26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 285/18 Aralık 2009 ÖnCE SAĞLIk Dr.AkçAy Övünç ÖZÖn MesaHastanesi nörolojiUzmanı email: [email protected] A Uyku ve Bozuklukları (1) ŞAĞIDA TARİF EDİLEN ŞİKAYETLERİNİZ VARSA; • Uykuda nefesimin durduğunu söylüyorlar, • Kontrol edilemeyen yüksek tansiyon hastalığım var, • Geceleri çok fazla terliyorum, • Sabahları baş ağrım oluyor, • Geceleri nefes alamayarak aniden uyanıyorum, • Kilo veremiyorum, • Gün içi uykululuğum oluyor ve dikkatimi toplamakta güçlük çekiyorum, • Çoğunlukla uyandığımda boğaz kuruluğum oluyor, • Okulda veya işte konsantre olmakta güçlük çekiyorum, • Araç kullanırken uyukladığım oluyor, • Toplantı veya sinema gibi sosyal ortamlarda uyukluyorum, • Çalışırken uykululuk nedeniyle zorluk çekiyorum, • Uyur uyumaz ve şekerlemelerde hemen rüya görüyorum, • Geceleri öksürük veya nefes darlığı ile uyanıyorum, • Geceleri boğulur tarzda nefes açlığı ile uyanıyorum, • Uykuya dalarken bacaklarımda ağrı ve karıncalanma hissediyorum, • Geceleri bazen ayakları hareketsiz tutmakta güçlük çekiyorum, bacaklarımı hareket ettirdiğim zaman rahatlıyorum, • Birden fazla yastıkla yatmak zorunda kalıyorum, • Gündüzleri uyanık kalmakta zorlanıyorum, • Uykudan baş ağrısıyla uyandığım oluyor. Ömrümüzün üçte biri uykuda geçiyor Erişkin bir insan ortalama olarak günde 78 saat uyuduğuna göre, ömrümüzün üçte biri uykuda geçmektedir. Bundan da anlaşılabileceği gibi uyku, organizma için yemek, su, nefes alma gibi vazgeçilmez bir ihtiyaçtır ve çok önemli işlevleri vardır. Yeterli miktarda ve kaliteli bir uykumuzun olması, hem sağlığımızı korumamız hem de gün içinde işlevlerimizi yerine getirebilmemiz için vazgeçilmez bir zorunluluktur. Toplumun yaklaşık yüzde 90’ı hayatının bir döneminde uykusuzluk problemiyle karşılaşmakta, üçte biri haftanın birkaç gecesini istediği gibi uyuyamadan geçirmektedir. Her 100 kişiden en az beşi ise uykuda solunum problemleri nedeniyle uykusunu alamadan uyanmakta, birçoğu ertesi gün uyuklamasına engel olamamaktadır. Toplumun yüzde 40’ı horlamakta ve daha önemlisi horlamayı normal kabul etmektedir. Halbuki günümüzde bazı ülkelerde ayrı bir ihtisas dalı olarak kabul edilen uyku tıbbı, her geçen gün sayısı artan, 84 ayrı hastalığı inceler. Ne uykusuzluğun ne de aşırı uykulu olma halinin nedenleri öne sürüldüğü kadar basit değildir. İyi bir tedavi için bu nedenlerin mutlaka sistematik olarak incelenmesi gerekir. Uykunun işlevleri nelerdir? Çalışmalar, uykunun vücudu dinlendirme ve ertesi güne hazırlama işlevinin yanında enerji tasarrufu (enerji biriktirme), büyüme (büyüme hormonu en fazla uykuda salgılanır ve çocuklarda büyümeyi sağlar), hücrelerin yenilenmesi, organizmanın onarımı, hafıza, türe has özelliklerin öğrenilmesini sağlayan genetik hafızanın programlanması, yeni bilgilerin öğrenilmesikalıcı hale getirilmesi ve özellikle bazı canlılarda ortama uyum sağlanması ve tehlikelerden korunma (örn. kış uykusu) işlevlerinin bulunduğunu göstermektedir. ‘Yeterli Uyku’nun süresi Yeterli uyku süresi kişiden kişiye değişir ve esasen genetik olarak getirilen bir özelliktir. Erişkin insanlarda bu süre 411 saat arasında değişmektedir; herkesin bildiği 78 saatlik süre ortalama değerlerdir.Ancak süreden de öte uyku kalitesi daha önemlidir. Kısacası; kişinin sabah kalktığında kendini dinlenmiş ve dinç hissettiği, gün boyunca da konsantrasyon eksikliği ve yorgunluk hissetmeden, işlevlerini aksatmaksızın yerine getirebildiği uyku süresi, onun için yeterlidir. İnsomni (Uykusuzluk) nedir? İnsomni, azalmış ve/veya kalitesiz gece uykusu sebebiyle gün içine yansıyan yorgunluk, bitkinlik, bilişsel işlevlerde yetersizlik, konsantrasyon güçlüğü, aşırı sinirlilik ve diğer bazı psikolojik belirtiler ortaya çıkaran önemli bir rahatsızlıktır. İnsomni, bu sayılan özellikleriyle kişinin sosyal ve mesleki yaşamını olumsuz yönde etkilemekte, hatta işte yüksek hata payı ve trafik kazası gibi daha vahim olaylara neden olabilmektedir. En sık rastlanan uykusuzluk nedenini, psikiyatrik kökenli hastalıklar oluşturmaktadır. Başta depresyon olmak üzere duygulanım bozuklukları, psikozlar, anksiyete bozuklukları, panik bozukluklar, alkol ve diğer maddelerin kötüye kullanımı, sıklıkla uykusuzluk yakınmasına neden olurlar. Uygunsuz uyku hijyenine bağlı insomniden, kaliteli bir uykuyu engelleyen alışkanlıklar sorumludur. Uyku için uygun saatlere ve kurallara uyulmaması, dinlenme ve çalışma saatlerinin iç içe geçmesi, uyku öncesinde aşırı yemek yeme veya çaykahve gibi uyarıcı içecekler içilmesi, yatağın uyku dışı (TV seyretme, kitap okuma, yazı yazma vb.) amaçlar için kullanılması, uykusuzluk yaratan hatalı alışkanlıklara örnektir. Bu alışkanlıklardan vazgeçmek suretiyle, uyku kısa zaman içinde kolaylıkla düzene girebilir. Uyku algılama bozukluğu; hastanın subjektif uykusuzluk yakınmasının, uyku incelemesindeki objektif bulgularla uyumsuzluk gösterdiği durumlar için kullanılan bir terimdir. Hasta, gece normal uyuduğu halde hiç uyumadığını ya da çok az uyuduğunu iddia eder; başka bir deyişle hastanın uyuduğu süreyle ilgili tahmini, objektif uyku süresiyle uyuşmaz. Bu sayfa Mesa Hastanesi tarafından hazırlanmıştır. / www.mesahastanesi.com.tr 292 99 00 21
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear