Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 263/17 Temmuz 2009 Gençlerbirliği Genel Menajeri Cem Onuk çalışma yaşamındaki zorlukları anlattı: ‘Ben kulübün kötü yüzüyüm’ ? Sevil ARINAN G enel menajer Cem Onuk, Gençlerbirliği’nin önde gelen isimlerden. Geçmişte Gençlerbirliği’nde, antrenörlük ve yöneticilik görevlerini de yürütmüş olan Cem Onuk, 18 yıldır da genel menajerlik yapıyor. Onuk ayrıca göreve geldiği günden bu yana her daim sert yüz ifadesi ve yaptığı tepkili açıklamalarla gündem oluşturdu. ‘Yufka yürekliyim’ Yapılan bu yorumların tersine Cem Onuk kendini “yufka yürekli” olarak tanımlıyor. Sert yapısından vazgeçmek adına çok çaba sarf ettiğini belirten Onuk, şimdilerde 25 yıldır yaptığı menajerlikten zevk almadığını da söylüyor. Genel menajerlik görevine başlığından beri sıkıntı çektiğini, kulüpteki bütün sorumluluğun kendi üzerinde olduğunu kaydeden menajer Onuk’un en büyük özlemi: “Dinlenebilmek.” Sözlerine ‘Bu işin keyfini hiç görmedim’ diyerek başlayan Gençlerbirliği’nin Gençlerbirliği eskiden 3 büyüklerin korkulu rüyasıydı. Ama şimdi işler değişti. Geçen sezon sadece Fenerbahçe’yi yenebildi. Hacettepespor’un büyümesiyle, bizim de sıkıntılarımız başladı. Gençlerbirliği’ndeki oyuncuların Hacettepespor’a takviye edilmesi, ligdeki durumumuzu etkiledi. Elmayı ikiye böldük, Gençlerbirliği zayışadı. gülmeyen adamı Cem Onuk’la ilginç bir söyleşi yaptık: Antrenörlük, yöneticilik ve menajerlik derken Gençlerbirliği’nde 25 yılınız geçmiş. En zor görev hangisiydi? I Tabii ki menajerlik. En basit örneği dinlenme şansım yok. Tatilim olmadığı gibi cumartesipazar günleri de çalışıyorum. Bayramlarda da tabii... Çünkü profesyonel ligde durmakdinlenmek diye bir tanım yok. Lig bitiyor hemen transfer dönemi ile kamplar başlıyor. Bilindiği gibi bizde de Gençlerbirliği, Hacettepespor ve pilot takımımız Kastamonuspor var. Dolayısıyla 150’ye yakın profesyonel oyuncuyla çalışıyoruz. Çok insan çok sorun demek. Kulübe sabah saat 8.00’de gelip, gece geç saatlerde ayrılıyorum. Artık bana gün yetmiyor. Çoğu zaman konuşmaktan yoruluyorum. Zor olmasının yanında kuşkusuz keyif veren yönleri vardır? I İşimin keyif veren yönünü hiç görmedim. Tatil yapmayan insanın keyfi olur mu? Bazı mesleklerde stresten enerji bulursunuz. Sanırım ben de öyleyim. Yanı sıra kulüpteki futbolcu ve teknik ekibe “hayır” demesi gereken insan benim. Kötünün sorumluluğu hep benim üzerimde. Kulübün başka bir yüzüyüm, “kötü yüzü” aslında. Burada bir günüm güzel geçmiyor. Hep sorun var. Artık bunaldım, Allah beni kurtarsın. ‘Yüküm çok ağır’ Kamuoyunun sizinle ilgili yaptığı olumsuz yorumlar için ne söyleyeceksiniz? I İnsanlar kendine şu soruyu sormalı: ‘Cem Onuk eskiden çok daha güzel şeyler üretirken, şimdi neden böyle oldu.’ Her insanın taşıyabileceği yük var. Benim yükümse gerçekten çok ağır. Kulübün bütçesi ortada. 100 liraya 2 oyuncu almak başka, 20 tane almak başka... Eskiden 23 transfer yapıyorduk. Yapılan bu transferler bize yetiyordu. İşin içine Hacettepespor da girince transfer sayımız arttı. Sayı artınca, gücümüz yetmemeye başladı. Bir musluğa 3 hortum bağlarsanız, tazyiki düşer. Gençlerbirliği’nin tazyiki düştü. Öyle ki takımlardan biri kaybediyor, öteki kazanıyor. Peki aileniz bu çalışma temponuz için ne düşünüyor? I Sabah eşim uyurken evden çıkıyorum, saat 22.00’de de dönüyorum. Eve girdiğim anda da turşu gibi oluyorum zaten. Onlar da alıştı. ‘İnsanlarasevimligelmiyorum’ Dışarıdan bakınca çok sert görünüyorsunuz. Cem Onuk kendini nasıl tanımlıyor? I Herkesten gelen ortak yorum bu. İnsanlar beni sevimsiz bulur. Aslında çok yufka yürekliyimdir. Kendimi değiştirmeye çalıştım ama başaramadım. Küçüklüğümden beri böyleyim. Nemrutum. İnsanlara sevimli gelmiyorum. Takıma gelelim. Gençlerbirliği’nin son yıllarda yaşadığı sıkıntıyı neye bağlıyorsunuz? I Sinerji ortamını yaratamadık. Hacettepespor işin içine girince sıradan bir şehir takımı havasına büründük. Performans göstermesi gerekenler işini yapmadı. Örneğin geçen sezon yaşananların ardından futbolcularla teknik ekip hiç eleştirilmedi. Sezon bitti herkes kaçtı gitti. Bütün oklar bana ve Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav’a yöneltildi. Bu çok acı bir şey. Halbuki Gençlerbirliği’nde deprem oldu, enkazın altında insanlar kaldı. Sorumlu sadece bizler değiliz. Bu iş ahkam kesmekle olmuyor. Bu sezonun transferleriyle ilgili bilgi verir misiniz? I Serdar Kulbilge, Aykut Demir ve Sinan Ayrancı’yı renklerimize bağladık. Hacettepespor’dan da Orhan Şam, Murat Kalkan, Serkan Atak, Ulaş, Patiyo, Kulusic, Tozo, Sandro, Olgay Coşkun’u aldık. Takım şu an İsviçre’de kampta. Onlar dönünce teknik direktörümüz Thomas Doll’la birlikte kadromuzu belirleyeceğiz. Ama defans hattına kesin yabancı bir oyuncu alacağız. Sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yiyeceğiz. 22