeseli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) öğrencisi Serdar Çetinkaya tarafından çekilen ve Batman’daki kadın intiharlarını konu alan belgeselin gösterimi kendi okulunda yapıldı. Çetinkaya’nın “Araf” adlı belgeseli öğretim görevlileri ve öğrenciler tarafından izlendi. Belgesel, “KentKimlik ve Özgürlük” ekseninde Batman’da yaşanan kadın intiharlarını konu alıyor. Serdar Çetinkaya, “Köyden kente göç eden kadınlar, televziyon aracılığıyla tanıştıkları yaşamla özdeşleşmek istiyorlar ancak tam anlamıyla kentleşemiyorlar ve arada kalıyorlar. Belgeselimizde bu konuları işlemeye çalıştık” diye konuştu. Bağlama sanatçısı Çetin Gül, İstanbul Teknik ÜniversitelilerBirliğiSalonu’nda,yarınsaat15.00’te,“PirSultan’dan Mozart’a” başlıklı bağlama resitali verecek. Tümbaşkentilerindavetliolduğudinletininamacını, “Ulusaldanevrenseleuzananmüzikanlayışını,entelektüel bir dil ve evrensel insan kültürü içinde sanatseverlere sunmak” oluşturuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear