28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

13 KASIM 2011 / SAYI 1338 9 Hayata hep gülümse... SELÇUK EREZ Biz gelmeden sürünüyordunuz! İktidara geldiğimizde ekonominin nasıl feci bir durumda olduğunu anımsayın! İşsizlik oranı, resmi rakamların çok üstünde, belki de yüzde elli civarındaydı. Bugün bu sayı yok denecek düzeye inmiştir. Yaptırdığımız şehirlerarası yollar binlerce yurttaşımıza iş ve aş sağlamıştır. İthalatımız azalmış, ihracatımız çoğalmıştır. Yurdumuzda fakir kalmamış, vatandaşlarımızın geliri yükselmiştir. Bugün, otomobil fabrikalarımızda üretilen arabaları satın alacak düzeye gelebilmiş olanlarımızın sayısı az değildir. Geldiğimizde memleket perişandı, insanlar yiyecek bulmak için çöpleri karıştırıyorlardı. Bugün ülkemiz artık gelişmemiş değil, gelişmekte olan bir ülkedir! Yürürlüğe koyduğumuz ekonomik reformlar sonucunda bugün biz, dünyada Japonya’dan sonra en hızlı gelişen ülke konumuna gelmiş bulunuyoruz. Dünyanın dokuzuncu en büyük ekonomisiyiz... Halkımız, ürettiğimiz otomobillere rağbet etmektedir.. Eskiden bu ülkede hiçbir şey bulunmazdı... Biz gelince nasıl da kalkındı... Bakın bebek sahibi olan her anneye beş bin dolar vermeye başladık. Yakında her evlenene ev alması için kredi vermeye de başlayacağız. Krediler faizsiz olacaktır. Ülkemizde eğitim artık bedavadır. İktidara geldiğimizde halkımızın sadece yüzde yirmi beşi okuryazarken bu sayı şimdi yüzde seksen üçe çıkmıştır. Üniversite mezunlarına iş buluncaya kadar maaş vereceğiz. Bu açıklamalardan birincisi Adolf Hitler’e, ikincisi İspanya’yı yıllarca baskılamış ve yönetmiş olan General Franko’ya, üçüncüsü de Kaddafi’ye aittir ve söylediklerinin tümü doğrudur. Kim demiş diktatörlerin bayındırlıkta, ulaştırmada ve (kendileri yokluktan varlığa kolayca ulaşırken) halka ufak tefek ulufeler dağıtma konusunda başarısız olduklarını? G selcukerez@gmail.com e . nd İçi p bir sun.. l e h ut o um Sevgili öğrenci arkadaşım, Bazen en umutsuz olduğun anlarda bile bir umut oluşur yüreğinin derinliklerinde. Neler hissettiğini inan çok iyi biliyorum. Çünkü ben de deprem çocuğuyum. Ama sana bir tavsiye vereyim mi? Sakın ama sakın kendini üzme. Çünkü unutma ki yalnız değilsin. Hayata hep gülümse. İçinde hep bir umut olsun. Ve bu umut kalbinde bir çiçek gibi sürekli renklensin. Sen güçlü birisin ve biliyorum bunun da üstesinden gelebilirsin. Tüm iyi dileklerim seninle. Geçmiş olsun arkadaşım. Sevgilerimle Alara Uzunkol B ahçeşehir Kolejleri öğrencileri, “Bir Mektup, Binlerce Umut” kampanyasıyla deprem bölgesindeki öğrencilere mektuplar yazıp yolladılar. Deprem bölgesindeki çocukların acılarını paylaşmak ve bayramlarını kutlamak amacıyla mektuplar ve şiirler yazan öğrencilerin başlattığı bu kampanya ile çocukların birer “mektup arkadaşı” da olacak. Bu projenin başlamasına Kocaeli Bahçeşehir Koleji öğrencileri önayak oldu. 17 Ağustos 1999 depremini yaşayan öğrenci ve öğretmenler, Van Bahçeşehir Koleji öğrencilerine destek olmak için mektup yazmak istediler. Bunun üzerine proje, tüm Bahçeşehir Kolejleri’nde uygulamaya geçirildi. Kocaeli Bahçeşehir Koleji öğrencileri, Van Bahçeşehir FİGEN Koleji öğrencilerine mektup ATALAY yazdı, diğer Bahçeşehir Kolejleri öğrencilerinin mektupları ise Van Bahçeşehir Koleji aracılığıyla Van’daki diğer okulların öğrencilerine ulaştırılacak. G figenatalay@yahoo.com “Konuşan Trafik” başlıyor BP Yol Güvenliği Çocuk Tiyatrosu, 48 yaş arası miniklere “Konuşan Trafik” adlı yeni oyununu sergileyecek. Her yıl olduğu gibi, turnelerle tüm Türkiye’yi dolaşacak ve ücretsiz olarak sergilenecek oyun, anaokulu ve ilköğretim okulu öğrencilerine, temel trafik kurallarını şarkılar eşliğinde eğlendirerek öğretecek. G Sultangazili çocuklardan Van’a armağan Sultangazi Belediyesi'nin, Van’daki depremzedelere yardım amacıyla düzenlediği “En Çok Çocukla Tasarruf Rekoru”na yaklaşık üç bin çocuk katıldı. Çocuklar, 7 metre yüksekliğinde, 1.7 metre çapındaki roket şeklinde hazırlanan, geri dönüşüm kumbarasına pet şişe topladılar. Pet şişelerden elde edilecek gelir, Van’daki çocuklara gönderilecek. G Özel Neşe Erberk Anaokulu onuncu yılını kutluyor sekiz, Türkiye genelinde 18 anaokulu ortakal, yeşil olarak büyümeye devam ediyor. ve mor. Neşe Erberk, onuncu yılda aileye yeni bir Okulun baskın üyenin katıldığını söylüyor. Çocukları renklerinden geçerek koltukaltlarından gıdıklarcasına eğlendiren giriyorum binaya. bir maskot bu, adı “Neşeli”. Kendisiyle Çitleri sarmaşıklar tanışmak için aşağı kata inerken sarmış, duvarlarda “yeteneğin doğuştan mı, sonradan çocuk kahkahaları EBRU kazanılan bir nitelik mi” olduğu aklıma yankılanıyor. takılıyor. Neşe Hanım, bu tartışmanın Fantastik bir dünyaya GÜZEL kesinlik kazanmadığına, ilgi alanın pratik açılan o meşhur ve çalışmayla yeteneğe dönüşebileceğine tavşan deliği bu değiniyor. “Bir konuda başarılı olmak için olmalı, kapıdan içeri giriyorum. Cüceler en az 10 bin tekrar yapmak ve buna çok öğle yemeğinde, ortalığı pastane kokusu sarmış. Çocukluğumdan kalma takıntılarım canlanıyor, basamakları sayarak çıkıyorum. Üst katta patroniçenin odası ve işte karşımda portakal, yeşil ve mor giysisiyle Neşe Erberk. Hepimiz onu 1984 Avrupa Güzeli ve Neşe Erberk Model ve Oyunculuk Ajansı’nın sahibesi olarak tanıyoruz. Oysa onun 23 yaşından bu yana asıl hayali anaokulu açmakmış. O yıllarda çok genç olduğu için ajansta karar kılmış. Üçüzlerine hamile kaldığı Neşe Erberk zaman doğru zamanın geldiğini düşünmüş. küçük yaşta başlamak gerekiyor. Hiçbir Çocukları çok seven bu girişimci işkadını, başarı tesadüf değildir. Allah vergisi okulöncesi yaşlarda yetenek geliştirme yeteneğin olabilir ama sen onu eğitimi veren bir anaokulu açmak için tekrarlamazsan körelir. Biz burada araştırmaya başlamış. 2001 yılında Joyfull çocukların ilgi alanları ya da yeteneklerini House Yetenek Geliştirme Merkezi’ni ortaya çıkararak onlara ‘tekrar’ alışkanlığı açmış. Sloganı, “7 çok geç”. Anaokulunda, kazandırmaya çalışıyoruz. Ben bu sisteme çocukların gelişim özellikleri dikkate çok inanıyorum ve tüm Türkiye’de alınarak, 1.53 yaş Oyun Grubu (bale, yaygınlaşması için çalışıyorum” diyor. müzik, yoga, İngilizce, drama, hareket ve Sonra, ondan, herkesin bir yeteneği koordinasyon gibi) ve 36 yaş rotasyon olduğunu, beş ya da altıyı bulanların üstün grubuna uygun karma eğitim programı zekâlı kabul edildiğini öğreniyorum. (Milli Eğitim, Aktif Öğrenme, Gems, Örneğin Leonardo da Vinci’nin 18 Scamper, Reggio Emilia) uygulanıyor. yeteneği varmış. Anaokulu sınıflarında Şimdilerde Joyfull House, İstanbul’da P Sahibinin Sesi Siyasetçi, efendi olabilmek için uşak gibi görünür. guzel1977@gmail.com C M Y B C MY B geleceğin yetenekleri, nitelikli ve akademik öğretmen kadrosu eşliğinde iki aylık gözlem sonucu keşfediliyormuş. Kalabalık bir ortamda farklılıkların daha çabuk ayrıştığına değinen Erberk, “Kızlarım Alin, Selin ve Lara şimdi 12 yaşında. 16 yaşlarındayken öğrenme isteklerinin çok daha fazla olduğunu ama bunun ilkokuldan sonra azaldığını gördüm. Neden? Çünkü, çocuklar, okullarda kalıplara sokuluyor. Bu yüzden sıkılıyor ve okula gitmek istemiyorlar” diyor ve ekliyor: “Tabii çocuklar maymun iştahlıdır, sabır ve kararlılık çok önemli. Aile çocuğu dört yaşından itibaren gözlemleyerek yola sokmalı. Bunu yaparken akılcı bir şekilde yaklaşmalı. Biz burada sadece çocukları değil, aileleri de eğitiyoruz”. Elimizde “neşeli” maskot, çocukların yanına indiğimizde gürültülü bir kalabalığın içinde Neşe Hanım’ın sesini yitiriyorum. Küçücük masalardan, küçücük eller uzanıyor. “Neşeli” yetenekli ellerde birer birer kremaya, çikolataya, pastaya bulanıyor. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu, başarılı işkadını Neşe Erberk’in derin mavi gözlerinden sıçrayan neşeli bir tavşan, kulağıma uzanıp “çay içer misin?” diye fısıldıyor. Bakıyorum, saat beş olmuş. Şapkacı, Mart Tavşanı, Fındık Faresi, çocuklar, hep birlikte oturuyoruz. Anahtar deliğinin ardındaki dünyada, geleceğin çocukları, yetenekleriyle ışıldasa fena mı olur? Umuda dönük bir sihir okulunun maskotu, köstebek saatini, yeşil yeleğinin içine sokuyor. Tiktak, tiktak ve biz neşeli ailesi, 10 yılın şerefine çay fincanlarımızı kaldırıyoruz. G Felsefesentır Misafir şair LODOS Deniz değil, kâğıtlar beni tutan, onun içindir sana yazamadığım. Ahmet Cemal Lav sıtori “yüreği güz yangınıdır bürünüp al atlara aşkları durunca kalpleri durdular hüzünde..” Ekonomi politik Aslında iyi bi fakire benziyo!.. Çetin Gövez “Atlara Koşan” şiirinden İtinayla duygu sömürüsü yapılır. Kredi kartı geçerlidir. Emperyalist romantik Sokakta korsan kitap satanlar nasıl bağırıyor, KANT çıkmazsa para yok abileeeeer! İbrahim Ormancı Misafir çizer: Semih Balcıoğlu Petşop Fırsat.. Fırsat..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear