Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 Umberto Eco, Güzelliğin Tarihi’nden sonra şimdi de çirkinliğin peşine düşüyor... 6 ARALIK 2009 / SAYI 1237 Çirkinliğin tarihi G görüşlerini, sert görsel imajlarla birleştirerek sunuyor. “Her yüzyılda filozoflar ve ressamlar güzelliğin tarifine yeni bir tanım getirmiştir ve çalışmaları sayesinde zaman içerisinde estetik üzellik nedir? Hoşa giden, çekici, kavramı tarihini yeniden yapılandırmak uyumlu, etkileyici, mükemmel, mümkündür” diyor Eco kitapta, “Ama bunu görkemli, takdire şayan, haz verici... çirkinlik kavramı için söyleyemeyiz... Kuşkusuz insanlık yüzyıllar boyunca güzellik Neredeyse hiç kimse sıra dışı çalışmalardaki üzerine kafa yordu, tezler üretti, ona ulaşmaya, geçici imalar dışında çirkinlik sürecinin “o” olmaya çalıştı. Peki ya çirkinlik? Onu, bilimsel incelemesinin üstünde durmamıştır. Bu sadece güzelliğin karşıtı diye tanımlayıp yüzden güzelliğin tarihi oldukça geniş, geçmek haksızlık olmaz mı? Çirkinlikten de kullanabileceği kuramsal kaynaklara sahipken, haz alınamaz mı? Doğan Kitap’tan çıkan, çirkinliğin tarihi, tarihinin büyük bir bölümü Umberto Eco’nun hazırladığı “Çirkinliğin için bir şekilde ‘çirkin’ olarak görülen Tarihi” kitabı her yönüyle “çirkinliği” anlatıyor. insanların ya da nesnelerin görsel ya da sözel Kitap, Güzelliğin Tarihi’nin devamı niteliğinde. portrelerinde kendi belgelerini araştırmalıdır. “Ne de olsa” deniyor tanıtım yazısında, Bununla birlikte, çirkinliğin tarihi güzelliğin “güzellik ve çirkinlik birbirlerini imleyen tarihiyle belirli ortak kavramlar... Demek ki özellikler paylaşır”. yapmamız gereken Bu noktalardan biri, iki birinin doğasını anlamak değerin belirleyicisinin de için diğerini tanımlamak. Batı uygarlığıyla Ne var ki, yüzyıllara sınırlandırılması. yayılan birçok çirkinlik Güzellik ve çirkinlik tezahürü, sanılanın aksine kavramlarının çeşitli tarih oldukça zengin ve dönemlerine ve kültürlere şaşırtıcıdır. Çirkinliğin göre değişebildiği de bir Tarihi de işte bu örnekleri gerçek. Afrikalılar için sunuyor bize”. “yüce” bulunan Kitabın, 15 bölümden maskların, Batılıları oluşması bu zenginliğin dehşete düşürmesi başka göstergesi aslında. Bu nasıl açıklanabilir ki? başlıklar neler mi? Klasik Güzellik ya da çirkinlik dünyada çirkinlik; tutku, yorumları sadece estetik ölüm, şahadet; kıyamet, kavramı üzerinden cehennem ve şeytan; yapılmıyor, sosyopolitik canavarlar ve kötülük kriterlerden de alametleri; çirkin, gülünç kaynaklanıyor. Mesela, ve müstehcen; Marx “1844 Elyazmaları Antikçağ’dan barok Ekonomi Politik ve döneme kadın çirkinliği; Felsefe”de paraya sahip modern dünyada şeytan; olmanın “çirkinliği” telafi cadılık, satanizm, sadizm; ettiğini bakın nasıl physica curiosa; Diego Velazquez, Ezop. anlatıyor: “Para herhangi romantizm ve çirkinliğin bir şeyi alabilme, tüm kefareti; tekinsiz; demir nesneleri edinebilme kuleler ve fildişi kuleler; özelliğine sahip olduğu avangard ve çirkinliğin için, bu yüzden sahip zaferi; ötekilerin olma kavramına değen ilk çirkinliği, kitsch ve camp egemen nesnedir... ve günümüzde çirkinlik. Gücümün sınırı sahip Çirkin olanları olduğum paranın gücü uzaklaştırıcı, dehşet kadardır... Ne olduğum verici, tiksindirici, hoş ve ne yaptığım bu yüzden olmayan, yakışıksız, en ufak bir şekilde bozuk, kirli, açık saçık, kişiliğimle saptanmaz. aşağılık, canavarca, kaba Çirkinim ama kendime saba, berbat, sarsıcı, pek kadınların en güzelini kötü, hasta edici, mide satın alabilirim... Bir bulandırıcı, yüz kızartıcı, birey olarak topalım ama hantal, şekilsiz olarak para bana yirmi dört ayak tanımlanmak mümkün. verir: Bu yüzden de topal Güzellik iyilik, ahlaklılık değilim... Param tüm gibi kavramlara yakın engelliğimi tersine görünürken çirkinliğin çevirebilir mi?” ahlaksızlık, kötülük, 20. yüzyılla çirkinliğin şeytanilikle bir Upper Rhine’in eseri, Küçülmüş kimi kavramları da anlam tutulduğunu da Aşıklar, Ölüm ve Şehvet. değiştiriyor. Burjuva unutmamalı. Karl sınıfının “tiksinti” ile Rosenkratz de 1853’te baktığı Picasso’nun yazdığı “Çirkinliğin resimlerinin artık birer Estetiği”nde çirkinlik ve başyapıt olması da ahlaki şer arasında bundan. Kitabın Avangart benzerliği vurguluyor. ve Çirkinliğin Zaferi Çirkinliğin Tarihi’nde bölümünde de bu Eco, Platon’dan anlatılıyor. Karl Gustav Dante’ye, Kant’tan Jung’un çirkinliğin Kafka, Susan Sontag, gelecekte gerçekleşecek Donna Haraway’a kadar büyük dönüşümlerin bir pek çok filozofun, işareti ve belirtisi olduğu sanatçının, edebiyatçının Bir punk grubu. lafıyla başlıyor bölüm. çirkinlik üzerine ESRA AÇIKGÖZ Jung’ın öngörüsü bugünün gerçeği. Çirkinlik ve diğer tanımlamaları uzun zamandır rağbet görüyor. Korku filmlerinin unutulmaz yönetmeni George Romero’nun korku unsurunun “satışları fırlattığını” söylemesi boş değil. Sinemanın çirkinlik kavramıyla oynaması Romero ile sınırlı değil. ET ya da Yıldız Savaşları’ndaki uzaylılar gibi yaratıkları çirkin oldukları halde bize sevdirmesine ne demeli? Çağdaş sanatın çirkinlikle ilgilendiği kadar, onu kutsamasını da unutmamak gerekiyor. Sanatçıların sık sık kendi bedenlerini kanlı bir bozulmaya tabi tutmaları gibi. Bu eserlerin izleyicisine gelince... Güzel bir manzara ya da çocuk görmekten haz alanlar, bu “kanlı”, “eksik”, “bozulmuş” eserleri görmekten de kendilerine bir mutluluk ve eğlence çıkarıyorlar. Bir yandan Brad Pitt, Sharon Stone gibi Rönesans ressamlarınca da ideal kabul görülecek kişilerle özdeşleşen gençlik, bir yandan da bu dönemin insanlarınca “tiksindirici” bulunacak kişilere hayranlık duyuyor. Marilyn Monroe’dan ziyade Marilyn Manson gibi görünmek istemelerini örnek veriyor Eco kitapta. Bernardo Strozzi, Vanitas, 1630, Moskova, Puşkin Müzesi ÇİRKİNLİK HER YERDE Bir sorusu var: Peki ya kitle iletişim araçları tarafından bize ulaştırılan cborg’lar, göze çarpan unsurlar ve yaşayan ölüler aslında bizlere saldıran ve dehşete düşüren çok daha derin bir çirkinlik duygusundan kurtulmak, görmemek istediğimiz bir şeyse? Sonuçta dehşet, çirkinlik bize öyle yakın ki... Açlıktan ölen, şişik karınlı, kemikleri sayılan çocuklar, işgalci askerlerin kadınlara tecavüz etmesi, insanların işkenceye maruz kalması... Bütün bunlar günlük yaşantımızın bir parçası. Peki sanatın bunlarla işi ne? Son söz yine Eco’da: “Bir gökdelenin ya da bir uçağın patlamasından dolayı parçalanan vücutları görüyor ve yarın sıranın bize de gelebileceği korkusunu yaşıyoruz. Bu tip şeylerin sadece manevi anlamda değil, fiziksel anlamda da çirkin olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu hayatın aptalın biri tarafından anlatılan ses ve öfkeyle dolu bir hikâyeden başka bir şey olmadığına inananların kaderciliğiyle kabul etsek bile, bu görüntülerin aynı zamanda şefkat, kızgınlık, isyan ve birlik içgüdüsü uyandırmaları gerçeğinden bağımsız olarak bizlerde tiksinme, korku ve iğrenme duyguları uyandırmalarıdır. Estetik değerlerin göreceliğiyle ilgili hiçbir bilgi, çirkinliği hiç tereddüt etmeden fark ettiğimiz gerçeğini değiştirmez; biz de bunu bir keyif objesine dönüştüremeyiz. Bu yüzden çeşitli yüzyıllarda sanatın niçin ısrarlı bir şekilde çirkinliği resmettiğini anlayabiliriz. Sanatın sesi ne kadar aykırı olursa olsun, bizlere bu dünyada amansız ve kötü şeylerin olduğunu sık sık hatırlatmaya çalışmıştır. Bu kitaptaki birçok kelime ve resmin bizi bir insan trajedisinin çarpıklığını anlamaya itmesindeki neden budur”. G TTNET Nette Çocuk Var Paketi’yle ?fZlølelq`ek\ie\kk\^?m\e[\% 3 www.ttnet.com.tr 8p[XpXceéqZX TL KKE<KE\kk\xfZlbMXiGXb\k`Êpc\?fZlølelq`ek\ie\kk\pb\eXikéb`?`e`q iXXkfcXZXb%x?eb?KKE<KE\kk\xfZlbMXiGXb\k``ek\ie\kk\b`jXbéeZXcé `?\i`bc\i`Ó cki\c\i#?fZlølelq`?`efblc[Xb`bX[Xi^?m\ec`Y`ifikXdpXiXkéi% E\kk\xfZlbMXiGXb\k`Êe`jXkéeXcdXb`?`e+++'*.,Ê`XiXpéepX[Xnnn%kke\k%Zfd%kiÊp`kébcXpée% 9XıbX`?Y`iblilcldX^\i\bbXcdX[XeYl`qd\kk\e\d\e]Xp[XcXedXpXYXıcXpée% Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. (cumdergi@cumhuriyet.com.tr) C M Y B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya / Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74 / 75 / 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri / Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul 444 0 375