Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 240/6 Şubat 2009 ANKARA ANKARA Talât HALMAN üyükşehirlerimiz baş döndürücü hızla genişliyor. Her yıl bazı yerlerde yüzlerce yeni sokak isimleri gerekiyor. Çoğuna olur olmaz adlar konuluyor – yavan, uydurma, tatsız tuzsuz, anlamsız. AKKARA Sokaklarda Ünlülerin Adları Ankara’da, bazı gözde semtlerde, sanatçılarla yazarların adlarından yararlanılmış. Ama son yıllarda, pek yapılmıyor bu. Belediyeler, kültürümüzün iftihar ettiği değerli insanların hatırasına küskün mü acaba? B Bir önemli eksiğimiz de, ünlülerin yaşamış olduğu evlerin cephesine onların adını taşıyan levhalar konulmasının ihmal edilmesi... Avrupa’nın ve Amerika’nın pek çok kentinde uzun zamandır özenle yapılmakta olan bir iştir bu. Ama, bizde bu vefalı jest gelişmedi bir türlü. Şimdi sevinilecek, hayırlı bir başlangıç var. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a bir öneride bulunmuş, sayın Başkan da kabul etmiş: Beyoğlu’nda yaşamış olan ünlülerin isimlerini taşıyan levhalar, oturdukları evlerin ve binaların önüne asılacak. Bu güzel girişim için Şakir Eczacıbaşı ile Ahmet Misbah Demircan’ı kutlamalıyız. Ankara’da da aynı işin gerçekleştirilmesi, güzel ve öğretici bir jest olacaktır. CaniKömür A Karayalçın’ınYoksulluklaSavaşı TV’nin “90 Dakika” programında Hıncal Uluç, çok haklı olarak soruyor: “Ne zaman bir Anadolu kulübünün hocası, hedefim şampiyonluğu kazanmak” diyecek? Galiba lig tarihimizde tek bir kere Trabzonspor şampiyon oldu. Tek bir kere... Şu anda Sıvasspor ligde birinci. Keşke sonunda şampiyonluğu kazansa. Sonra, sık sık başka Anadolu takımları da İstanbul takımlarını geride bıraksa... Ben, bunca yıllık ömrümde, hiç takım tutmadım. Tamamıyla tarafsızım. Futbolu TV’de izlemeye bayılıyorum. Uluslararası maçlarda milli takımımızı tutuyorum heyecanla. Ve biz galip gelirsek coşuyorum, dünyalar benim oluyor. Hele güzel maçlar, bir opera veya baleyi izlemek gibi mest ediyor beni. Hayatının on beş yılını başkentte geçirmiş bir eğreti Ankaralı olarak, ligde Ankara takımlarının düşük düzeylerde kalmasına üzülüyorum elbette. 18 takımdan 4’ü Ankaralı, 4’ü İstanbullu. Son 50 yılda 49 şampiyonluğu İstanbul takımları kazanmış. Ankara takımları sıfırdan kurtulamamış. Başkentimiz niçin bu kadar zayıf? İki Ankara takımı şu sırada sondan birinci ve sondan üçüncü. Seneye belki ligde 2 ya da 3 Ankara takımımız kalacak. Bugün az bir farkla lig altıncısı olan Ankaraspor, biz Ankaralıları sevindiriyor. Bir Ankara takımı, günün birinde, mucize kabilinden lig şampiyonu olsa, futbolda zaman zaman kullanılan bir deyimle “tarih yazılacak”. Ülkenin ikinci en büyük kenti Ankara, ligde ikinci olsa o da sevindirecek bizi. N FutboldaAnkara urat Karayalçın sevindirici vaatlerde bulunuyor: 90 bin yoksul aileye ayda 600 TL hemşehrilik geliri sağlamak, 25 bin kişiye istihdam, halkın içinde yer almadığı projeleri uygulamamak, 60 yaş üzerindeki vatandaşların 24 saat otobüslere ve metroya ücretsiz binmeleri, öğrencilerin otobüs bilet fiyatlarının yarıya indirilmesi. Bunlar hayırlı işler olur. Karayalçın, umarız, karşılaşacağı büyük zorlukların üstesinden gelip seçilir de yoksullara, yaşlılara, öğrencilere bu destekleri sağlar. “İddialıyım” diyor, “Ankara’da yoksulluğa son vereceğim.” Yaman bir vaat. Karayalçın, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanırsa Ankara’nın kazançları yüksek olacak. M nkara’da bir katliam başlıyor. Caninin adı, kömür. Başkentte yaşayanlar ve yollarda gezenler, hava kirliliğinin tehlikeli ölçülere eriştiğinin farkındalar. Teneffüs ettikleri hava, zehirli. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin Kimya Bölümü profesörlerinden Semra Tuncel’in bir araştırması, Ankara’nın bazı semtlerinde, muhtaç ailelere dağıtılan bedava kömürdeki kükürt ve arsenik orantısının yeryüzündeki en yüksek düzeylere ulaştığını ortaya koydu. Prof. Tuncel’e göre, bizdeki arsenik miktarı, “dünyada görülmemiş” bir düzeyde. Genellikle “oy avcılığı” için dağıtılan bu kömür, denetlenmiyor. Fakir fukaraya bedava verilen kömür, onları da, kentin daha varlıklı sakinlerini de zehirliyor yavaş yavaş. Orhan Veli’nin ünlü “Bedava” şiiri “Bedava yaşıyoruz bedava” dizesiyle biter. Nice Başkentli, cani kömür yüzünden, ilerde can verirken diyecek ki: “Bedava ölüyoruz bedava”. K MüzeKartİçinBirÖneri T ğil, vatandaş muamelesi yapsak daha isabetli olmaz mı? Hiç değilse bir indirim sağlanamaz mı? Bürokratik yönden bir külfet yaratmaz bu. Türkiye’de çalışan yabancıların müzeye giriş için ödeme yaparken, çalıştıkları Türk iş veya eğitim kurumundan verilmiş olan kimlik kartlarını göstermeleri yeterlidir. Böyle bir uygulama, hem hakkaniyete uygun olur, hem de ülkemizde oturan yabancıların müzelerimizi daha iyi tanıması bakımından kültürümüze yararlı. Öteki’ninÖlümü ültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Müzekart” uygulaması, başarılı olacağa, kültür ve sanatlara ilgiyi artıracağa ve müzeleri daha fazla vatandaşın gezmesini sağlayacağa benzer. Kutlu olsun. Yabancı turistler, Türk uyruklulardan daha yüksek ücret ödüyorlar. Turist olmayıp da ülkemizde devamlı oturanlar, burada görevde olanlar için de indirim düşünülemez mi? Özellikle okullarımızda ve üniversitelerimizde çalışan yabancılara, turist de ArapŞairinŞikâyeti G ünümüzün Arap şairleri acaba tesettürden, çarşaftan, peçeden yakınmıyorlar mı? Ama 696’da doğup 736’da ölmüş olduğu sanılan şair Zül Rumma’nın şöyle bir şikâyeti olmuştu: Kahralası Çarşaf Tüm giysiler arasında Çarşaftır en kahrolası Hem güzellikleri gizler, Hem de kışkırtır gençleri. Örttüğü kötü kişiler İçimize fitne sokar. Allah kahretsin çarşafı. Neredeyse 14 yüzyıl önce Arap şairinin çarşafı kötülemesi böyle. Sonraki yüzyıllarda benzer şikâyetlerde bulunan Arap yazarlar ve şairler oldu mu? Bugün var mı? ürkiyemizde ve dünyanın nice büyük kentinde tiyatro, can çekişmekte değilse bile, türlü illetlerle perişan. Televizyon, DVD, internet ve trafik bir olup sekte vurdu tiyatrolara. Bizde devlet ve belediye tiyatroları, büyük harcamalarla canlı tutuyor sahneleri. Sanatçılar dizilere teslim oldular. Oyun yazarlığı gitgide sönükleşiyor. Özel tiyatroların çoğu kıvranıyor. Ayakta kalabilenler de, trajedi ve dram oynayamaz oldu. Çünkü tiyatroseverler, artık komediden başka oyunlara pek ilgi göstermiyor. Ankaramızın “Öteki Tiyatro”su bu ürkütücü bunalıma on yıl dayanabildi. Nihayet, kapanma kararı aldı. Canla başla çalıştıktan sonra, sahne illetleriyle başa çıkamayacağını anlayınca başkentte kayboldu. Keşke başka bir kente taşınsaydı. Ama, ona da gücü yetmeyeceği için, dünyadan göçüp gitti. Düzeltme: Yazarımız Talât Halman’ın geçen hafta yayımlanan yazısının başlığı teknik bir sorun nedeniyle “Aile ve Millet” olarak çıkmıştır. Doğrusu “Kent Suçu” olacaktı. Düzeltir, yazarımız Halman’dan ve okurlarımızdan özür dileriz. 19