Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 Hiç de ‘en Amerikan’ sözcük değil Neden ona ‘dolar’ diyoruz? 1 KASIM 2020 Gamze Yalçın renklerle dünyayı dolaşıyor Onun tuvali sokak duvarları DENIZ ÜLKÜTEKIN İspanya’nın Leon kentinde boyadığı duvar. İ nişi de çıkışı da yaşamımızı altüst ediyor doların. Yıllarca önce bir hocam derste, paranın tarihini anlatırken dolar yol doları olarak bilineni, resmi İngiliz sikkelerinin kıtlığı nedeniyle Britanya’nın Kuzey Amerika’daki sömürgelerinde yaygın olarak dolaşımdayiçin “En Amerikan şey” demiş dı. ABD, İngilizlerden bağımti. Çokkültürlü yapısına, farklı sızlığını kazanınca İngilizlerin kimliklerin beraberliğine vurgu poundu yerine “doları” seçmiş. yaparken ABD’nin pek de ori Sömürgeciliğe tepki olarak eljinalitesinin olmadığını vurgu bette. Hikâye bu işte. lamaktı amacı. Yoksa koskoca hoca elbette bilirdi doların “en Amerikan şey” olmadığını? YA SHAKESPEARE? 1739 belirleyici bir tarih; her Değil tabii. Her türlü uğursuz şeyin mucidi (inanılmaz bir olayda (haklı olarak) ABD par adamdı gerçekten, icatları aramağı vurgulanırken kan damlayan dolar simgesi kullanısında adını taşıyan bir soba ile paratoner de vardır) Benjamin lır hep. Amerikan karşıtlarının yaratıcılığı gibi görünse de bu simgenin kanlı, uğursuz bir işaret olduğu öteden beri bilinir. Doların simgesi Franklin, ülkesinin bağımsızlık mücadelesi sırasında gerçek yapraklardan yapılmış sahte kâğıt paralar üretmiş. Dolar denmiyor tabii o olan figürün ($) İspanyolca “köle” sıralar. Bağımsızlık mücadelesini fiBİ DÜNYA İNSAN ile “çivi” sözcüklerinden türetilnanse etmek için üretilmiş bu paradiğini söyleyenler de vardır. Malum kölelere takılan pranga, uçlarındaki halkalarlar yüzünden İngiliz para birimi hızla değer kaybetmiş. Günümüz Amerikancasında (evet dan geçirilen, sıcakken dövülebiMUSTAFA K. ERDEMOL var böyle bir dil, berbat bir İngilizlir haldeyken bükülen bir çiviyle kilitlenirdi. O çivi bu işte: $. Köleler bir servet kaynağıydı sahipleri için. “Efendileri” hesap kitap işlerinde parayı, kısaca köle anlamında kullandıkları $ simgesiyle gösterirlerdi. Tamam bunu bir iddia olarak görebiliriz, ama Tüm paralar kirlenebilir. Dolar en kirlisidir, kuşku yok. Ortaya çıkışı bile köle emeğine dayanır. cedir, Amerikaseverler kızmasın) halen kullanılan “Bir pound etmez” deyimi o günlerden kalmadır. Kafa karıştıran bir durum da var yalnız; en azından benim kafamı karıştırıyor. Shakespeare yaşadığı dönemde (bu arada yaşayıp yaşamadığına ilişkin bir dolu karşıt iddia var, kesin olan şu; dolar, sözcük olarak belirteyim yine bilinmesine rağmen) İngiliz değil. KÖK DOĞU AVRUPA nereden biliyordu Dolar sözcüğünü de ünlü Macbeth’le diğer oyunu Tempes’te (1611’de oyBohemyan kökenleri var. 16. nanmıştır bu oyunlar ilk kez) yüzyılın başlarında 1519’da kullandı? Oyuna konu olan Schlick Kontu, şimdi Çek Cumhu gerçek Macbeth muhtemelen riyeti sınırlarında bulunan Schlick 11. yüzyılın ortalarında, yakasabasında açtığı madende bol ni ilk talerlerin basılmasından miktarda gümüş çıkarmıştı. Yaza 500 yıl önce öldüğüne görını anımsayamadığım (çok mah re. Hayli tuhaf doğrusu. Decubum) American Handbook of mek ki İngilizler Doları, çok Finance adlı kitapta vardı bu bil ama çok eskiden beri kullanıgi. Bu gümüşlerden yapılan pa yorlardı. ralar inceliğiyle, her birinin ay Sadece paraların üstünde kalnı ağırlıkta olması nedeniyle hay sa iyiydi. Her kanlı, her uğurli popüler olmuştu Avrupa’da. suz gelişmenin içinde para varSchlicken Thalers ya da Joachim dır malum. Tüm paralar kirleThalers olarak bilinir bu paralar. nebilir. Dolar en kirlisidir, kuşBu Thaler Almancaya, kıku yok. Ortaya çıkışı bile köle saltılmış olarak Daler şeklinde emeğine dayanır. Uğursuz köle geçti. Thaler (Daler) 19. yüzyı sahibi, para hesabı yaparken, kölın ikinci yarısına kadar Prus lenin ayağındaki prangayı kulya ile diğer bazı Alman eyalet lanarak sayardı paralarını. Kölerinde para birimiydi. 1871’de lenin adı mı vardı? Hepsi buyAlmanya’nın birleşmesi sonu du işte: $ cu Markta karar kılınınca unuİnip, çıkıyor şimdi! Başımıztulmuş haliyle. İngilizcede “do da sallanıp duruyor. Dolar, ayalar” olarak telaffuzu yaygınğımıza “pranga” gerçekten. Kölaşmış sonradan. ABD parası leler var oldukça pranga olarak na ad olarak önerilmesi neden kalmaya da devam edecek. bu kadar geç olmuş, bilemem. Ne demişti usta? “Zincirle1785’te bu meşhur dolar işareti rinizden başka kaybedecek bir $ kullanılmaya başlanmış. Bu şeyiniz yok.” Eyvallah. madeni paralar, özellikle İspan Prangalarımızdan da. Gamze Yalçın, 3 farklı kıtada, eserlerini görebileceğiniz bir görsel sanatçı. İç mimarlık okudu, bir süre mesleğini yaptı, ancak sonra illüstrasyonu keşfetti. 10 yılda çok duvar boyadı, sergilere katıldı. Yıl sonunda Viyana’da yapacağı ‘art residency’ programının sonunda da bir sergi planı var. ARADIĞINI YERELDE BULUYOR Yeni bir şehri keşfederken, en çok önem verdiğim şey oranın insanıyla iletişim kurmak, yerel mekânlarda yemek, yerel sanatçıları desteklemek. Bu şekilde bölgeyi daha iyi anlayabiliyorum. Bir de gittiğim her yeni şehirde sokaklarda boyarken geçirdiğim saatler, sıradan bir günün orada nasıl aktığını görmek şehri anlamam için birçok ipucu veriyor. BAĞIMSIZLIK IÇIN HAREKET ŞART Seyahat tutkum, sanatımı da şekillendirdi, onu hep canlı ve dışa dönük tuttu. Hemcinslerime; her zaman harekette olmanın, aktif kalmanın, bir yere çok bağlanmamanın bir sanatçı olarak özellikle de bir kadın bir sanatçı olarak beni çok daha bağımsız ve özgür kıldığından bahsetmek isterim. 5 yıl önce Berlin’i keşfettim, özgün duruşunu, sanat şehri oluşunu, bağımsızlığını sevdim. Gezdiğim şehirlerden en çok evde gibi hissettiğim şehir Berlin oldu. TOKYO’DA RESİM HAYALİ Yakın zamanda Berlin, Münih, Viyana, Leon, Bali, Atina, Sao Paulo şehirlerinde boyadım. Türkiye’nin Akdeniz ve Ege bölgelerinde işler yapmayı her zaman çok seviyorum. Geçen sene ‘Kültür için Alan’ platformunun desteğiyle Gaziantep’te bir ilkokul için duvar resimleri yaptık. Çocuklarla üretmek ayrıca çok özeldi. Gelecekte resim yapmayı çok istediğim yer ise Tokyo. Bali’de boyarken... Bugünlerde sokaklarda daha sık rastlamaya başladığınız, duvarları, parkları, okulları süsleyen desenlerin hikâyelerini ve onların yaratıcılarını hiç düşündünüz mü? Her desen gibi o desenlerin yaratıcılarının da bir hikâyesi var. Gamze Yalçın da bu isimlerden... Ancak o işini yaşadığı yerle sınırlı tutmamış, sanatını dünya çapında icra eder hale gelmiş. Bugün üç kıtada, İstanbul, Berlin, Sao Paulo, Bali gibi kentlere yolunuz düşerse, sokakta onun eserleriyle karşılaşabilirsiniz. Başarılı sanatçıyla yolculuğunu konuştuk. u Sokak sanatı denilince altında pek çok tür var. En bilineni herhalde graffiti. Sen kendini ve mesleğini hangi terimle tanımlıyorsun? Ben kendi mesleğimi “görsel sanatçı, illüstratör, muralist” olarak tanımlıyorum. Üretimlerim resimden kitap illüstrasyonlarına, duvar resminden “skatepark”a, “kanvas”tan yelkene çok farklı yüzeylerde çalışabileceğim çok geniş, çok evrensel bir alan. Büyük formatlarda çalışmayı seviyorum. Bu yaz boyunca dış mekânlarda bolca çalışma fırsatı buldum, Viyana’da bir “skatepark” için çok keyifli bir iş çıkardık. Göcek’te Kaptan arkadaşım Caner’in yelkenini boyadım, rüya projemizdi. Şimdi ilk kişisel sergim için Berlin’deki atölyemde çalışmalara başlayacağım. Bu yıl başından beri Berlin’deyim. Aralık ayında da Viyana’da bir art residency programına katılmak için hazırlıklardayım. u İşinin en zorlu kısımları neler? Belki de işin en önemli sırrı projeyi gerçekten sevip, sevmememde. Projeyi gerçekten çok sevdiğimde en zor durumlar bile kolaylıkla aşılıyor. İşin en zorlu kısmı çoğu zaman hava şartlarının büyük duvar işlerinde bizi strese sokması, onun dışında her şey bir oyun kurgusu gibi... DENİZDEN İLHAM ALIYOR u Genellikle hangi mekânları kullanıyorsun? Öncelikli tercihin var mı? Her şehrin kuralları farklı, Avrupa’da birçok şehirde küçük bir duvar resmi için bile için çok özel izinler gerekirken, şehrin belli yerlerinde yalnızca yasal olarak boyayabileceğiniz yüzlerce alan, parklar, terk edilmiş yapılar var. İstanbul’da bizim için işler biraz daha rahat. Uzakdoğu’da ve Latin Amerika şehirlerinde boyamayı çok seviyorum. u Desen konusunda neleri dikkate alıyorsun? İlham aldığım birçok konu var. Bunların başında deniz teması, koral mercan dünyası, rüyalar, kozmik semboller gibi başlıklar geliyor. Bu dönem daha çok renklere odaklandığım, renklerin harmonisi üzerine çalıştığım bir dönem. Mimarlık geçmişim, mekânlarla bağ kurmamı ve onları daha iyi algılamamı sağlıyor. Bir de en önemlisi tüm mimari ve iç mimari çevrem birbirinden ilginç projelerde yer almamı sağladı. u En sevdiğin işin hangisi? Eylül sonunda 16 kadın sanatçının katıldığı “Hands off the wall” festivali için Münih’te boyadığım duvar resmi olabilir. Gerçek bir kadın dayanışmasını orada gördüm. Kadın sanatçıları destekleyecek, önümüzü açacak böyle daha çok projeye ihtiyacımız var. 11 Ekim’de yayımlanan “Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler” özel baskısında 6 değerli kadının portre illüstrasyonunu yaptım. Benim için çok özel bir proje oldu. Gamze Yalçın Göcek’te boyadığı arkadaşının teknesi. “Duvar resmi yapma sürecinin performans sanatıyla bir şekilde bağı var. İzleyenler, sokaktaki dış etkenler, hava şartları, yanımızdan hızla geçen bir tren sürecin parçası oluyor. Her zaman çalışmaya odaklanıyorum.” Binlerce yıllık bir gelenek olsa da sokak sanatı olarak biçimlenmesi 20. yüzyılda yaşandı. ABD’nin New York kentinde görülmeye başlanan sokak sanatı örneklerinin ilk yaratıcıları da dönemin siyasi ve ekonomik buhranı sebebiyle mahallelere iyice yerleşen sokak çeteleriydi.