Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 241/13 Şubat 2009 ANKARA ANKARA Talât HALMAN HP, kalesi olarak bilinen Çankaya için adayını belirledi geçen hafta sonu: Bülent Tanık. ODTÜ’den şehircilik mezunu, üstün donanımlı bir kent plancısı... Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin ve eski Dünya Yerel Yönetim Dernekleri’nin Başkanı... Karşısında, AKP’nin akıllıca bir kararla aday gösterdiği çok güçlü bir devlet ve icraat şahsiyeti olan Bülent Akarcalı var. Çankaya Belediye Başkanlığı, 29 AKKARA Çankaya Planı? C Kılıçdaroğlu Mart’ta yaman bir çekişme ile sonuçlanacağa benzer. Bu sefer Çankaya, CHP için çantada keklik olmayacak herhalde. Semtte son 810 yıl boyunca özellikle yolların onarımı ve çöp toplama bakımından memnuniyetsizlikler Tanık ve şikâyetler vardı. Bu yüzden, CHP’nin beklediği bazı oylar başka partilere gidecek gibi kaygılar doğru çıkabilir. Bülent Tanık’ın işi zor. Yerel seçim kampanyalarında, önceki döneme ilişkin eleştiriler ağır basıyor. Bu, eskiden beri böyledir, hatta genel seçimlerde de büyük ölçüde... Sol partilerin bu kısır şikâyet alışkanlığından vazgeçerek rasyonel planlar önermesi vakti gelmiştir. Boş laf yerine plan ve programlar. Bunu sol partiler mutlaka yapmalıdır, en iyi onlar yapabilir. İstanbul’da Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’ye ilişkin başarısız lıkları ve muhtemel skandalları deşmek ve ortaya çıkarmak bakımından etkili olacak gibi... Bu yöntem, kendisine ve CHP’ye İstanbul Belediye Başkanlığını kazandırır mı, söylemek zor. Ama Başkent ve Çankaya için en başarılı yolun kapsamlı planlar önermek olduğuna inanabiliriz. Ankara Anakent Belediye Başkanı Adayı Murat Karayalçın, DPT’deki planlama çalışmalarından yetişmiştir. Se Karayalçın çim kampanyasının odağı olarak, kendi yönetiminin somut bir planını geliştirmeli ve başkenti nasıl ihya edeceğini seçmenlere anlatmalı. Melih Gökçek’in “palavra” diye lekelemeye çalıştığı isabetli projeleri güçlendirmeli. Çankaya Adayı Bülent Tanık’ın ilk sözleri “Belediyecilik kanımda var” oldu. Eğitimiyle ve danışmanlık deneyimiyle şehir plancısı olan Tanık, kampanyasında öneri ve projeler üzerinde duracak olsa gerek. Kendisinden önceki başkanlar CHP’li olduğundan, Tanık onları ve partiyi eleştiremeyecek. İleriye yönelik somut projeler üzerine inşa etmeli kampanyasını. Dramatik önem taşıyan, kapsamlı ve ayrıntı lı, rasyonel ve gerçekçi öneriler olmalı bunlar. Yeni aday, adı açıklandığından az sonra Habertürk’e verdiği ilk demeçte, Çankaya’da bin tane çocuk korosu kurmak vaadinde bulundu. Pek gerçekçi olmasa da güzel bir tasarı... Çankaya’nın sorunlarını çözmek ve yaşam düzeyini yükseltmek için, daha nice şehircilik önerisi getirilebilir. Bunlardan biri, hararetle alkışladığımız “Çocuklar İçin Oyun Yerleri” tasarısıdır. Çankaya, çok daha temiz, çok daha güzel, çok daha mutlu ve yaratıcı olmaya lâyıktır. 29 Mart seçimlerine tam 45 gün var. Bu sürede Ankara Anakent ve Çankaya Belediye başkanlıkları için etkili olacak planlar önermek, adaylara düşen önemli görevlerdir. AKP Adayı Melih Gökçek, geçen hafta sonu, Ankara için 141 projeden söz etti. Bunlardan bazılarını şöyle tanımladı: Başlanan metro yapımlarının iki yıl içinde tamamlanması, Keçiören Metrosu, yeraltı geçitleri, Ankara’nın kongre, üniversite, sağlık ve turizm kenti olarak geliştirilmesi... Bir de Ankara’nın lig şampiyonluğu kazanması yolunda bir girişim vaadi var: Ankaraspor ile Ankaragücü’nü birleştirecek... Şimdi CHP’nin kendi planlarını açıklaması şart olmuştur. Merakla bekleyeceğiz. Huntington Uygarlıklar İttifaksızlığı lkemizde asıl ününü “Güliver” ile yapmış olan İrlanda kökenli din adamı ve hiciv ustası Jonathan Swift 1706’da demişti ki: “Dini inançlarımız birbirimizden nefret etmemize yetiyor, ama birbirimizi sevmeye gücü yetmiyor.” Nefret, ihtiras ve kin, tarih boyunca milletleri amansız savaşlara sürükledi. Dünya nüfusu arttıkça, teknoloji ilerledikçe, toplumlar aydınlandıkça çatışmalar azalmadı, devleşti. Her yönden en ileri çağ olan 20. yüzyıl, aynı zamanda, en yıkıcı ve kıyımcı dönemdi: 160 milyon insan öldürüldü. Bu sayı, dünya tarihindeki tüm savaşlarda öldürülmüş olanların toplamından fazladır. Ve dinler, ideolojiler birbirleriyle kıyasıya cenge girdiğinden olmuştur bu. Samuel Huntington adlı ABD’li profesör, “Uygarlıkların Çatışması” kavramıyla, umarsız bir anlayışla yafta yapıştırdı buna. Uygarlıkların gırtlak gırtlağa gelip yaman yıkımlara yol açacağı kehanetinde bulundu. Haklı olan teşhisleri de vardı, yanlış olanları da. Felaket tellallığı ve afet çığırtkanlığı yaptığı için, dünya kamuoyunda ürküntü yarattı. Kültürler, dinler, milliyetçi ideolojiler yüzünden uluslararasında ve ülkeler içinde patlak veren savaşlar karşısında, Birleşmiş Milletler paniğe kapıldı. “Uygar Ü lıklar Çatışması”na çözüm ve deva ararken “Uygarlıklar İttifakı”ndan medet ummaya başladı. (Türkiye’de iktidar Osmanlıca terimleri tercih ettiği için “uygarlıklar”ın yerine “medeniyetler” kullanılıyor). BM, isabetli ve hayırlı bir kararla, “Uygarlıklar İttifakı”nın koordinasyonunda öncülüğü İspanya ile Türkiye’ye verdi. Ülkemizde koordinasyonu, AKP hükümetinin bu konuda çıkarabileceği tek dört başı mamur şahsiyet olan Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın yönetiyor. Başbakan Madrid’de ve İstanbul’da bu amaçla yapılan toplantılara hitap etti. Nisan 2009’da İstanbul’da yine önemli bir “Medeniyetler İttifakı” toplantısı yer alacak. Dünya, ittifak idealine erişebilecek mi, yoksa bu, bir ham hayal, bir boş beklenti midir? Yüzyıllardır, barış vizyonunu ilham etmeye çaba gösteren önderler ve kültür şahsiyetleri var. Milattan önce 232 yılında ölen Hindistan’ın Budist İmparatoru Asoka bir sütun üzerine bir iradesini kazdırmıştı: “Başka inançları kınamak yasaklanmıştır. Gerçekten imanlı olan, başka inançlardaki onurlu her şeyi onurlandırır.” 1784’te ölen II. Frederik şöyle buyurmuştu: “Tüm dinlere hoşgörü gösterilmelidir. Herkes, cennete kendi yolundan gidebilmelidir.” Bunlar, eski çağların insanlık yönünden üstün değerli düşünce ve duyguları... Daha 13. ve 14. yüzyıllarda Anadolu aydınlanmasının iki dahisi Mevlana ve Yunus Emre dünyaya örnek olabilecek barış ve hoşgörü mesajları veriyordu. Mevlana “Silahlarla cahillik bir araya gelince” diyordu, “dünyayı zulümle ezen firavunlar ortaya çıkar.” Ve “Ne düşünürsen savaşa dair, ondan uzağım ben, çok çok uzaklardayım/Aşka dair ne düşünürsen, ben işte o’yum, yalnız o, tümden o.” Ve “Aşk milleti bambaşkadır tüm ötekilerden/Aşıklar ne hiçbir millete bağlılık duyar, ne hiçbir tarikata.” Ve bir görkemli dize: “Ben, tüm camilerde, havralarda, kiliselerde tek bir tapmak bulurum.” Yunus Emremizin (Başbakan Erdoğan’ın da sık sık kullandığı) ünlü sözü “Yaratılmışı severiz/Yaradan’dan ötürü.” Ve Yunus’un 11 kelimeden oluşan güçlü dört dizesi: “Gelin tanış olalım/İşi kolay kılalım/Sevelim sevilelim/Dünya kimseye kalmaz.” Yarın (14 Şubat) Sevgililer Günü... Avrupa’da doğup Amerika’da yaygınlaşan ve uluslararası değer kazanan bir sevgi günü. (Ne yazık ki bazı Müslüman toplumları “kâfir işi” diye damgalıyorlar onu.) İnsanlık sevgi üstüne inşa edilmiş bir ittifaka yönelmedikçe çatışmalar durulmayacak, savaşlar bitmeyecek. Davos, Türkiyemizin (İspanya ile birlikte BM adına yürüttüğü) “Uygarlıklar İttifakı” girişimindeki inandırıcılığını ve etkisini zayıflatacak gibi... Bu yıl nisan ayında İstanbul’da yapılacak toplantılar, girişimlerin hangi yönde gelişeceğinin işaretlerini verecek. Avrupa’nın en önemli filozoflarından Kant ve Hobbes, insanlığın doğası gereğince savaşkan olduğunu öne sürmüştü. “Uygarlıklar İttifakı”nın önünü tıkayan cenkler süregeliyor. Yakında yatışmayacaklar. Barış kültürü için eğitimden medet umuyoruz. Sevgi gününde iyimser olabilir miyiz? 19