Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 EK M 2011 / SAYI 1335 7 Oğlum sen bozacı ol DEN Z ÜLKÜTEK N V efa Bozası 150 yıla yaklaşan tarihiyle müdavimleri için bir anlamda “kült” sıfatını kazımış bir içecek. Şimdi Vefa Bozası’nın mirasçılarından Mehmet Vefa bozayı gençlere de sevdirmek için çalışıyor. Ailesinden aldığı mirası yaşatmak için bozaya yeni tatlar ekleyen Vefa, aile işine çok küçük yaşta girmiş. Bize Vefa Boza’sının hikâyesini anlatabilir misiniz? Geçmişten günümüze kadar nasıl bir değişim geçirdi? Vefa Boza’sının hikâyesi 1800’lü yıllarda eski Yugoslavya şimdiki Kosova’nın Prizren köyünden stanbul’a göç eden dedelerimiz Hacı Sadık ve Hacı brahim biraderler ile başlıyor. 1876’da Vefa semtinde şimdiki bozacıyı açmışlar. Yaptıkları bozayla Vefa semtinin dışına taşan ünleri kısa sürede tüm stanbul’u sarmış, yıllar geçtikçe Vefa Boza’sı ve boza kültürü dilden dile yayılmış, büyümüş. 135 yıllık bu hikâyeye tanıklık edenler arasında Atatürk’ten, ortadirek fırıncı Ahmet’e uzanan geniş bir kitlenin her bir bireyi sayılabilir. Siz ne kadardır bu tarihi işletmenin içindesiniz? Kültürel anlamda nasıl bir mirasa sahipsiniz? Vefa Bozası, söylemeye bile gerek yok en büyük mirasımız. Sorumluluğu da çok büyük tabii ki. Doğduğumdan beri bir şekilde bu işin içindeyim. Hatta dedemin ben uyurken kulağıma “oğlum sen bozacı ol” dediğini hayal meyal hatırlarım. 45 yaşındayken dedem Mehmet Emin Vefa ile şirkete gittiğimde çalışanlara “bakın bu küçük patron, sizin patronunuz olacak, o yüzden ona iyi bakın” dermiş. Bunu da hâlâ bizimle çalışan 36 yıllık boza ustamız anlatır. Türkiye’nin en eski aile şirketlerinden birinin tek Yılların klasik lezzeti Vefa Bozası’nın mirasçısı Hacı brahim Bey’in dördüncü kuşak torunu Mehmet Vefa şimdi bozayı yeni nesillere sevdirmek için çalışıyor. SELÇUK EREZ Köstebek Muhterem yargıçlar, Müvekkilime uluorta “köstebek” demek dünyanın en büyük hakaretidir, reddediyoruz! Köstebek, adeta bir teröristtir: Yeraltı faaliyetlerinde bulunur. Özellikle bağları, bahçeleri toprak altında kazdığı tünellerle mahveden ve bu nedenle yurdumuzda hiç sevilmeyen ve iri bir sıçanı andıran bir hayvandır. Hangi yaratıkların yeneceği ve hangisinin yenilmeyeceğini belirten dini belgelerde bile bu hayvan, aynen haşarat, kertenkele, huthut kuşu (yani ibibik) ve solucanlar gibi mekruh sayılmıştır, yani yahnisiyle oruç bozulmaz. Ömrü boyunca halkına hizmetten başka hiçbir şey düşünmemiş ve sadece memleketi için çalışmış olan mümtaz birine böyle mekruh bir yaratığın adını yakıştırmak vicdanlara sığmaz. “Köstebek”, basınımızda, yeraltında tünel kazıp banka ya da dükkân soyanları tanımlamak için kullanılan bir kelimedir. Burada kötü bir fiil işlemiş olan failin adının başına eklenir ve o kimse mesela Köstebek Nejat ya da Köstebek Mahmut olarak anılır. Küçükçekmece’de 15 metre tünel kazıp NATO’nun boru hattından uçak benzini Fotoğraf: Vedat Arık lk aklıma gelen mesela Bağdat Caddesi’ndeki dükkânımızda sanırım üniversite birinci sınıftaydım, içeri orta yaşlı bir hanımefendi girdi ve boza istedi. Bozasını yudumlarken bozanın çok tatlı olduğunu ve daha ekşisinin olup olmadığını sordu. Ben de biraz daha ekşi olan bozadan takdim edince “işte gerçek boza bu!” diyerek beni heveslendirircesine 1 litre boza alarak dükkândan ayrıldı. 12 dakika sonra nispeten daha yaşlı, şık bir beyefendi geldi ve o da bir bardak boza istedi. Ben de az önceki tecrübemden ötürü ekşi bozadan doldurdum. Bir yudum aldı ve bozanın çok ekşi olduğunu, asıl bozanın daha tatlı olması gerektiği dersini uzun uzun anlattı. Ona da tatlı bozadan ikram edince hakiki bozanın bu olduğunu söylemesi, kendisinin dükkândan ayrılmasıyla yüzümde tebessüm ve yüreğimde bir tecrübe yumağı oluşturdu. G erkek torunuyum ve aile şirketlerinin temel kavramlarını, avantaj ve dezavantajlarını yaşayarak, gözlemleyerek bugünlere geldim. Ben de oraya gelecektim. Vefa Bozası yıllar içinde bir markaya dönüştü dediniz ama günümüzde insanların bozaya ilgisi nasıl? Aslında şöyle bir şey var. Günümüzde doğal ürünlere eğilim sürekli artıyor ve boza hiçbir katkı maddesi kullanılmadan, tamamen doğal yöntemlerle üretildiğinden müşterinin gözünde ön plana çıkıyor. Eskiden sokaklarda “Vefa Boooozaaa” diye bağırarak satılan bir ürünü artık ilk şubesini Selamiçeşme’de uyguladığımız “Boza Evi” konseptiyle sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Vefa Boza’sıyla ilgili mutlaka çok ilginç hikâyeler de vardır. Hem sizin yaşadıklarınızdan hem de duyduklarınızdan birkaçını bizimle paylaşır mısınız? MEYVEL BOZA Yeni boza seçenekleriniz neler? Boza ile bir ömür geçirmiş müşterilerimiz oldukça fazla. 135 yıllık deneyimimizi teknolojinin ve bilimin bize sunduklarıyla birleştirerek doğru ürünü doğru zamanda doğru fiyatla sunmak çok önemli. Buradan yola çıkarak bu yıl yepyeni bir ürün geliştirdik. Boza’nın tüm faydalarının tamamen gerçek meyvelerle birleştirerek hazırladığımız enerji dolu soğuk bir içecek Bozita. Şimdilik 7 çeşit ve zevke göre karışımlardan oluşan bir çeşitliliğe sahip. Aynı zamanda Gurme Boza ve Bahçe Naneli Capuccino gibi karışımlarımızla çok farklı tatlar yakaladık. Yaz boyunca çok güzel tepkiler aldık. Artık boza sadece kışın değil 365 gün tüketiliyor ve farklı damak tatlarına hitap ediyor. G çalanlar hatırlayacaksınız “köstebek” olarak anılmışlardı. Bütün bunların yanında, etimolojisini yani kökenini incelediğimizde, “köstebek” kelimesinin “köz” yani eski Kıpçakça’da “kör” ve bu hayvan, açtığı tünelin toprağını teperek attığından “tepek” yani “tepen” kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluştuğunu anlamaktayız. “Toprak tepen kör hayvan” anlamına gelen aşağılayıcı bir yaratık adının müvekkilime uygun görülmesi, insanı isyan ettirmektedir. Bir kimseye böyle kötü bir hayvan adı takanın bir an için düşünmesi, az daha insaf sahibi olması gerekir; çünkü bu adlar böyle uluorta açıklandığında zamanla insanların lakapları haline gelir ve sadece söylendikleri an değil, ölene dek onlar, öyle anılırlar. Mesela Seyfi Dursunoğlu artık kendi adıyla mı anılıyor? Hayır, o şimdi Huysuz Virjin olarak biliniyor. Sonra zavallı Kaliforniya valisine ne deniyor? Terminator! Eski GS’li futbolcu “Torik” Necmi de gelsin aklınıza ... Simdi size soruyorum: Benim sayın müvekkilime de bu ad yapışıp kalsa ve kendileri bundan böyle hep bu münasebetsiz hayvanın adıyla anılmaya başlanırsa vicdanınız hiç mi sızlamayacak? G [email protected] Okulda diyabetli olmak... ürkiye’de 6–16 yaş grubunda obezite sıklığı son 8 yılda yüzde 5’den yüzde 10’a yükseldi. Bu oran ekonomik durumu iyi olan kesimde yüzde 16’larda. Bu çocukların en az üçte biri erişkin dönemde obezite ve diyabet F GEN riski taşıyor. Türkiye’de bugün 15–20.000 civarında diyabetli ATALAY çocuk var ve bu sayıya her yıl yaklaşık 1700 yeni vaka ekleniyor. Bu çocukların çoğu eğitim ortamlarında sorunlar yaşıyorlar. Diyabetli çocukların ders sırasında ara öğün almalarına ve tuvalete gitmelerine izin verilmeli. Okullarda kan şekeri ölçümü ve insülin yapılması için mekânlar oluşturulmalı. T Geçen yıl başlatılan “Okulda Diyabet Programı” (ODP) çerçevesinde öğretmenlerin çocuklarda diyabet, şişmanlık ve sağlıklı beslenme konularında eğitilip bilinçlendirilmesi ve bu yolla sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi amaçlanıyor. Sağlık Bakanlığı Diyabet Kontrolü Programı kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği tarafından yürütülen ve sanofiaventis tarafından desteklenen “Okulda Diyabet Programı” ile hedef, Türkiye’de 750 bin öğretmen ve 17 milyon öğrenciye ulaşarak çocuklarda diyabet belirtileri konusunda farkındalık oluşturmak. Program çerçevesinde Ankara’da düzenlenen toplantıda konuşan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı ve ODP Proje Koordinatörü Prof. Dr. Şükrü Hatun, Türkiye’de çocuklarda diyabet ve obezitenin çok önemli birer sorun haline geldiğini ancak bununla ilgili farkındalık seviyesinin oldukça düşük olduğuna dikkat çekti. G Tekelsentır Misafir şair Şiir Çalışmaları Gözlerinde hiç ses yok. Yarın bakarım. *** Tart bakalım. Ne çekiyor şu rüzgâr? *** Kim bıraktı bana göklerin nöbetini? *** Yalnız kalamayınca gölgem bile fazla geliyor. Süreyya Berfe Okulda yaşadıkları sorunlar Diyabeti çizgi filmle öğrenecekler E rken yaşta diyabetle tanışan çocuklar için “Diyabeti Öğreniyorum” adlı DVD eğitim seti hazırlandı. Diyabetli çocuklar ve Gündüz zamanlarının çoğunu okulda geçiren bu çocukların, okulda beslenme planlarına uygun yemek bulamamaları, insülin yapmak için uygun ortamların olmaması, kan şekeri düşüklüğü gibi durumlarda acil tedavi yapılamaması ve en önemlisi bazı çocuklara arkadaşlarının ve öğretmenlerin empati ile yaklaşmaması gibi sorunları bulunuyor. Birçok okulda revir ve okul hemşiresi yok. Bazı öğretmenler diyabet konusunda yeterli bilgi sahibi olmadıkları için “diyabetli çocukların sorumluluklarını almama” gibi bir tutum gösterebilmekteler ve spor/gezi gibi okul aktivitelerine bu çocukları almayabiliyorlar. Bu sorunlar nedeniyle özellikle ilköğretim çağındaki bazı diyabetli çocukların anneleri bütün günü çocuklarının okulunda ve yakınında geçiriyor. Diyabetli çocukların, beslenmeyle ilgili yaşadıkları en önemli sorun, okul yemekhanesinde veya kantinlerdeki besinlerin sağlıklı beslenme konusunda yetersiz kalması. Bu nedenle diyabetli çocukların beslenme planları daha çok okuldaki zamanlarda aksıyor. Bu da kan şekeri dengesinin bozuk olmasına neden olabiliyor. G Sahibinin Sesi Tabii ki bir insanı sevebilirsiniz, eğer onu yeterince tanımıyorsanız. Off the Record G İstettiği kızın babası “Ben çulsuza kız vermem!” dedi, halı fabrikatörlüğüne giden yol böyle başladı. İbrahim Ormancı G Kişi köyde muhtar olmayı düşünür, kazada kaymakam, ilde vali, bakalım nereye varacak memleketin hali? Yılmaz Sunucu Yeni Ürün Bana bir kaldıraç verin, kılımı oynatıyım! Arşimed Çok pardon, akbili olan var mı acıbaaa? Akbil bitti, pekosbil verelim!.. İsteyenin Bir Yüzü Gökkuşağı; senden imkânsız hayallerimin bilinmeyen renklerini istedim.. Mehmet Tuncer Petşop stanbul’un “Geri Dönüşümlü” atıkları, çocuklar ve gençlerin yaratıcı dokunuşlarıyla sanata dönüşecek. PACE Çocuk Sanat Merkezi tarafından öncelikle stanbul’da 39 semtte uygulanacak olan “Geri Dönüşümlü Heykel” pro jesinde, plastik atıklardan oluşan materyaller ile çok boyutlu sanatsal uygulamalar yapılacak. Çalışmaların son aşamasında, sergilenen eserler toplanarak, ilgili belediyelerin geri dönüşüm merkezlerine gönderilecek. G Misafir çizer: Louis Pol C M Y B C MY B aileleri, Abbott Diyabet Ürünleri’nin desteği ile müzik, dans ve animasyonlarla hazırlanan eğitim setini, “Hayat Çok Değerli Kulübü” aracılığı ile ücretsiz edinebilecek. G Çocuklardan “TEM Z STANBUL”