23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 29 OCAK 2012 / SAYI 1349 Bizim de ‘flash mob’umuz var İstanbul geçen hafta farklı bir etkinlikle tanıştı. Önce metroda pantolonsuz gezen katılımcılar, ardından Galatasaray Meydanı’ndaydı. Birkaç dakika oldukları yerde donarak yoldan geçenlere farklı bir deneyim yaşattılar. Bu etkinliğe verilen isim flash mob. Çok eski bir geçmişi yok ama dünya çapında hızla yayıldı. İstanbul’daki amaç insanları eğlendirmekti ama politik kesimlerden sanatsal gruplara kadar pek çokları bu yeni gösteri yöntemini kullanıyor. Kayda değer etkinlikler Sessiz disco: Londra’da 2006 Nisan’ı yerüstünde bir hayli durgundu, ama yeraltı tam anlamıyla kaynıyordu. Ay boyunca şehirdeki neredeyse bütün metro istasyonları kendi müziklerini dinleyerek dans eden yüzlerce genci ağırladı. Londralılar tarihin en büyük ve en sessiz disco’sunu yaratmıştı. Etkinliğe katılanların 4 bin olduğu tahmin ediliyordu. Uluslararası yastık savaşları (altta): Stockholm’den Beyrut’a kadar binlerce katılımcı tarihin ilk uluslararası flash mobunu gerçekleştirmek için meydanları 22 Mart 2008’de doldurmuştu. Sadece New York’taki 5 bin katılımcıyla yastık savaşları en kalabalık flash mob etkinliği ödülünü sessiz disco’nun elinden almıştı. Konser salonu destek bekliyor A nkara Turan Güneş Bulvarı üzerinde kurulması planlanan “Ulvi Cemal Erken Konser Salonu” için Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, sanatseverlerden destek bekliyor. Bir senfonik konser salonunu, resital ve toplantı salonlarını, plastik sanatlar sergi alanlarını kapsayacak merkezde bir de açık hava sahnesi planlanıyor. Merkezin tasarımında ayrıca "Türk Beşleri" olarak tanımlanan Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Ahmet Adnan Saygun ve Necil Kâzım Akses’ten oluşan ünlü Türk bestecilerini simgeleyen bir düzenek de yer alıyor. Bu düzenek, suyun üzerinde asılı, rüzgârda salındıkça ortama alçak düzeyde ses verecek. Merkezde ayrıca, medyatek, kütüphane ve atölyeler de bulunacak. Anılarla flash mob Sokak performansları ve flash mob’lar bu kadar popüler olduysa bunda ünlü popstar Michael Jackson’ın katkısını görmezden gelmemek lazım. Jackson her ne kadar kendisi bilinen bir flash mob etkinliğine katılmamış olsa da ünü dünyadaki pek çok hayranının bir araya gelip videolarındaki kareografileri canlandırması için ilham verdi. Türkiye’den Hindistan’a kadar pek çok ülkede Michael Jackson hayranlarının yaptığı bir anmada flash mob’u bulmak mümkün. Son zamanlarda Black Eyed Peas gibi gruplar da müziksever flash mob gönüllülerine ilham vermeye başladı. Anil Sethi*: İnsanları güldürmek istiyoruz “Flash mob” etkinlikleri düzenlemenizin amacı nedir? Benim işim aslında İstanbul’a gelecek olan ziyaretçi ve turistler için gerekli olan tüm bilgiyi sağlamak. Couchsurfing zaten tüm dünyada seyahat edenler için bu amaçla kurulmuş bir organizasyon. Bu işin dışında buradaki üyelerimiz arasındaki bağları güçlendirmek için de etkinlikler yapıyoruz. Bahsettiğiniz “flash mob” etkinliği de bunun bir parçasıydı. Metro ve Taksim’deki etkinlikler için nasıl bir hazırlık yaptınız? Tüm üyelerimize email gönderdik ve katılmak isteyenler bize geri dönüş yaptı. Pantolon indirme gösterisi yeni bir şey değil. Dünyanın pek çok şehrinde önceden gerçekleştirildi. Genelde burada turist olarak bulunan üyelerimiz yer aldı. İnsanları güldürme amaçlı yapılan bir eşek şakası diyebiliriz. Galatasaray’daki eylemse biraz daha zor bir organizasyondu. Bunun için polisten tüm gerekli isimleri almıştık. Amacımız burada da insanları biraz olsun güldürmek, gündelik hayatın sıradanlığının dışına çıkarmak ve konuşabilecekleri farklı şeyler yaratmaktı. İleride farklı etkinlikler planlıyor musunuz? Evet gelecekte yüzlerce Couchsurfing üyesinin katılabileceği etkinlikler olacak ve işte o zaman hepimiz gerçekten güleceğiz. Henüz mekâna karar vermedik. Yine metro ya da kalabalık başka bir alan olabilir. * Couchsurfing İstanbul Temsilcisi Yere uzanmak çözüm mü? İngiliz komedyen Tom Green tarafından 1994’te son derece amaçsız şekilde bulunan planking aktivitesi, temel olarak bir yerde uzanmayı ve uzanırken fotoğrafınızı çektirip internet ya da herhangi bir yerde yayımlamayı içeriyor. Ancak planking zaman içinde politik aktivitenin önemli bir kozu haline geldi. Özellikle şehir meydanlarında boylu boyunca uzanan onlarca insanın bir derdi olduğunu anlamak için kâhin olamaya gerek olmadığını düşünürsek belki de sözünü söylemek için gerekli olan tüm anahtarların bu basit oyunun içinde varolmasını açıklayabiliriz. Esasında son günlerde dünyada sesini duyuran neredeyse tüm siyasi gösteriler bir performans içeriyor. Tıpkı hepsi maskelerle yüzünü kapamış Wall Street işgalcileri gibi. Kim bilir belki de eylem kavramının böylesi sembolik bir anlayışa bürünmesi postmodern çağın imitasyon sevdasının bir sonucudur ama artık kaçınılmaz bir gerçek var; politik eylemciler seslerini duyurmak için kalabalık etkileme yöntemlerinin hepsini eylemlerinin içine yerleştiriyorlar. Çevreci örgütlerse (altta) flash mob tarzıyla eylem gerçekleştirme konusunda belki de en başarılı olanları. Dünya üzerindeki pek çok farklı bölgede çevrecilerin sıra dışı eylemleriyle karşılaşmak mümkün. DENİZ ÜLKÜTEKİN Baştarafı 1. Sayfada u ilk gösterisinden sonra “flash mob” kısa zamanda bir fenomen haline geldi. Artık dünyanın herhangi bir büyük şehrinde kalabalık bir mağazada, meydanda ya da sokakta sıkıntıdan bunalmış halde yürürken aniden başlayan müzikle kendinize gelebilir ve etrafınızın bir “flash mob” çetesi tarafından sarılı olduğunu fark edebilirsiniz. Kalabalık içinde senkronize bir dans ya da performans gösterisi sunarak şehrin monotonluğunu kıran bu çetelerin dünya çapına yayılışına vesile olansa İngiliz müzisyen Fat Boy Slim’in Praise You isimli şarkısına yönetmen Spike Jonze tarafından çekilen ve sahte bir dans topluluğunu bir tiyatro salonunda dans ederken gösteren izinsiz çekilmiş videoydu. Ancak “flash mob” etkinliklerini sırf senkronize dans gösterileriyle sınırlamak mümkün değil. B Bazen onlarca kişinin donması bile kalabalık ve hareketli bir alanda fazlaca etkili bir yöntem olabiliyor. “Flash mob” bir süredir İstanbul’da da görülmeye başlandı. Önce İstanbul metrosunda pantolon çıkararak ardından Taksim’de donarak ortaya çıkan “flash mob” çetesi şehrin bu fazlaca kalabalık kamusal alanlarında görünerek İstanbullulara daha önce tanık olmadıkları bir deneyim yaşattı. Ancak dünya üzerindeki pek çok yerel otorite bu zararsız görülen etkinliklere sıcak bakmıyor. Almanya’nın Braunschweig şehri belediyesi her “flash mob” etkinliği için kendilerinden izin alınmasını şart koşuyor. İzin içinse, yapılacak etkinliğin ayrıntılı bir şemasının yetkililere bildirilmesi gerekli. Elbette bu tam anlamıyla işin tadını tuzunu kaçıran bir prosedür. Yine de dünya üzerinde hâlâ pek çok kamusal alan ve yapılacak tonla gösteri var. Yakında siz de bir “flash mob” etkinliği içinde kendinizi bulabilirsiniz. Yapmanız gereken sadece olanı biteni izlemek ve tadını çıkarmak, hatta belki de etrafınızdakilere ayak uydurmak. illi Eğitim Bakanlığı’nın desteği ve sivil bir kuruluş olan Lider Adaylarını Destekleme Derneği’nin (LADDER) inisiyatifi ile yürütülen “Bir Silgi Bir Kalem” projesi, ihtiyaçlarını karşılayamayan ilk ve ortaöğretim kurumlarına ulaşmayı ve okul yetkililerinin aktardıkları eksiklikleri karşılamayı hedefliyor. www.birsilgibirkalem.org ismiyle başlatılan proje, iyi imkânlara sahip, bilgisayardan kırtasiye malzemelerine, kitaptan elektronik eşyaya kadar her türlü yardımı yapmaya hazır kişi ve kurumları harekete geçirerek sayısız çocuğun yüzünü güldürüyor. Bağış yapmak isteyen yardımseverleri vakıf ve dernek gibi kurumları aramaktan kurtaran Bir Silgi Bir Kalem; online altyapısını stratejik işbirlikleri ile destekleyerek ürünlerin gönderimini kolay, zahmetsiz ve hızlı bir şekilde sağlıyor. Bir Silgi Bir Kalem projesi, gönderilen bağışların yerine ulaştığını ve kullanıldığını gösteren fotoğraflar ile öğrenciler tarafından yazılmış teşekkür mektuplarını da yayımlayarak bağışçılara görevini yapma mutluluğu yaşatıyor. Şeffaf süreç yönetimi ile Bir Silgi Bir Kalem projesinin her aşaması denetlenebildiği gibi yapılan yardımın sorunsuz, doğru ve sağlıklı bir şekilde yerine ulaşması da sağlanıyor. http://www.facebook.com/ BirSilgiBirKalem http://twitter.com/#!/1silgi1kalem Eğitim için, bir silgi bir kalem M ATAOL BEHRAMOĞLU *** Tanpınar’ı önce şiirleriyle tanıdım. Bence, çok az sayıda şiiriyle de olsa, ustası Yahya Kemal’in şairlik gücü altında *** Sonraki yıllarda romanlarını ve öykülerini de ilgiyle okudum. Edebiyatın birkaç türünde, bir düzeyin altına düşmeksizin C M Y B C MY B Ahmet Hamdi Tanpınar Erken yirmili yaş şiirlerimden “Bu Aşk Burada Biter”de şu dört dize vardır: Yan yana uzanırdık ve ıslaktı çimenler Ne kadar güzeldin sen, nasıl eşsiz bir yazdı Bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler Şimdi, sanırım ilk kez, bu şiire ilişkin bir “giz”i açıklıyorum… Sözü edilen “ölü şair”lerden biri, “Bu Dünyadan Nâzım Geçti”ye bir göndermeyle, Nâzım Hikmet’tir… Öteki ise çok daha belirgin bir yakınlıkla, “Hatırlama” şiiriyle Ahmet Hamdi Tanpınar… Bu şiirin bana esin veren dizeleri, anımsayacaksınız, şöyledir: “Baş başa uzandık günlerce ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin…” Yirmili yaşlarının ilk yıllarını sürmekte olan devrimci delikanlı, kalbinde Nâzım Hikmet’i ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ı buluşturmuştu… Kalbimdeki yerleri bu gün de öyledir… ezilmemiş, bununla kalmayıp kendi özgün sesini yakalamıştır. “Zaman” kavramını belki en önce şiirleştiren şairimizdir. Acıtan bir zamandır bu... Sanki daha yaşanmaktayken anıya dönüşmekte olan bir zaman… Aslında da zaten öyle değil midir?.. “Her Şey Yerli Yerinde” adlı şiiri üzerine aynı adı taşıyan bir yazımda bu konuyu derinliğine irdelemeye çalıştığım için, burada yeniden üzerinde durmayacağım. İlgi duyanlar, “Şiirin DiliAna Dil” adlı kitabımda bulup okuyabilirler. “Her Şey Yerli Yerinde” edebiyatımızın bence olağanüstü güzellikteki şiirlerindendir… Zihnimden her geçirişimde, zamanın akıp gitmekte oluşuna ilişkin bir duyguyla, beni ürpertir… Geçmiş bir yazın betimlendiği dizelerin ardından gelen bitiş dizelerini anımsayalım: Her şey yerli yerinde, bir dolap uzaklarda Azapta bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan Bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan Kuru güz yaprakları uçuşuyor rüzgârda ürün veren edebiyatçılara her zaman imrenmişimdir. Romancılığı zaman içinde giderek öne çıkmış olmakla birlikte, şairlik değeri de yadsınamayacak Tanpınar bu tür şair ve yazarlardandır. Onun şiir alanında fazla ürün vermeyişini, Yahya Kemal’in şairlik gücü önünde duyduğu bir çeşit eksiklik duygusuyla yorumlayan bir yazı okumuştum. Kuşkusuz ki eninde sonunda bu bir seçimdir. “Huzur” ve özellikle de “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nün romancılığımızdaki önemli yeri herhalde tartışılmaz. Buna karşılık, şiirimiz bakımından şiirleri için aynı yoğunlukta bir vurguyu belki yapamayız. Fakat bazen tek bir şiirin, tek bir dizenin, zamanında çok ün kazanmış bir romandan çok daha uzun ömürlü olabileceğini göz ardı etmeksizin… *** 1901 doğumlu Tanpınar bu dünyadan 24 Ocak 1962’de, yani tam yarım yüz yıl önce ayrılmış… Sevgi ve saygıyla anıyorum. ataolb@cumhuriyet.com.tr www.ataolbehramoglu.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear