25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 EKİM 2022 2 Yeşim Büber, pek çoğunuzun eDitörDen tanıdığı bir isim. Ancak pek de alışık olunmayan bir bilinmez ve yaşamöyküsü var. O denizde, kademik olarak yüksek öğretimin kırlarda, özgür ve üreten bir alanı içinde gö- yaşamın peşinde. rülen bir dal: İle- A tişim. Oysa kü- çük yaşlardan başlayarak baş- özgür bir yaşam Türkiye’nin en çok tanınan ta deneyim sonra öğrenme yo- oyuncularındandı. Önün- luyla aslında adım adım uzman- de parlak bir kariyer var- laştığımız en azından uzmanlaş- dı. Her şeyi bıraktı ve de- mamız gereken bir beceri. Sos- O nize açıldı. Teknede geçen yal kodları, davranış kalıpları, Balık olmayan 15 yıllık yaşamında bir aile kurdu, do- önyargılarla çarpışan tecrübe- ğayı evi yaptı. Yeşim Büber, şimdi de- ler, sosyal anlamda hepimizi bi- koylar var neyimlerini bir köyde zenginleştirmeyi çimlendirirken iletişim becerile- amaçlıyor. Ken- u yıllarca denizde yaşadı- rine özgü gereksinimler, bu be- disini evinin inşa- nız. Denizi kirleten plastik atık- cerinin alaylısı olan bizlere hep Dairese L atı sırasında bul- lara da bire bir tanık olmuşsu- kendini hatırlatır. duk ve bugüne ka- FLora nuzdur. HHH dar olan deneyim- Şöyle bir döngü var: Yaz boyun- Doğal olarak iletişimin ana lerini aktarmasını ca denize atılan çöpler, boşaltılan unsurlarından birisi de konuş- istedik. pis su tankları denizleri belirgin ma. Gün içinde işlerimizin bü- bir şekilde kirletiyor. Herkes tatili- yük kısmını konuşma yoluyla u 15 yıl de- ni bitirip denizler sakinleşince yani yapıyoruz. Çağdaş yaşamın bir nizde yaşadınız. yaz bitiminde, doğa bir taraftan biz getirisi (!) görsel algının ve söz- Şimdi de bir dağ bir taraftan temizlemeye çalışıyo- sel iletişimin diğer algı ve ileti- köyündesiniz? ruz. Sonra yine yaz geliyor ve yine şim biçimlerine göre öne çıkma- Yaşamınızdaki bu aynı şey. Fakat insanın sorumsuz sı. Durum böyle olunca -kimi ayÇa değişimin nedeni ve bencil davranışlarının yarattığı ülkelerde daha çok kimilerinde ceyLaN neydi? tahribat maalesef daha güçlü. De- daha az- toplum içinde ne zama- En büyük moti- niz habitatı her geçen yıl zarar gö- nı nasıl konuşulacağı, ne söyle- Evimizi bitirmeye çalışıyoruz. Bu zor döndük. Biraz çalışıp çocuklu hayat için vasyonum özgür rüyor. Artık denizde balık göreme- neceğine yönelik kısıtlar büyük ve yorucu sürecin sonuna yaklaştık ney- uygun olduğunu düşündüğümüz ikinci olmak! Bana dayatılan “doğruların” dı- diğimiz koylar var. önem kazanıyor. se ki. Şu an yine yepyeni bir dünya var teknemizi aldık. Ardından çocuklar gel- şına çıkıp “gerçekten” ne istediğimi bul- HHH önümüzde. Doğal tarım yöntemleriyle di. Kışları uygun bir limanda geçirip ge- mak ve deneyimlemek istedim. 10 yıl “İş görüşmesinde bunlara dik- işleyen bir döngü kurmak; toprağı, suyu, ri kalan zamanlarda Türkiye ve Yunanis- sonra nerede, ne yapıyor olacağımı aşa- Üretmeyi kat edin” başlığıyla oluşturu- ağacı başka bir gözle tanımak, üretmek, tan kıyılarında dolaşıyorduk. Fakat deniz ğı yukarı biliyor olmak beni coşkulan- lan içeriklerde fark etmişsiniz- paylaşmak… Bütün bunlar nasıl bir ru- yaşantısı da İstanbul gibi değişti. Temas dırmıyordu. Gezmek, yeni deneyimler bilmek yeter dir. Oturuştan giysiye kadar bel- tin oluşturur hiç bilmiyorum. ettiğiniz insan kalitesi ve bürokrasi baş- edinmek ve “Bugün ne yapmak istiyo- li şablonlar içine oturtulmuş u Doğanın kendine göre teh- ka bir hal aldı. Teknemiz hâlâ duruyor ve rum” sorusunu günlük rutinime yerleş- öneriler sizi, uyumlu, işini bilen istanbul hızla Değişti likeleri de var mutlaka. yağmur, bundan sonrası nasıl olacak bilemiyoruz. tirmek için yaş almayı beklemek isteme- ve kendinden emin bir insan gi- fırtına gibi doğa olaylarına kar- Çocuklar ise elbette herkesin yaşantısın- dim. Günün sonunda, 15 yıl önce verdi- u İstanbul’da nelerden koptuğunuzu bi göstermek için tasarlanmış- şı ne gibi önlemler alıyorsunuz? da köklü değişiklikler yaratıyor. Artık iki ğim bu karardan çok memnunum. hissettiniz ve önce denizde ardından bir tır. Bunlar arasında en önemli- Kentte ve doğada hayatta kal- kişinin değil, dört kişinin istek ve ihtiyaç- si ise görüşme sırasında ne söy- dağ köyünde yaşamı tercih ettiniz? u Nasıl bir köyde yaşıyorsunuz ve bir mak için farklı meziyetler gerekir. larına göre hareket ediyoruz. İstanbul’da, büyük şehrin leyip söylememeniz gerektiğiy- gününüz nasıl geçiyor? Teknede yaşıyorsanız yerleşimden le ilgili olanlardır. Çünkü aslın- imkânlarından fazlasıyla yararlanıyor- u Elbette çevrenizde doğada yaşam Önceki kış başından beri Muğla’da uzak bir koyda ya da açık denizde dum. Kültür-sanat hayatı, işim, müda- da günümüz koşulları konuşma- kararınıza çok itiraz eden olmuştur. En bir dağ köyünde, sırtı ormana yaslanmış ters giden bir durumla baş başa yı bir gereksinim aygıtı olmak- vimi olduğum mekânlarda dostlarla ku- büyük kaygıları neydi? bir arazideyiz. kaldığınızda yardım isteyebilece- rulan sofralar… Elbette besliyordu be- tan çıkarıp bir sunuma dönüş- Kariyerim ve sahip olduğum standart- ğiniz kimse yok. “Elektrik tesisa- türmeyi dayatıyor. Her an ken- ni. Fakat bir taraftan, İstanbul hızlı bir larımı kaybetmem ile ilgili endişeleri- tım bozuldu, usta çağırayım” yok. şekilde değişti ve maalesef olumlu bir dinizi sunmak için mükemmel ni dile getiriyorlardı. Ben bu kaygıları Asgari düzeyde de olsa gerekli her bir fırsat olabilir! yönde olmadı bu değişim. Dönüp bak- pek yaşamadım. Evet, hayatımın bundan şeyden anlıyor olmalısınız. Şehir- tığımda, nadiren özlüyorum oradaki ya- HHH sonrasında, öncesinde olan hiçbir şey ol- de ihtiyaçlarınız için para kazan- Peki böylesi kalıplı ve ben- şantımı. Ama artık var olmayan bir şeyin mayabilirdi tekrar. Evet, ayağımın altın- manız gerekir, burada ise üretme- özlemini duyduğumun da farkındayım. zeşmeye odaklı bir sosyal ya- dan yıllarca bastığım halı çekiliyordu ve yi bilmeniz yeterli. Doğada haya- pı içinde aykırılık, sıra dışı ol- bazen belirsiz bir kaygı hissediyordum. tıma daha hâkim hissediyorum ve u Başlangıçta teknede ve doğada makla ilişkili davranış kalıpla- Ama yeniye duyduğum merak ve heye- bu bana iyi geliyor. yaşam planınız nasıldı? Çocuklarınız rı nereye oturuyor? Sosyal med- can çok güçlüydü. Hâlâ çok güç- dünyaya gelince neler değişti? yaya getirilen en sık eleştiriler- lü. On beş yıl tam zaman- İlk zamanlarda tekne öz- den birisi şu, “Herkes birbirine lı denizde yaşamanın Kaygılarımız gürce seyahat etmek için benziyor.” ardından şimdi de bir araçtı. Kısa süre- Herkesin güdüsü, gerçekten Kentte, Türkiye’nin gü- farklı de yuvaya dönüştü. birbirlerine benzemek mi? Yok- neyinde bir dağ kaynaklar sonsuz Başlangıçta planı- sa uyumlanmaya bu kadar ge- köyünde, yep- u Kentte yaşayan tanıdıkla- mız yolda ol- gibi algılanıyor reksinimleri mi var artık? Ar- yeni bir ya- rınızla görüştüğünüzde sizi ve maktı, nite- tık birbirlerinden ayrışacak bir şam kuru- onları mutlu eden, kaygılan- kim tekneye u Doğal yaşam sizde ne gibi farkındalık- eşikleri mi kalmadı? Veya bel- yoruz ken- dıran durumlar arasında nasıl taşındıktan lar uyandırdı? ki de, kabul edilmek istiyoruz. dimize. farklar görüyorsunuz? bir yıl sonra Bu konuda özel bir farkındalığı yoksa insan Kalabalıklarla örülü bir gör- Düzen bo- En belirgin fark ekonomik kri- Batı’ya doğ- kentte yaşarken kaynakların yeterli miktarda sel ve sözsel şölen, ekrandan zup kur- zin ve kaynak sorununun etkile- ru yola çık- parayla her daim erişilebilir olacağını düşü- size bakıyor ve size belki da- mak ko- riyle ilgili. Şehirdeki arkadaşla- tık. Fas’ta nüyor. sonsuzmuş gibi algılıyor ve tüketimi- ha da yalnız hissettiriyor. İşte lay değil, rım gıda ve enerji konusunda dı- kaldığımız sü- ne dikkat etmiyor. Tüketim alışkanlıklarının “benzeşme”nin anlamını yitirdi- ancak insa- şarıya bağımlı oldukları için hak- rede çocuk iste- gezegen üzerindeki etkilerini görmezden ği noktadayız. Ekrandakiler mi nı özgürleş- lı kaygılar yaşıyorlar. Ben ise Ha- dik ve teknemiz gelebiliyor. Doğada yaşadığınızda sü- çok mutlu yoksa siz mi mutsuz- tiren ve güç- yatta kalmak için gerekli tüm iki kişiden fazla- regelen döngünün, kötüleşmek- sunuz? Asıl soru da bu. Hepini- lü duygular ya- kaynakları kendi emeğimle sağla- sı için yeterli değil- te olan doğa koşullarının da- ze iyi pazarlar. şatan bir hayat de- yabiliyorum. Dışarıya bağımlılı- di, yol yakınken Ege’ye ha çok farkında oluyor- neyimi bence. ğım neredeyse sıfır. sunuz. Deniz ÜlkÜtekin deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr İmgede kaybolan insan Galeati Yayıncılık üşüncelerin de- lantis gibidir. Nereye gittiği belli ol- dur. Sembolün hakikatin yerine konulması, dilin anlamının boşaltılıp yalnız imgeye in- ğil, kısa konuşma- mayan Atlantis Adası bir zamanlar “Düşman sadece Yunan gavuru değildi ki yavrum, ların çağında yaşı- yaşamış büyük bir medeniyete gön- dirgenmesidir. İmgeye indirgenen yalnızca yoruz” diyor Bau- derme yapar. Her türlü teknolojiyi dil değildir. Dil aracılığıyla anlamı inşa eden ingilizi vardı, Fransızı vardı, italyalısı vardı, “D Rusyası vardı, Ermenisi vardı... man.* Etkisi yüksek ama modası he- elinde bulunduran bu medeniyet bir insanın kendisi salt imgeye indirgenmiş- men geçecek şeylerin çağı. Verdi- tür ütopik toplum işlevi görerek ede- tir. İnsanın insanla karşılaşması bir görselin Bir de bunlara yardım eden bizim hocalar vardı, ği örnek çarpıcı: Emile Zola bugün biyata, bilimkurguya, sanata ve ye- bir başka görselle karşılaşmasından ibarettir. şeyhler vardı, ağalar vardı, hainler vardı... Dreyfus skandalıyla ilgili görüşlerini ni çağ gizemci akımlara esin kaynağı Görselin ardında duran insan, Platon’un Let- Vardı da vardı... açıklamak için televizyon kamerala- olmayı başarmıştır. he ırmağında bütünüyle unutulmuş gibidir. Çok şükür bizim bir ALLAH’ımız vardı, ayşe acar rının önüne çıkarılsa, kendisine sa- Atlantis, ilk olarak Platon’un diya- Kendini ve ötekini imgeye indirgeyen in- Bir de MUSTAFA KEMAL PAŞA’mız...” dece “J’accuse!” (suçluyorum) diye loglarında gündeme gelir. Diyalog- san, kendini ve ötekini bir tüketim nesnesi bağırmaya yetecek zaman verilirdi. lardan anladığımız Atlantis halkı hiç de öyle olarak kabul etmektedir. Bauman’ın dediği Kısa konuşmalar çağında kimsenin kimse- anlatıldığı gibi iyi niyetli insanlardan oluş- gibi; Descartes’in Cogito’sunun güncellen- yi dinleyecek zamanı yok. Emojilerin ve ses- mamaktadır. Arkeoloji profesörü Ken Feder miş sürümünü, yani “Görülüyorum, öyleyse siz harflerin egemenliğinde kelimelerdeki an- Frauds şöyle özetliyor: varım”, ne kadar insan beni görürse o kadar lamlar bir bir ellerimizden kayarken “son dü- “Teknolojik açıdan gelişmiş ancak ahlak var olurum ilkesine dönüşmüştür. şünen insan” isimli dönem filminin çekilmesi açısından çökmüş kötü bir imparatorluk -At- pamuk prenses ve Cam Fanusu her an mümkünmüş gibi duruyor. Telaşlı in- lantis- güç kullanarak dünyayı ele geçirme- Görselinin ardında duran insan, pamuk sanların, sakin ve tutarlı insanları “sıkıcı” bul- ye çalışmaktadır. Karşısında duran tek engel prensesler gibi uykudadır. Kötü kalpli kra- duğu bu çağın kurban ettiği şeylerin başında ise göreceli olarak ruhsal açıdan saf, ahlaki liçe tarafından kendisine verilen zehirli el- kuşkusuz dil gelmekte. Bauman’a göre bu dil; açıdan prensipli ve bozulmaz olan bir grup mayı yediği için komaya giren ve yedi cüce- taşıdığı farz edilen anlamları kaybetmiş, yok- insandır, yani eski Atinalılar. Ezici farkla- ler tarafından ormanın ortasında cam bir fa- sullaşmış, kabalaşmış ve sıkışmış bir dildir. rın üstesinden gelerek Atinalılar kendilerin- nusa konulan prenses uyumaktadır. Günler- Dilin biçimi imgede boğulurken dilin taşıyı- den çok daha güçlü olan düşmanlarını sade- den bir gün bir prens ormandan geçer. Pren- cısı olan insanın bilinci doğaya batmış durum- ce ruhların gücüyle yenmeyi başarırlar.” sesi görür, âşık olur, cam fanusu açıp onu da. Bu bir tür geri düşüştür. İnsan kendini dü- Bu belli ki bir mitostur. Platon, “Timae- uyandırır. şüncede değil, düşüncesinin nesnesi olan do- us” ve “Critias” da konuşturduğu karakter- Ormandaki cam fanus yerine teknoloji bu- ğada aramakta. Doğaya batmış bilinç için in- ler aracılığıyla bizi bir anlam dünyasına ça- gün bize neyse ki fotoğraf filtreleri sunmak- san, dört elementten oluşan doğaya döndük- ğırmaktadır. ¨ 69 tadır. Yer yine masal diyarıdır. Dilin imge- çe kendini bulduğunu zanneden şeydir. Dilin hakikatin örtÜsÜ ye, bilincin duyusal olana battığı yerde pren- yoksullaşması insanın anlamı kaybetmesi, ken- Mitosun hakikat zannedilmesi anlamın sesler ve prensler hâlâ uykudadır. diliğin doğaya sıkıştırılmasıdır. +90 539 669 60 69 üzerine örtülen bir örtüdür. Bu tıpkı tasavvuf www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017 kayıp a tlantis edebiyatının tasavvufun kendisi zannedilme- *Zygmunt Bauman – Leonidas Donskis, Ahlaki Kısa konuşmalar çağında insan kayıp At- si gibi yaygın bir “idrak edememe” durumu- Körlük, Ayrıntı Yayınları.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear