22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

29 NİSAN 2012 / SAYI 1362 3 Olimpiyatlara girmek istiyorum ESRA AÇIKGÖZ S akin kişiliğine inat kıran kırana mücadelenin, acının ve terin yoğun olduğu bir sporla ilgileniyor Gözde Bayergi. Öyle iş olsun, zaman geçsin diye değil, 14 Türkiye, iki Avrupa bir de dünya şampiyonluğu var. İkincilikleri, üçüncülükleri saymaya gerek bile yok. 1986 Adana doğumlu. 2006’dan beri dövüş sporlarıyla haşır neşir; Boks, wushu, kickboks, muay thai… Hayat onun için ringle üniversite arasında geçiyor. Ama hiç şikâyeti yok, çünkü dünyadaki belli başlı kadın dövüşçüler arasında sayılmak ona bütün acılarını, yorgunluğunu unutturuyor. Kasımda Romanya’da yapılacak Avrupa Kickboks Şampiyonası’nda milli takımla birlikte Türkiye’yi temsil edecek. Gelin önce onla tanışalım… Nasıl başladın dövüşmeye? Çocukluktan beri spor yapıyorum. İlkokulda altı yıl atletizmle uğraştım, ama bazı nedenlerden dolayı bırakmak zorunda kaldım. Altı sene sporla uğraşan insanın boşta kalması, evde oturması çok zor. Pek çok spor dalı denedim, ancak kendimi bulamadım onlarda. Mutlu olamadım. Dövüş sanatlarıyla tanıştım sonra. Yapabilir miyim, diye düşünürken baktım ki buradayım. Yani kendini bulduğun spor, dövüş sporları oldu. Neden sence, ne hissettiriyor sana dövüşmek? Aslında bu çocukluğumla ilgili. Amcam ve babam milli boksördü. Onlara çok özenirdim, o yüzden hep aklımda vardı dövüş sporları. Küçükken babam bazı hareketler yaptırıyordu, sağ direkt, sol direkt, diye… Ama üş rgi, döv e büyüyünce okulla, kursla uğraşmaktan vakit y a B Gözde ek kalmadı. Annem de istemiyordu yapmamı… 2006’da ğrenm ö ı n ı r a l polislik sınavlarına hazırlanıyordum. Ders çalışıyorum spor a ama hareketsiz kalmak bana göre değil, spor ir salon b n i ın ç i salonuna yazılayım dedim. İlanlarını gördüğüm bir hayatın a d n ı ğ ı boks salonuna, polis okulunda Uzakdoğu sporları yazıld i eceğin işime yarar diye yazıldım. Haftada iki gün filan giderim ç e g e ringd i diyordum… u. Şimd d r o y i Ama bir anda bütün hayatın oldu, şimdi dünya bilm pa, ki Avru i şampiyonluğuna sahip, kemerli bir dövüş sporcususun… , a y n bir dü Profesyonelliğe geçmen nasıl oldu? kiye Profesyonel lig teklifleri gelince reddetmedim. 14 Tür r. İlk maçına çıktığında işin buraya kadar uzanacağı hiç luğu va n o y i p şam aklına gelmiş miydi? k alan te k e y Aslında hayal ediyordum, ama dillendiremiyordum. i r Ge ra piyatla Dövüş sporlarına 20 yaşımda başladım, bir spora başlamak m i l o i l haya in için geç bir yaş. İnsanlar çok iyisin, Avrupa şampiyonu da onun iç , k a m olabilirsin, diyorlardı. Olabilir miyim, diye düşünüyordum. İlk l katı Avrupa şampiyonu olduğumdaki duyguyu, İstiklal Marşı’nı r... bekliyo okutmanın zevkini sonraki hiçbir şeyden alamadım. Dövüşmek özgüven kazandırır B en başladığımda 20 kişiden üçü kadındı sadece, onların da hiçbiri devam etmedi. Kadınların bu spordaki geçmişi çok yeni. Ancak şu an salonlarda iki üç seans kadınlara ayrılıyor. Özel ders alanlar çok. Ben de 30’larındaki bir işkadınını çalıştırıyorum mesela. “Ben agresif bir insanım, enerjimi atamıyorum” diye geldi. Spora başladığından beri hayatımda bir rahatlama oldu, diyor şimdi. Akşamları normalde eve korkarak gidiyormuş, ama artık çok rahat yürüyor. Biri bir şey yapsa, ne yapacağını biliyor çünkü. Ben de özgüveni eksik biriydim, bu spora başladıktan sonra özgüven kazandım, kendimi mutlu hissediyorum. Her şeye pozitif bakmamı sağladı bu spor. Hem gençler için de avantajlı, önü açık bir spor. Milli sporculara destek çıkılıyor, üniversiteye sınavsız girme imkânı, karşılıksız burs veriliyor. Bazı branşlarda KPSS’de atamalar oluyor. Peki ringdeki duygu nedir? Başlarda çok farklı oluyor ring atmosferi, çok heyecanlanıyordum, hoca arkadan taktik veriyor, sen maçı almak için ne yapacağını düşünmeye çalışıyorsun… Artık alıştım, rakibe göre değişiyor heyecan durumum. İyi rakibim varsa heyecanlanıyorum, yoksa sakin dövüşüyorum. Baban ya da amcan izlemeye geliyor mu? Televizyondan izliyorlar. Yanımda götürmek istemiyorum, çünkü maçta konsantre olmayı seviyorum. Onlar olursa aklım onlarda kalacak. Amcam izlerken gurur duyduğunu söylüyor. Kendi maçımda bu kadar gurur duymamıştım, diyor. Özellikle kadın olduğum için daha da artıyormuş gururları. Babam, ara ara taktik veriyor; Niye şunu yapmadın, hızlı değildin, bu eksiğin var, filan diye. Maçı alsam da eleştiriyor hep. Şu an ailede dövüş sporlarıyla ilgilenen başka kimse var mı? Dört kardeşiz, üç abim var. Abimler de ilgilendiler bir süre, ancak bıraktılar hayat koşullarından dolayı. Destek çıkılmayınca yarıda kalıyor, o yüzden bırakan birçok başarılı sporcu var maalesef. Sen nasıl başardın devam ettirmeyi? Benim hocam iyiydi, hem ailem, hem antrenörüm, hem Maltepe Belediyespor kulüp hep yanımdaydı. Senelerdir destek arıyordum. Sağolsun belediye başkanı Mustafa Zengin bir yıldır destek veriyor. Hayatının ne kadarı bu sporla geçiyor, nasıl bir çalışma tempon var? Bu spor hayatımı değiştirdi, polislik sınavına da girmedim. Mersin’de Beden Öğretmenliği bölümüne girdim, millilik hakkımdan dolayı. Devlet burs bağladı. Bizim sezon hep açık. İki üç ayda maç olabiliyor, çünkü birkaç dalla uğraşıyoruz. O yüzden ancak haftada bir gün spor yapmıyor, kendime ayırıyorumdur, o da arada bir, onun dışında her gün antrenmanla geçiyor. Evde oturmak için can atıyorum. Dövüş sporları hep erkekler üzerinden düşünülüyor. İnsanlara dövüş sporcusu olduğunu söylediğinde nasıl tepki veriyorlar? Dövüşçüleri agresif, sinirli insanlar olarak bekliyorlar. Oysa tam aksidir. Lisanslı sporcuların dışarıda hiç kavga ettiğini duymadım. Çünkü zaten güçlerini biliyorlar, kendilerini kanıtlamak, altta kalmamak için bir şey ispatlamalarına gerek yok. Ben de çok sakinim. Dövüşçüyüm dediğimde bu halimi görüp dalga geçen bile oluyor. Onlara göre, erkeksi olacaksın, erkek gibi yürüyeceksin ya da agresif olacaksın... Bazı ezberleri var. Hedefin ne? İlk hedefim, iki senede kemer sahibi olmaktı. Oldu. En büyük hedefim dünya şampiyonu olmaktı, o da oldu. Olimpiyatlarda bizim branşta erkekler yarışıyor, ancak kadınlar yok. Son hedefim, olimpiyat görmek, umarım o da olur. esraacikgoz@cumhuriyet.com.tr Genç balerinler sahnede Müzdat Gezen Sanat Merkezi Bale Bölümü yıl sonu gösterisine hazırlanıyor. M üjdat Gezen Sanat Merkezi (MSM) Bale Bölümü 20112012 eğitim yılı yıl sonu gösterisi Marmara Eğitim Kurumları’nda 6 Mayıs’ta sahnelenecek. Bu sene bünyesine MSM Bursa Hülya Aksular Akademi’yi de ekleyen MSM Bale Bölümü 11 yıl içinde İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na ve İDOBale bünyesindeki Çocuk Balesi için birçok öğrenci yetiştirdi. Oluşumun başındaki Hülya Aksular geçen yıl John Cranko Schule Staatliche Ballett Akademisi’ni kazanan bir öğrencisine bu yıl bir diğer öğrencisinin de aynı başarısını ekledi. Böylece Türkiye’deki özel bale kurslarının da küçük balerin ve balet adaylarına faydalı olabileceğini göstermiş oldu. Aksular, bu yıl da gösterinin birinci perdesinde Bolşoy Bale Okulları sistemiyle yıl içi derslerinden örnekler verecek. İkinci perdede Türk Besteci Fahir Atakoğlu’na Leylak Perileri’nin müzikleri eşlik ediyor. Diğer bestelerse genç romantizmle modernizim arasındaki dönemin en büyük bestecisi kabul edilen Mahler’e ve Kuğu Gölü Uyuyan Güzel ve Fındıkkıran balelerinin yaratıcısı Çaykovski’ye ait. Kraliçe için İstiklal turuncuya boyanacak ueen’s Day yani Kraliçe Günü Hollanda’nın Hollanda’nın en önemli günü yerel sayılıyor. 19. yüzyılda Kraliçe Wilhemina’nın kızınının doğum günü performansları ile “Q’day Brass Band” bayramı şerefine her 31 Nisan’da kutlanmaya kalabalığı coştururken, performans Queen’s Day, başlayan bu yerel bayramın en büyük sanatçıları, jonglörler ve poi dansçılarına 30 Nisan’da özelliği gün boyu her yerin Hollanda’ya kadar daha birçok sürpriz, katılımcıları İstiklal özgü turuncuya bürünmesi. bekliyor olacak. Etkinlikler gece Caddesi ve Hollanda Kraliyeti boyunca The Hall’da devam edecek. The Hall’da Başkonsolosluğu’nun katkılarıyla iki Her yıl olduğu gibi bu sene de geceye yıldır İstanbul’da da kutlanan bu özel Hollandalı bir DJ damgasını vuracak. DJ kutlanıyor. gün, bu sene farklı bir anlam taşıyor. Franky Rizardo Kraliçe Günü’nün ilk Hollanda ve Türkiye arasındaki saatlerine kadar kalabalığı coşturacak. diplomatik ilişkilerin başlamasının 400’üncü 20 yaşında uluslararası dans sahnelerinin aranılan yıldönümü olması sebebiyle Queen’s Day bu sene markası olan genç ve yetenekli DJ Rizardo, aynı çok daha özel etkinliklerle kutlanacak. Yarın zamanda “Defected In The House Miami 12”yi 20.30’da Hollanda Konsolosluğu önünde mixleyen isim. Bu sıradışı etkinliğe katılmak başlayacak ve İstiklal Caddesi’nde devam edecek isteyenlere organizatörlerin bir de çağrısı var: şenlikte yürüyüş boyunca eğlenceli müzik ve “Gelirken turuncu kıyafetler giyin”. Q C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear