Catalog

Cumhuriyet Ankara 240/6 Şubat 2009 EsinAfşarCKM’debaşkentlilerlebuluşacak A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bugüne dek emekli diplomatlardan yargı mensuplarına, yazarlardan öğretim üyelerine pek çok kişiyi ağırlayan Cumhuriyet Kültür Merkezi (CKM), kapılarını kültür sanat dünyasının önemli isimlerine de açtı. Ünlü ses sanatçısı, yazar, çevirmen, tiyatro ve sinema oyuncusu Esin Afşar, 7 Şubat’ta CKM’de, başkentlilerle bir araya gelecek. Başkentlilerle bir söyleşi gerçekleştirecek olan Afşar, ardından kitaplarını imzalayacak. Esin Afşar kimdir? Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano ve Şan Bölümü mezunu olan Esin Afşar, ünlü opera sanatçıları Leyla Gencer ve Maria Callas’a öğretmenlik yapan Madam Hidalgo gibi isimlerden ses ve şan dersleri aldı. 1940’lı yıllarda piyanist olarak girdiği Devlet Tiyatroları’nda, Muhsin Ertuğrul’un desteğiyle 12 yıl oyuncu olarak görev yaptı. Ankara Meydan Sahnesi’nde konuk oyuncu olarak çalışırken, tekrar müziğe yöneldi. 1969’da, ‘Aksoy, ilim ve vatan adamıydı’ Gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Prof. Dr. Muammer Aksoy’u anma etkinliğine katıldı Dışişleri Bakanlığı tarafından “Diplomatik Sanatçı” unvanı ile ödüllendirildi. Afşar bu unvanla yurtdışında birçok ülkede çeşitli konserler verdi. Çevirisini 1980 yılında yaptığı “Kırmızı Pabuçlar” adlı eser, dört yıl boyunca Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatroları’nda sahnelendi. Sanatçı, yazarlığını Bilgesu Erenus’un yaptığı tek kişilik tiyatro oyunu “Kelaynaklar”da oynadı. 18 Mayıs 1990’da Fransa Audincourt’da ırkçılığa karşı düzenlenen ve Polonyalı, İspanyol, İtalyan, Portekiz, Cezayir, Tunuslu sanatçıların katıldığı festivalde bir konsere davet edildi. Annesinin ölümü üzerine yaşlılar için bir kampanya başlattı. Kendi bestelerinden oluşan Yunus Emre kaset ve CD’sini çıkardı. Sivil toplum kuruluşlarının çeşitli etkinliklerine de katılan Afşar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Yunanistan Dostluk Derneği gibi derneklede uzun süre yönetim kurulu üyeliği yaptı. Sanatçı bugünlerde İş Bankası Yayınları’ndan çıkacak “Yaşamımdan Esintiler” adlı bir kitap yazıyor. I Albümleri: Söz: Çiğdem Talu (Kolektif), Yunus Emre & Mevlana Şarkıları, Nazım Hikmet Şarkıları, Caz Yorumlarıyla Aşık Veysel, Pembe Uçurtma, Özlem, Atatürk, Esin Alaturka, Ruhi Su’ya Türkü, Dün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri. I 45’likleri: Zühtü/Kaz, Hacer Hanım/Ben Olayım, Sanatçının Kaderi/O Pencere, Canı Sıkılan Adam/Yiğidin Öyküsü, Sandığımı Açamadım/Güneşe Giden Gemi, Dert Şarkısı/Niye Çattın Kaşlarını, Gel Dosta Gidelim/Sorma, Sivastopol/Küçük Kuşum, Diley Diley Yar/Yaprağı, Ya Rolaldığıoyunlarilebazıalbümvekitapları ğan Yağmur/Çatladı Dudaklarım Öpülmeyi Öpülmeyi, Kara Toprak/Yunus (Bana Seni gerek Seni), Yoh Yoh/Bebek (Bir Masal Türküsü), Allam Allam Seni Yar/Drama Köprüsü, Halalay Çocuk/Güzelliğin On Para Etmez. I Kitapları: Sefername 2, Kırmızı Pabuçlar, Gül Prenses. I Rol Aldığı Bazı Oyunlar: Aşk Acısı, Dünkü Çocuk, Tahta Çanaklar. I Rol Aldığı Bazı Filmler: Neredesin Firuze, Gönüller Sultanı Mevlana, Göç. ‘Dinciörgütleraklanıyor’ Konuşmasında Ergenekon davasına da değinen Balbay, Ergenekon davasındaki mevcut soruşturmalarda, Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasının ve Uğur Mumcu’nun katledilmesinin sorumluluğunun kendisine ve gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk’a yıkılmaya çalışıldığını belirtti. Balbay, “Bu müthiş bir psikolojik savaştır. Biliyorsunuz, önceki yıllarda ‘Umut Operasyonu’ adı altında bir dava başlatılmıştı. Bu davada Mumcu, Kışlalı, Aksoy’un katilleri yargılandı. Dinci örgütlerin bu cinayetlerdeki rolleri saptandı. Şimdi Ergenekon adı altında bir dava başlatılıyor. ‘Bütün bu insanları bu örgüt öldürmüştür’ demeye getiriliyor. Böyle söylemekle, bütün cemaatleri aklamış oluyorlar ve bu kişileri bir kez daha öldürmüş oluyorlar. Bu çok tehlikeli bir oyun. Bu oyun AKP’nin de boyunu aşar” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, geçen hafta, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Ümitköy Çayyolu Şubesi’nce, 31 Ocak 1990’da öldürülen, ADD’nin kurucusu, eski Türk Hukuk Kurumu (THK) Başkanı ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Muammer Aksoy anısına düzenlenen “Muammer Aksoy’u Anma Toplantısı”na katıldı. Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini kaydeden Balbay, bu zor günlerde yurttaşların daha çok birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğinin altını çizdi. “Umutsuzluk yalnızlıktan doğar, insanlar da yalnızlaştıkça umutsuzlaşır. İnsanların daha çok olduklarını hissettikleri anlarda kafalarında başaracağız ve daha çok şey yapmalıyız duygusu gelişir” görüşünü dile getiren Balbay, 1990’lı yıllarda katledilen Prof. Dr. Muammer Aksoy, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Doç. Dr. Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Turan Dursun ve Çetin Emeç gibi aydınlara, bugün her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız olduğunu vurguladı. 1980’li yılların sonunda, İzmir’den Ankara’ya geldiği dönemde, ilk tanıştığı kişilerden birinin Prof. Dr. Muammer Aksoy olduğunu belirten Balbay, “Aksoy, bembeyaz saçlarıyla başı karlı bir dağ gibi girerdi gazetenin kapısından. Yazısını getirir, ‘Delikanlı bu benim son yazım’ derdi. İyi bir Cumhuriyet gazetesi ikinci sayfa yazarıydı Aksoy. Biz birçok konuda değerlendirme almak istediğimizde, kendi alanı olmasa bile, bir konuya nasıl bakmamız gerektiği konusunda danıştığımız üç beş kişiden biriydi. Aksoy, bu ülke kaynaklarının bu ülkede, bu ülke insanı için değerlendirilmesi gerektiği yönünde yaşamını verdi. Petrol, doğal kaynaklar ve eğitim ile ilgili çok önemli eserler kaleme aldı. Kampus içine gömülen bir ilim adamı değildi. Halkla bütünleşen biriydi” dedi. Balbay şöyle konuştu: “Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı adlı kitabının sonunda şöyle der: ‘Benim bu kitaptan anlamanızı istediğim şu: İlim ve vatan adamı olunuz.’ Çünkü salt ilim ya da vatan adamı olmak yeterli değil. Aksoy, gerçek ilim ve vatan adamıydı. Zaten o kuşağın katledilmesinin gerçek nedenlerinden bir de budur.” 13