23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 216 / 22 Ağustos 2008 Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi Başkanı Erdal Kurttaş: ? Alican ULUDAĞ MMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Ankara Şube Başkanı Erdal Kurttaş, bugün Ankara’nın, “başlangıçtaki ideal planlama anlayışını çoktan terk ederek, kendiliğindenci bir gelişim anlayışıyla, ihtiyaçlarını doğru karşılayamayan, yaşanabilir bir yer olmaktan hızla uzaklaşan, yaşam kalitesinden epeyce kayıp vermiş, kalabalık, sıkışık, sağlıksız, altyapısı zayıf, sıradan bir kente, kimliksiz bir kente dönüştürüldüğünü” söyledi. Erdal Kurttaş ile başkentin dünü, bugünü ve sorunları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Yabancı bir dergi tarafından şehir planlama mesleği geleceğin en önemli 10 mesleği arasında gösterildi. Siz bu tespite katılıyor musunuz? ¦ Kesinlikle katılıyorum. Çünkü bugün dünya hızla şehirleşmeye devam ediyor. Kırsal nüfus hızla çözülüyor ve yaşadıkları yerleri terk edenler şehirlere akın ediyorlar. Şehirlerde büyük ve düzensiz mahalleler oluşturuyorlar. Bu durum, kentte oluşan kentleşme sorunlarının planlanmasını gerekli kılıyor. Öte yandan kent sadece konuttan ibaret değil. Kenti, altyapıdan sağlığa, eğitimden ekonomiye kadar birçok sektörün içinde yer aldığı yapılar bütünü olarak kabaca tanımlayabiliriz. Aynı zamanda da kentte her türlü kültürel faaliyetin birlikte yer aldığı ve birbiriyle ilişkisinin olduğu mekânlar yer alıyor. Bu mekânların tasarımı, kent plancılarının çok yönlü ele almasıyla, hesaplamalar ve geleceğe T yönelik kısaorta ve uzun erimli kestirimler yapmasıyla mümkün. Kentlerin sağlıklı planlanabilmesi, sektörler arası dengeli ve doğru ilişkilerin şehir plancıları tarafından doğru zamanda, doğru biçimde kurgulamasıyla mümkün olabilmektedir. Aksi durumlarda maliyetler beklenmedik ölçüde artmakta ve yaşam kalitesi hızla düşmekte, sorunlar bir diğerini doğurarak hızla çoğalmaktadır. Kentin bu gerçeğinden yola çıkarak gerek üzerine yerleşilen alanların gerekse yerleşim dışı komşu mekanların kısa, orta ve uzun dönemde çeşitle ölçeklerde planlamasının akılcı ve gelecek kuşakların sağlıklı yaşama gereksinimlerini de gözeten bir anlayışla yapılıyor olması gerekiyor. Bu yüzden mesleğin önemi artıyor ve artmaya da devam edecek. Türkiye’de şehir planlama eğitimi üniversitelerde ders olarak okutuluyor. Siz buralarda verilen eğitimin kalitesini nasıl buluyorsunuz? ¦ Üniversitelerimizde sayısı giderek artan oranda şehir ve bölge planlama bölümleri açılıyor ve bu ölçüde artan sayıda mezunlar piyasaya salınıyor. Maalesef bu deyimi kullanıyorum, çünkü mezunların içine bırakıldığı ortam yukarıda tanımladığım ideal ya da ona yakın planlama ortamından çok, planlama gereksiniminin önemsenmediği, sıklıkla yok sayıldığı veya sadece yasak savmak ya da ihtiyaç gidermek amaçlı olarak değerlendirildiği bir piyasa ortamı. Üniversitelerde artan sayıda plancı çıkışını sağlamak yerine nitelikli, donanımlı ve sistemin kısa vadeli çıkarları yerine toplumun orta ve uzun vadeli faydalarını ilke edinmiş plancıların mezu niyeti daha fazla önem kazanmalıdır. Peki, bu okullardan mezun olan kişiler nerelerde çalışabilirler? ¦ Mezunlarımızın çalışabileceği kamu ve özel sektörde olmak üzere çok sayıda alan olduğunu söyleyebilirim. Bunlardan kamu sektörü içerisinde, öncelikle tüm belediyelerin planlama birimleri, Devlet Planlama Teşkilatı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı, İller Bankası, Toplu Konut İdaresi ve diğer bazı kamu hizmet alanlarında görev yapma olanakları var. Özel sektörde ise, her mezunun öncelikle kendi planlama ofisini oluşturarak ticari hüviyet kazanması sonrasında çalışma olanaklarının yanı sıra, sektördeki diğer hizmet talep eden kuruluşların bünyesinde istihdam edilme olanakları da bulunuyor. Ankara’nın tarihsel süreç içinde gelişimini kısaca anlatır mısınız? ¦ Ankara bir kent olarak da bir başkent olarak da aslen yeni sayılabilecek bir yerleşimdir. Tarih içerisinde birçok kavimlere ev sahipliği yapan Ankara’nın, kent anlayışına uygun altyapı faaliyetleriyle birlikte yaygın ve yoğun olarak geliştirilmesi Cumhuriyet tarihiyle yaşıttır. Başkentin daha öncesine bakıldığında coğrafyası içerisinde ortaçağ ve daha geri çağlara uzanan yerleşimlerin kalıntıları bulunmaktadır. Fakat başkent Ankara’nın kentleşmesi üzerine bahis açıldığı zaman söz konusu olan zaman dilimi 1920’ler ve sonrasındır. Mustafa Kemal Atatürk ve onunla Cumhuriyeti kuran yol arkadaşları, Ankara kentinin planlı gelişimi ve imarı için çok önemli adımlar atmışlardır. Başkente yabancı şehir plancılarını davet ederek işe başlamışlar; özellikle kentleşmenin, düzenli bir plana bağlı olarak sürdürülmesinin kabulü ile birlikte bu kente dönemin Avrupa’sında iyi yetişmiş plancılar, mimarlar ve diğer bilim insanlarının çalışmasını teşvik eder bir tutumu benimsemişlerdir. Bu anlamda başkent Ankara şanslı sayılabilir, çünkü hiç değilse Cumhuriyetin kuruluş yıllarında başıbozuk gelişimin önünü kesmeyi bilecek yöneticiler tarafından planlı hale getirilmesine çaba sarfedilmiştir. 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear