Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 ŞUBAT 2018, PAZAR SAYFA 3 Kurgu TAYFUN ATAY Homeland yeni sezon başlıyor Amerika CIA’ya karşı! “Homeland”, El KaideCIA çekişmesi ekseninde uluslararası terörizme odaklanan (orijinal kurgusu İsrail çıkışlı) bir suçistihbarat dizisi olarak doğuş buldu. Ama onu esas doğuranın, Bin Ladin’in ölümü olduğunu söylemek de çok yanlış olmaz. 7’nci sezonu yarın sabah (8.15) Fox Crime’da ABD yayınıyla aynı anda ekrana gelecek olan dizi (tekrarı, yarın akşam 20.30), El Kaide lideri Usame bin Ladin’in 2 Mayıs 2011’de Amerikan güçlerinin düzenlediği operasyonla Pakistan’da öldürülmesinden tam 5 ay sonra 2 Ekim 2011’de başlamıştı. Bu çerçevede, “Yeni Milenyum”da “Amerikan gücünün gerileyişi”nin ilk işareti sayılabilecek 11 Eylül (2001) faciası ardından hâlâ dünyanın tek süper gücü olduğunu kanıtlama yolunda oraya buraya saldıran bir devletin kendince “İkiz Kuleler”in intikamını aldığını sandığı bir dönemeçte şekil bulmuştur “Homeland”... Homeland 2’nci sezonda Claire Danes ve Damien Lewis. Fakat bu, kaba saba bir propagandif yapım da değildir. Bilakis, El Kaide odaklı küresel terörizmin, ABD odaklı küresel sistemin bir “ayna yansısı” olduğu, kurguya içkindir. Belki İslamofobi’den beslendiği söylenebilir, ama onu beslemeyen (yeniden üretmeyen) dizidir “Homeland”. İslamofobi’yi teşvik etmez, teşhir eder o... Dolayısıyla ortalama tanımlamayla, “küreseldüzenkarşıtlığı”nın Amerikan penceresinden, ancak “Amerikanyanlısı” olmadan, özeleştirel bakışla işlendiği bir yapımdır denilebilir. Kahraman değil, terörist Yedi yıl önce ilk karşımıza çıktığında ateşli bir aşkı nirengi noktası alan geniş bir küresel kurgusal arazide İslâm’a referansla işlenen soluk kesici bir “terör/karşıterör” geometrisinin seyrine kaptırmıştık kendimizi. Bir yanda CIA ve onu temsilen öne çıkan bipolar (manikdepresif tanılı) ajan Carrie Mathison (Claire Danes). Diğer yanda, İkinci Körfez Savaşı’nda kaybolup 8 yıl kendisinden haber alınamadıktan sonra Afganistan’da esir olarak bulunan, ama işin aslı şu ki çoktan Müslüman olup El Kaide safına “dönmüş” ABD deniz subayı Nicholas Brody (Damien Lewis)... Ülkesine geri döndüğünde herkesin kahraman saydığı Brody’e tek kuşku ile yaklaşan kişi olarak ajan Mathison, politik güvensizlikle üzerine gidip çözmeye çalıştığı adama psikolojik bir temkinsizlikle “tutulur”. Dizi, bu aşk Yedi yıl önce ilk karşımıza çıktığında ateşli bir aşkı merkez alarak küresel zeminde İslâm’a referansla işlenen soluk kesici bir “terör/karşıterör” geometrisinin seyriydi “Homeland”. Şimdi ise artık küresel nüfuzunu kaybetmekte olan bir süper gücün içe kapanışı doğrultusunda “Trump Amerikası”nın kıyamet haline dokunan bir içerikle karşımızda ilişkisi etrafında Brody’nin kendisinden ümit kesmişken onu birden karşılarında bulan aile bireyleri (karısı ve iki çocuğu); Carrie’nin sağlık sorununu tek bilen en yakınları, babası ve ablası; ilaveten hem CIA, hem de El Kaide çerçevesinde bir dolu unutulmaz karakterle sarmalanarak yol aldı gitti. Aşk, ajanlık dinlemez Geçen yedi yılda kopanlar ayrılanlar olsa da “Homeland” benim hâlâ başucu seyirliğim... Ama 2’nci sezonun 5’inci bölümünde Carrie’nin CIA sorgu odasında Brody’i çözülmeye uğrattığı sahne, kanımca ileride dizinin tarihinde “zirve nokta” olarak kaydedilecek mahiyettedir. (Dikkat: Bundan sonra “Spoiler”!) CIA tarafından kimliği çözülmüş ama üstlendiği ve bildiği, yakında gerçekleşecek El Kaide eylemlerine ilişkin ser verip sır vermeme noktasındaki Brody’i karşısına oturduğu masada ona söyledikleriyle “çözer” Carrie.... Ancak tam bir “politik hayvan” olarak sorgu odasında direnen Brody’i “insaniyet” namına teslim alan aslında “aşk”tır. Bir kurguda karşınıza çıkabilecek en güzel, en hüzünlü, en iç yakıcı, en ürpertici ve en düşündürücü sahnelerden biridir bu ve ayrıntılı olarak betimlenmeden geçilemez!.. Carrie soğuk ve çıplak bir odada karşısında oturan Brody’e şunları söyler: “Sana nazik davrandığını [dizide El Kaide lideri, Abu Nazir’i kastederek], seni kurtardığını düşündüğünü biliyorum. Ama gerçek şu ki sistematik olarak seni parçalara ayırdı; acıdan başka hiçbir şey kalmayana dek seni parçalarına ayırdı. Sonra da acını dindirip seni başka biri olarak bir araya getirdi. Sana sevmen için bir çocuk verdi [Abu Nazir’in oğlu], sonra da diğer canavar Walden [temsilen, “Amerika”] o çocuğu elinden aldı. İkisinin arasında ha yatını bir perişanlığa sürüklediler... Yalan söylemeyi bıraksan için rahatlamaz mı? Mesela ben yalan söylemeyi bıraksam, sana Brody karını ve çocuklarını bırakıp benimle olmanı istiyorum derim. İşte söyledim. Ölmedim bak! Bayağı da iyi hissettirdi. Sen iyi birisin Brody! Çünkü giydiğin o yeleği patlatmadın. O insanları öldürmemeye karar verdin. Dana [Brody’nin kızı] aradı seni değil mi? Senden eve gelmeni istedi ve sen de gittin. Belki de o zaman kendi çocuğunu ne kadar sevdiğini fark ettin. İşte ben bu Brody ile konuşuyorum. Âşık olduğum Brody ile...” Carrie’nin bu konuşması, Brody’nin ona daha da büyük bir aşkla bağlandığı, ama aynı zamanda politik”olarak da “çözüldüğü” andır!.. Ardından o, El Kaide’nin ABD’deki tüm hedef ve plânlarını açıklar. Sonrasında da artık CIA için çalışır olmuştur. Terörist değil, kahraman! Kimler gelip kimler geçmedi ki “Homeland”den!.. Brody’i 3’üncü se zonda, İran Devrim Muhafızları’nın liderini Tahran’daki karargâhında öldürdükten sonra kaybettik. Bu karakterinin tarihi, gerçekten çok manidardır: Ülkesinin dünya ile savaşında önce kurban olmuş, benliksel olarak (sorgu odasında Carrie’nin belirttiği gibi) paramparça edilmiş, sonrasında ABD’nin baş düşmanı İran’da bu defa ülkesi için fedakârca çalışırken idam edilmiştir. Amerika’ya hizmeti çok büyük olsa da Amerikadüşmanı bir terörist addedilerek öldü. ABD için can veren kahramanların anısına bir duvara işlenmiş yıldızlar arasına onu temsil eden yıldızı elle gizlisaklı kazıyarak eklemek de Carrie’ye kaldı!.. Brody, “kahraman” ile “terörist” arasındaki çizginin şu kavanoz dipli dünyada ne kadar ince olduğunun incelikle çizilmiş bir resmidir aslında!.. CIAEl Kaide çatışması temelinde kurgusal doğuş bulmuş Homeland dizisi 7 sezondur gösterimde. Sonraki sezonlarda Carrie, Brody’siz ama Brody’den miras bir kız çocuğuyla; müthiş ve delicesine bir aşkı hem unutma isteği, hem de hâlâ içinde yaşatma arzusu gelgitinde, daimi bir “postpartum” (doğumsonrası) sendrom eşliğinde yoluna devam etti. Önce Afganistan’a, sonra Pakistan’a CIA istasyon şefi oldu. Dünyadaki gelişmeler de dizide izdüşümlerini hemen gösteriyordu. El Kaide’nin küresel etkisini kaybetmesi, İslami karşıtlık arayışında önce İran’ı, sonra Taliban’ı seçenek olarak üretti. Ardından 5’inci sezonda, yine uluslararası siyasette olup bitenlerle bağlantılı şekilde ABD için eskimeyen düşman olarak Rusya ile titreşimli mahiyette Alman coğrafyasında IŞİD karşıtlığına doğru rota kırılışını izledik. Amerika, CIA’nı başına çal! Nihayet geçen sezon, başta olduğu gibi “eve dönüş” yaşandı. Bir bakıma artık küresel nüfuzunu kaybetme yolundaki dev gücün içe kapanışı “Homeland”e de yansımıştı. Bir kadın başkanın yükselişine katkı ve iç politikada Hillary ClintonDonald Trump çatışmasının kurgusal izdüşümleri üzerinden şekillenen 6’ncı sezondan sonra dizi şimdi “Trump Amerikası”nın kıyamet haline dokunan bir içerik vaadiyle 7’nci sezonuyla karşımızda: Otokratikleşen içsiyaset, yabancı düşmanlığı ve elbette İslamofobi’nin yeni konfigürasyonları gibi... Yeni sezon tanıtım bülteninden öğreniyoruz ki bu defa Başkanlık ile CIA’nın bir birimi, başında Carrie’yi de yetiştiren Saul Berenson’un (Mandy Patinkin) yer aldığı ekip arasında bir mücadele söz konusu olacak. Ve Carrie, geçen sezon baş danışmanı olduğu yeni Başkan’la eski dostunu kurtarmak için karşı karşıya gelecek. Alan Ginsberg’in Vietnam Savaşı döneminde ülkesine yönelik tepkisini en dolaysız ve “açık” şekilde dile getirdiği şu dizeleri anımsayalım: “Amerika, ne zaman bitireceğiz insanlarla savaşı? Al da kıçına sok atom bombanı.” Şimdi Amerika’nın dünyadaki koçbaşı CIA, “dışarısı” ile savaşı bırakmış, içeride “Başkan”la savaşır bir noktaya gelmiş tasvir ediliyor ya “Homeland”de... Bundan hareketle Amerika’nın atom bombasının değilse de CIA’sının bir yerine kaçtığı hissi verir mi acaba yeni sezon, ne dersiniz?.. Hayırlısı bakalım!.. “Homeland” bir arkeolojik hazinedir. 2010’lardan bugüne ABD’nin dünyada nereden nereye geldiği üzerine kafa yormaya çağıran ve kışkırtan bir hazine... MERTER SUAT SUNA BOSTANCI BOSTANCI FERDA ANIL YARKIN ÖMÜR GEDİK 14 ŞUBAT PENDİK Sevgililer ANKARA METİN AROLAT ZEYNEP Günü CASALİNİ C MY B