24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 İnternette attığınız her adımın izi kalıyor. Arama motorları ya da sitelerde adınızın karşılığında hiç istemediğiniz bilgiler ya da resimlerle karşılaşmanız kaçınılmaz. Sadece bireyler değil kurumlar da aynı ZÜLAL KALKANDELEN 2 OCAK 2011 / SAYI 1293 dertten muzdarip. Burak Kebapçı, bu rahatsız durumdan kurtulmak isteyenler için yeni bir hizmet başlattı; “googlesil”. Dünyanın bütün emekçileri birleşin! K imileri sanal dünyaya burun kıvırsa da ya da Diyanet İşleri Başkanı gibi sosyal medyayı “zehirli araçlar” olarak görse de, şu bir gerçek ki internet bütün yaşantımızı yeniden şekillendiriyor. Ben, “Hayat sosyal medyada dönüyor” diyecek kadar ileri gitmesem de, akıllıca kullanıldığı takdirde, bu araçların çok yararlı olduğuna inanıyorum. Kısa bir süre önce sinemalarda gösterilen “Facebook” filmini duymuşsunuzdur; üzerinde çok konuşuldu, çok yazıldı. Ben, bu popüler sosyal ağa üye değilim; ancak dünyanın her yerinden 500 milyondan fazla üyesi olduğunu biliyorum. İnternet üzerinde arkadaşlıklar kurmak, çeşitli ilgi alanlarında bilgi ve görüş paylaşmak, çağımızın bir gerçeği. Bana göre, bu yeni sanal dünyayı küçümsemek yerine, insanlar arasında zaman ve mekân farklarını ortadan kaldıracak şekilde ortak bir amaç için kullanmak çok daha akıllıca... *** Bunun en güzel örneğini anlatan bir habere geçenlerde yine sosyal medyada rastladım. Twitter’da takip ettiğim bir arkadaşım, Unionbook ile ilgili bir yazıya ait linki paylaşmış. Örsan Şenalp’in emekdunyasi.net’te çıkan “Bir sosyal ağ dünyanın bütün işçilerini birleştirebilir mi?” başlıklı yazısını ilgiyle okudum. Unionbook, “Facebook’un sendikal versiyonu” diyor yazıda. Gerçekten de tamamen Facebook örnek alınarak başlatılmış bir proje bu. Farklı işkollarından sendikalarla ilgili uzman, yönetici, akademisyen ve çalışanları buluşturan bir sosyal ağ olarak kurulmuş. Üye sayısı Facebook’a göre henüz çok az; şu anda 2700 civarında ama örgütlenme için şimdiden önemli bir umut vaat ediyor. Kanada merkezli LabourStart ekibinin başlattığı bu projenin fikir babası, işçi hareketi ve internet kullanımı üzerine çeşitli kitapları da yayımlanan, sosyal demokrat görüşlü Eric Lee. Daha birkaç aylık bir geçmişi olmasına karşın Unionbook’un ilgi görmesinin en önemli nedeni, örgütlenme bakımından sendikalara hızlı ve kolay bir yol önermesi. Hızlı ve kolay; çünkü Skype (internette ücretsiz ve kameralı telefon görüşmesine olanak sağlayan program) ve Facebook ile aynı anda kullanıldığında ve Google’ın çeviri sisteminden faydalanıldığında emekçiler için dev bir platform haline geliyor. Şenalp’in yazısındaki şu satırların altını çizmek isterim: “Bu yeni teknolojiler iletişim, dayanışma, paylaşım, değiş tokuş gibi, işçi hareketinin yenilenmesi, sendikal yapıların dönüşümü ve demokratikleşmesi gibi çok önemli fonksiyonlar yerine getirmenin ötesinde de bir potansiyel taşıyor. Bize göre artık, yarı sanalyarı gerçek belki ama işçileri nerede olurlarsa olsunlar, milliyetleri ne olursa olsun birleştirebilecek ve doğrudan demokrasi ile işleyebilecek bir sendikal örgütlenmenin, en azından, düşlenebilmesi mümkün hale gelmiştir.” *** Unionbook’a girip şöyle bir göz attığınızda, Türkiye’den de çok sayıda üyesi olduğunu görüyorsunuz. Bu durum insanın aklına şu soruları getiriyor: Acaba emekçi haklarını korumak için bir türlü bir araya gelemeyen sendikalar böyle bir yapıda buluşur mu? Acaba işçiler arasındaki dayanışma bu yolla daha güçlü bir hale gelir mi? Acaba gerçek anlamda sosyalist ve işlevsel bir Sosyalist Enternasyonal, Unionbook ile hayata geçirilebilir mi? İnternetin bilinen kalıplaşmış kurumları, yapıları teker teker yerle bir ettiği yılları yaşıyoruz. New York Üniversitesi’nden Prof. Jay Rosen, WikiLeaks’i “dünyanın ilk devletsiz haber örgütü” diye niteliyor. Facebook ülke olsa, bu üye sayısıyla Çin ve Hindistan’ın ardından dünyanın üçüncü ülkesi olurdu deniyor. Öyleyse neden Unionbook dünyanın en büyük işçi sendikası olmasın? G www.zulalkalkandelen.com kzulal@yahoo.com İnternet siciliniz itinayla temizlenir rtık hepimizin bir internet sicili arkadaşımın yardım talebiyle var. Haber sitesine yazdığımız kafamda şekillendi. Çok yorumdan tutun da ismimizin eskiden bir sitede yapmış geçtiği siteye kadar internette olduğu bir yorum yüzünden bıraktığımız ayak izlerimiz sonsuza terfi olma sıkıntısı yaşıyordu. Ben dek kalıyor. Hal böyle olunca, gerek de ona yardımcı oldum. Bu kurumlar gerekse de bireyler olaydan sonra projemin ilk internette yazdıklarından ya da adımlarını atmaya başladım. SİNEM isimlerinin otomatik olarak arama Kimler sizden yardım istiyor? motorlarına eklenmesinden rahatsız Açıkcası herkes. Büyük DÖNMEZ olabiliyor. İşte böyle bir durum şirketlerden kobilere, bireylere kadar olduğunda imdadınıza “googlesil” herkes bizden hizmet almak istiyor. yetişiyor. 13 yıldır IT sektörunde yer alan Burak Ne gibi bilgilerin silinmesi isteniyor? Birkaç Kebapçı (altta), “googlesil” örnek verebilir misiniz? adlı web sitesi kurarak Bireyler ve kurumlar olarak ikiye ayırırsak, kurum ve kişilerin bireyler genellikle internette çıkmış olan internet geçmişini haberler, sosyal ağlarda haklarında yazılan temizleme hizmeti yazılar ve fotoğraflarının; kurumlar ise başlattı. Kebapçı’ya haklarındaki şikâyetler, şirketlerine zarar googlesil ile ilgili verecek haberlerin kaldırılmasını istiyor. sorularımızı yönelttik. Daha önce bu hizmeti veren kimse yok Googlesil sitesinin muydu? kuruluş aşaması nasıl bir Bu işlemi daha önce yapanlar olduğunu süreçten geçti? öğrendim ancak bizim gibi yasal yollardan Nereden aklınıza yapan yok. İşe sadece avukat ya da sadece geldi böyle bir şey bilgi işlemci gözüyle bakmak yeterli değil. Bu yapmak? arama motoru temizliği hizmeti hem avukatın İnternet hem bilgi işlemcinin eş zamanlı çalışması ile üzerinden imaj mümkün. yönetimi fikri ilk Arama motorlarından mı siliyorsunuz yoksa olarak bir adının geçtiği siteden mi siliyorsunuz? Desen: CANER DUYAR A Bir küçük dikiş iğnesi öyküsü ültür dünyasını yaratan insanın, yaratıcı gücü öyle kuvvetli ki! O dilerse yapamayacağı hiçbir şey yok. Tıpkı tanrı gibi! Din kitapları da ondan bir parça olduğumuzu söylemekle bunu doğrulamazlar mı? Evimizi, işimizi, sosyal çevremizi, olumluolumsuz tüm koşulları biz yaratıyoruz. Aileler kuruyoruz. Kimi zaman akrabalarımızı yadsıyor, dostlarımıza ailemizde yer açıyoruz. Benim yaşamımda biyolojik zorunluluklar dışında sevgi yoluyla bağlandığım kardeş, teyze, amca, dayı ve kuzenlerim var. İyiler kulübümün “of” bilmezleridir onlar. Hastalığa karşı Selahattin kesilir, hayvan sevgisi dedin mi Selma’laşır, Gülden gibi çalışır, doğrulukta Bozkurt sözü verir, Abdullah olur Ağrı’dan okula koşar, anneanne sevgisini Zübeyde’yle tadar, Mumcu’ya özenir; yazar, yazar, yazarlar… Bu pazar aileye Olcay Teyze, Sami Amca, Renin ve Emrah kuzenler katıldı. Azim ve başarının örnekleri! Dedik ya insan yaratıcıydı, yapamayacağı şey yoktu. Öykümüz “Kaderini de EBRU kendi çizer mi arkadaş?” diyenlere geliyor. Olcay Rabia Sevim, eşi Sami ve çocukları GÜZEL Emrah ve Renin Gemicioğlu yüzücü bir aile. 29 Ekim’de Türkiye Şampiyonası Cumhuriyet Kupası’na 18 madalyayla davet edilen, kürsüde görünmez bir elin başlarını okşadığı, Atatürk’ün çocukları onlar. Hikâye 18 madalyayla sınırlı değil elbet, bir kadının 60’ından sonra yaşamındaki zorluklara meydan okumasıdır. Kaçımız 60’ında Türkiye şampiyonu olmayı hayal eder? Olcay Hanım’ın öyküsü Elazığ’da başlar. Üniversiteyi kazanıp İstanbul’a gelince 1967’de Sami Bey’le evlenir. 6 K çocuklu ailenin Sami Bey’in anlatımıyla “kalem fizikli kızı” okulunu bırakır; kendini çocuklarına adar. Uzak yol kaptanı Sami Bey’in yokluğunda geçen aylar boyunca, çocuklarını, özlemleriyle bir büyütür. Onları Galatasaray Yüzme Kulübü’ne yazdırır. Buğulu camlar ardından çocuklarına bakar, yaşamsal zorlukları kulaçlar, kendini onlarla yeniden ve yeniden gerçekleştirir. Olcay Hanım, geçmişinden “karanlık çağ” olarak bahseder. Hafızasında kalan tatlı hatıralar, eşinin seslendirdiği Adriano Celentano şarkıları, twist dansları ve bir seyahat olmuştur. Avustralya seferi onların dönüm noktasıdır. Seyahat eşinin kaptanlığında, günlerce sürer. Sonunda Perth’e varırlar; ancak karaya çıkacak zaman yoktur. Olcay Hanım, gönlünün şehrini bulmuştur, cebinden bir iğne çıkarır, denize atar. Bu güzel kadın gözlerimin içine bakarak “Hani derler ya iğne attığın yere bir gün gidermişsin, çok istemiştim” der. Seyahat dönüşü, birikmiş paralarıyla Bodrum’da ev alırlar. Karanlık çağ, bu evle son bulur. Olcay Hanım kilosuna inat, spora başlar. Koşar, yüzer, emekliliğin hüznüne boyun eğecek bir kadın olmadığını gösterir. 2008 yılında, Dünya Master Şampiyonası’na katılmaya karar verirler. Şampiyona Perth şehrindedir; Olcay Hanım’ın kalbi yerinden oynar. Perth’e gitmek için Türkiye elemelerini geçmeleri gerekir. Emrah 400200 serbest, 100200 kelebek, 50 ve 100 kurbağalamada; Renin 200 sırtüstünde, 50200 kurbağalamada; Sami ve Olcay 50100200 serbest yüzmede birinci olur. Olcay Rabia Sevim ve eşi Sami. Aile Perth’e gider. Olcay Hanım, konakladıkları Frementel Otel’inde de herkesi büyüler. Gelişimin kadını, sabah otelin iskelesinde yaptığı “yogalates”le yarışmacıların ilham perisi olur, balkonlardan alkışlar kopar. “Yogalates”i ondan öğreniyordum. “Bize yogalates, yüzme, hayata tutunma, sevgi dersi verin” dedim. İznini alarak telefon numarasını sordum: 05357086466. Gemicioğlu ailesinin başarıları bitmiyordu. Boğaz yarışlarında 65 yaş kategorisi birincilikleri vardı. Canım çok sıkılıyor diyen, tembel, varlıklı, genç arkadaşlarımı hatırladım. Her sabah güneşi selamlayan bu Amazon kadınına uzun uzun baktım. Evet o farklıydı, çünkü kaderin rotasına eşiyle ele ele geçmiş, Boğaz’ın akıntılı suyuna yine el ele atlamıştı. Şanslıydı, çünkü eşinin başarısını hayranlıkla anlatan bir erkekle evlenmişti. Bu aile de kadın önde yüzmekteydi ve gururları gözlerinden okunmaktaydı. G guzel1977@gmail.com Süreç şöyle; bu işin arama motoruyla doğrudan ilgisi yok. Eğer o bilgi o sitede yaşıyorsa önce onu silmeniz gerekiyor. Ardından arama motorundan silebiliyorsunuz. Arama motorlarıyla mı yoksa o sitelerle mi işbirliği içindesiniz? İşbirliği söz konusu değil. Bu işte tam bağımsız olarak hizmet vermekteyiz. Bir sitenin entry’sini sildikten sonra o entry tekrar arama motorlarına girebiliyor mu? Demin bahsettigim gibi eğer o bilgiyi önce o siteden, daha sonra arama motorlarından sildiginiz takdirde arama motorlarına giremiyor. Sitelerin ve arama motorlarının bu işlemden haberi oluyor mu? Tabii ki. Silinen içeriklerin takibi yapılıyor mu? Geliştirdiğimiz yazılımlar ve arama motorlarının bu yönde oluşturmuş olduğu hizmet sayesinde takibi yapılıyor. Bu işlemin bedeli ne kadar? Neye göre fiyat biçiyorsunuz? Eğer bilgi hem sitede hem google’da mevcut ise sayfa bazında değerlendiriyoruz. İşlemin ücreti avukatlık bedeli dahil 2.000 TL İmaj yönetimi hizmetiniz de var, nasıl yapıyorsunuz? Sunucularımız var. Sunucular tüm interneti tarıyor ve müşterilerimiz hakkında çıkan haberleri bize raporluyor, biz de müşterilerimize raporluyoruz ve onayladıkları siteler hakkında işlem yapıyoruz. Peki “Online itibar yönetimi” hakkında ne düşünüyorsunuz? Aslında bu projeyi geliştirirken gitmek istediğim nokta buydu. Şu an online itibar yönetimine doğru yol alıyoruz. Bu yönde talepler var. Yıllık anlaşmalar çerçevesinde bu hizmetleri yapıyoruz. Ne gibi tavsiyeleriniz var internet kullanıcılarına? İnsanlar maalesef, yüzyüze söyleyemeyecekleri şeyleri internet ortamında çok rahat söylüyor. Çünkü bulunamayacaklarını düşünüyorlar. Ancak ne yazık ki yanılıyorlar. Bir haber sitesine yaptığınız küçük bir yorum bile başınıza çok iş açabılır. Sizin o yorumu yaptığınız tarih ve saatten internete bağlandıgınız IP’ye oradan telefon numarasına, oradan da size ulaşılıyor. İmaj yönetimi ne kadar fiyat olarak? Firma bazında değerlendiriyoruz. Firmanın ekibimize getireceği yük üzerinden 10 ila 50 bin TL arası fiyatlarımız mevcut. İstenmeyen bilgileri kaldırmanın hukuki prosedürü nedir? Karşı taraf silmezse ne oluyor? Birçok kanun mevcut bu konuda. Biz bulunan bilginin içeriğine göre prosedürlerimizi uyguluyoruz. G sinemdonmez@cumhuriyet.com.tr C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear