Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 OCAK 2012 / SAYI 1349 7 SELÇUK EREZ Bebeğinizle geçirdiğiniz her an “kaliteli” Çocuk gelişim uzmanı Heidi Murkoff’un “Bebeğinizi beklerken sizi neler bekler” kitabını, hamileliğimin ilk haftalarında tesadüfen bulmuş ve başucu kitabım yapmıştım. Kızım doğduktan sonra aldığım, dizinin “Bebeğinizin ilk yılında sizi neler bekler?” kitabında da, pek çok soruma yanıt bulmuş, önerilerini uygulamıştım. Heidi Murkoff, geçen günlerde Türkiye’ye geldi ve biz gazeteci annelerin sorularını yanıtladı. Murkoff, sorular bittiğinde dedi ki: “Dünyanın her yerinde annelerin soruları ve kaygıları aynı. Biz dünyanın her yerindeki anneler olarak kız kardeşleriz”! İşte Murkoff’tan bebekli anne ve babalara öneriler: Dibe mi vurduk? G azetelerde okuyoruz: Yunanistan’ın, Portekiz’in kredi notu, ardından da İran riyali dibe vurmuş. Bu günlerde herkes, her şey ya dibe vuruyor ya da dibe doğru yol alıyor. Futboldan, ekonomiden, karla başa çıkamayışımızdan, sağlıktaki karmaşaya kadar sorunlarımızdan söz açanlar hep bunu söylüyorlar: Az kaldı! Yok yok vurduk, tamam! Demokrasisinden ekonomisine kadar her tarafımız gıcırdaya gıcırdaya dibe doğru gidişimize bakıp, dibe tosladıktan sonra yukarıya doğru çıkacağımıza inanıp, kulaklarımızı kabartmış, ya bir yerden “gümmm!” diye bir ses gelmesini ya da birinin bize “Tamam, gözün aydın.. şimdi vurduk!” demesini bekliyoruz. Yere vurmayı “cemre” gibi bir şey sanıyoruz: Düşünce, havalar düzelecek, tomurcuklar açacak, bahar şarkıları söylemeye başlayacağız. Mesele gerçekten bundan ibaretse sadece dişimizi sıkmak, evliyalara adaklar adamak yeter! Ama işin aslı öyle değil! Bunu kim, ne zaman uydurdu? Bu kuyu ne kadar derin? Ya biz dipsiz bir boşlukta yuvarlanıyorsak? Öyleyse gelin, düşüşümüze kulp takıp kafiyeli tarih düşüreceğimize akılla çelişmeyen çareler tasarlayalım: Düşmenin de kalkmanın da sadece ve sadece bize bağlı olduğunu, elimizde bulunduğunu anlamağa çalışalım. “Dibe vurma” diye bir şey yoktur. Tıpkı karakoncoloslar gibi, Loch Ness canavarları gibi, Zemheri’nin ilk on günü mezarlarından kalkıp gelen hortlaklar gibi gerçekte bulunmayan bir şeydir bu, batıl bir inançtan ibarettir! Öyle ise ne yapmalı? Martin Luther King’in 1967’de Amerikan Psikoloji Derneği’nde yapmış olduğu konuşmayı bulup okumalı: Martin Luther, psikologların “uyumsuzluk”u konu ettiklerine değindikten sonra, “… Hiçbir zaman uyum göstermememiz gereken şeyler de vardır.” demişti, “Irk ayrımına, dinsel bağnazlığa, gereksindiklerimizi insanların çoğundan alıp azına aktaran ekonomik koşullara uyum göstermemeliyiz.” King, psikologlara, asıl anormalliğin haksızlığın, şiddetin ve sömürünün hüküm sürdüğü bir düzene ayak uydurmaya çalışmak olduğunu da söylemişti. Demek ki dilemekle, seyretmekle olmayacak: Dibi değil, güzelim Cumhuriyet’i kuşa çevirenleri, memleketi bu hale getirenleri teptiğimizde başlayacak bizim uygarlığa doğru yeniden yücelişimiz! selcukerez@gmail.com Kaliteli zaman: Bebeğinizle geçirdiğiniz sakinleştirecektir. Bebeğinizin “uyku her an değerlidir. Siz iş yaparken sinyallerini” iyi izleyin. Bebeğinizin yanınızda bulunmak bile onu mutlu eder. yorulmaya başladığı zamanı geçirmemek Bebekle uyku: Bebeğinize zarar önemlidir. Bebeğiniz alışık olduğu vermeyeceğinizden eminseniz birlikte zamandan sonra uyursa çok yorgun yatabilirsiniz. Bu onu çok rahatlatır, güven olduğu için uyuyamayacaktır. Kısa öğle verir. uykularını atlamayın. Gündüz uyku FİGEN Tuvalet eğitimi: Tuvalet eğitimine erken düzeni olan bebekler, geceleri daha ATALAY başlamak doğru değildir. Bebeğiniz rahat uyur. Ne kadar giydirelim?: Küçük bebekler bunun sinyallerini size verir, bu da genellikle 2 yaş civarında olur. sizin giydiğinizden bir kat daha kalın, daha Uyku rutini: Ilık bir banyo, ardından rahatlatıcı bir büyük çocuklar ise sizinle aynı kalınlıkta giyinmelidir. masaj ve bebeğinizi gece boyunca kuru tutacak Bebeğinizin üşüyüp üşümediğini anlamak için elleri ve kaliteli ve yumuşak bir bebek bezi, rahat pijamalar, ayaklarını kontrol etmeyin, bebeklerin elleri ve ayakları alıştığı bir şarkı, ufak bir hikâye, bebeğinizi biraz daha soğuk olabilir, bu sizi yanıltabilir. Bunun yerine, bebeğin ensesi veya sırtını kontrol edin. Soğuksa bir kat daha giydirebilirsiniz. Nasıl yatıralım?: Bebeklerinizi uyurken sırtüstü, oynarken karın üstü pozisyonda yatırın. Size eşlik etsin: Temiz çamaşırları asarken, oynaması için bebeğinizin eline bir çift çorap verin ve bir yandan da şarkı söyleyin. Bebeğiniz sizin yanınızda olduğu müddetçe bu zaman değerlidir. Bebeğinizle beraber market alışverişine çıkarken de kaliteli zaman geçirebilirsiniz. Alışveriş yaparken de bebeğinizle konuşun, ona sorular sorun, torbanıza meyveleri onun koymasına izin verin. Sizin için iş gibi görünse de bu zamanlar bebeğiniz için kaliteli zamandır. İşlerinizi yaparken bebeğinizin size “eşlik etmesine” izin verin. figenatalay@yahoo.com T urkuazoo Akvaryum, okul gruplarına, bütün bir geceyi balıklar arasında geçirme fırsatı sunuyor. “Köpekbalıklarıyla Gece Yatısı” programına katılan öğrenciler, rehberler eşliğinde dev akvaryumu geziyor, dalgıç gösterisi izliyor, sualtında su ürünleri mühendisleri ve dalgıçlar tarafından verilen eğitime katılıyor, 80 metre uzunluğundaki sualtı tünelinde, canlıların gece yaşamını keşfetmek üzere fenerle geziye çıkıyor. Sualtı canlıları ve çevre konulu uyku öncesi hikâyeleri dinleyen çocuklar, geceyi, köpekbalıkları, dev vatozlar ve yaklaşık on bin balığın arasında uyku tulumları ile kamp yaparak geçiriyor. 714 yaş grubuna yönelik düzenlenen bu programa katılan çocuklara, “Turkuazoo Köpekbalıklarıyla Gece Yatısı Sertifikası” veriliyor. adın olmayı iki kelimeyle özetlemek mümkün: “Zor iş”. Biyolojik, psikolojik, toplumsal ya da kültürel pek çok zorlukları var. Çok küçük yaşlarda iyi bir EBRU evlilik yapma, GÜZEL evliysek çocuk sahibi olma idealleriyle kuşatılırız. Artık “Nasılsın?”ın, “Hayatında biri var mı?” anlamına geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu kültürel baskılardan, kapitalist sistemin kırbacıyla uyananları ise başka sorunlar bekliyor. Özgür seks, açık ilişki, tek kişilik yaşam ya da “süper kadın” gibi modalarla açıkçası nereye sürüklendiğimizi bilemiyorum. Kendimiz olamadığımız ve sağlıklı düşünemediğimiz için kafamız çok karışık. Doğa, o kadar cömert ve bir o kadar acımasız ki, 30 yaşını geçen kadınlara bir darbe de o vuruyor: Yumurta rezervindeki azalma, yani gebelik şansını hızla kaybetmek! Hamile kalmakalamama, korunmakorunamama, kürtaj, doğum, ikinci bebek, babasız bebek ya da bebeksiz yaşam… Listeye menopozu da eklersek, kadınların yaşadığı stresi bugün biraz olsun azaltmak mümkün. Yani evli veya değil, hemen çocuk sahibi olmak istemeyen, ama ilerleyen zaman içinde olmayı hedefleyen kadınlar “Ne zaman çocuk sahibi olabilirim?” sorusuna yumurtalık rezerv testleri ile cevap bulabiliyor. Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı ve Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu, yumurtalık yaşını öğrenme testleri olarak da anılan bu uygulamanın aşamalarını şöyle Gelecek planınızda çocuk varsa K anlatıyor: “Önce ultrasonla yumurtalıkların içindeki antralfolikül sayısına bakıyoruz. Belli bir sayının üzerindeyse yumurtalık rezervini iyi olarak tanımlıyoruz. Bunun hormonal olarak sağlamasını almak için bazı kan testleri de gerekiyor. Bu testlerin en değerlisi kanda anti müllerian hormon (AMH) düzeyi olup, 1ng’nin üzerindeki test sonucunu iyi bir değer olarak kabul ediyoruz.” her kadın 50’sinde menopoza girmiyor! Yani daha erken yaşlarda rezerv azalmasının başlaması mümkün. Fıçıcıoğlu “40 yaş altında erken yumurtalık yaşlanmasını daha sık olarak görmekteyiz. Dolayısıyla önceden tespit, hastanın üremesini yönlendirmesi açısından önem kazanıyor” diyor. Yumurtalık rezervi ölçümü, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu ve Histoloji ve Embriyoloji Doktoralı Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu’nun 2004’ten beri üzerinde çalıştığı bir konu. Oldukça başarılı olduğu İnfertilite (kısırlık) tedavisi ve tüp bebek yönteminde de bu testlerin önemini vurgulayan kadın hastalıkları ve doğum uzmanına göre, tüp bebek yönetiminde başarısız olanların sayısının yüksek olması, hem hekimi hem de hastayı psikolojik olarak olumsuz etkilemekte. Kadınları “erken dönemde rezerv testi yaptırmaya” çağıran Fıçıcıoğlu, ayrıca bazı otoimmün hastalıkların (bağışıklık bozukluğu) artması, çevre kirliliği, kullanılan ilaçlar, gıdalar gibi olumsuz etkenlerin erkeklerde sperm sayısını hızla azalttığı gibi, kadınlarda da genç yaşta yumurtalık rezervini tehdit ettiğini hatırlatıyor. Menopozla sınırlanan üreme fonksiyonundan dolayı korkuya kapılan kadınlar için Fıçıcıoğlu, “35 yaşındayım ve ufukta da bir evlilik yok, dolayısıyla yumurtamı dondurabilir miyim” diyen hastaların çok olduğunu belirtiyor. Ama Türkiye’de keyfi olarak yumurtaları dondurabilecek herhangi bir yönetmelik yok. Bu yöntem, ancak kanser gibi bir hastalığı olan kadınlar için uygulanabiliyor. Yumurta dondurma yöntemiyle, menopoz sonrası bile hamile kalmak mümkünken, ülkemizde bu yöntemin neden yasallaşmadığını tartışmak gerekiyor. Gelecek, jinekologu ile el ele veren kadınların olacağa benziyor. ebru@ebruguzel.com.tr Sanalsentır Ücretsiz tiyatro keyfi Köpekbalıklarıyla gece yatısı! ınar Çocuk Tiyatrosu, “Yaşasın Büyüyorum” oyunuyla her cumartesi ve pazar Profilo Alışveriş Merkezi’nde öğrencileri bekliyor. Oyunun baş kahramanı Can, sahnede, doğumdan ergenliğine dek büyüme macerasını izleyicilerle paylaşıyor. Ona bu çok özel ve keyifli yolculukta, iyi şansı ve hayatın olumlu yanlarını temsil eden Pofi ile kötü şansı ve olumsuzlukları yansıtan Gofi eşlik ediyor. Oyun, 31 Mart’a kadar devam edecek. P Misafir şair Tutunmalar Uçurumunu yarıştırıyor herkes Kökleri aramaktan bitkin Acık adres Kuzguncuk’ta oturuyorum Martılarla aynı katta Erdal Alova (Bitik Kent) Sahibinin sesi ABD, yerinde saymak için bile çok hızlı ilerlemelidir. Yaş, kandaki anti müllerian hormon değeri ve yumurtalıklardaki antral folikül sayısı, günümüzde yumurtalık yaşını tespit etmek için kullanılan önemli parametreler. Bir kadının doğumundan itibaren azalan yumurtalık rezervi, 3738 yaşlarına gelindiğinde üç kat daha hızlı tükenmekte ve kadın yaklaşık 1213 yıl sonra menopoza girmektedir. Tabii bu doğal süreç menopoza 50 yaşında giren kadınlar için geçerli, ancak Rüyalarım bile işportaya düştü, Çin Malı vallahi!.. İbrahim Ormancı Fırsat..Fırsat.. Sınırsız sayıda kulaç fazlası, peşin fiyatına taksitle! Ütopyacı emeklisi Doktorunuz diyor ki Tansiyon çıkar, huy çıkmaz. BİRAzcık sevseydin beni.. Gelirken tuzlu fıstık getirirdin. Mehmet Tuncer Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir / Yerel süreli yayın / cumdergi@cumhuriyet.com.tr / twitter.com/cumdergi C M Y B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74 / 75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Misafir çizer: Erdoğan Başol Petşop Lav Sitori