24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 8 MAYIS 2011 / SAYI 1311 anarşistliğini çoktan yitirdi Tolga Burkay’ın yeni albümünün ismi “Rahatsız”. Burkay şarkılarını, korkmuş bir çocuğun gözlerinden hayata bakan bir adamın hezeyanları olarak tanımlıyor. Sistemle ve dayatılan hayatla böyle hesaplaştığını düşünüyor. lke ülke dolaşıp sokak müziği yapan Tolga Burkay, 2005 yılında söz ve müzikleri kendisine ait ilk solo albümü “340 m/sn”yi yayımladı. Sonra da ikinci AL DEN albümü “Renk Körü” ile USLU döndü. Bu isim, Burkay’ın hayatla muhasebesini yaptıktan sonra kendine koyduğu bir teşhisti. Yeni albümünün ismi ise “Rahatsız”. Modern zamanların dayattığı yeni hayata, aşka ve sistemin tamamına bir itiraz söyleminin hâkim olduğu albümde, sıklıkla da yalnızlık kavramının altı çiziliyor. Tamamen farklı bir eğitim aldınız. Müzik yapmak aklınıza ne zaman düştü? Müzik genetik hastalık, bütün ailemde var. Annem dışında ailemdeki herkes en az bir müzik aleti çalar. Böyle bir ailen olunca; yaşadığın yer, aldığın eğitim, işingücün ne olursa olsun, müzik “fabrika ayarlarıyla” birlikte geliyor. Üniversiteyi de Ankara’da okudum. Bir müzisyen için enteresan olarak atom mühendisliğini seçtim. Girdikten sonra da pişman oldum. Ben zaten askeri lise mezunuyum. Kan uyuşmazlığı ve anlaşmazlıklar yüzünden harp okuluna gitmeden oradan ayrıldım. Dört yıl 200 erkekle eğitim görünce insan üniversite zamanı sosyalleşmek istiyor. Atom mühendisliğinde de sınıf on kişi, sekiz erkek, iki kız! Ben de kaçtım oradan. O sırada müziklerini yaptığım Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Tiyatro Grubu sayesinde bu alanda kalmam gerektiğinin farkına vardım. “Rahatsız” albümü hangi ruh haliyle, nasıl ortaya çıktı? “Rahatsız”daki şarkıları 20072009 yılları arasında yazdım. kinci albümüm “Renk Körü”ndeki “Boyalı Bulut” şarkısında geçen bir söz vardır: “Korkmuş bir çocuğun gözlerine sığındım…”. Korkmuş bir çocuğun gözlerinden hayata bakan bir adamın gözlemleri ve hezeyanlarıdır “Rahatsız”. Bu ruh haliyle yazdım şarkıları; aşkı da, yalnızlığı da, bizi ezip un ufak eden çarkları da korkmuş çocuk gözüyle anlattım. Önceleri tematik bir albüm tasarlamıştım, “çarklar” teması üzerine kurulu on şarkıdan oluşacaktı. Sonra gördüm ki albüm; tek bir öyküyü anlatan on şarkı olmaktan ziyade, “rahatsız” bir adamın hayatla hesaplaşması haline dönüşmüştü. Kimlerle çalıştınız? Çoğunlukla kendimizi iyi hissettiğimiz anlarda girdik stüdyoya, o yüzden biraz uzun sürdü. tiraf etmeliyim ki tembelleştiğimiz, birbirimiz dürtmek zorunda kaldığımız anlar da oldu. Yaptığınız işleri beğenmek, “budur” demek zordur ve zaman alır haliyle. Bu albümde de diğer albümlerde olduğu gibi sevgili dostum ve müzikal yoldaşım Can Alper’le çalıştık. Kendisi albümün prodüktörlüğünü ve bütün şarkıların düzenlemelerini yaptı; elektrik, akustik ve bas gitar çaldı. Ben de elektrik ve akustik gitar çaldım. Koray Erkan bas gitar, Can Güngör davulları çaldı. Korhan Kodaman ve Berna Keser geri vokal yaptı. Miksaj Erim Arkman, mastering Çağlar Türkmen tarafından yapıldı. Müzik sektörü kabuk değiştiriyor. Sektör ve rock müzik nereye gidiyor? Sanata “ticaret” olarak bakmak Rock Ü konusunda hep zorlandım. Son birkaç yüzyılın ikilemidir aslında bu; sanat eseri ticari bir ürüne dönüşürse doğal olarak sanatsever de ‘müşteri’ haline gelir. Bu durumda da ‘müşteri her Z zaman haklıdır’ sözünden hareketle genel beğeni ve beklentiye göre tektip, sıradan ve sabun köpüğü eserlerin ortaya çıkması kaçınılmaz. Bu bağlamda interneti; ekonomik düzenin ve sektörün dayatmalarını yerle bir etmesi, çoksesliliği beslemesi ve yeraltındakileri gün ışığına çıkarması açısından önemsiyorum. Ya rock müzik? Rock müzik konusuna gelince, korkarım “rock” şu an bütün dünyada şekle hapsolmuş durumda. Alternatif pop olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Kolayca tüketilen ve birkaç yıl içinde yok olan ticari şarkılar mezarlığı tıka basa dolu. Maalesef “rock” anarşistliğini, isyankarlığını ve politik duruşunu istisnalar dışında yitirmiştir. Bencil, apolitik ve sığ insan profili değişmedikçe, altarnetif düşünceye hizmet etmedikçe de rock popun ta kendisi olmaya devam edecektir. Son soru da çıkış şarkısı “Gel Bak”a gelsin. Klip çekimleri nasıldı? mre Haydaroğlu yönetmenliğinde Şile’de bir günde çektik klibi. mre bu konuda hem çok tecrübeli bir isim hem de çok iyi arkadaşım. Böyle olunca da, eğlenerek ve iyi vakit geçirerek çektik klibi. Sonuçta da şarkının temel duygusuna uygun, güzel bir klip olduğunu düşünüyorum. G C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear