27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 241/13 Şubat 2009 ÖNCE SAĞLIK Prof.Dr.MehmetZülküfÖNAL NörolojiUzmanı email: monal@mesa.com.tr BeyinveAşk(AşkınNörolojisi) A İNSAN BEDENİNDEKİ EN ÖNEMLİ SEKS ORGANI BEYİNDİR ŞK: (Türk Dil Kurumu SözlüğüArapça kök.) Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi. Seni Seviyorum: İnsanoğlu var olduğundan beri üremesinin ve ölümsüzlüğünün temelinde bu iki kelimeyi kullanarak bugünlere gelmiştir. Aşk; kompleks nörobiyolojik bir fenomen olarak, güvenin, inancın, hazzın ve ödül aktivitelerinin beyinde yer aldığı bir süreçtir. Limbik sistemin bütünlüğünün işaretidir. Romantik aşk bizlere hayat verir ve motive eder. Bu süreç türümüzün devamlılığı için de gereklidir. Romantik aşkın olmadığı bir süreç, bizi birbirine benzeyen, yaratıcı özelliğini kaybetmiş, sosyal gruplara dönüştürür; ki bu hayvanlardan bizi ayıran en önemli özelliklerimizden birinin yokluğu demektir. Beyindeki kimyasallar aşkın farklı basamaklarında rol oynar ama esas hedef; türlerin devamlılığını sağlamaktır. Beynin belli bölümleri aşkın başlatılması, ilerletilip, doyuma ulaştırılmasında farklı derecelerde rol almaktadır. ÖN SİNGULAT KORTEX: daha geniştir. I Kişinin dikkatini bir şeyden diğerine kolayca aktarmasını sağlar. I Zor durumlarda kolay çıkış yolları bulur. I Hataları bağışlar, geçmişe takılmaz. I İyimserdir. I Seçenekleri tartar, kararları verir. I Endişe merkezidir ve kadınlarda erkeklerden PREFRONTAL KORTEX: daha erken olgunlaşır. I Hedefe yönelik davranışlarda bulunur. I Kelimelerini ve davranışlarını etkili bir şekilde denetleyebilir. I Harekete geçmeden düşünür ve hatalardan dersler çıkarır. I Çelişkiye, gerilime ve telaşa düşmez. I Kişinin duygusal ve cinsel anlamda öğrendiklerini daha sonra kullanmak üzere depolar. I İlişkiler, duygusal ve cinsel seçimlerde ve kişisel eğilimlerde görev alacak “öğrenme” işini üstlenmiştir. I Duyma, okuma, sosyal işaretleri okuma, kısa süreli hafıza, anıları kaydetme, müziği işleme, seslerin tonu ve duygudurum dengesi ile ilişkilidir. I Kişinin duygusal olarak dengesini sağlar. I Doğru anlar, uygun kelimeler kullanır. I Hafızası canlıdır. I Duyguları kontrol eder ve çıldırmalarını engeller. I Kadınlarda daha geniştir, erkeklerden 12 yıl TEMPORAL KORTEX: BAZAL GANGLİYA: leri yumuşatır, motivasyonu düzenler, zevke vasıta olur. I “Accumbens Çekirdeği” bir ilişkiyi ya da cinsel işlevi başlatmada ve zevk almada uyarıcı görev üstlenmektedir. LİMBİK SİSTEM: Olumlu ve olumsuz duygusal hafızayı depolar. Uyku ve iştah döngülerini kontrol eder. Kişiyi iyimser yapar, sosyalleştirir. Bilgileri süzgeçten ge I Endişe merkezidir. I Duygu, düşünce ve hareketleri bütünler, hareket çirip çevresindekilere olumlu olarak yansıtır. Neşeli, cinsel açıdan çekici ve tutkulu olabilir. İlk bakışta aşk vardır, üstelik bunu sağlayan kimyasal karışım, uzun bir beraberliğin garantisidir. İlk bakışta aşkın mistik bir yanı yoktur, aşk ve cazibeyi yöneten duygular değil; moleküllerdir. Beynin yüzde 40’ı “gri madde”, yüzde 60’ı “beyaz madde”den oluşur. Gri madde, bilginin işlendiği hücre gövdelerinden oluşur ve beyinde kullanılan oksijenin yüzde 94’ünü kullanır. Beyaz madde, yağlı bir protein olan myelin’dir. Zeka, gri ve beyaz maddenin yani işlemci ve kablo bağlantılarının birlikte ve hızlı çalışmasını gerektirir. Kadınlardaki beyaz maddenin ön loblarda yoğunlaşmış olduğu, erkeklerdeyse ön loblarda daha az beyaz madde olduğu bilinmektedir. Ön loblar; duygusal kontrol, kişilik ve karar almada önemlidir. Erkekler, beynin sol tarafını kullanmaya meyillidir. Kadınlar ise beynin her iki tarafını kullanırlar. Kadınların limbik lobu erkeklerden daha büyüktür. Limbik sistemin büyük olması kadınların ilişkilerde daha istikrarlı ve tutarlı olmalarını sağlamaktadır. Kadınlar daha az serotonin ürettikleri için depresyona daha kolay girerler. Erkeklere göre üç kat daha fazla intihar girişiminde bulunmaları da bu nedenledir. Erkek ve kadın genetik kodunun yüzde 99’dan fazlası aynıdır. İnsan genomundaki 30.000 genin yüzde 1’inden daha azı cinsiyetler arası değişiklik gösterir. Erkek beyni kadın beynine göre ortalama yüzde 9 daha büyüktür. Erkek beyni kadınlara göre yüzde 4 daha fazla nörona sahiptir. Ancak kadınlarda hücresel bağlantı daha çoktur. Bu durum, kadınların beyinlerini daha etkili ve verimli kullanmalarını sağlamaktadır. Bir erkekle kadın, sıradan bir konuşma yaparken beyinleri taranarak, bir çalışma yapılmıştır. Erkeğin beyninde cinsellikle ilgili bölgeler aktive olurken bu durum kadın beyninde izlenmemiştir. Erkek bu görüşmeyi potansiyel bir cinsel randevu olarak görürken, kadın bu durumu konuşan iki insan olarak algılamıştır. Romantik aşkı tetikleyen görsel uyarıdan başka bir şey değildir. Sanıldığı gibi ses, zeka, cazibe veya sosyal ve finansal statünün bir önemi yoktur. Manyetik Rezonans Görüntüleme tekniğinden (MRI) yararlanılarak gerçekleştirilen bir çalışmada ise, insanların nefret ettikleri birinin fotoğrafına baktıklarında aktive olan nefret sinir ağının, aşk sinir ağıyla ortak noktaları olduğu saptandı. İlk bakışta birbirinden etkilenen çiftlerin incelendiği bir araştırmada simetrik kemik yapısının, beğenide etkili olduğunu ve bunun doğacak çocukların genetik yapısını belirlediğini tespit etmişlerdir. Araştırmaya göre, erkeklerin yüzde 6080’i kalça ölçülerini, doğurganlığın bir simgesi olarak algılıyor. Kadınlar ise feminen yüz çizgilerine sahip erkekleri daha yumuşak ve güvenilir bulup, etkileniyor. Aşık kadınlarda beyin taramalarıyla yapılan çalışmalar, kadınların beyninde birçok alanın hareketlendiğini gösteriyor, özellikle içgüdülerle ilgili alanların, dikkat ve hafıza devrelerinin. Erkeklerdeyse görselliğin işlendiği alanlarda hareketlenme yaşanıyor ve bu aynı zamanda erkeklerin neden kadınlardan daha kolay “ilk görüşte aşık” olduklarının da açıklaması olabilir. Aşk, erken dönemlerinde kokain, eroin, morfin gibi uyuşturucuların etkileri gibi beynin ödül devrelerini tetikleyerek benzer etkiler gösterir. Uyuşturucu etkisi 68 ay kadar sürer. Bu süreçte sevgilinin çıkarları, kendini iyi hissetmesi ve ilişkinin sürdürülmesi kişinin kendisinden öncelikli hale gelir. Beynin hareketliliği ve dışavurum açısından benzer özellikler gösteren aşk ve nefret arasındaki en büyük fark ise, muhakeme merkezi olan beyin korteksinin büyük bölümünün aşk esnasında etkisiz hale gelmesidir. Nefret durumunda ise beyin korteksinin sadece küçük bir bölümü devre dışı kalıyor, çünkü kişinin nefret ettiği kişiden öç alma, ona zarar verme gibi hamleleri hesaplayabilmesi için o kortekse “şiddetle” ihtiyacı var. ROMANTİZMİN SÜRESİ 10 yıldan fazla süredir evli 5.000 çiftle yapılan bir araştırma, evlilikteki romantizmin yedi yıldan az sürdüğünü gösteriyor. Yeni evliler arasındaki romantizm, 2 yıl 6 ay 25 gün sürüyor. Bu süreden sonra erkekler düzenli, kadınlar da bakımlı olmayı bırakıyor. Evliliğin 3. yılında çiftlerin yüzde 83’ü yıldönümlerini kutlamak için çaba sarf etmemeye başlıyor. Araştırmaya katılan çiftlerin yüzde 83’ü, ilk aylarında el ele tutuşurken, 937.5 gün sonra bu oran yüzde 38’e düşüyor. Birinci yıllarında günde sekiz kez birbirlerine sarılan çiftler, ilk yıldan sonra bunu yapmamaya başlıyor. Bu oranlar dışarıda sürpriz bir akşam yemeği ve televizyon kumandasının paylaşılması için de geçerli... Şüphesiz ki AŞK stresi azaltan ve sağlıklı yaşam için gerekli, yaşanması gereken bir süreçtir. Bu sayfa Mesa Hastanesi tarafından hazırlanmıştır. / www.mesahastanesi.com.tr 292 99 00 21
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear